• Sonuç bulunamadı

HALKLA İLİŞKİLERLE KİŞİLERARASI İLETİŞİMİN UYGULAMA ALANLARI

İnsan başkalarıyla bir arada olabilmek, onları anlayabilmek, kendini anlatabilmek ve etki-leyebilmek için iletişim kurmak zorundadır. Kurum veya kuruluşların çevreyle etkileşim kurmasını amaçlayan halkla ilişkiler çalışmalarının temelinde de iletişim yatar. Halkla ilişkiler, rastlantısal birtakım olaylara bağlı olarak değil planlı, programlı ve uzun süreli, iknaya dayalı bir iletişim süreci içinde gerçekleşir.

İletişim kişilerarasında duygu, düşünce ve bilgi alışverişi olarak tanımlanabilir. Bu alışveriş ortak semboller aracılığıyla gerçekleşir. Bu ögeler iletişimin amacına bağlı olarak kişi ile kişi, kişi ya da kurum olabileceği gibi, kişiden kuruma, kurumdan kişiye ya da kurumdan kuruma da olabilir.

Halkla ilişkilerde iletişim ikna amacı taşır. Etkileyici iletişim olarak da adlandırabi-leceğimiz bu iletişim biçimi, bir kişi ya da grubun başka kişi ya da grupların tutumlarını belirleyip biçimlendirmek denetim altına almak ya da değiştirmek için girişilen bilinçli, yani planlı bir süreç içinde gerçekleşir. Herhangi bir iletişimin etkileyici ya da ikna edici sayılabilmesi için, iletişimin bu amaç doğrultusunda gerçekleşmesi gerekir. Etkileyici ile-tişimin hedef kitleler üzerinde, üç farklı amaca bağlı olarak planlanacağını söyleyebiliriz:

• Hedef kitlelerini bilgi düzeyinde bir değişiklik yaratmak,

• Hedef kitlelerin tutumlarında bir değişiklik yaratmak,

• Hedef kitlelerin davranışlarında değişiklik yaratmak.

Bu üç değişme genellikle birbirini izleyerek gerçekleşir. Bir diğer ifade ile bilgide mey-dana gelen değişim tutum oluşumundan önce, tutum ise davranış değişikliğinden önce gelir. Halkla ilişkiler planlama ve uygulamaları bu sıraya göre tasarlanır ve gerçekleştirilir.

Örneğin hedef kitleyi kurumlar hakkında bilgilendirmek, daha sonra kurumlara ilişkin olumlu bir tutum kazandırmak, yani kurumlar hakkında sempati, iyi niyet ve güven sağ-lamak ve hedef kitlelerin bu tutumlarını davranışlarıyla ortaya koymasını sağlayacak şe-kilde halkla ilişkiler çalışmaları planlanır.

İletişimin, karşılıklı yüz yüze gerçekleşmesi durumuna “kişilerarası iletişim” adı ve-rilir. Bir iletişimin kişilerarası iletişim sayılabilmesi için, aşağıdaki kriterlerin gerekliliği üzerinde durulmaktadır:

• Kişilerarası iletişime katılanlar, belirli bir yakınlık içinde yüz yüze olmalıdır,

• Katılımcılar arasında tek yönlü değil, karşılıklı mesaj alışverişi olmalıdır,

• Söz konusu mesajlar sözlü ve sözsüz nitelik taşıyabilir. Bu iki tür dışındaki mesaj-ların kullanıldığı iletişimlere örneğin yazışmalar, kişilerarası iletişim sayılmaz.

Halkla ilişkiler genel ifadeler içerisinde değerlendirilirken, kişilerarası iletişim süreci daha çok özel ifadelerle değerlendirilen uygulama alanları içerisinde yer alır.

Özet

Kişilerarası iletişim, sosyal bilimlerden sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, iletişim gibi bilim dallarının inceleme alanı içerisinde yer almaktadır. Sosyoloji bakış açısından iletişim sosyal kurallar, normlar, roller açısından ele alınırken, psiko-loji bakış açısının ise, kişilerarası iletişimde bulunan kişilerin psikolojik özellikleri, sağlık ve esenlik durumları, içedönük-dışa dönük kişilikleri, bilişsel ve duygusal yapıları, bireysel ve sosyal algıları, tutumları, ikna edilebilirlikleri gibi farklı kişilik ve yaşam biçimleri üzerine odaklandığı görülmekte-dir. İletişim perspektifi ile kişilerarası iletişim her türlü insan iletişimini kapsamakta, tüm özellikleri ile etkileşimde bulu-nan kişi zaman süreci içinde gelişen ve değişen ilişkiler ve bu ilişkilerin sonuçları açısından ele alınmaktadır.

Kişilerarası iletişimin önemi toplumsal yapının vazgeçilmez bir ögesi oluşundan kaynaklanmaktadır. Sosyal gruplar ileti-şimle ortaya çıkarlar ve sosyal grubu oluşturan bireyler ara-sındaki ilişki, bir cismin molekülleri araara-sındaki çekme gücü olan, “kohezyon kuvveti”ne benzetilebilir. Bu güç ne denli fazla ise cismin dayanıklılığı da o denli fazladır. Buna göre, bir sosyal grubu oluşturan bireyler arasındaki ilişki ne denli güçlü ve olumlu ise, o sosyal grubun sürekliliği de o denli fazladır. Burada sözü edilen ilişki kişilerarası iletişimdir.

Kişilerarası iletişim tüm insan iletişiminin temelidir. Kişile-rarası iletişim fiziki ortam hazır olunduğu zaman kişilerin her birinin davranışları üzerinde karşılıklı bir etkinin ger-çekleştirdiği etkileşimi kapsamaktadır.

İnsanlar toplum içinde doğan ve toplum içinde insanlık derecesine yükselen varlıklardır. Toplum içinde doğumdan itibaren girdikleri çeşitli iletişim ve etkileşimler sonucu kim-liklerini ve kişikim-liklerini bulmaktadırlar. Hayatımızda iç içe geçmiş her an ve her yerde birlikte olduğumuz iletişimle, in-san sosyal bir varlık olarak kendisini gerçekleştirmekte başka bir deyişle biyolojik bir varlık olmaktan çıkarak toplumun bir üyesi olarak psiko-sosyal bir varlığa dönüşmektedir.

Birey gerek kendi iç dünyasında, gerek kendi dışındaki kişi veya varlıklarla bir şekilde iletişim kurma zorunluluğunda-dır. Kişilerarası ilişkilerin doğası gereği, karşılıklı olarak ge-liştirilen ilgi, samimiyet ve güven duygusu kişilerarası

iletişi-min öneiletişi-mini vurgulamaktadır. İletişimsizlik duyarsızlaşmış ve yalnızlık duygusu içinde olan bir kişilik ve kimlik yaratır-ken, samimi ilişkiler ise sosyal ve toplumla bütünleşmiş bir kişiliğe dönüşmektedir.

Tubbs ve Moss (1974), bir iletişimin kişilerarası iletişim sa-yılabilmesi için üç şartın gerekli olduğunu belirtmişlerdir: 1.

Kişilerarası iletişime katılanlar belli bir yakınlık içinde yüz yüze olmalıdır, 2. Katılımcılar arasında tek yönlü değil kar-şılıklı mesaj alışverişi olmalıdır, 3. Söz konusu mesajlar sözlü ve sözsüz nitelikte olmalıdır.

Bir iletişimin kişilerarası iletişim olarak kabul edilmesi için gerekli olan özellikler şu şekilde ifade edilmektedir. Bunlar;

iki yönlüdür, rolleri ve ilişkileri olan iki insanı içerir, anlam-lıdır, niyete dayanır, devamlılık gösteren bir süreçtir, zamana bağlıdır ve bir sonucu vardır.

Kişilerarası iletişim varsayımları, bir yandan kişilerarası ile-tişim sürecinin nasıl işlediğini açıklarken diğer yandan da kişisel ilişkilerin önemli aşamalarını ortaya koymaktadır.

Watzlawick, Beavin ve Jackson altı temel varsayım üzerinde durmuşlardır. Bunlar sırasıyla; Kişilerarası iletişim kaçınıl-mazdır, kişilerarası iletişimin ilişki ve içerik boyutu bulun-maktadır, kişilerarası iletişimde mesaj alışverişindeki dizisel yapının kendi başına bir anlamı vardır, kişilerarası iletişim sürecinde mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki tiptir, iletişim kuran kişiler ya eşit ya da eşit olmayan ilişkiler içerisindedir ve ilişkilerde kişisel mesafeler vardır.

İletişim süreci ilişki kurma boyutunda; Beden dili, kişisel mesafe, kişiye doğru yönelmek, kollar ve bacakların kulla-nımı, göz teması, gülümsemek, tepki vermek ve dokunmak önemlidir.

Kişisel iletişim sorunlarını iletişim becerisinin yetersizliği ve iletişim becerilerinin geliştirilememesi olarak iki noktada ele alınabilir. Kişilerarası iletişim engellerini ise, bireysel yeter-sizlik, önyargı, kişilik tasarımları, öngörü, sıfatlandırma, ka-lıplaşmış düşünce, suçlamak, bencillik, değiştirme, kişiselleş-tirme, dilde belirsizlik, algı yoksunluğu ve savunucu iletişim olarak sıralanabilir.

Kendimizi Sınayalım

1. Kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişime ne denir?

2. Karşılıklı mesaj alışverişine ne denir?

a. Diyalog b. Monolog c. Bilgi akışı d. Konuşma e. Nutuk

3. Aşağıdakilerden hangisi, kişilerarası iletişimin özellikle-rinden biri değildir?

4. Kişilerarası iletişim sürecinde mesajlar kaç çeşittir?

a. 3 b. 2 c. 1 d. 4 e. 5

5. Aşağıdakilerden hangisi mahrem mesafenin özelliklerini belirtir?

a. Herkese açıktır b. Genel alanı kapsar c. Sınıf arkadaşlarını kapsar

d. Bizim için özel olan kimseleri kapsar e. Yasak olanları kapsar

6. Kişilerarası iletişim sürecinde dikkatli bir dokunuş neyin ifadesi değildir?

7. Beden dili hangi tür iletişim süreci içinde ele alınabilir?

a. Sözlü b. Sözsüz c. Yazılı d. Konuşma e. Kişisel iletişim

8. Aşağıdakilerden hangisi önyargının ifadesidir?

a. Kişilik sorunu b. Yetersiz kişilik c. Basma kalıp yargı d. Yeterli yargı süreci e. Yargılamak

9. Kişinin çevresinde gelişen her olaydan, davranıştan ya da kişiden kendisi ile ilgili bir anlam çıkarması neyin ifadesidir?

a. Alınganlık b. Değiştirme c. Dargınlık d. Nem kapma e. Kişiselleştirme

10. Aşağıdakilerden hangisi etkili iletişimin özelliklerinden biri değildir?