• Sonuç bulunamadı

E- Kefalet Sözleúmesinin Sona Ermesi

Kefalet sözleúmesinin en önemli niteli÷i fer’iliktir. Fer’ilik niteli÷i gere÷ince kefalet asıl borcun varlı÷ına ba÷lıdır. Asıl borç geçersiz ise kefalet sözleúmesi de geçersizdir. Asıl borcun herhangi bir nedenle sona ermesi halinde kefalet sözleúmesi de son bulacaktır. Asıl borcun asıl borçlu tarafından ödenmesi, borcun oldu÷u gibi asıl borca ba÷lı kefalet sözleúmesinin de en do÷al sona erme sebebidir325.

Asıl borçlu ile alacaklı arasındaki sözleúmenin herhangi bir nedenden dolayı alacaklı tarafından feshedilmesi yine fer’ilik niteli÷i gere÷i kefalet sözleúmesini de sona erdirir326.

Borçlar Kanunu 117 maddesi uyarınca borçluya isnat olunamayan haller sebebiyle borcun ifası imkansız hale gelmiú ise yani asıl borç için objektif imkansızlık söz konusuysa asıl borç ile birlikte kefalet borcu da sona erecektir. Söz konusu objektif imkansızlı÷ın kefilin kusuru sonucu meydana gelmesi halinde de sonuç de÷iúmeyecektir, çünkü kefilin asıl borcun edasını engellememe úeklinde bir yükümlülü÷ü yoktur327. KARAHASAN328’a göre ise sonradan ortaya çıkan kusursuz imkansızlıkta asıl borç sona erer ise de genellikle kefillik para borçları için konuldu÷undan ve para borçlarında objektif imkansızlıktan bahsedilemeyece÷inden, sonradan ortaya çıkan olanaksızlık kefillikte önem taúımaz.

324 BøLGE, s. 391; REøSOöLU, Kefalet s. 208; TANDOöAN, Borçlar s. 789; ùAHAN; s. 47-48;

PELLUMBø, s. 36-37.

325 KARAHASAN, s. 1236; PELLUMBø, s. 38.

326 PELLUMBø, s. 38.

327 REøSOöLU, Kefalet s. 225; PELLUMBø, s. 39.

328 KARAHASAN, s. 1256.

Borçlar Kanunu 116 maddesi uyarınca, alacaklı ve borçlu sıfatlarının herhangi bir nedenle birleúmesi durumunda borç sona erece÷inden kefalet yükümlülü÷ü de sona erecektir. Kredi kartı uygulamasında böyle bir durumun meydana gelmesi neredeyse imkansızdır. Sıfatların birleúmesinin sona ermesi halinde ise Borçlar Kanunu 116/2 maddesi uyarınca borç yeniden do÷aca÷ından, kefilin sorumlulu÷u da yeniden do÷acaktır. Alacaklılık ve borçluluk sıfatlarındaki birleúme tarafların iradesi ile sona erdirilemez329.

Borcun sona erme hallerinden birisi de ibradır. E÷er alacaklı asıl borçluyu ibra ediyor ise asıl borçla birlikte kefalet de sona erer. øbra úarta ba÷lı olabilece÷i gibi úartsız da olabilir. ùartlı ibrada úartın gerçekleúmiú olması gerekir. Yine takas úartlarının varlı÷ı sonucunda, asıl borçlu, alacaklıya bir takas beyanında bulunur ise takas edilen miktar nispetinde kefalet borcu da sona erer. Asıl borçlunun alacaklıya ipotek veya yeni bir kefili önermesi ve bu teminatın alacaklı tarafından da yeterli bulunması halinde alacaklı tarafından kefil ibra edilerek kefalet borcu sonlandırılabilir330.

Borcun nakli halinde Borçlar Kanunu 176/2 maddesi uyarınca kefilin sorumlulu÷u, borcun nakline rıza göstermesi halinde devam eder. Borcun nakline kefilin rızası olmazsa, kefilin sorumlulu÷u sona erer331.

Kefalet sözleúmesi iki taraflı bir sözleúme oldu÷u halde, di÷er iki taraflı sözleúmelerde oldu÷u gibi, kefil tek taraflı olarak yükümlülü÷ünü sona erdirdi÷ini ileri süremez. Ancak taraflar, yani kefil ile alacaklı, karúılıklı olarak anlaúarak kefalet sözleúmesini sona erdirebilirler. Bununla birlikte alacaklı kefili borcundan ibra da edebilir. Bazen de taraflar kefalet sözleúmesini yaparken, belirli bir süre geçtikten sonra kefilin feshi ihbarda bulunabilece÷ini kararlaútırabilirler, böyle durumlarda kefil bu hakkını kullanarak kefalet sözleúmesine son verebilir332.

329 REøSOöLU, Kefalet s. 227; PELLUMBø, s. 39.

330 PELLUMBø, s. 40.

331 REøSOöLU, Kefalet s. 246; TANDOöAN, Borçlar s. 795; YAVUZ, s. 798; ùAHAN, s. 75.

332 REøSOöLU, Kefalet s. 227; TANDOöAN, Borçlar s. 798; YAVUZ, s. 800; ùAHAN, s. 51-52.

Borçlar Kanunu 493 maddesi uyarınca, e÷er kefalet belirli bir süreyle sınırlanmıú ise, alacaklı bu süreyi takip eden bir ay içerisinde, kefilin kefalet sözleúmesinden do÷an borcunu ödemesi için icra yoluyla takip veya mahkemeye dava açma yollarına müracaat etmez ya da müracaat etse de takibatına uzun bir süre ara verir ise kefil, kefalet borcundan kurtulur. Kanunda geçen “takibatına uzun müddet fasıla verirse” ibaresindeki sürenin ne kadar olaca÷ına dair herhangi bir açıklık yoktur.

Dolayısıyla her somut olaya göre Hakim’in takdir hakkını kullanması gerekecektir.

Borçlar Kanununun 493. maddesi emredici nitelikte olmayıp aksi de kararlaútırılabilir333.

Kefaletin herhangi bir süreyle ba÷lanmaması halinde, Borçlar Kanunu 494.

maddesi kefile borçtan kurtulması için iki seçenek sunmaktadır: Birinci seçenekte, asıl borcun vadeli olması ve vadenin gelip borcun muaccel olması durumunda, kefil alacaklıya baúvurarak alacaklıdan bir ay zarfında icra veya mahkemeye baúvurarak hakkını takip etmesini ve uzun bir süre ara vermeden takibata devam etmesini isteyebilir (BK m. 494/1). Bu baúvurudan itibaren bir ay içinde alacaklı takibe baúlamak ve uzun bir ara vermemek zorundadır. Aksi halde kefil borcundan kurtulacaktır. økinci seçenekte ise, borcun muacceliyeti alacaklının ihbarına ba÷lı ise, kefil kefaletinden bir yıl sonra alacaklıdan bu ihbarda bulunmasını ve borç muaccel olduktan sonra bir ay zarfında icra veya mahkemeye baúvurarak hakkını takip etmesini ve uzun bir süre ara vermeden takibata devam etmesini isteyebilir (BK m. 494/2). Aksi halde yine kefil borcundan kurtulacaktır. Borçlar Kanunun 494/2 maddesi kefilin uzun süre alacaklının keyfili÷ine ba÷lı kalmasını engellemekte ve çok uzun yıllar sürebilen ve zamanaúımı da söz konusu olmayan cari hesap iliúkilerinde önemli bir imkan tanımaktadır334.

Borçlar Kanunu 501 maddesi uyarınca kefaletle teminat altına alınmıú olan borç muaccel olduktan sonra kefil ödeme talebinde bulundu÷unda alacaklı bu ödemeyi haksız yere kabul etmez ise kefilin sorumlulu÷u sona erer335.

333 REøSOöLU, Kefalet s. 237; BøLGE, s.396; PELLUMBø, s. 40-41; ùAHAN, s. 61-63.

334 PELLUMBø, s. 41.

335 REøSOöLU, Kefalet s. 187; BøLGE, s.387; TANDOöAN, Borçlar s. 787; ùAHAN, s. 82.

II- Garanti Sözleúmesi

ùahsi teminat sözleúmelerinden olan garanti sözleúmesi, ne øsviçre Borçlar Kanununda ne Alman Borçlar Kanununda ne de Türk Borçlar Kanununda açıkça düzenlenmiú de÷ildir336. Ancak garanti sözleúmesine Borçlar Kanunu 110. maddesinin uygulanması mümkün olabilmektedir337. Roma Hukukunda garanti sözleúmesine benzer hukuki iúlemlere rastlanmakla birlikte, bugünkü anlamda garanti sözleúmeleri ekonomik ve teknik alandaki geliúmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıú ve tartıúılmaya baúlanmıútır338.