• Sonuç bulunamadı

9.1. Coğrafi Konumu ve Tarihi

Konya havzasının güneydoğusunda deniz seviyesinden 1038 m. yükseklikte, Toros dağlarını Sertavul Geçidi’nde (1610 m.) aşarak Akdeniz kıyılarını Anadolu’nun iç kesimlerine bağlayan tarihî ticaret yolunun (Silifke-Mut-Karaman-Konya yolu) üzerinde yer alır. Eskiçağ’larda Laranda (Lârende) adıyla bilinen şehir önce Hititler, ardından sırasıyla milâttan önce VII. yüzyılda Frigyalılar, VI. yüzyılda Lidyalılar, V. yüzyıl sonlarında Persler’in hâkimiyeti altına girdi. Anadolu’da Pers hâkimiyetine son veren İskender ve haleflerinin, Roma ve 395’ten itibaren de Bizans İmparatorluğu’nun topraklarına katıldı. Bizans döneminde Hıristiyanlığın önemli bir merkezi haline geldi. (Tuncel, 2001:444)

Karaman tarihi deyince hemen akla Karamanoğulları Beyliği gelmektedir. Karaman tarihi dokusunu Anadolu Selçuklu Devleti, Karamanoğulları Beyliği (çoğunlukla), ve Osmanlı Devleti oluşturur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında yıkılmasından sonra Karamanoğulları, Konya ve çevresine tamamen hakim olmuşlar; Selçuklu Devletinin başkentine sahip oldukları için bu devletin mirasına sahip çıkarak, Anadolu’da siyasi birliği sağlamaya çalışmışlardır. Osmanlılar’la Memlüklüler arasına sıkışan Karamanoğlu Beyliği gelişme olanağını kaybetmiş; 150 yıl süren çeşitli savaşlar sonucunda, 1467 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı Devletine Katılmıştır. Karamanoğulları yıkıldıktan sonra Osmanlılar’ın devlet politikası sonucu; Karamanlılar başta Rumeli olmak üzere, imparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirilmişlerdir. (Karaman Valiliği, 2000: 23)

9.2. Ekonomik Durumu

Osmanlı döneminde Konya şehrinin gölgesinde kalarak gelişmesinin durakladığını, daha sonra XIX. yüzyılın ikinci yarısında Konya vilâyetinin merkez sancağı içinde Karaman kazasının merkezi durumunda olduğunun belirten Tuncel’e göre. “Karaman’da, sanayi faaliyeti olarak birkaç kilim ve seccade dokuma tezgâhları, birkaç tabakhâne ve ayrıca tahin ve tahin helvası yapım yerleri vardı. XIX. yüzyılın sonlarında Haydarpaşa’dan başlayan demir yolunun buraya ulaşması şehre canlılık

kazandırdı; çevresinin tarım ürünlerinin pazarlandığı bir merkez durumuna geldi.” (Tuncel,2001:445)

Karaman İlinde, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK kapsamında aktif çalışan kişi sayısı 2015 yılı itibari ile 65.068 kişidir. Aktif çalışanların %64,50'si SSK, %20,91’i Bağ-Kur ve %14,57’si de Emekli Sandığı çalışanlarıdır (KTSO, 2016: 13). Çalışan tarım nüfusu, açılan fabrikaların bolluğu ve çeşitliliğine bağlı olarak düşmektedir. Karaman’da kamuda istihdam edilen kişi sayısı 01.01.2015 itibariyle 9.267 olarak açıklanmıştır (DPB, 2015).

Karaman Organize Sanayi Bölgesi 1980'li yıllarda sanayi alanı olarak başlamış 1990 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tescili ile Organize Sanayi Bölgesi hüviyeti kazanmıştır. Karaman Sanayisinde 328 adet sanayi tesisi bulunmaktadır. Bu firmalar gıda, makine, ambalaj ve kağıt, maden ve toprak, soğuk hava gibi sektörler üzerinde yoğunlaşmıştır. (KTSO, 2016: 31). Organize sanayide üretim yapan bisküvi fabrikalarının bolluğu sebebiyle, işsizlik seviyesinin en düşük olduğu illerden biri de Karaman olmuştur. Çevre illerden birçok nüfusu çekmesinin yanında, işçi açığını kapatmak için fabrikalar, çevre ilçelerden (Mut, Kazımkarabekir, Ayrancı) ve merkez köylerden servislerle işçi getirip götürmektedirler.

9.3. Nüfus Yapısı

XX. yüzyılın başlarında 5000 dolayında bir nüfusa sahip bulunuyordu. Cumhuriyet’in başlarında da nüfusu henüz 10.000’i bulmuyordu (1927’de 8182, 1935’te 9060 nüfus) ve Konya iline bağlı bir ilçenin merkeziydi. İlk defa 1940’ta nüfusu 10.000’i geçti (12.489). 1940-1950 yılları arasında Karaman henüz kalenin dış surlarını aşmıyordu. Bugüne yıkılmış olarak ulaşan bu dış surlara ait Porsukkapı, Şamkapı, Küçükkapı, Hocamahmutkapı, Siyahserkapı adları günümüzde sadece mevki, semt ve mahalle adları olarak yaşamaktadır (Tuncel, 2001: 446). Karaman İlinin köy nüfusu son altı yılda azalış gösterirken şehir nüfusu artış eğilimi göstermektedir. Kent merkezinde nüfus artışının en önemli nedenleri arasında şehir merkezlerinde iş imkânlarının fazla olması, sanayi istihdamının artması, köylerde miras yoluyla küçülen tarım arazilerinin aile geçim gelirinde etkisinin küçülmesi

nedeniyle yeni iş imkânları aramak için şehir merkezlerine yönelmeler gösterilebilir (KTSO,2016: 8).

Karaman 1989 yılında il olmuş. Anket’in uygulandığı Karaman il merkezi, 2014 yılı verilerine göre 148 bin 362 nüfusa sahipken; adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin 31 Aralık 2016 tarihli resmi açıklamasına göre Karaman İl merkezinin nüfusu 156.056 rakamına ulaşmıştır (TÜİK, 2017).

Karaman tarihinde yurtdışına göçlerin bir başlangıcı olarak, 1964 yılında çıkan “çarşı yangını” önemlidir. Yan yana vaziyette yaklaşık 157 esnafın işyerinin yanmasıyla sonuçlanan yangın sonrasında “binin” üzerinde insanın Avrupa’ya göç ettiği söyleniyor (Uca &Ülker, 2017). Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren yapılan evlilikler yoluyla birçok genç, yurtdışına göçmüş ve oraya yerleşmişlerdir. Evlilik yoluyla yurt dışına göç edenlerin (çoğunlukla bayanlar) yaşadığı kültür şoku ve uyumsuzluk, boşanma sayısını arttıran bir etken olmuştur. Karaman’da hemen hemen her hanede, en az birinci derece yakını (kızı, oğlu, torunu, abisi, ablası, gelini) ya da akrabası yurt dışında olmayan yok denecek kadar azdır. Gurbetçilerin izin dönemlerine denk gelen yaz aylarında, şehrin nüfusu neredeyse üçte bir oranında artmaktadır

9.4. Sosyo-Kültürel Yapısı

Karaman bağrında Mevlâna, Yunus Emre, Karamanoğlu Mehmet Bey, Kazımkarabekir Paşa, Zenbilli Ali Efendi, Şeyh Edebali, Dursun Fakih, Şeyh Ali’y- yüs Semarkandi ve Mola Fenari gibi birçok ünlü şahsiyet çıkarmıştır. (Karaman Valiliği, 2000: 24) Çok eski tarihi geçmişi olan, farklı ekonomi ve kültürlerin karışıp kaynaştığı Karaman, birçok medeniyetlere beşiklik etmiş, en eski çağlardan itibaren bölgeler arasındaki kültür aracılığı rolünü de üstlenmiştir. Karaman’da söz konusu medeniyetlerin özelliklerini yansıtan, tarihi, turistik, kültürel ve arkeolojik bakımdan önem arz eden birçok eser vardır. Hititlerden başlamak üzere Roma, Bizans, Karamanoğulları ve Osmanlılardan kalma çok sayıda anıt, yazıt, kilise, manastır, kale, köprü, sarnıç, cami, medrese, türbe, kümbet, han, hamam gibi asırlık eserler bulunmaktadır. Şehirde Yunus Emre’nin Türbesinin bulunması, Mevlana’nın Annesi ve Abisinin mezarlarının Aktekke Camisinde bulunması, inanç turizmi açısından

büyük önem arz etmektedir. Ayrıca Karaman’ın, Anadolu’yu Akdeniz’e bağlayan İpek yolu üzerinde olması da tarih, kültür, sanat mirasını zenginleştirmiştir (http://www.karamankulturturizm.gov.tr, 2017).

Karamanoğlu Mehmet Bey’in “Dil Fermanı” yayınlamasından dolayı “Türkçenin Başkenti” olarak anılan Karaman’da, Mevlana’nın Annesi, Mümine Hatun’un da medfun bulunduğu Aktekke Camii’nden her yıl “Mevlana’yı Konya’ya uğurlama” törenleri yapılmaktadır. Karaman’ın sosyo kültürel yapısı, sahip olduğu muhafazakâr ve geleneksel yapının da etkisiyle çeşitlilik göstermektedir. Mevcut bulunan cemaatler ve tarikatlar bağlamında bakıldığında; Türkiye’nin genel bir özeti denebilecek sayıda cemaat ve tarikat bulunmaktadır.

Daha önce Selçuk Üniversitesine bağlı olarak hizmet veren İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Sağlık Yüksek Okulu, 2007 yılında şehrin kendi üniversitesinin kurulmasıyla, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi bünyesine geçmiştir. 2017 yılı itibariyle bünyesinde 7 fakülte 2 yüksekokul ve 5 adet meslek yüksekokul bulunduran Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ile birlikte şehrin kültürel havası çeşitlenmiş; yakın çevredeki iller başta olmak üzere birçok farklı bölgeden gelen öğretim elemanı ve öğrencilerle birlikte şehrin kendi içine kapanık olan çehresi kısmen de olsa dışarıya açılabilmiştir. 2017- 2018 öğretim yılı itibariyle, üniversitenin toplam öğrenci sayısı 15 bini geçmiş bulunmaktadır. 2013 yılında açılan İslami İlimler Fakültesiyle birlikte şehrin dini ve ilmi havasına da bir hareketlilik gelmiştir. Bu alanda faaliyet gösteren, başta İl Müftülüğü olmak üzere birçok sivil toplum kurum ve kuruluşları, İslami İlimler Fakültesinin ilmi destek ve faaliyetlerinden istifade etmektedirler.