• Sonuç bulunamadı

2.8. Sağlık Turizminin Bir Kolu Olarak Termal Turizm ve Türkiye’de Termal

2.8.2. Kaplıca Tedavisi ve Kaplıca Tedavisinin Etkili Olduğu Hastalıklar

2.8.2.1. Kaplıca Tedavisi

Kaplıca tedavisi; toprak, yer altı ve deniz kaynaklı mineralli sular, gazlar, peloidler (çamurlar) gibi doğal tedavi unsurlarının yöredeki iklim olanakları ve gerekli görülen diğer tedaviler ile birlikte kür tarzında uygulanmasıdır. Tedavinin; banyo tedavisi, duş tedavisi, hidroterapi, buhar tedavisi, inhalasyon (gaz tedavisi), içme kürleri, talassoterapi (deniz suyuyla tedavi) ve peloidoterapi (çamur tedavisi) şeklinde uygulamaları bulunmaktadır. Bu uygulamalara aşağıda değinilmiştir.

Banyo Tedavisi

Şifalı sıcak sularla yapılan banyolar pek çok hastalığın iyileşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Banyo; ozon, oksijen iyonize buharın bileşimiyle, doğal bir

şekilde kandaki oksijen miktarını artırarak metabolizmayı hızlandırmakta ve organizmayı canlandırıp temizlemektedir (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, i). Kaplıcalarda uygulanan banyo kürlerini ve kullanılması öngörülen diğer kürleri beş ana başlık altında toplamak mümkündür (Tekin, 2004: 160-174):

- Banyoluklarda Termal Banyo: Kaplıcalarda banyo tedavisi, ortalama sıcaklıkları vücut ısısına yakın olan 35-38 C’lik sularda gerçekleşmektedir. Geniş bir banyo küvetine ya da bir havuza doldurulmuş suyun içine tüm vücudun sokulmasıyla alınan banyolara “tam banyo”, bel hizasına kadar girilen sularda alınan banyolara da “yarım banyo” adı verilmektedir.

- Genel Havuz Banyosu: Ilıca tedavisinde geniş bir havuz içinde hareket etmek, gezinmek ve yüzmek mümkün olduğu için, özellikle ülkemizde bu tür banyolar daha çok tercih edilmektedir.

- Ağır Hasta Banyosu: Bu banyolara rehabilitasyon banyosu ya da rehabilitasyon havuzu da denilmektedir. Burada yapılacak banyo uygulaması için en az 2.3 x 2.3 x 1.5 boyutlarında bir havuz öngörülmektedir. Havuzun içine inecek şekilde bir hasta koltuğu bulunur. Havuzun çevresinde, koltuğun ve sağlık personelinin rahat hareket edebileceği bir alan düzenlemesi yapılır. Uygulamanın süresi ve suyun sıcaklığı her hastanın durumuna göre doktor tarafından belirlenmektedir.

- Kol ve Ayak Banyosu: Ayakların, bacakların ve kolların kısmi olarak banyoya tabi tutulmasıdır.

- Oturma Banyosu: Oturma küveti içinde alınan banyolardır. Duş Tedavisi

İlk kez Vincent Preissnitz tarafından kullanılan ve 19. Yüzyıl’da hidroterapinin gelişmesine öncülük eden bir yöntemdir. Bu yöntem geçmişte hastanın üzerine basınçlı su püskürtülerek uygulanırken günümüzde sıcak ve soğuk suların vücudun belirli bölgelerine püskürtülmesi şeklinde uygulanmaktadır. Bu yöntemde su hızlı bir

şekilde vücuda temas ettiğinde, kişi kendini rahatlamış hissetmektedir (Tekin, 2004: 174).

Hidroterapi – Su Tedavisi

Hidroterapi ana başlığı altında toplanan tedavi yöntemleri, ilk anda şifalı sularla yapılan tedavi türlerini akla getiriyorsa da, bugün dünyanın birçok ülkesinde şifalı suların dışında normal sularla ya da deniz suyuyla uygulanan tedavi yöntemlerini de kapsamına almaktadır. Hidroterapi, sağlığa yönelik uygulanan doğal terapiler arasında en eski, en sade ve belki de en etkili olanıdır. Aynen şifalı sularla yapılan tedavilerde olduğu gibi; banyo, duş vb. yöntemlerin yanı sıra, su içi egzersizleri ağırlıklı olarak uygulanır.

Su tedavisi, özellikle 19. Yüzyıl’ın başından bu yana bilinçli şekilde uygulanan bir tedavi yöntemidir. Önce sıcak suyla beden harekete geçirilir, ardından soğuk suyun canlandırdığı beden tekrar sıcak suyla rahatlatılır. Değişen su sıcaklığı kan dolaşımını hareketlendirir, kan birikimleri azalır, dokular yumuşar. Uygulanan farklı tekniklerle dolaşım sistemi düzelir, hayati sistemler canlanarak sinir sistemi rahatlar ve ağrılar kaybolur (Tekin, 2004: 189-190).

Buhar Tedavisi

Sıcaklıkları vücut ısısının üzerinde olan maden sularının buharından istifade edilerek yapılan bir uygulamadır. Bu yöntemde, tavandan veya tabandan açılan deliklerden fışkıran buharlar solunarak şifa aranır. Ayrıca, deriye temas eden buharın cilt üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır (Tekin, 2004: 176).

İnhalasyon – Gaz Tedavisi

Termomineral su zerrecikleri ile yapılan soluma uygulaması ve mineral şifalı sulardan gelen gaz ve buharların nefes yoluyla vücuda alınmasıdır. Toplu veya tekli şekilde tatbik edilmektedir (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, a). Şifalı suların pek çoğunda serbest karbondioksit gazı bulunmaktadır. Karbondioksit gazı fazla olan sular insan sağlığı üzerinde olumlu etki sağlamaktadır. Kaplıcalarda inhalasyon tedavisi genellikle serbest karbondioksit gazı ile yapılır (Tekin, 2004: 180).

Termomineral sularla yapılan banyolardan sonra en çok kullanılan yöntem, doğal mineralli suların belirli bir sürede, gün boyu bölünmüş dozlarda ve belirli miktarda içilmesi ile yapılan içme kürleridir. İçme kürlerinde kullanılacak su, içme yerine ve hijyenik koşullara dikkat edilerek doğrudan kaynaktan ve bekletilmeden ulaştırılmaktadır. Burada kullanılan mineralli su, kimyasal birleşimine bağlı olarak sindirim sistemi organ ve fonksiyonlarını doğrudan, böbrekler ve idrar yollarını ise dolaylı olarak etkilemektedir. Kür tarzında belirli sürede ve miktarlarda mineralli suların içilmesi, organizma üzerinde genel olarak olumlu bir etki yaratmaktadır.

İçme küründe günlük içilecek su miktarı genel olarak bazı aktif mineral içerenler dışında (örneğin demirli sular) vücut ağırlığının her kilogram başına yaklaşık 10 ml, diüretik etkili olanlarda 20 ml'dir. Bir miktar su günlük olarak yarım saatten az olmayan aralıklarla alınır. İçme küründe kullanılan suyun sıcaklığı genellikle 25 ºC olup kür süresi ortalama üç haftadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, b).

Deniz Suyuyla Tedavi - Thalassoterapi

Thalassoterapi koruyucu ve tedavi edici ve/veya kür amaçlı olarak tıbbi gözetim ve denetim altında, deniz ve çevresine özgü tüm yararlı etkenlerin; yani deniz iklimi, deniz suyu, deniz çamurları, yosunlar, kum ve denizden elde edilen diğer maddelerin kombine olarak değişik yöntemlerle kullanıldığı bir tedavi sistemidir.

Isıtılmış deniz suyunun terapi amaçlı kullanımı antik çağlara dayanmaktadır. Termalizmde yüzyıllar süren doğal evrim, thalassoterapiyi ortaya çıkarmıştır. Sadece deniz kıyılarında kurulabilen Thalassoterapi Merkezleri, insan sağlığına gerekli olan iyileştirici gücünü denizden almaktadır. Thalassoterapi zengin vücut ve yüz bakım programları ile deniz iklimi ve bol güneş sayesinde, vücudun ve zihnin tümüyle yenilenmesini, güzelleşmesini ve pozitif enerji depolamasını sağlamaktadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, d).

Bu yöntem, belirli derinlikteki temiz deniz suyunun doğrudan ve sürekli çekilerek vücut ısısı seviyesine kadar ısıtılması ve bu suyun özel havuzlar, çeşitli

masaj teknikleri, egzersizler ve yosun maskeleriyle desteklenmek suretiyle uygulanmasıdır (Tekin, 2004: 190).

Çamurlar - Peloidler ve Çamur Tedavisi - Peloidoterapi

Çamurlar, doğal jeolojik ve/veya biyolojik olaylar sonucu oluşan yer altı ve deniz kaynaklı organik ve/veya inorganik maddelerdir. Çamurlar, uygulanması haricen olan ve tedavi edici amaçlarla kullanılan karbonlu organik maddelerin karışımıdır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, a).

Peloidoterapi, peloidlerin (çamur) bir balneoterapi yöntemi olarak kullanılması olup, halk arasında şifalı çamurların tedavi amaçlı kullanılması olarak bilinmektedir. Çamur terapisi bağışıklık sistemini canlandırmasının yanı sıra cilt sorunları, artrit ve diğer romatizmal durumlara da uygundur (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, a).

Maden sularıyla yıllar boyu ıslak kalarak çamur halini alan kaplıca toprağı, madensel tuzlarla doymuş durumdadır. Bu çamurun içine yatıldığında ya da vücuda sürülerek tatbik edildiği takdirde, mevcut kimyasal maddeler cildin gözeneklerinden içeri sızarak dokulara nüfuz ederler. Şifalı suların bulunduğu yerlerde doğal olarak meydana gelmiş çamurlar asıl şifalı çamurla olup, yapay olarak şifalı sularla, özellikle de killi topraklarla yapılan çamurlar kaynak çamurları kadar etkili değildirler (Tekin, 2004: 180).