Kangal ve bağlı köylerinden sözlüğe 60 ‘benzersiz’ kelime girmiştir. Kangal dışında derleme yapılan yerleşim alanları arasında Alacahan, Bahçeyurt, Bulak, Deliktaş, Dışlık, Kabakçevliği, Kertmeağcamescit, Ko- cakurt ve Soğukpınar isimleri görülebilmektedir.
Bu kelimeler şunlardır:
aciye: Yalnız başı yıkayıp taramayı bil-
dirir. *Kangal ve bazı köyleri
aksik atak: Eksik etek, kadın, genç kız.
*Kangal, Kertmeağcamescit
baca kaşı: Toprak damın kenarlarındaki
çıkıntı, saçak. *Kangal ve köyleri
batal: Çirkin: Sizin gelin çok batal.
*Kangal ve köyleri
bavurtlan: Çil kekliğe benzeyen boz
renkli bir tarla kuşu. *Kangal, Bek- taş, Ağmara, Akçakale, Satören, Ak- çaşehir
bérç: Davarı ağıla sürme. *Kangal bıcı bıcı bitmek: Yediği yaramak, şiş-
manlamak. *Kangal köyleri
boymak: Yorumlamak. *Kangal, Delikli-
taş
bunalak: Büyük bir sinek. *Kangal, De-
liktaş
büğnü: Arabada mazı da denilen iki te-
kerlek arasındaki ağacın başına geçi-
rilen tahta, bir çeşit araç. *Kangal, Bahçeyurt
caydah: Başıboş hayvan. *Kangal,
*Gürün
cinbaş: Çabuk yürüyen at. *Kangal, Gü-
rün
çahışmak: Ödünlenmek, denge sağla-
mak: Senin sütü ·getir, benim sütle çahıştırak. *Kangal
çâşır: Boş gezen. *Kangal, Bazı köyleri çatanah: Feslere dikilen altın süs.
*Kangal
çedek: Pis ve beceriksiz olan kimse: Kes,
çedek sende mi laf sahibi oldun. *Kangal, Kertmeağcamescit
çırahlamak: Kırmak. *Kangal damah: Damak. *Kangal ve köyleri danesi gün: Ertesi gün: Cuma günü gi-
demedim, danesi gün gittim. *Kangal, Kertmeağcamescit
dellöğ: Saygısızca hareket eden.
*Kangal, Soğukpınar
dili datlı: Hoşsohbet. *Kangal, Soğuk-
pınar
dipcil: 1. Sonuncu: Sen sınıfta en dibcil-
sin. 2. Birbirinin sırtından atlayarak oynanan bir çocuk oyununda ebenin söylediklerini unutarak söyleyeme- yen oyuncu. *Kangal ve köyleri
döğmeli: Sim işlemeli ipek kumaş: Ben
döğmeli bürüğümü satıyorum. *Kangal ve köyleri
duluh: Duvar dibi. *Kangal, Hamal ebegarı: Bilgiçlik taslayan. *Kangal, So-
ğukpınar
ebemkarı: Kocakarı. *Kangal, Soğukpı-
nar
el yağlığı: Mendil. *Kangal ero: Teneffüs. *Kangal, Soğukpınar esem: Sağlam, sağlığı yerinde olan
(kimse). *Kangal
geam: Herhalde: Geam gelir. *Kangal,
Bulak
gezin: İki yaşında koyun. *Kaugal halın: Kız tarafının, damat tarafından
aldığı para, mal: Ali ağa yeni hısım- larından bin lira halın almış. *Kangal, Kocakurt
heğri: Bundan böyle, artık: Yürü heğri.
*Kangal, Dışlık
henek: Oyun yeri. *Kangal
ilmek: İnsanı oyalayacak, bağlayacak iş:
Bana bir ilmek bulunuz. *Kangal, Deliktaş
kavurga etmek: Kavurmak. *Kangal kepirmek: Bayatlamak. *Kangal kerpimek: Bayatlamak. *Kangal
kırlangıç: Sığırların dil ya da kuyruk al-
tında olan, kan alınınca geçen bir hastalık. *Kangal
koyak: Köşe, taraf. *Kangal, Deliktaş kömüş: Genç, sevimli erkek manda.
*Kangal, Dışlık
körlek: Tembel, uyuşuk. *Kangal, Delik-
litaş
kubaşık gitmek: İki sürü birlikte git-
mek, otlamak. *Kangal
kül ipi: Koyunlar kırkılırken ayaklarını
bağlamak için kullanılan ip. *Kangal
menlemek: Ötmek: Bizim horoz şafak
atar atmaz menlemeye başlar. *Kangal
namtik: Çayırlarda biten, kökü yenilen
dikenli bir bitki. *Kangal, Kabakçev- liği
narhıslanmak: Sinirlenmek. *Kangal,
Dışlık
öğürdemek: Göğüsten ses çıkarmak.
*Kangal
salıkcı: Düğünlerde kız evine, düğün-
cünün geleceğini bildiren adam. *Kangal
soyha: Ters, huysuz. *Kangal, Dışlık söbelek: Kundak: Hatice çocuğu söbe-
lek yap. *Kangal, Kavak
suyam: Bir karış. *Kangal, Dışlık teleme: Bir çeşit çocuk oyuncağı, topaç.
*Kangal
tohlucu: Batı yeli. *Kangal tumutmak: Uyumak. *Kangal
yarımca: Koyunların kuyruğunda görü-
len bir tür yara. *kangal
yeygel: Lezzetli. *Kangal, *Koyulhisar zargı: Arabozucu. *Kangal, Alacahan 8. Koyulhisar İlçesinden Derlenmiş Kelimeler
Koyulhisar ve bağlı köylerinden sözlüğe 160 ‘benzersiz’ kelime gir- miştir. Koyulhisar dışında derleme yapılan yerleşim alanları arasında Ar- paalan, Hacıilyas, Musaferiz ve Yukarı Kale isimleri geçmektedir.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu 47
Bu kelimeler şunlardır:
ağcababa: Yuvasını kayaların derin ko-
vuklarına yapan bir kuş. *Koyulhisar, Yukarıkale
ağıçalık: Kadınların iş yaparken giydik-
leri geniş ağlı; uzun paçalı don. *Koyulhisar, Hacıilyas
alasaksoğar: Uzun kuyruklu ve beyaz
kanatlı bir çeşit kuş. *Koyulhisar, Hacıilyas
alt: Yırtılan çorabın tabanına yeniden·
örülen parça. *Koyulhisar, Hacıilyas
alutalamak: Zayıf, halsiz kalmak, kuv-
vetten düşmek. *Koyulhisar
anaç: Su arkı, bent. *Koyulhisar başüstü: Çocukların oynadığı çizgi
oyununda baş üzerine taş koyarak dolaşma durumu. *Koyulhisar, Ha- cıilyas
bığ: Aluvyon. *Koyulhisar cığla: Bir yıllık soğan. *Koyulhisar cığla: Büyümemiş, bodur (kimse).
*Koyulhisar
çiğit: Kuru fasulye. *Koyulhisar, Hacıil-
yas
çingirt: Tomruğun öküzler tarafından
çekilmesi için tomruğa çakılan de- mir. *Koyulhisar
çorlamak: Yemek yemek. *Koyulhisar,
Hacıilyas
dandiklemek: Yazmayı çeneden başla-
yarak başa dolamak. *Koyulhisar
düşnük: Fakir. *Koyulhisar, Hacıilyas eğrilce: Erik çağlalarının yağmur etki-
siyle bozulması. *Koyulhisar, Hacı- ilyas
elmahi: Ufak elma kurusu. *Koyulhisar,
Hacıilyas
evseklemek: Tasalanmak, üzülmek.
*Koyulhisar
evurtlemek: Bir şeyin iyilerini seçmek.
*Koyulhisar
evürtlemek: Bir şeyin iyilerini ve ele ge-
lenlerini seçmek. *Koyulhisar, Hacı- ilyas
finik: Burun deliklerinde olan kirler.
*Koyulhisar, Hacıilyas
gadak: Kazan kulpunun tutturulduğu
·yer. *Koyulhisar, Hacıilyas
gazguç: Bir yere verilen dayanak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
geğinz: Burun boşluğunun arka kısmı,
geniz: Öksürünce geğinzimden kan geliyor. *Koyulhisar, Hacıilyas
gelin yanısı: Gelinin yüzüne örtülen ör-
tü, duvak. *Koyulhisar, Yukarıkale
gendürüf: İneklerin boğazına takılan
tam halka olmayan eğri ağaç. *Koyulhisar, Yukarıkale
gığış: Normal büyümemiş, küçük kal-
mış şey. *Koyulhisar
gılman: Kabarık saçlı (kimse).
*Koyulhisar, Hacıilyas
gımçınmak: Başkasından faydalanmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
gircivik: Vesvese. *Koyulhisar, Yukarı-
kale
goğnük: Ormanın yakılmasıyle elde
edilen tarla. *Koyulhisar, Hacıilyas
goner: Küçük soğan. *Koyulhisar, Yu-
karıkale
gongak: Kendini bilmeyen, serseri, deli.
*Koyulhisar, Yukarıkale
gongalah: Büyük yumurta biçiminde
ceviz. *Koyulhisar, Hacıilyas
gorlaşmak: Odun ve kömür köz haline
gelmek. *Koyulhisar, Hacıilyas
gorlengöp: Gübreli ve nemli yerlerde
yaşayan kanatlı bir böcek. *Koyulhisar, Yukarıkale
govertmeç: Suyu bol ayran.
*Koyulhisar, Yukarıkale
govsemek: İnek ve dişi manda erkek is-
temek. *Koyulhisar, Yukarıkale
göçergi: Tarlayı biçerken ya da sürerken
aynı yönde ilerleyen işçi. *Koyulhisar, Yukarıkale
göğüs yorganı: Çocuk yorganı.
*Koyulhisar, Hacıilyas
gömbek: Boynuzsuz öküz ya da keçi.
*Koyulhisar, Yukarıkale
gömlek: Su kovası. *Koyulhisar, Yuka-
rıkale
görelmek: Baş köşeye geçip oturmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
görüş yapma: Nişandan sonra, oğlan ta-
rafının kızı görmeğe gitmesi. *Koyulhisar, Yukarıkale
göz kaçığı: Göz önünden sıvışarak gi-
den, kaçan (kimse). *Koyulhisar, Yukarıkale
gözeleme: Beşik çemberi. *Koyulhisar,
Hacıilyas
gözlük: Lahana, pancar, turp gibi sebze-
lerin tohumu. *Koyulhisar, Hacıilyas
gudul: Mısır unundan yapılnuş ekmek.
*Koyulhisar
gulut: Mısır ekmeği. *Koyulhisar, Yuka-
rıkale
gundek: Kısa. *Koyulhisar, Yukarıkale guruk: Kılçıksız buğday. *Koyulhisar,
Yukarıkale
guruk: Küçük kulaklı keçi, koyun.
*Koyulhisar, Yukarıkale
guyemin: Gök renkli, yuvarlak taneli,
turşusu yapılan bir çeşit üzüm. *Koyulhisar, Yukarıkale
güey: Damat. *Koyulhisar, Yukarıkale gürülböcü: İpek böceği. *Koyulhisar,
Hacıilyas
hamuslu: Köyde çamaşır yıkama yeri.
*Koyulhisar, Yukarıkale
holt: İyi olmayan (şey için). *Koyulhisar,
Hacıilyas
hot: Biçimi yuvarlak olan (taş için): Ka-
yalık yerlerde hot çok olur. *Koyulhisar, Yukarıkale
ıyılmak: Sıvı şey incecik akmak.
*Koyulhisar
ibimek: Çok kötü kokmak. *Koyulhisar,
Hacıilyas
ifloo: Oklava. *Koyulhisar, Hacıilyas igez igez: Ağır ağır, yavaş yavaş.
*Koyulhisar
kandoz: Kurnaz, kandırıcı, dedikoducu.
*Koyulhisar, Hacıilyas
kaydalanmak: Yavaş sesle türkü, şarkı
söylemek, mırıldanmak. *Koyulhisar, Hacıilyas
kemirtlek: Çok zayıf kimse.
*Koyulhisar, Hacıilyas
kemre: Su yollarına döşenen ağaç boru.
*Koyulhisar, Yukarıkale
keysilmek: Arkaya dayanarak oturmak.
*Koyulhisar
kınıkmak: Kıskanmak. *Koyulhisar,
Hacıilyas
kıpçınmak: Başkasının sırtından ge-
çinmek. *Koyulhisar, Hacıilyas
kolbezi: Kundak. *Koyulhisar, Hacıil-
yas
kovalkan: Övünen. *Koyulhisar, Hacıil-
yas
koyasa: İyi mayalanmış hamur ya da
ekmek. *Koyulhisar, Hacıilyas
kösmek: Darılmak, küsmek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
kulbik: Çapa. *Koyulhisar, Yukarıkale kundak: Tay. *Koyulhisar, Hacıilyas kunduz: Siyah. *Koyulhisar, Hacıilyas küssü durmak: Dargın durmak.
*Koyulhisar
macok: Üç yaşındaki manda yavrusu.
Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu 49
mağramak: Önem vermemek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
mara: Köy otlağı. *Koyulhisar, Hacıilyas menük: Mekik. *Koyulhisar, Hacıilyas mıyat olmak: İlgilenip gözetmek, ko-
rumak. *Koyulhisar, Hacıilyas
minneli: İçine çökelek ya da kıyma ko-
nularak yapılan uzun pide. *Koyulhisar, Yukarıkale
mohuh: Çok eskimiş. *Koyulhisar, Hacı-
ilyas
muhre: Dişeti. *Koyulhisar
mumlu: Çocukların altına konulan mu-
şamba. *Koyulhisar, Hacıilyas
neste: Büyük sopa, değnek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
odek: Korkak, ödlek. *Koyulhisar, Hacı-
ilyas
oynamak: Toprak yarılmak, kaymak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
öğüntü: Yamaçtan kayıp aşağıda yığılan
ince toprak. *Koyulhisar, Hacıilyas
pataz: Ağaçtan yapılmış çamaşır tokacı.
*Koyulhisar, Hacıilyas
perk: Çıta, ince tahta yapılan ağaç ve
ağacın dış kısmı. *Koyulhisar, Arpa- alan
pirmut: Biçilirken orağın ağzından dö-
külen ekin. *Koyulhisar, Yukarıkale
puşut: Kurutularak öğütülmüş ahlat
unu. *Koyulhisar
sahar: Alnı ak lekeli hayvan.
*Koyulhisar, Hacıilyas
sahsuvan: Uzun kuyruklu, beyaz kanat-
lı bir çeşit kuş. *Koyulhisar, Hacıil- yas
sırgat: Hayvan sayımı yapan kimse.
*Koyulhisar, Hacıilyas
siper: Çocuk önlüğü. *Koyulhisar, Hacı-
ilyas
sorut: Ağız köpüğü. *Koyulhisar, Hacı-
ilyas
sömürtkon: Asık yüzlü, somurtkan.
*Koyulhisar, Hacıilyas
söve: Karasabanın toprağa az işlemesi.
*Koyulhisar, Hacıilyas
sürüt: Buğday değirmeni. *Koyulhisar şırnaşık: Sırıtkan. *Koyulhisar, Hacıil-
yas
şorutlanmak: Ağzından tükürük saç-
mak. *Koyulhisar, Hacıilyas
talamak: Köpek ısırmak. *Koyulhisar taşanlamak: Ekin, yelden dalgalanmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
tavasapı: Gece yansından sonra görülen
tava biçimindeki yıldız kümesi. *Koyulhisar, Hacıilyas
tedirğin: Kayıp, yitik. *Koyulhisar, Ha-
cıilyas
tehküllü: Nişanlı: Fatma gel bak, Ay-
şe'nin tehküllüsü geçiyor. *Kavak, Üçhanlar
tekelenmek: Keçi çiftleşmek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
tepmek: Tüylü kumaşları sürterek tüy
ve kıllarından temizlemek. *Koyulhisar, Hacıilyas
teselleme: Avutma, oyalama.
*Koyulhisar, Hacıilyas
tıkır: Para. *Koyulhisar, Hacıilyas tırnık: Çok küçük parça. *Koyulhisar,
Hacıilyas
tırtıl gibi çekmek: Durmadan taşımak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
tiftik: Karakeçinin kılları arasında bu-
lunan yumuşak yün. *Koyulhisar, Hacıilyas
topca: Toplu halde, toplanmış.
*Koyulhisar, Hacıilyas
tölemiyesice: Allah seni büyütmesin an-
lamında ilenç. *Koyulhisar, Hacıil- yas
tula: Çocuk: Usandım bıktım bu tula-
tutunmak: Dayanmak, sığınmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
tutuşlamak: Eline geçeni· yanındakine
vermek. *Koyulhisar, Hacıilyas
uğuşmak: Keçeleşmek, sertleşmek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
üğrüm üğrüm: Sessiz sessiz, ağır ağır.
*Koyulhisar, Hacıilyas
ületmek: İletmek, ulaştırmak.
*Koyulhisar, Musaferiz, Hacıilyas
ülü: Elenmiş bulgurun incesi.
*Koyulhisar, Hacıilyas
üpremek: Eskimek, yıpranmak, kulla-
nılmaz duruma gelmek. *Koyulhisar, Hacıilyas
yağınlı: Geniş omuzlu. *Koyulhisar,
Hacıilyas
yağlık bağlamak: Çok kirlenmek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yağsah: Bit yumurtası, yavrusu.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yahşi: Yiğit. *Koyulhisar
yalhı: Yılkı. *Koyulhisar, Hacıilyas yalyapaluk: Eğri büğrü. *Koyullüsar,
Hacıilyas
yanpir: Şaşı. *Koyulhisar, Hacıilyas yapıldamak: Kaş göz oynatmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yapuh, yapuk: Boynuzu yassı (hayvan).
*Koyulhisar, Hacıilyas
yarandırmak: Saydırmak, sevdirmek.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yarmaca: Yarılıp, içi gösterilerek satılan
kesmece, kavun karpuz. *Koyulhisar, Hacıilyas
yaşartı: Islaklık, hafif su sızıntısı.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yavşınmak: Pişmanlıkla özür dilemek.
*Koyulhisar
yazlama: Hayvan yaza çıkma.
*Koyullüsar, Hacıilyas
yefelek: Çabuk. *Koyulhisar, Hacıilyas yegiçe: Yeni yetişen üzüm bağı.
*Koyulhisar, Yukarı, Kale
yeğnilmek: Doğurmak. *Koyulhisar,
Hacıilyas
yek: Domino oyununda tek delikli taş.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yelim yelim yeldirmek: Sürekli izle-
mek. *Koyulhisar, Hacıilyas
yellehlemek: Ardı sıra savurup atmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yelli: Oturaklı. *Koyulhisar, Hacıilyas yenni: Doğurmak üzere olan, memeleri
büyüyen (hayvan). *Koyulhisar, Ha- cıilyas
yıldızı erkek: Sevimsiz. *Koyulhisar,
Hacıilyas
yitiklenmek: İtilip kakılmak.
*Koyulhisar, Hacıilyas
yiv: Saçtaki aralık. *Koyulhisar, Hacıil-
yas
yoğsunınak: Yokluğunu incelikle be-
lirtmek (bir nesnenin). *Koyulhisar, Hacıilyas
yürek oynaması: Aşırı korku.
*Koyulhisar, Hacıilyas
zındıkdeli: Zırdeli. *Koyulhisar, Hacıil-
yas
zırbalamak: Zırvalamak. *Koyulhisar,
Hacıilyas
zibcik: Düdük aşısı yapmak için çıkarı-
lan kabuk. *Koyulhisar
zipcik: İnce. *Koyulhisar, Hacıilyas zoğlamak: Kayıp gelmek. *Koyulhisar zongur zungur: Çok hızlı (titreme için).