• Sonuç bulunamadı

Gürün ve bağlı köylerinden sözlüğe 275 ‘benzersiz’ kelime girmiştir. Gürün dışında Beypınar, Cuhraşkaş, Çöplü, Gelikanyurt, Göbekviran, İn- cesu, Karadoruk, Kaş, Kaşköy, Kızılburnu, Tekerahma ve Telin isimleri görülebilmektedir.

Bu kelimeler şunlardır:

abılan: Ahlat büyüklüğünde, dalları di-

kenli bir çeşit ağaç ve meyvası. *Gürün

abovva: Kınama ünlemi: Abovva, kos-

koca adam küçük bir işi yapamadı. *Gürün

abuzambak: Güldürücü ve tuhaf söz

söyliyen, tuhaflık yapan kimse. *Gürün

Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu 39

acur: Yemeğe konulan yağ, soğan, tuz

ve benzeri şeyler. *Gürün, Tekerah- ma

ağılpa: Yıkılan ahırın harabesi. *Gürün,

Gelikanyurt

ağut: Ağlama, ağıt. *Gürün

ağzı kulağına yakın: Uyanık, aklı ba-

şında, anlayışlı (kimse). *Gürün

ahırmak: Anırmak. *Gürün

alaboncuk: İyi veya kötü halleriyle her

yerde tanınan kimse: O alaboncuktur, tanımıyan yoktur. *Gürün, İncesu

alaşlamak: İhtiyarlamak. *Gürün, Çöplü andaç: Eş, denk: Sen benim andacım

değilsin. *Gürün, Göbekviran

apo: Serseri, aptal. *Gürün

arasa: Çok gezen, sürtük, işsiz dolaşan.

*Gürün, Tekerahma, Telin, Çöplü

arbe: Çarşamba: Arbe günü okula gidi-

yorum. *Gürün, Telin

arız: Nadas edilınemiş tarla. *Gürün,

Kızılburnu

arnavut: Dev: Arnavut gibi silip süpür-

dü. *Gürün, Göhekviran

artin: Kör. *Gürün

asa: Yerden bir şey sökmeye yarıyan

ucu demirli sopa: Ahmet asanı al da seninle çiğdem sökmeye gidelim. *Gürün, Telin

avran: Obur. *Gürün, Tekerahma avsun: Tavşan, kuş gibi hayvanları

vurmak için kurulan pusu. *Gürün, Celikanyurt

avurt: Lokma. *Gürün azaylı: Terbiyeli. *Gürün baguş: Baykuş. *Gürün

bahban: Et siniri: Bu et de hep bahban

imiş. *Gürün, Kaşköy

baloş: Sevimli, güzel. *Gürün, Beypınar ban olmak: Yayılarak oturmak: Ne ora-

ya hemen ban olmuşsun. *Gürün

barışıh: Barışık. *Gürün

basıh: Havanın sıcak ve çok durgun

olması. *Gürün

baş: Çıban, yara. *Gürün, Göbekviran batkın hazar: Pazarlık yapan (kimse).

*Gürün

bekbazar: Pazarlıkta ayağını direyen

kimse: Bu adam çok bekbazardır. *Gürün

belliboncuk: Göze çarpan kimse.

*Gürün

betco: Kedi, çok sevimli küçük kedi.

*Gürün

beyhah: İçi dışı bir olmayan kimse, içten

pazarlıklı. *Gürün

bılkıl: Küçük el lambası. *Gürün bızırık: Kuyruk yağından eritilince, ge-

riye kalan madde, kakırdak. *Gürün, Telin

bızırın bızırı: Uzaktan uzağa akraba.

*Gürün

bognamak: Ağaçı, hızarla enine parça-

lara ayırmak. *Gürün

bozca: Hayvanların memelerinde olan

bir hastalık. *Gürün

böcük: Şans. *Gürün

bödük: Madeni yemek kabı. *Gürün,

Celikanyurt

bulambaç: Badana. *Gürün caneriği: Kayısı. *Gürün, Telin cappar: Güçlü, çevik. *Gürün, Cuhraş-

kaşköyü

carına yetişmek: İmdadma koşmak.

*Gürün

cehzinmek: Yaramazlık yapmak, şıma-

rıklık etmek. *Gürün

cenelemek: Çocuk, sebepsiz ve uzun

uzun ağlamak. *Gürün

cessinmek: Çocuk debelenerek yara-

mazlık yapmak. *Gürün

cıhıl: Zayıflıktan tüyü dokülmüş koyun

cılık: Küçük balık yumurtaları. *Gürün,

Telin

cımsıtmamak: Belli etmemek. *Gürün,

Telin

cida: İnat, direnme. *Gürün

ciğil: kızılcığa benzer bir çeşit yemek.

*Gürün, Telin

cimbiz: Küçük bataklık. *Gürün cimri: Atılgan, yaramaz. *Gürün cin çarpması: Sara hastalığı. *Gürün combultuya düşmek: Bir olaym bir-

denbire içine girmek. *Gürün

cort: Dilenci. *Gürün, Kaşkoyü

coşanmak: Püskürmek, taşmak. *Gürün coylancı: Dilenci. *Gürün, Telin cöhmel: Parlak, gösterişli. *Gürün culap: Sulu çamur. *Gürün cüra: Üç telli saz. *Gürün

çakıştırmak: Mukayese etmek, yarış-

tırmak. *Gürün

çal: Salıncak. *Gürün, Çöplü

çarmık: Agaç talaşı. *Gürün, Kaşkoyü çarpana yüzlü: Kara kuru ve çiçek bo-

zuğu yüzlü olan (kimse). *Gürün

çat etmek: Dönmek. *Gürün, Kaş çatırgamah: Paylamak. *Gürün çavmak: Önü yukarı kalkmak (araba

hk.): Arabanın arkasını çok yükleme sonra çavar. *Gürün

çeçik: Kadınların başlarına yazmaları-

nın gerisini atma hali: Şöyle çeçik çalda kulakları üşümesin. *Gürün, Telin

çelmek: Gelmek: Bize çelecen mi?

*Gürün

çıldırıh: Çabuk yanabilecek ince odun

parçaları. *Gürün, *Sivas

çillenerek ağlamak: İçten ağlamak.

*Gürün

çirişli iş: Karışık iş. *Gürün, Kaş çirtermek: Herhangi bir yere oturmak.

*Gürün, Tekerahma

çirtim oynamah: İki kişi arasında, üzüm

salkımından sıra ile birer birer kopa- rarak bir çeşit oyun oynamak. *Gürün

çittirmek: Örtünmek, giyinmek. *Gürün çokkak: Değirmen taşı üstünde, buğda-

yı muntazam döken tahta parçası. *Gürün, Telin

çon: Yaranın üzerindeki kaim kabuk.

*Gürün

çonyarması: İri yarı, kaba saba adam.

*Gürün

çullucuh: Azar azar; perakende. *Gürün çutur: İstenmeyerek yapılan olay.

*Gürün

dah düşmek: Dikkatle takip etmek.

*Gürün

dahanah: Kadınların ziynet eşyası (al-

tın). *Gürün

dalanmah: Aç hayvan her yere burnunu

soknıak. *Gürün

dalbudah salmak: Dalbudak salmak,

çok çabuk genişlemek. *Gürün

dalıp yüzmek: Bol kazanç sağlamak,

bol bol faydalanmak. *Gürün

dallayıp kollamah: Kayırmak, koru-

mak. *Gürün

damlamah: Bir yere birdenbire, ansızın

gitmek: Hemen damladın mı? *Gürün

dañgil dingil: l. Densizce yürüyüş. 2.

Kadının yalnız başına gezmeye çık- ması. *Gürün

dığıldamah: Ufak işlerle uğraşmak.

*Gürün

dındı: Huysuzluk, inat: Dındısı tuttu

küstü gitti. *Gürün

diğrek: İhtiyar olduğu halde dinç ve

kuvvetli olan (kimse). *Gürün

dip: Bekaret. *Gürün

Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu 41

donuzdamı olmak: Gıyabındaki söylen-

tiyi işitince kızmak, sinirlenmek. *Gürün

durulamah: Bir sıvının içindeki tortuyu

süzmek. *Gürün

ebe: Arıbeyi. *Gürün

ecene: Cüce, kısa boylu. *Gürün, Telin eğercemayana: Lolıusa kadınlara, sancı-

larını dindirınek için, kaynatılıp su- yuna şeker koyularak içirilen kokulu bir otun tohumu. *Gürün

elbiz: Zararlı bir çeşit ot. *Gürün elcek: Eli korumak için ele takılan ya da

alınan kanca gibi bir araç. *Gürün

elim elim öpelek: Küçük çocukların

oynadıkları bir çeşit oyun. *Gürün

elleme: Tek elle atılabilen büyük taş.

*Gürün, *Zara

emere: Ortaya bir iş çıkarmak, başar-

mak. *Gürün

eşbahlanmak: Nazlanmak. *Gürün eşgümük: Bir çeşit ot. *Gürün, Teke-

rahma, Göbekviran

evlüm çerlüm: Görgü, yetenek. *Gürün eyi: İyi, peki. *Gürün, Telin

fıkka: Kara pekmez kanştırılarak yapı-

lan bir yemek. *Gürün

fitoz: Böbürlü, çalımlı. *Gürün gacer: Tembellik. *Gürün

gahinmek: Ansızın kaybolmak, görün-

memek. *Gürün

gamalak olmak: Kar yağınca keklik ka-

nadı ıslanıp uçamamak. *Gürün, Te- lin

ganırtmaç: Uydurma söz. *Gürün garguç: Ucu sivriltilmiş ağaç. *Gürün garıhmah: Bostan sulanırken bölmenin

düzgün olmaması yüzünden su ka- rışmak. *Gürün

gavlamah: Beklenen bir kimse geç gel-

mek. *Gürün

gavşut: İki parçanın birbirine eklendiği

kısım. *Gürün

geduk: Dağ yamacı. *Gürün gelez: Serseri, aptal. *Gürün

gever vermek: Sır almak için karşıdaki-

ni konuşmaya isteklendirmek. *Gürün

gıcırtım: Çok fazla hızı anlatır: Gıcırtım-

la gitti. *Gürün

gıncıfır olmak: Derli toplu, düzenli ol-

mak. *Gürün, İncesu

gıncıhlanmah: Nefes borusuna bir şey

kaçarak devamlı öksürmek. *Gürün

gırma: Kumaşa büzülerek yapılan süs,

pili. *Gürün

gidi gidi: Keçi yavrusunu çağırma ün-

lemi. *Gürün, Çöplü

gildirgiç: Yassı taşlarla oynanan bir çe-

şit çocuk oyunu. *Gürün

gilikli: Simit biçiminde ekmek. *Gürün,

Telin

gizik: Korkak, çekingen (kimse).

*Gürün

godelek: Şişman. *Gürün, Telin goğlük: Yeşil soğan. *Gürün

goğut: Öğütülmüş dut kurusundan ya-

pılan helva. *Gürün, Telin

gome: Hançer, kama. *Gürün, Telin goynü alçak: Alçak gönüllü. *Gürün goynü istemek: l. Arzu etmek. 2. İştah-

lanmak. *Gürün

göden: Bir çeşit çocuk maması. *Gürün göğle: Çıkacak ürüne dayanarak, başka

yerden ödünç para alma. *Gürün

göğleme yemek: Yiyeceği yetmeyen bir

çiftçi yeni üründen vermek üzere başkasından ödünç yiyecek almak. *Gürün, Çöplü

göğrek: Yumuşak: Kavurga iyi göğrek

olmuş. *Gürün, Telin

hadeyince: Çabucak, gayretlice. *Gürün harın: Erkekliği tam giderilememiş

öküz, at, eşek vb. hayvanlar. *Gürün

haruh: Küçük hendek. *Gürün hasıl tarla: Sürülınüş, işlenmiş tarla.

*Gürün, Çöplü

hassek: Olgunlaşmadan yere düşen

ham meyve. *Gürün

haşelek: l. Çürük meyve. 2. Meyvenin

yenmeyen çekirdekli kısmı. *Gürün, Telin *Divriği

hatlöküm: Kesin olarak. *Gürün havuşlamak: Yoğurmak (köfte vb. şey-

ler için). *Gürün

höre: Onbeş yirmi santimetre boyunda-

ki sopalarla oynanan bir çeşit oyun. *Gürün, Telin

hul: Sağır. *Gürün

ığıtlamak: Tahılı rüzgarda savurarak

samanından temizlemek. *Gürün

ırıklamak: Davarı suya çekmek.

*Gürün, Çöplü

ilikment: Koyun ve kuzuların kuyruk-

larının dibindeki sert kısım. *Gürün

kabga: Yonga. *Gürün

kabında kurumuş: Kansız, cansız

adam. *Gürün

kakmak: Gaga ile vurmak, gagalamak.

*Gürün, Karadoruk

kancılaz: Karabasan, kabus. *Gürün kangıldamak: Bunamak. *Gürün kanırtmaç: Yalan, abartılmış söz.

*Gürün

kañırtmaçlı: Etkili (söz için). *Gürün,

Karadoruk

karayanuh: l. Az süt verilmiş, cılız hay-

van yavruları. 2. Susuzluktan cılız kalmış bitki. *Gürün

kargun: Bentte biriken su. *Gürün kavalmak: Övünmek. *Gürün kayma: Yassı taş parçası. *Gürün

kaynana çiçeği: Salep bitkisi *Gürün,

Telin

keh keh geçmek: 1. Çok acıkmak. 2.

Kuvvetten düşmek. *Gürün

kemekem: Eksiksiz, tamam. *Gürün kerhat: Taşlı yer. *Gürün, Tekerahma kesmük: Sigara izmariti. *Gürün kıfır kıfır: Evecenlikle, çabuk çabuk

(kaybolan şeyi aramak için). *Gürün

kıtmıç: Kayısı kurusu. *Gürün kitlek: Kilitlenmiş kapı, dolap. *Gürün kor ocak: Çocuksuz aile. *Gürün, Telin köçen olmak: Köpek, kedi çiftleşmek is-

temek. *Gürün

kömeç: Balgümeci. *Gürün, Telin körkösnü: Kaplumbağa. *Gürün kuçça: Ağabey. *Gürün

küscici: Çabuk küsen çocuk. *Gürün larıklamak: Davar çağırmak. *Gürün,

Çöplü

lobuduk: Küçük, ufak tefek. *Gürün macık mıcık olmak: Hamurlaşmak, la-

pa olmak: Pişirdiğin pilav macık mı- cık olmuş kızım. *Gürün, Telin

maçcı olmak: Dertli olmak. *Gürün, Ka-

radoruk

malah: Sersem, aptal. *Gürün mantıcı: Pinti, cimri. *Gürün masatlamak: Surat asmak. *Gürün maslah: Sersem, aptal. *Gürün

mastafa: Bayır yerlere ağaç dikmek için

yapılan set, seki: Akşama kadar mastafaya ağaç diktim. *Gürün, Te- lin

mığıl mığıl etmek: Kaynaşmak, çok yı-

ğılmak. *Gürün, Telin

mılh olmak: Çok olgunluktan çürüme-

ye yüz tutmak (meyve için). *Gürün

mırığı düşmek: Gururunu, saygınlığını,

gücünü kaybetmek. *Gürün

Her Yönüyle Sivas Uluslararası Sempozyumu 43

mızgıdar: Dayanıksız, sinirli. *Gürün,

Çöplü

mızmızlanmak: İşsiz güçsüz dolaşmak.

*Gürün, Telin

mojjik: Büyüyememiş, cılız boğa.

*Gürün, Karadoruk

mut olmak: Sonunda bir şeyi kabul et-

mek: Döndüm dolaştım yine buna mut oldum değil mi? *Gürün, Telin

nazla: l. İnme, felç. 2. Soğuk algınlığı,

grip. *Gürün, Telin

ofurmak: Sinirlenmek, coşmak. *Gürün oşkurtmak: Öfkesini artırmak. *Gürün,

Telin

oyke: Öfke. *Gürün

oynatmak: Sara hastalığına tutulmak.

*Gürün

oyulganmak: Oyalanmak: Deminden

beri orada ne oyulganıp duruyor- sun? *Gürün

ödürlü: Uykuda korkan. *Gürün, Telin öğlek: Evlek. *Gürün, Telin

öylek: Evlek. *Gürün, Telin

öyüştürmek: Bir olayı, gizlenilen şeyi

duyurmak, yaymak. *Gürün

öyüştürmek: Yağlı bir öğeyi, bir nesne-

ye ova ova iyice emdirmek. *Gürün

öznek: Ağacın çatallandığı yer. *Gürün palaşha: Yağmacılık. *Gürün

paloğra: Abartı, palavra. *Gürün, Telin papıhlamah: Çocuğu okşamak. *Gürün parduç: Tandıra yapılan badana.

*Gürün

pelesek: l. İyi bakım, özen. 2. Güvence,

inanca, sağlama bağlama. *Gürün

pepe: Uyuşuk, sersem. *Gürün pesvende: Yapılan bir işin eksik kalan

yanları. *Gürün

petir püdür: Pürüzlü, düzgün olmayan.

*Gürün

pıçı pıçı: Bir şeyin çok etli olması için.

*Gürün

poğ: Evlek: Bu poğ sulandı mı? *Gürün,

Telin

portlah: Patlak. *Gürün

püngül püskül: Salkım saçak. *Gürün pürsek: Karışmış, bozulmuş ip, iplik

yumağı. *Gürün

samarık: Hastalık. *Gürün, Telin samaruh: Kalıntı. *Gürün seten seyrek: Tek tük. *Gürün sine: Kızarmış ekmek, ekmek kabuğu.

*Gürün

sipsilenmek: Köşeye büzülüp sinsi sinsi

durmak. *Gürün

soğlanmak: Sinsice, gizlice, içeriye so-

kulmak, eve girmek. *Gürün

soğnak: Yavrusu ölüp, zamansız sütü

çekilen davar. *Gürün

soruşmah, soruşmak: Yüzü üzüntüden

solmak. *Gürün

soruşup kalmak: Apışıp kalmak, alık-

laşmak, suçlanmak. *Gürün

suğran: İç giysisi. *Gürün, Tekerahma sumasaker: Atın alnından burnuna

doğru uzanan bel, akıtma, ak benek. *Gürün, Tekerahma

şaltak: Çok bağıran kimse. *Gürün, Te-

lin

şıkgartım: Sık, bitişik dizilmiş (altın, süs

eşyası vb.). *Gürün

şirelenmek: Nazlanmak. *Gürün takım: Geviş getiren hayvanlarda iş-

kembe ve bağırsaklar. *Gürün, Telin

tasak: Cılız hayvan eti. *Gürün tatabazlık: Çanak yalayıcılık, dalkavuk-

luk. *Gürün

tavga çorbası: Ayran ve yarma ile yapı-

lan çorba. *Gürün

teltük: Söylenişi zor olduğu için kolay

anlaşılmayan sözcük. *Gürün

tenek: Asma, kabak ve salatalığın uza-

tenli: Tam kurumamış, nemli (giysi

için). *Gürün

tepdili şaşmak: Telaşlanmak. *Gürün terpoş: Çocuk şapkası. *Gürün tıvgı: Tetanos. *Gürün

tincik: Bitkilerin emici, ince kökleri.

*Gürün

tinko: Alıngan, çabuk darılan. *Gürün tirit: Etin sinirli bölümü. *Gürün, Telin tokluluk: İlkbaharda yaşını dolduracak

kuzuyu almak üzere sonbahardan verilen para. *Gürün

tongallaşmak: Yeni zengin olmak.

*Gürün

totabaz: Güler yüz gösteren, hoş davra-

nan. *Gürün

turudu: Sıkıntı ve yokluk görmemiş

kimse, nazlı. *Gürün

umsuruk: Düş kırıklığı, umut kırıklığı.

*Gürün

unamamak: Isınmamak, benimseme-

mek. *Gürün

ürük: Dam kıyısı. *Gürün

üznük: Geçmeye yüz tutmuşken, yeni-

den artmış hastalık. *Gürün

vayın çoyun: İster istemez. *Gürün

vayına oturasın: Acısını göresin (ilenç).

*Gürün

velvele: Yaramaz çocuk. *Gürün yanpeş olmak: Yardım etmek, arkala-

mak. *Gürün

yapındırmak: Yavaş yavaş alıştırmak.

*Gürün

yasan: Öngörü. *Gürün

yelmeşmek: Fazla pişmekten ezilmek.

*Gürün

yemişan: İğde meyvesi. *Gürün yıkılmak: Birinin evinde çağırısız yatı-

ya, yemeğe kalmak. *Gürün

yoğuncumak: Yalvarmak. *Gürün, Te-

lin

yön görmek: Uygun görmek. *Gürün yüz tutamağı: Bir olayın gelişme yönü-

nü etkilemek için öne sürülen, örnek gösterilen başka bir olay. *Gürün

zırbalamak: Zorlamak. *Gürün zivriğini almak: Yalvarmak, acımasını

uyandırmak. *Gürün

zombur: İriyarı (adam). *Gürün zonguldamak: Oturduğu yerde, tepinir

gibi yapmak. *Gürün