• Sonuç bulunamadı

Küresel Zihniyetin İnşaası ve Küresel Düşünce Sistemi

BÖLÜM 3: KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE SOSYOKÜLTÜREL DÜŞÜNCE

3.2. Küresel Zihniyetin İnşaası ve Küresel Düşünce Sistemi

Süreçte yaşanan bir diğer sorun ise küreselleşmenin zihniyeti, ideolojisidir. Küresel süreç bütün küreyi kapsamakta, etkilemektedir. Neo-liberal kapitalizmle birlikte kısmen Hıristiyan-Musevi, kısmen de seküler anlayış küreselleşmenin ideolojisini belirlemiştir. Etkin olan unsur ise çok uluslu şirketlerin düşünce ve amaçlarıdır. Küreselleşmenin zihniyeti, ideolojisi insanlığın tümünü kapsayacak, toplumları sürece dahil edecek bir şekilde inşa edilmelidir. Küresel Düşünce Sistemi ilkeler, kurallarla düzenlenmelidir. Toplumların sürece dahil olması temel değerlerin düşünce sistemine hakim olmasını sağlayacaktır. Küreselleşme sisteminin karar vericileri sermaye sahipleridir, küresel şirketlerdir. Ekonomik güç siyaset üzerinde etkin ve baskındır. Küreselleşme süreci sosyal ve kültürel yapıyı değiştirmeye odaklanarak en tehlikeli alana girmiştir. İnsanların temeli bu değerlerdir. Üretim, tüketim süreçleri, teknoloji, medya, TV, internet bu değerleri koruyacak şekilde şekillenmelidir.

Küreselleşmenin malzemesi insandır. Küreselleşme insanı birey olarak görmüştür. Küresel birey değil, küresel insan asıldır. İnsan “üns” kökünden gelir, ünsiyet (dostluk, yakınlık) anlamındadır. İnsan toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşar, düşünme, konuşma yeteneği olan, kainatı tüm olarak kavrayan, değiştiren ve biçimlendiren, akıl, feraset, basiret sahibi canlıdır. Öyle yaratılmıştır. Birey ise kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, tekildir, ferttir. Küresel bireyden küresel insana, bireycilikten birlikte yaşamaya, yalnızlıktan insanlarla ve çevre ile ünsiyet kurmaya, bencillikten paylaşıma, diğerkâmlığa, küresel kar / kazançtan küresel yarara, yapay değil doğal, fıtrata uygun sağduyulu yaşama, mekanik değil sıcak, samimi insana, bireyleri ve şirketleri mamur etmekten öte insanı, çevreyi ve yeryüzünü imar etmeye yönelik küresel zihniyetin ve düşüncenin inşası ile küreselleşme olumlu, anlamlı hale

185

gelecektir. Küreselleşme ile insanı tüketici, meta olarak değil, şerefli kul olarak görecek bir zihniyetin, düşüncenin inşası zorunludur.

Küresel şirketlerin egemenliğinden dünyayı kurtarmak, küresel sistemin evrensel değerleri koruyan geliştiren bir yapıya bürünmesini sağlamak gerekmektedir. Küresel ekonomi, küresel kapitalizmin hırsıyla insanlığın dünya görüşünü şekillendirmeye çalışmaktadır (Thurow, 1997: 99). Küreselleşmenin ideolojisi, zihniyeti ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel etkileriyle emperyalizmin yenilenmiş bir yüzüdür. Küreselleşmenin sosyokültürel yapıyı değiştirmeyi hedeflediği küresel sistemle ortaya çıkmıştır. Batılı aydınlara göre de kapitalist toplumlarda zaten temel sınıf çatışması sosyoekonomik değil, sosyokültüreldir (Sayımer, 2014: 101). İnsanlığın geleceği açısından ortak bir zeminde, ortak bir akılla temel toplumsal sosyokültürel değerleri koruyacak, tehlikeleri bertaraf edecek küresel zihniyetin, düşüncenin inşası zaruret, aksi felakettir.

Küreselleşme sürecinde dünyanın ihtiyacı olan ilk adım sağduyu ile düşünmektir. Yeryüzünde yaşayan insan, canlı ve diğer varlıkların korunması gelişmesi, birlikte var olmasını sağlayacak bir düşünce sistemi gereklidir. Doğal ilkelerin, kuralların belirlenmesi, uyulması, bilincin yerleşmesi, kökleşmesi ve süreklilik kazanması önemlidir. Esasen insanlar, toplumlar böyle bir durumda tabii olarak uyum sağlayabilirler. Küreselleşme, artıları ve eksileri ile yaşanmaktadır. Her insan, toplum, ülke, canlı, cansız varlıkların hukukunu ele alan, değerleri koruyan bir anlayışı ve sistematiği geliştirecek küresel zihniyetin tasavvur ve inşası zorunludur. Bu çalışma insanlığın, dünyanın geleceği için önemli, faydalı ve gereklidir. Aydın, ilim adamı, akademisyen, yazar, siyasetçi, devlet adamı, STK temsilcileri ile toplumun her kesiminden, muhtelif din, dil, ırk, coğrafya, cinsiyet, meslek, ülke mensubu kişilerin düşünce, kaygı, algı ve amaçlarını içerecek çaba, çalışma ve program küresel düşünme sisteminin birikimi, kaynağı, sermayesidir. Son küresel sorunları siyasi ekonomik, kültürel olarak derinden yaşayan, korona salgınında insani ve diplomatik başarıları ortaya koyan Türkiye’nin dünya kamuoyuna bu düşünme sistemini sunması da kolaylaşmıştır. Türkiye’nin geçmiş tecrübesi, güncel bilgi ve birikimi, kabiliyeti ile bu çalışma sağlanabilir. Batı’da ve İslam Dünyasında bazı akademisyenlere göre küreselleşmenin başlangıç zamanı olarak ifade edilen Bağdat, Şam, Kudüs çevresinde,

186

Endülüs ve Maveraünnehir başta olmak üzere Selçuklu, Osmanlı, Hindistan, Balkanlar, Ortadoğu, Afrika coğrafyasında başarı ile uygulanan sistemler, geçmiş birikimler dikkate alınmalıdır. Başka toplumların, kültür ve medeniyetlerin erdemleriyle buluşmayı, birlikte hareketi, davranışı, çalışmayı sağlayacak “Küresel Düşünme Sistemi” küreselleşme için ihtiyaçtır, tesisi de mümkündür. Yapılan birçok araştırma, çalışma küresel anlamda insanlığın bu tür bir arayış içerisinde olduğu göstermektedir. Bir gurup Avrupalı aydın Dünya Ahlakı hakkında Açıklama başlığı altında küreselleşmenin bir dünya ahlakı arama noktasına getirdiğini ifade ederek kapsamlı bir deklarasyonu hazırlamışlardır. Doğru, iyi ve gerçeğin herkese ait olduğunu, küresel egemen güçlerin kontrol edilmesi gerektiğini, insanlığın geleceği için adaletin tesisini, dinin korunması gerektiğini vurgulamışlardır. Küresel bir düşüncenin açılımını ortaya koymuşlardır (Onat, H., 2020)

Küresel Düşünme Sistem, KDS, küresel zihniyetin tasavvuru ve inşasında önemli bir yer tutacaktır. İnsan, çevre, aile, toplum, devlet, siyaset, ekonomi, ilim, kültür, teknoloji, şehir, gibi her konunun, mekanın, sahanın yer aldığı bir düşünce sistemi üretilmeli, içselleştirilmelidir. Yeryüzünde yaşayan her kişi, topluluk bu sistemle bütünleşecektir. KDS adaleti, insafı, erdemi, birlikte yaşamayı, birlikte var olmayı sürdürebilir yöntemlerle tanımlayacaktır, önerecektir, her kişi, kesim kendini bulacaktır, katılım imkanı sağlanacaktır.

Ekonomide sadece karın değil, insani değerleri koruyan tercihlerin yapılacağı, insan ve çevrenin korunacağı, her üretimin, endüstrinin masaya yatırılacağı, gelir dağılımında adaleti sağlayacak projelerin geliştirileceği, siyasetin iyi, adil, doğru, faydalı yönetileceği, hırsın, sömürünün önleneceği, sosyal yapının korunarak geliştirileceği, kültürel değerlere özen gösterileceği her kesimin haklarının teminat altına alınacağı, iletişim araçlarının, ağların fayda üreteceği bir anlayış, düzen için KDS’nin her düzeyde işler hale gelmesi kaçınılmazdır.

187

3.3. Küreselleşmenin Sosyo–Kültürel Düşünce Yapısının Analizi ve Öneriler