• Sonuç bulunamadı

Şart’ta yer alan amaç ve ilkelerin listesi (7. maddenin 1. paragrafı)

57. Bu hükümler uygulamaya ilişkin hükümlere değil, temel olarak amaç ve ilkelere ilişkindir.

Bu amaç ve ilkeler, bölgesel diller ile azınlık dillerinin muhafazası için gerekli çerçeveyi teşkil eder.

Bunlar altı ana başlık altında sayılmıştır.

Bölgesel diller ile azınlık dillerinin tanınması (7. maddenin 1. a paragrafı)

58. Bu, bu dillerin varlığının ve kullanılmasının meşruiyetinin tanınması sorununa ilişkindir.

Bu tanıma, bir dilin resmi dil olarak tanınması ile karıştırılmamalıdır. Bir dilin varlığının kabulü, bu dilin özgül özellik ve ihtiyaçlarının gözetilmesinin ve bu yönde adımlar atılmasının bir ön koşuludur.

Her bir bölgesel dil veya azınlık dilinin coğrafi alanına saygı (7. maddenin 1. b paragrafı) 59. Her ne kadar Şart bir bölgesel dil veya azınlık dilinin kullanıldığı topraklar ile idari sınırlar arasında bir uyumun sağlanmasını arzu edilir kabul etmekte ise de; açıktır ki, yerleşime ilişkin husus-lar karmaşık olduğundan ve idari örgütlenmenin coğrafi sınırhusus-larının belirlenmesinde dil dışında başka meşru unsurlar belirleyici olabildiğinden, bu amaç her durumda gerçekleştirilemeyebilir. Bu nedenle Şart, bölgesel bir dil veya azınlık dilinin kullanıldığı topraklar ile idari sınırların tüm hallerde çakışma-sı koşulunu öngörmemektedir.

60. Bununla birlikte, bir dilin kullanılmasını veya yaşamasını zorlaştırmayı veya bir dil toplu-luğunu çeşitli idari veya coğrafi bölgelere dağıtmayı amaçlayan uygulamaları kınamaktadır. Eğer idari sınırlar, bir bölgesel dil veya azınlık diline uygun hale getirilemiyorsa, en azından tarafsız kalmalı ve dil üzerinde olumsuz etkileri olmamalıdır. Bu çerçevede, yerel veya bölgesel yönetimler, bu dillere ilişkin yükümlülüklerini yerine getirebilme konumunda olmalıdır.

HAKAN ATAMAN - HASAN SAİM VURAL 118

Bölgesel diller veya azınlık dilleri lehine pozitif edimlerde bulunma gereği (7. maddenin 1. c ve d paragrafı)

61. Çeşitli bölgesel diller ile azınlık dillerinin zayıf durumu nedeniyle, bunların yaşaması için ayrımcılığın yasaklanmasının tek başına yeterli olmadığı, bugün artık açıktır. Bu diller pozitif desteğe ihtiyaç duymaktadır. 1. c paragrafı bu düşüncenin bir ifadesidir. Bu paragraf, bölgesel diller ile azınlık dillerinin teşvik edilmesi amacıyla alınacak tedbirlerin neler olduğunu belirleme yetkisini devletlere bırakmaktadır; ancak Şart, buna ilişkin eylemlerin kararlı olması gerektiğini vurgulamaktadır.

62. Bunun yanında, 1. d paragrafında ifade edildiği üzere, teşvike ilişkin çabalar, bölgesel dil-ler ile azınlık dildil-lerinin, hem sözlü hem de yazılı olarak, sadece özel yaşamda ve kişisel ilişkidil-lerde değil, toplumsal yaşamda da, başka bir ifade ile kurumlarda, sosyal faaliyetlerde ve ekonomik yaşam-da yaşam-da özgürce kullanılmasını sağlayacak tedbirleri de içermelidir. Bir bölgesel dil veya azınlık dilinin kamusal bağlamda işgal edeceği yer, açıktır ki kendi niteliklerine bağlı olacak ve bir dilden diğerine değişecektir. Şart bu çerçevede kesin hedefler ortaya koymamakta, ancak teşvike yönelik çabaları talep etmekle yetinmektedir.

Bölgesel diller ile azınlık dillerinin öğretilmesinin ve öğrenilmesinin güvence altına alınması (7. maddenin 1. f ve h paragrafı)

63. Bölgesel diller ile azınlık dillerinin sürdürülmesi ve muhafazası bakımından önemli bir un-sur, bunlara eğitim sisteminde yer verilmesidir. Şart, II. Bölüm’de bu ilkeyi teyit etmekle yetinmekte, bunun uygulanmasına ilişkin tedbirlerin neler olduğunu belirlemeyi devletlere bırakmaktadır. Bununla birlikte, bölgesel diller ile azınlık dillerinin eğitim sisteminin “uygun tüm seviyelerinde” bulunmasını talep etmektedir. Buna göre, bazı hallerde bölgesel dil veya azınlık dilinde eğitim yapılmasına, bazı hallerde ise bölgesel dilin veya azınlık dilinin öğretilmesine ilişkin tedbirler alınması gereklidir. Kendi özellikleri nedeniyle, bölgesel dilin veya azınlık dilinin belli seviyelerde eğitim yapılmasına uygun olmayacağı haller hariç tutulabilir.

64. 1. f paragrafı, bir dilde eğitimin veya bir dilin öğretilmesinin, o dilin aktarılması için bir araç olarak güvence altına alınmasına ilişkin iken, 1. h paragrafı, bölgesel diller ile azınlık dillerine ilişkin olarak üniversite veya dengi ortamlarda çalışmalar ve araştırmalar yapılmasının teşvik edilme-sini öngörmektedir; zira bu çalışmalar kelime bilgisi, dilbilgisi ve imlâ bakımından bu dillerin geliş-mesi için elzemdir. Bu tür çalışmaların teşvik edilgeliş-mesi, bölgesel diller ile azınlık dillerinin gerçek an-lamda gelişimini cesaretlendirecek şekilde teşvik edilmesine yönelik genel çabaların bir parçasıdır.

Bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşmayan kimselerin, bu dillerin bilgisini kazanmaları imkanının sağlanması (7. maddenin 1. g paragrafı)

65. Bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşanlar, kendi kişisel ihtiyaçları nedeniyle resmi dili bilmeleri gerektiğini bilmektedirler. Ancak, kültürlerarası ilişkiler ve çokdilliliğin değerine başlangıç bölümünde yapılan vurguya uygun olarak, birden fazla dilin konuşulmasının benimsenmesi, bölgesel dilleri veya azınlık dillerini konuşanlarla sınırlı olmamalıdır. Dil grupları arasında iletişim ve anlayışı kolaylaştırmak amacıyla, ülkelerinde bölgesel dilleri veya azınlık dillerini konuşan kimselerin bulun-duğu Taraf Devletler, ana dilleri bu dillerden biri olmayan kimselerin istemeleri halinde bu dilleri öğ-renebilmeleri imkanını sağlamaya davet edilmektedir.

66. İyi bilinmektedir ki, bazı devletlerde ilgili yetkililer bölgesel dilin o bölgede normal ve ge-nel olarak konuşulan dil olmasını amaçlamakta ve ana dili bu olmayan kimseler dahil olmak üzere herkesin bu dili öğrenmesi için tedbirler almaktadır. Bu politika Şart’a aykırı olmamakla birlikte, 1. g paragrafının amacı bu değildir. Bu paragraf sadece dil gruplarının birbirine daha fazla nüfuz edebilme-sini sağlamaya yöneliktir.

Bölgesel dilleri veya azınlık dillerini konuşan gruplar arasındaki ilişkiler (7. maddenin 1. e ve i paragrafı)

AYRIMCILIĞA KARŞI ULUSLARARASI İNSAN HAKLARI MEVZUATI 119

67. Aynı bölgesel dili veya azınlık dilini konuşan grupların, dillerinin yaşaması ve zenginleş-mesine birlikte katkıda bulunabilmeleri için, birbirleriyle kültürel ilişkilere girebilme ve genel olarak birbirleriyle ilişkiler geliştirme imkanlarının bulunması gereklidir. Şart bu amaçla, farklı yerlerde yer-leşik olmanın, bir devlet içindeki idari sınırların veya bu grupların birden fazla devlette yeryer-leşik olma-larının, bunlar arasındaki ilişkilerde bir engel teşkil etmesini önlemeyi amaçlamaktadır.

68. Kabul edilmektedir ki, bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşanlar tarafından paylaşılan ortak kimlik, diğer sosyal grupların dışlanması veya marjinalleştirilmesi şeklinde ortaya konulmamalı-dır. Farklı bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşanların kültürel ilişkilerinin geliştirilmesi, hem kül-türel zenginleşmeye, hem de bir devlet içerisindeki tüm gruplar arasında anlayışın artmasına hizmet edecektir.

69. Paragraf 1. i, buna bir boyut daha eklemektedir: Aynı veya benzer bir bölgesel dil veya azınlık dilini konuşan gruplar farklı devletlerde yerleşikse, ulusal sınırların ötesinde de ilişkiler kurma imkanı olmalıdır. Bölgesel diller veya azınlık dilleri, tanım gereği, görece az sayıda kimse tarafından konuşulmaktadır: Bu dilleri konuşan az sayıda kimse, kültürel alanda karşılıklı zenginleşme için, sınır-ların ötesinde var olan kültürel kaynaklara, aynı veya benzer dilleri konuşan diğer gruplara ihtiyaç duyabilir. Bu durum, bir devlette bölgesel dil olan dilin, diğer devlette ana kültürel dil veya hatta ulu-sal dil olduğu hallerde özellikle önemlidir; bu halde sınır ötesi işbirliği, bölgesel topluluğun, daha fazla kimse tarafından dilde yürütülen kültürel etkinliklerden yararlanmasına imkan sağlayabilir. Bir dil grubu, bu şekilde tanımlandığı ve komşu topluluklarla ilişkileri engellenmediğinde, içinde bulunduğu devletle daha fazla bütünleşmiş hissedecektir.

70. Ancak devletler, karşı karşıya olabilecekleri ulusal ve uluslararası zorlukları da gözeterek, sınır ötesi ilişkilerin sağlanmasına en uygun düzenlemeleri yapma konusunda serbesttirler. Daha somut taahhütler, III. Bölüm’ün 14. maddesinde düzenlenmiştir.

Ayrımcılığın ortadan kaldırılması (7. maddenin 2. paragrafı)

71. Bölgesel diller ile azınlık dillerinin kullanılmasına dayalı ayrımcılığın yasaklanması, bu dilleri konuşanlar bakımından asgari bir güvenceyi ifade etmektedir. Bu nedenle, Taraf Devletler bir bölgesel dil ya da azınlık dilinin kullanılması bakımından caydırıcı ve bu dillerin yaşamasını veya gelişmesini zorlaştırıcı tedbirleri ortadan kaldıracaktır.

72. Ancak bu paragrafın amacı, diller arasında tam bir eşitliğin sağlanması değildir. Paragrafın lafzından, özellikle de kullanılan “meşru olmayan” teriminden de anlaşılacağı üzere, bölgesel diller ile azınlık dilleriyle ilgili politikaların bir gereği olarak, diller arasında farklılık gözetmek, Şart’ın ruhuyla son derece uyumludur. Bir devlet tarafından, ulusal veya resmi dil lehine alınan tedbirlerin, bölgesel dil veya azınlık dilleri bakımından geçerli olmaması, tek başına ayrımcılık teşkil etmeyecektir. Ancak bu tedbirler, bölgesel diller ile azınlık dillerinin yaşaması veya gelişmesi önünde bir engel teşkil et-memelidir.

73. Aynı zamanda, tam da resmi dillerle bölgesel diller ile azınlık dillerinin durumları arasında farklılıklar bulunması ve bu son sayılanları konuşanların dezavantajlı bir konumda bulunmaları nede-niyle, Şart bu dillerin muhafazası ve teşvik edilmesi amacıyla pozitif tedbirler alınmasını kabul etmek-tedir. Alınan tedbirler bu amaca sahip olduğu ve diller arasında eşitliği sağlamaktan başka bir amacı bulunmadığı sürece, ayrımcı sayılmayacaktır.

Dil grupları arasında karşılıklı saygı ve anlayışın geliştirilmesi (7. maddenin 3. paragrafı) 74. Bölgesel diller ile azınlık dillerine saygının ve bunlara yönelik hoşgörü ruhunun geliştiril-mesi, bir devlet içinde dil çoğulculuğu anlayışının geliştirilmesine yönelik çabaların bir parçasıdır.

Hoşgörü ve farklı dillere açık olma ruhunun eğitim sistemi ve medya aracılığıyla geliştirilmesi, bölge-sel diller ile azınlık dillerinin korunması bakımından önemlidir. Medyanın bu amaçları izleme yönünde teşvik edilmesi, devletin gayrımeşru bir etkisi olarak değerlendirilmemektedir; gerçekten insan hakla-rına saygı, azınlıklara karşı hoşgörü ve nefrete kışkırtmanın önlenmesi, çoğu Avrupa devletinin

med-HAKAN ATAMAN - HASAN SAİM VURAL 120

yaya yükümlülük yükleme konusunda tereddüt etmediği amaçlardandır. Aynı şekilde bu ilke, bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşanların çoğunluk dillerine ve kültürlerine açık olmalarını sağlayan önemli bir unsurdur.

Bölgesel diller ile azınlık dillerinin menfaatlerini temsil edecek yapıların kurulması (7. mad-denin 4. paragrafı)

75. CAHLR, her devlette, kamu makamlarının bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşanların ifade ettikleri ihtiyaç ve talepleri göz önüne aldıkları mekanizmalar bulunması gerektiği kanaatindedir.

Bu nedenle, her bölgesel dil ya da azınlık dili için, bu dile ilişkin menfaatleri ulusal düzlemde temsil eden, bu dilin gelişmesine yönelik tedbirleri yürüten ve Şart’ın o dil bağlamında uygulanmasını izle-yen bir yapı bulunmasını tavsiye etmektedir. “Gerekliyse” ifadesi, diğerleri yanında, böyle bir yapının zaten bulunduğu hallerde, devletlerin aynı nitelikte yeni yapılar kurmalarının gerekli olmadığını ifade etmektedir.

Şart’ta yer alan ilkelerin coğrafi bir alana bağlı olmayan dillere uygulanması (7. maddenin 5.

paragrafı)

76. Her ne kadar Şart, tarihi olarak devletin belli bir coğrafi bölgesinde konuşulan dillere iliş-kin olsa da, CAHLR bir devlette geleneksel olarak konuşulan, ancak kesin bir coğrafi alana sahip ol-mayan dilleri göz ardı etmek istememektedir.

77. Ancak, II. Bölüm’de ortaya konulan bazı ilke ve hedeflerin coğrafi bir uygulama alanına ihtiyaç göstermesi ve bunları herhangi bir coğrafi alan belirlemeden uygulamanın zorluğu nedeniyle, bu hükümlerin bazı uyarlamalar yapılmaksızın coğrafi bir alana bağlı olmayan dillere uygulanmasının mümkün olamayacağı da kabul edilmektedir. Bu nedenle 5. paragraf, bu ilke ve hedeflerin, bu dillere mümkün olduğunca uygulanacağını ifade etmektedir.

78. 1. paragraftan 4. paragrafa kadar olan hükümlerin bazıları, hiçbir zorluk yaratmadan coğra-fi bir alana bağlı olmayan dillere de uygulanabilir; bu dillerin tanınması, saygı, anlayış ve hoşgörü ruhunu geliştirecek tedbirler alınması, ayrımcılık yasağı ve pozitif destek sunacak tedbirler alınması, devlet içerisinde veya sınır ötesinde bu dilleri konuşanlar arasında bağlar kurulması ve bu dillere iliş-kin çalışma ve araştırmalar yapılması bakımından durum böyledir. Öte yandan, idari sınırlara ve bu dilleri konuşmayanların bu dilleri öğrenmelerine ilişkin hükümler, bu tedbirler ancak belirli bir coğrafi alanda söz konusu olabileceğinden, belli bir coğrafi alana bağlı olmayan diller bakımından uygulana-mayacaktır. Son olarak, coğrafi bir alana bağlı olmayan dillerin öğretilmesi ve öğrenilmesinin sağlan-masına ve bu dillerin kamusal yaşamda kullanılmasının teşvik edilmesine ilişkin hedefler, pratik ne-denlerden dolayı, ancak bazı uyarlamalar yapılarak uygulanabilecektir.

Bölüm III – 2. maddenin 2. paragrafı çerçevesinde üstlenilen yükümlülüklere uygun ola-rak bölgesel diller ile azınlık dillerinin kamusal yaşamda kullanılmasının teşvik edilmesine yöne-lik tedbirler

Madde 8 - Eğitim

79. Bu maddenin 1. paragrafı hükümleri, sadece her bir bölgesel dil veya azınlık dilinin konu-şulduğu topraklar bakımından geçerlidir. Yine bu hükümler, “bu dillerin her birinin durumuna uygun olarak” uygulanacaktır. Yukarıda 2. maddenin 2. paragrafı ile ilgili olarak ifade edildiği üzere, bu hu-sus özellikle a’dan f’ye kadar olan alt-paragraflarda ifade edilen seçeneklerden hangisinin hangi dil için tercih edileceğiyle ilgilidir.

80. “Devletin resmi dil(ler)inin öğretilmesine halel getirmeksizin” ifadesi, 8. maddenin 1. pa-ragrafının – ve özellikle de a’dan f’ye olan paragraflarda sayılan ilk tercihin – çoğunluk tarafından konuşulan dil(ler)in öğretilmesini dışlar şekilde yorumlanmasını önlemeye yöneliktir. Dil gettoları oluşturulmasına yönelik böyle bir eğilim, başlangıç paragraflarında altı çizilen kültürlerarası ilişkilerin sağlanması ve çokdillilik ilkelerine ve söz konusu nüfus gruplarının menfaatlerine de aykırı olacaktır.

AYRIMCILIĞA KARŞI ULUSLARARASI İNSAN HAKLARI MEVZUATI 121

Şart’ın daha az yaygın konuşulan resmi dillere de uygulandığı devletler söz konusu olduğunda, bu ifade, 1. paragraf hükümlerinin, diğer resmi dillerin öğretilmesine halel getirmeksizin uygulanması anlamında yorumlanacaktır.

81. 8. madde farklı seviyelerde eğitime ilişkindir: Okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim, teknik ve mesleki eğitim, üniversite ve yetişkin eğitimi. Bu seviyelerin tümü bakımından, her bir bölgesel dil veya azınlık dilinin durumuna göre, farklı seçenekler sunulmuştur.

82. Bazı alt-paragraflar, “yeterli sayılan sayıda” ifadesini kullanmaktadır. Bu husus, bir dil grubunun durumunun, bir sınıf oluşturmak için gerekli asgari öğrenci sayısına ulaşmaya olanak tanı-madığı hallerde, kamu makamlarının bu yönde tedbirler alma yükümlülüğü buluntanı-madığını ifade eder.

Öte yandan, bölgesel diller ile azınlık dillerinin durumu düşünülerek, bir sınıf oluşturmak için aranan asgari öğrenci sayısı bakımından esneklik sağlanması ve daha az sayıda öğrencinin “yeterli sayılması”

önerilmektedir.

83. C ve d alt-paragraflarında yer alan iv. seçenek, rüşt yaşına ve eğitimin tamamlanması için öngörülen yaşa ilişkin ulusal düzenlemelerin farklılık arz ettiğini göz önünde bulundurmaktadır. Du-ruma bağlı olarak, ya öğrencilerin, ya da ailelerinin istekleri gözetilecektir.

84. Her eğitim sisteminin, orta öğretim ile meslek eğitimi ayrımı gözetmediği, meslek eğitimi-nin orta öğretimin sadece bir türü olarak kabul edildiği bilinmektedir. C ve d alt-paragraflarında oldu-ğu gibi, bu ayrım meslek eğitimine ilişkin sistem farklılıklarını da gözetmiştir. Özellikle meslek eğiti-minin büyük ölçüde stajlar yoluyla yürütüldüğü ülkelerde, bölgesel diller ve azınlık dilleri lehine ted-birlerin uygulanması zor olduğundan, devletlere en azından genel orta öğretimde daha sıkı tedbirler almayı kabul etme imkanı tanınmaktadır.

85. Üniversite ve yetişkin eğitimine ilişkin hükümler, bölgesel dilde veya azınlık dilinde eği-tim görme veya o dilin eğieği-timini alma seçeneğini sunduğu ölçüde, diğer seviyelerdeki eğieği-timlere iliş-kin düzenlemelerle benzerdir. Okul öncesi eğitimde olduğu gibi, kamu makamlarının eğitimin türüne ilişkin doğrudan yetki sahibi olmadığı haller bakımından, başka bir çözüm daha önerilmektedir. Bazı devletlerde, bölgesel dili veya azınlık dilini konuşanların sayısı, o dilde veya o dilin eğitimini üniversi-te seviyesinde sunmak için yeüniversi-terli görülmeyebilir. Bu bağlamda, özel bir anlaşma ile veya diplomala-rın tanınmasına ilişkin genel bir anlaşma ile, bölgesel bir dil veya azınlık dilini konuşan bir kimsenin, aynı dili konuşan bir başka devletteki bir üniversiteden aldığı diplomayı tanıyan bazı devletler örnek olarak verilmiştir.

86. 1. g paragrafı, bölgesel dil veya azınlık dilinin öğretilmesinin, kültürel bağlamından soyut-lanmaması kaygılarından hareketle kaleme alınmıştır. Bu diller genellikle ayrı bir tarih veya gelenekle bağlantılıdır. Bu tarih ve bölgesel kültür veya azınlık kültürü, Avrupa mirasının bir ögesidir. Bu neden-le, bu dilleri konuşmayanların da bunlara erişiminin olması arzu edilir bir durumdur.

87. Bir devlet, bölgesel bir dilin veya azınlık dilinin öğretilmesini güvence altına almayı taah-hüt ettiğinde, buna ilişkin mali kaynakları, kadroları ve eğitim malzemelerini de sağlamalıdır. Bu zo-runlu unsurun Şart’ta açıkça ifade edilmesi gerekmemektedir. Eğitim kadroları söz konusu olduğunda, bu kişilerin yetkinlikleri ve bunun bir gereği olarak da eğitim kadrolarının eğitilmesi meselesi ortaya çıkmaktadır. Bu hususun temel niteliği, bunun 1. h paragrafında özel olarak düzenlenmesine neden olmuştur.

88. CAHLR, öğretimin ve daha somut olarak okul sisteminin bölgesel diller ile azınlık dilleri-nin muhafazası bakımından önemini gözeterek, bu alanda yapılanları izlemek üzere özel bir yapı veya yapılar kurulması gerektiği görüşündedir. Böyle bir izleme kurumunun özelliklerinin ne olduğu, 1. i paragrafında belirtilmemiştir. Bu eğitimle ilgili yetkileri olan bir kurum olabileceği gibi, bağımsız bir kurum da olabilir. Bu görev, Şart’ın 7. maddesinin 4. paragrafında belirtilen yapıya da verilebilir. Her durumda Şart, izlemenin sonuçlarının kamuya açık olmasını gerektirmektedir.

HAKAN ATAMAN - HASAN SAİM VURAL 122

89. Şart normalde bölgesel diller ile azınlık dilleri için öngörüldüğü korumayı, bunların gele-neksel olarak konuşulduğu coğrafi alana hasretmektedir. Ancak 8. maddenin 2. paragrafı buna bir is-tisna getirmektedir. Bu hükmün gerisinde, günümüzdeki insan hareketliliği nedeniyle, bölgesel diller ile azınlık dillerinin etkili şekilde korunması için coğrafi alana bağlılık ilkesinin artık yeterli olmadığı-nın fark edilmiş olması yatmaktadır. Bu dilleri konuşan önemli sayıda kimse, büyük şehirlere göç et-miştir. Ancak, bölgesel diller ile azınlık dillerine ilişkin eğitim imkanlarının, bunların geleneksel coğ-rafi alanları dışına taşınmasının zorlukları gözetilerek, 8. maddenin 2. paragrafı bağlamındaki yüküm-lülüklerin, ancak bu dilleri kullananların sayısının haklı kılması halinde geçerli olacağı şeklinde esnek bir düzenleme yapılmıştır.

Madde 9 – Yargı makamları

90. Bu maddenin ilk paragrafı, bölgesel diller ile azınlık dillerini konuşan kişilerin, söz konusu tedbirlerin alınmasını haklı kılacak sayıda olduğu yargı bölgelerine uygulanır. Bu husus, Şart hükümle-rinin çoğu bakımından geçerli olan, bölgesel diller ile azınlık dillehükümle-rinin geleneksel olarak konuşulduk-ları topraklarda korunmasına ilişkin genel kuralla uyumludur. Yüksek mahkemelerin, bölgesel dil veya azınlık dilinin konuşulduğu topraklar dışında olduğu hallerde, devletin yargı sisteminin özel niteliğini ve yargı makamları arasındaki hiyerarşiyi göz önünde bulundurması gerekir.

91. 9. maddenin 1. paragrafının giriş kısmı, CAHLR’nin, tarafların eşitliği ve adli süreçte ge-reksiz gecikmeler yaşanmaması gibi yargı sistemine ilişkin temel ilkelerin, bölgesel diller ile azınlık dillerine başvurma imkanının kötüye kullanılmasına karşı korunması endişesini yansıtmaktadır. Ancak bu meşru endişe, tarafların bu paragraf çerçevesindeki yükümlülüklerine ilişkin genel bir sınırlama getirilmesini haklı kılmaz; sunulan imkanların kötüye kullanılıp kullanılmadığı, her bir olayda hakim tarafından değerlendirilecektir.

92. Cezai, hukuki ve idari yargılama arasında bir ayrım yapılmış ve her birinin özgül

92. Cezai, hukuki ve idari yargılama arasında bir ayrım yapılmış ve her birinin özgül