• Sonuç bulunamadı

II Fahrettin’in Avrupa ile Kurduğu İlişkiler

II. Araştırmanın Kaynakları

2.2. MAANOĞLU FAHRETTİN

2.2.4. II Fahrettin’in Avrupa ile Kurduğu İlişkiler

Maanoğlu Fahrettin, affından sonra da dış devletlerle irtibata geçmekten çekinmemiştir. İtalyan şehir devleti olan Toksana ile ilişkilerini güçlendiren Maanoğlu Fahrettin, ekonomiyi modernize etmek amacıyla buradan çeşitli mühendisler, mimarlar, tarım uzmanları getirmiş ve bu sayede ipek endüstrisinde büyük bir yol katetmiştir.256

Maanoğlu Fahrettin aynı zamanda kayınpederi olan Seyfoğlu Yusuf ile uzun süre çatışma yaşamıştır. Fahrettin’in bölgedeki en büyük rakibi Seyfoğlu idi. 1006/1598’de Seyfoğlu ile giriştiği mücadelede zaferle ayrılarak egemenliğini bölgenin güneyine kadar yayma fırsatı elde etmiştir. Fakat mücadeleleri devam etmiştir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Canbolatoğlu isyanıyla birlikte kayınpederiyle defalarca karşı karşıya gelmiş ve bunların çoğundan da zaferle ayrılmıştır. Kayınpederiyle olan bu mücadeleleri sayesinde sınırlarını genişletme imkanı elde etmiştir. Ordusunu bu sayede güçlü tutmayı başarmıştır. İktisadi gücünü artırarak düzenli ordular kurmuş ve tüfekli askerler edinmiştir.257

254 Traboulsi, Fawwaz, A History Of Modern Lebanon, London, 2007, s. 6.

255 Polat, Süleyman, “Kuyucu Murat Paşa’nın Celali Seferi Finansmanı”, Tarih İncelemeleri Dergisi,

XXIX/2, E.Ü.E.F.T.B., İzmir, 2014, s. 569.

256 Ziya, Lübnan’da Dini Gurupların Şekillenmesinde İç ve Dış Dinamikler, s. 92. 257 Emecen, “Fahrettin Ma’noğlu”, DİA, XII, s. 80.

Hammer, Maanoğlu Fahrettin’in 1018/1610 tarihinde Floransalı korsanların Osmanlı kadırgalarına karşı yaptığı terör faaliyetleri döneminde, bu terör faaliyetlerini organize eden Amiral Burager’i misafir ettiğinden bahsetmektedir.258 Uzunçarşılı ise aynı yılda Floransalı korsanların Osmanlı gemilerini rahatsız etmesinin üzerine Maanoğlu Fahrettin’in bu donanmayı Sayda emiri sıfatıyla Şam bölgesine bizzat davet ettiğini ve Floransa donanmasının Maanoğlu Fahrettin vesilesiyle Sayda ve Beyrut sahillerine kadar sokulduğunu aktarmaktadır.259 Traboulsi de 1019/1611 yılında Mârûnî Piskoposu ile Toksana idaresi arasında Osmanlı aleyhine olan bir ittifak oluşturulduğundan bahsetmektedir. Zaten Canbolatoğlu Ali Paşa isyanından sonra Maanoğlu Fahrettin, Toksanalılarla ittifak yaptığı bütün kaynaklarda yer almaktadır.

Fahrettin, Toksana Dükalığı ile olan bu iyi ilişkileri ve derin siyasi aklıyla birlikte bölgenin en güçlü lideri konumuna gelmeyi başarmıştır. 1019/1611 yılına gelindiğinde bu sayede 30.000 kişilik bir ordu kurmuş, aynı zamanda 30 adet kalenin hakimiyetini ele geçirmiştir.260 Osmanlı Devleti’nin daha sonra bunu anlaması üzerine Fahrettin Floransa’ya kaçmak zorunda kalmıştır.261

Osmanlı Devleti, Maanoğlu Fahrettin’in Toksanalılarla ittifakını ve misyonerlik faaliyetlerini öğrenince Hafız Paşa’yı Sayda ve Beyrut sahillerine göndererek zaten vergilerini göndermeyen Maanoğlu Fahrettin’den vergileri göndermemesini de bahane ederek Hafız Paşa’dan vergileri tahsil etmesini istemiştir. Bunun üzerine Hafız Paşa 60 gemi ile desteklenen bir kara harekatı tertiplemiştir. İşte bu baskılardan dolayı Fahrettin yerine büyük oğlu Ali’yi ve yanına da yardımcı olarak kardeşi Yunus’u tayin edip bir Fransız gemisiyle 1022/1613’te Floransa’ya kaçmak zorunda kalmıştır.262 Ali ve Yunus ise bu vazifeyi ancak Bab-ı Ali yönetiminin yerel idarecilerine rüşvet vermek suretiyle yerine getirebilmişlerdir.263

258 Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, VIII, s. 96. 259 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III, s. 148. 260 Traboulsi, A History Of Modern Lebanon, s. 6. 261 Acun, Türkler Ansiklopedisi, IX, s. 704.

262 Tekindağ, Şehabettin, “Dürziler”, İ. A., III, s. 669. 263 Traboulsi, A History Of Modern Lebanon, s. 6.

Fahrettin, Floransa’dan da bir gemiye binerek 30 Recep 1022/15 Eylül 1613 tarihinde264 Malta’ya gitmiştir.

Maanoğlu Fahrettin, kendisinin Godefroy de Bouillon neslinden geldiğini ve Lorraine Hanedanı’na mensup olduğunu ve Toksana Dükaları ile akraba olduğunu iddia etmiştir. Buna göre Selahattin Eyyübi, Kudüs’ü fethettiği zaman buradan kaçan Fransız askerleri ile İsmaili mezhebine bağlı kimseler bir araya gelmişler ve Dürzîlik mezhebi meydana gelmiştir. Fransız askerleri tek bir prensle idare edilmeye alıştıkları için bu cemaati de tek liderle yönetilmeye alıştırmışlardır. Ortak bir anlaşmayla da prensliği Godefroy de Boillon ailesinden olan bir Frenk senyörüne teslim ettiler. Krallık tacı nesilde nesle geçtiği için, doğal olarak bölgede hakimiyet kuran Fahrettin bu hakimiyetini ırsi olarak elde ettiğinden dolayı Toksana Dükaları ile akraba olduğunu iddia etmiştir.265

Maanoğlu Fahrettin, İtalya’da V. Paul tarafından karşılanmış ve çok iyi ağırlanmıştır.266 Papalığın her fırsatta Müslüman milletlerin üzerine haçlı seferleri düzenleme gibi bir alışkanlığını göz önüne alacak olursak, kendisinde isyan etme ve hain emeller taşıma potansiyelini Maanoğlu Fahrettin’de gören dönemin papası V. Paul’un, Maanoğlu ile görüşmüş olması ve onu karşılamış olması kuvvetle muhtemeldir.

XVII. yüzyılda Maanoğlu Fahrettin’in Papalık ve İtalyan devletiyle kurduğu bu ilişkiler üzerine Fahrettin’in mensup olduğu Dürzîlerin menşei hakkında da bir hikaye yazıldığı kaynaklarda yer almaktadır. Bu hikayeye göre, “Druzes” ismi “Comte de Dreux” ismine dayanmaktadır. Comte de Dreux ismindeki şahıs XII. yüzyılda Haçlıların safında Müslümanlarla yapılan savaş neticesinde ordunun dağılmasından sonra bir dağa kaçmıştır. Zamanla bir takım dindaşlarının da bu dağa gelerek Comte de Dreux’un etrafında toplanmasıyla büyük bir topluluk meydana gelmiştir. İşte bu topluluğa “Dürzî” denmiştir. Şehabettin Tekindağ’ın belirttiğine göre, bu hikaye XVII. yüzyılda bütün Avrupa’ya yayılmış ve bu, Maanoğlu

264 Emecen, “Fahrettin Ma’noğlu”, DİA, XII, s. 80.

265 Tekindağ, “Dürzi Tarihine Dair Notlar”, Tarih Dergisi, VII, Sayı: 10, ss. 145-146.

266 Üçel-Aybet, Gülgün, Avrupalı Seyyahların Gözünden Osmanlı Dünyası ve İnsanları (1530-1699),

Fahrettin’i destekleme maksatlı yapılmıştır. Bununla beraber bu hikayenin Maanoğlu Fahrettin’den önce Papalık tarafından bilindiği de ifade edilmektedir. Çünkü Dürzîlerin 845/1441 yılında Roma’da Papa tarafından sanki Hıristiyan kolonilerinden gelen elçiler gibi kabul gördüğü belirtilmektedir.267

Maanoğlu Fahrettin’in kendisinin Lorraine Hanedanı’na mensup olduğu iddiasının arkasında da yukarıda bahsi geçen hikayenin yatması muhtemeldir. Çünkü Şehabettin Tekindağ’ın aktardığı bu hikayeye göre Fahrettin, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi I. Kudüs Kralının soyundan geliyordu. Fakat hikayenin aslının olmadığına dair delilleri de Tekindağ makalesinde izah etmektedir.268