• Sonuç bulunamadı

İpşir Paşa’nın Halep’te İsyan Zemini Araması

II. Araştırmanın Kaynakları

3.1. İPŞİR PAŞA’NIN İSYAN GİRİŞİMİ

3.1.1. İpşir Paşa’nın Halep’te İsyan Zemini Araması

İpşir Paşa hakkında Abaza Mehmet Paşa’nın akrabası olduğu kaynaklar tarafından bildirilmiştir. Mehmet Paşa’nın kız kardeşinin oğlu, yani yeğenidir.335 Yani Abaza olduğu kuvvetli bir ihtimaldir. Ayrıca İpşir Paşa, Abaza Mehmet’e gerçekleştirdiği isyanda da destek vermiştir.336

Abaza Mehmet ile birlikte ölünceye kadar mücadele eden İpşir Paşa, 1045/1635 yılında Sultan IV. Murat ile birlikte Revan seferine, 1049/1639 yılında ise Bağdat seferine katılmıştır. XVII. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise İpşir Paşa

335 Türkal, Nazife Karaçay, Silahdar Fındıklılı Mehmed Ağa Zeyl-i Fezleke, Doktora Tezi, Marmara

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul, 2012, s. 24.

devletin ileri gelenleri tarafından dikkate alınıyordu. İpşir Paşa 1056/1646 yılında ise Derviş Mehmet Paşa ile birlikte isyan ederek açıkça ilk isyanını gerçekleştirmiştir. Daha sonra devlet asilere makam vererek isyanı bertaraf etme yoluna gitmiş ve İpşir Paşa’ya da Anadolu Beylerbeyliği verilmişti. Bununla birlikte Kara Haydaroğlu Mehmet’in tedibi için görevlendirilen İpşir Paşa, bunun ardından Vardar Ali Paşa üzerine Serdar tayin olunmuştur.337

Abaza Hasan Paşa ilk defa huzursuzluk çıkardığı zaman İpşir Paşa Abaza Hasan’ın üzerine gönderilmek istendiyse de, İpşir Paşa buna pek yanaşmak istememiştir. Yerine Karaman’dan Katırcıoğlu Mehmet Paşa atanmıştı.338 İpşir Paşa, Abaza Hasan ile birlikte hareket etmeye başlamıştı. Siyavuş Paşa sadrazam olunca Abaza Hasan ve İpşir Paşa ile irtibata geçerek isyana son vermelerini istemişti. Fakat Abaza Hasan ocak ağalarının katledilmesini istemiş ve katledilmedikleri takdirde mücadelelerine devam edeceğini bildirmişti. Ocak ağalığını İstanbul’da son verilince İpşir Paşa Bağdat’a vali tayin edilmek istendiyse de İpşir Paşa bunu kabul etmemiştir. Bunun üzerine Siyavuş Paşa’ya İpşir Paşa’nın sadrazam olmak istediği bildirilince Siyavuş Paşa; “Dağ başında mühür istenmez. Mühre talip ise buraya gelsin” karşılığını vermişti. Bu arada İpşir Paşa’nın Bursa üzerine yürüyeceği haberleri yayılmaya başlamıştı. Bursa’da savunma tedbirleri alınırken diğer taraftan arabuluculardan Boynu Eğri Mehmet Paşa, Silahtar ağası Parmaksız Hüseyin Ağa ve ocaktan Samsuncu Mustafa Ağalar İpşir Paşa’ya gönderilerek barış sağlanmak istenmişti. Neticede aralarında bir senet yazılıp 200 kişi tarafından imza edilerek barış sağlanmış oldu.339 Ayrıca kendisine asilikten vazgeçmesi için 1062/1652’de Halep valiliği verilmiştir.

Görev yeri olan Halep’e giden İpşir Paşa, devletin kötü gidişatına son vermek için içten içe sadrazam olmayı arzulamaktaydı. Zaten Halep halkı da adilane yönetimi karşısında arkasında yer alacaktı. Hatta halka bu fikirlerini açmak için

337 Aktepe, M. Münir, “İpşir Mustafa Paşa ve Kendisiyle İlgili Bazı Belgeler”, İÜEFD, İstanbul, 1970,

Sayı: 24, ss. 45-46.

338 Uluçay, Çağatay, XVII. Asırda Saruhan’da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri, İstanbul, 1944, s.

303,320,321.; Türkal, Silahdar Fındıklılı Mehmed Ağa Zeyl-i Fezleke, s. 24.; İlgürel, “Abaza Hasan”,

DİA, I, s. 11. Bir başka rivayete göre ise Kara Mustafa Paşa isyanı bastırmakla görevlendirilmiştir.

Detaylı bilgi için bkz. Denktaş, Mustafa, “İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi”, Vakıflar

Dergisi, XXVI, Ankara, 1997, s. 193.

yemek dahi vermiştir. İleri gelenleri bir yemekte toplayan İpşir Paşa devletin kötü gidişinden rahatsız olduğunu, rüşvetin kalkmadan bu kötü gidişin son bulmayacağını, askerin fitneden arınması gerektiğini, halkın zulüm gördüğünü dillendirmiştir. Ayrıca vali ve kadıların üç seneden önce azledilmeleri gerektiğinden ve para ayarının düzene konulması gerektiğinden bahsetmiştir. Yemeğe katılanlardan Kuran üzerine el bastırarak talak üzerine yemin alan İpşir Paşa, Bağdat, Erzurum, Diyarbakır, Sivas, Karaman gibi eyaletlerin idarecilerine mektuplar göndererek Maraş’a davet etmiştir.340

İpşir Paşa’dan mektupları alan beylerden Konya beyi Katırcıoğlu’nun verdiği cevap ilginçtir. Çünkü Katırcıoğlu da eski bir eşkıyadır. Şöyle cevap vermiştir:

“Bakın bire herifler! paşanız beni öldürmek istedi, öldüremedi. Hala böyle suret-i salahda tuğyan etmek ister. Ben dağ başında bir harami iken Hak Teala bana böyle büyük ekmek verdi, asla padişah nusretinden dönmezim ve üzerime gelirse altı bin yarar askerim vardır; derbendleri kapayıp basıp kırarım ve size mektup dahi vermem, cevabım dahi budur; varın istediğiniz gibi söyleyin bire kahbe avrat gidiler”341

Bu cevaptan anlaşıldığı üzere Katırcıoğlu artık eski günlerine tekrar dönmeyi arzu etmemektedir. İpşir Paşa’nın mektubuna diğer beylerin de hemen hemen hepsi olumsuz cevap vermişlerdir. Hükümet ise bu duruma yeni bir isyana sebebiyet vermemek için sessiz kalmayı tercih etmiştir.

İpşir Paşa, devletin zulmettiğinden ve halkın zulüm gördüğünden bahsederek yegane kurtarıcı olarak kendini göstermiştir. Fakat kendi yaptığı zulümler açıkça ortadayken bu şekilde beyleri isyana teşvik etmesi makam ve mevki hırsıyla yanıp tutuştuğunu göstermeye kafidir. Münir Aktepe’nin makalesinde İpşir Paşa’nın her ne kadar Halep’te adilane bir yönetim sergilediğini belirtse de Karaman’da yaptıklarını örnek göstermektedir.342 Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan belgeler de, İpşir Paşa’nın yaptığı zulümleri rtaya koymaktadır. Mesela; İpşir Paşa Karaman

340 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III, s. 276.; Goffman, Daniel, Osmanlı Dünyası ve Avrupa 1300–

1700, Çev.: Ülkün Tansel, İstanbul, 2004, s. 239.

341 Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III, s. 276.

Beylerbeyi olduğu dönemlerde Ahmet isminde birisinin atına haksız yere el koymuştur. Ahmet’in İstanbul’a şikayette bulunması üzerine İpşir Paşa iftir atarak “İmamı hutbeden zorla indirmiştir” demiştir. Bunun üzerine İstanbul, Ahmet’i haklı bularak mallarının telafisini İpşir Paşa’ya emretmiştir.343