• Sonuç bulunamadı

II. Araştırmanın Kaynakları

2.1. CANBOLATOĞLU ALİ PAŞA

2.1.2. Canbolatoğulları’nın Ataları

2.1.2.6. Canbolatoğlu Hüseyin Bey

Hüseyin Bey hem babasının hem de Sultan Selim’in büyük iltifatlarına mazhar olmuş bir beydi. Babası özel ilgi ve alakayla yetişmesini sağlamak için çaba sarfetti. Bu yüzden kendisinden büyük ağabeyleri olmasına rağmen babası tarafından velayete layık görüldü. Kardeşi Habib Bey’in kendisini Cafer Bey’i öldürmekle suçlamasına, Habib Bey’in çeşitli hilelerle vezirleri dahi aldatarak Kilis Beyliğini kendisinden almasına ve birçok çekişmelere rağmen sonunda beylik tekrar Hüseyin Bey’e geçti. Hüseyin Bey kimseyle çatışmaya girmeden uzun süre görevini hakkıyla yerine getirdi ve kısa sürede siyasi kariyerini ve itibarını yükseltmeye başladı. Bu süre zarfında sancağında askeri gücünü kısa sürede artırdı. Sonuçta 988/1581 yılında Halep emiri oldu.

80 Konyalı, Abide ve Kitabeleriyle Kilis Tarihi, s. 430; Şerefhan, Şerefname, s. 255-256; Haşşi, Ali

Paşa Canbulad, ss. 49-50.

81 Akis, “Kilis Sancağında Canbolatoğulları Ailesinin Yönetimi”, Şehirlerin Sevdalısı İbrahim Hakkı

Taradığımız kaynaklarda nedenine ulaşamasak da bu tarihten sonra Canbolatoğlları’nı Kilis’ten uzaklaştırarak bölgeyi Osmanlı Devleti, Dev Süleyman’a vermiştir. Hazineye olan borcundan dolayı da Hüseyin Bey hapsedilmiştir. Muhtemelen Canbolatoğulları’nın Kilis’ten uzaklaştırılıp yerine Dev Süleyman’ın görevlendirilmesinin nedeni Hüseyin Bey’in hazineye olan borcu olsa gerekir. Daha sonra Hüseyin Bey hapisten çıkarak topraklarını Dev Süleyman’dan almaya muvaffak olmuştur.82

Hüseyin Bey bu bölgede giderek güçleniyordu. Osmanlı Devleti her ne kadar güçlü bir beyin bu bölgede isyan edeceğinden endişe duysa da müdahale etmemiş, tam aksine Hüseyin Bey’in bu gücünden istifade etme yoluna gitmiştir. Hatta Sinan Paşa’nın oğlu Muhammet Paşa Habeşistan’daki isyanı bastırmak için yola çıktığında Hüseyin Bey en büyük destekçisi olmuştur. Muhammet Paşa ile Habeşistan’a giden Hüseyin Bey’in yokluğunda Sükkaniye fırkasından Rüstem adlı bir asi tarafından Kilis yağmalanmıştı.

Hüseyin Bey’deki bu azim ve kısa zamanda elde ettiği bu güç, kendisinin Osmanlı Devleti’nde Beylerbeyi makamına yükselmeyi arzu etmesini güçlendirmeye başladı. Bu amaçla Sultanlık Divanı’na, Trablusşam Eyaleti’nin kendisine verilmesine karşılık olarak Kilis’in Tarblusşam’a bağlı kalmasını, kendisi bu görevden azledilinceye kadar bu durumun devam edebileceğini ve benzeri şartlarla Trablusşam Eyaleti’ndeki özel Sultanlık emlakından büyük bir miktar ödeme sözü verdi. Bu temennisini yetkililere arz edince olumlu karşılandı ve 1001/1593 tarihinde Trablusşam Beylerbeyliği görevine tayin edildi. Ayrıca kendisine “Paşa” unvanı verilerek “Hüseyin Paşa” ismiyle anılması konusunda Padişah tarafından emirname yayınlandı. 83

Bu sırada “Kamize” adıyla anılan Arap önderlerinden biri bu vilayette bazı şartlarla mültezim olarak bulunuyor ve bu şartlarla görevini ifa ediyordu. Kamize, Mevlana Sa’dü’l-Mille ve’d-Din Hoca Efendiye bağlı olarak çalışıyordu. Kamize’yle

82 Selaniki, Mustafa Efendi, Tarih-i Selaniki, Haz. Mehmet İpşirli, II, Ankara, 1999, s. 276.; Griswold,

Anadolu’da Büyük İsyan, s. 112.; Haşşi, Ali Paşa Canbulad, ss. 50-53.

83 Bu hadiseyi Şerefhan eserinde daha detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Bkz. Şeref Han, Şerefname,

bu Hoca Efendi arasında iyi bir uyum ve yakın bir ilişki söz konusuydu. Bu samimiyete binaen Kamize, Hoca Efendi’den 10000 filori değerinde altın ödünç almıştı. Kamize, Canbolatoğlu Hüseyin Paşa’nın Beylerbeyliği görevine tayin olunduğunu öğrenince bu altınlarla birlikte direk İstanbul’a yol tuttu. Tam bu sırada Hüseyin Paşa da Asitane’den Trablusşam’a doğru hareket etmişti. Kamize ise yolda kayboldu ve bir süre sonra öldürülmüş olarak yıkık bir handa cesedi bulundu.

Kamize’nin ölümünden ise Hüseyin Paşa’yı sorumlu tuttular. İşte bu sebeptendir ki Kamize ile olan dostluğu sebebiyle Hoca Efendi, Hüseyin Paşa’ya düşmanlık yapmaya başladı. Bu durum ise Hüseyin Paşa’nın Trablusşam’dan azledilmesine neden oldu.84 Yemişçi Hasan Ağa Hüseyin Paşa’yı yakalayıp yargılaması için görevlendirildi. Yemişçi Hasan Ağa Hüseyin Paşa’yı yakalayarak Halep Kalesi’ne hapsetti ve Kamize’nin ölümünden dolayı yargılandı fakat suç kendisinde şer’an sabit olmadığı için 1005/1597 yılında serbest bırakıldı. Bunun üzerine Hüseyin Paşa tekrar eski prestijini kazanabilmek adına girişimlerde bulunmaya başladı.85

Bu arada Halep Vilayeti de yeniçeriler tarafından yağmalanmış, bunun üzerine Halep valisi Nasuh Paşa 1011/1603 yılında, Hüseyin Bey’den yardım istemişti. Hüseyin Bey de yeğeni Ali Paşa’yı Halep’e yardıma göndermiş ve yeniçeri baskını kısa sürede bastırılmıştı. Fakat kısa bir süre sonra Nasuh Paşa’yla Hüseyin Bey’in arası açıldı. Çünkü Nasuh Paşa bölgede bu kadar güç ve otoriteye sahip bir lideri tehlike olarak görmekteydi. Bu yüzden Hüseyin Bey’i ortadan kaldırmak için mücadele etmeye çalıştı. Fakat Çağalazade Sinan Paşa İran seferleri esnasında Nasuh Paşa’yı Halep valiliğinden azlederek yerine Hüseyin Bey’i atadı. Muhtemelen Sinan Paşa bu hamlesiyle Hüseyin Bey’in askeri yeterliliğini kullanmak istedi. Nasuh Paşa ise Sinan Paşa’nın bu kararına uygun hareket etmeyerek Halep’te isyan etti ve Hüseyin Bey’i Halep’e sokmama kararı aldı. Hüseyin Bey ise Halep’e 1012/1604 yılında girmeye muvaffak oldu.86

84 Selaniki, Tarih-i Selaniki, I, s. 314. 85 Şerefhan, Şerefname, s. 258.

Canbolatoğlu Hüseyin Paşa’nın makamlar elde etmesine vesile olan Çağalzade Sinan Paşa 1013/1605 yılında İran üzerine sefere çıktı. Bu seferde bölgedeki vilayetlerin emirlerinden ordularıyla destek vermelerini istedi. Fakat Canbolatoğlu Hüseyin belki de Halep’teki otoriteyi koruma adına asker toplamada gevşek davranmıştır.

Kaynakların kimine göre Canbolatoğlu savaşa iştirak etmemiş, kimine göre ise çok geç katılmış ve kayıpsız savaşı neticelendirmiştir. Canbolatoğlu’nun bu gevşekliği ise canına mal olmuştur. Çünkü Sinan Paşa, bu gevşeklikten dolayı Canbolatoğlu’na öfkelenmiş ve onu öldürtmüştür. Safi ise kötü niyetli kimselerin verdiği haberlere kanarak Canbolatoğlu Hüseyin’in geri dönüp gittiğini aktarır.87 Uzunçarşılı, Sinan Paşa’nın Canbolatoğlu Hüseyin Paşa’yı kendi elleriyle öldürdüğünü bildirmektedir.88

Eldeki kaynakların neredeyse tamamına yakını Hüseyin Paşa’nın Sinan Paşa tarafından öldürülmesi bahanesiyle Canbolatoğlu Ali Paşa’nın devlete isyan ettiği görüşündedir. Başlatılacak olan bu isyanın en önemli özelliği hiç şüphe yok ki; salt bir isyandan öte devleti yıkma amacı gütmesidir. Hüseyin Paşa öldürüldükten sonra yerine geçen Canbolatoğlu Ali Paşa’ya bölgedeki Kürtler aşiret geleneği olarak liderlik geçmiştir.