• Sonuç bulunamadı

C- Asıl İnceleme veya Tahkikat

V- İstinafta Duruşma Aşaması

Bölge adliye mahkemesi tarafından tahkikat aşaması duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılabileceği gibi duruşma yapılmak suretiyle de yapılabilir143. Temyiz incelemesinden arz ettiği farklılıklar nedeni ile istinaf aşamasında kural tahkikat aşamasının duruşmalı yapılmasıdır. Kural duruşmalı yargılama olmasına karşın HMK'nın 353. maddesinde bu kuralın önemli istisnalarına yer verilmiştir.

Maddede yer alan düzenlemeye bakıldığında duruşma yapılmaksızın verilen kararların duruşma yapılarak verilenlerden fazla olduğu görülmektedir144.

1- İstinaf Yargılamasında Duruşma Yapılmayacak Haller

İstinaf mahkemesinde, ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra doğrudan duruşma aşamasına geçilmez, öncelikle bölge adliye mahkemesi tarafından duruşma yapılıp yapılmayacağına karar verilir145. Kanunda usule ilişkin ve esasa ilişkin ayrımlar yapılarak belirtilen durumlarda duruşma yapılmaksızın incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmiştir.

Doktrindeki bir görüşe göre bu ayrım, duruşma yapılmasına gerek olmayan hallere ilişkin kanuni düzenlemenin incelenip istinaf mahkemesi tarafından duruşma yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesinin, yargılamaya duruşmalı olarak devam etmekten daha zahmetli ve uzun olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Ayrıca düzenlemenin yargılamaya duruşmalı devam edip etmeme noktasında tereddüt

142 Budak/ Karaaslan, s. 371; Meraklı Yayla, s. 35.

143 Albayrak, s. 93.

144 Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz, s. 604; Budak/ Karaaslan, s. 359; Albayrak, s. 93.

145 Alangoya/ Yıldırım/ Deren Yıldırım, s. 533; Atay Coşkun, s. 275.

yaratacağı, bu durumda ise yargılamanın muhakkak duruşmalı yapılması gerektiği ileri sürülmüştür146.

Kanuni düzenlemeye bakılacak olursa, HMK'nın 356. maddesinde; “353.

maddede belirtilen hâller dışında inceleme, duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda duruşma günü taraflara tebliğ edilir.” Aynı Yasanın 353. maddesinde; “Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. Bu haller; davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması, ileri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması, mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması, diğer dava şartlarına aykırılık bulunması, mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması, mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması. Davanın esasıyla ilgili olarak; incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.” şeklinde yer almıştır. Düzenleme, ilk derece mahkemesinin daha dikkatli çalışmaya ve karar vermeye yöneltmektedir. Yapılan ağır usuli hataların bölge adliye mahkemesi tarafından düzeltilmeyeceğini bilen ilk derece mahkemesi bu doğrultuda karar verecektir147.

146 Kuru, Ders Kitabı, s. 489.

147 Atay Coşkun, s. 277.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen ve usule ilişkin hususlarda duruşma yapılmasına gerek olmayan bu haller, ağır usul hataları olarak belirtilebilir148. Bölge adliye mahkemesince, bu hataların varlığı halinde dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir149. Verilen bu karar kesin niteliktedir.

Doktrinde, ağır usuli hatalarla verilen bu kararların, aslında gerçek anlamda bir karar niteliğini taşımadığı, şeklen bir karar olduğu, bölge adliye mahkemesince de bu kararların yalnızca denetime tabi tutulup bir incelemeye konu olamayacağı belirtilmiştir150.

Davanın esasına ilişkin olarak kural, duruşmalı yargılama yapılması iken kanunda belirtilen istisnai durumlarda dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın esası hakkında karar verilebilmektedir. Duruşma yapılmaksızın esas hakkında karar verilebilmesi için ya yargılamada bir eksiklik bulunmamalıdır ya da var olan eksiklik duruşma yapılmasına gerek olmadan tamamlanabilir mahiyette olmalıdır151.

İlk derece mahkemesi kararının usul ve esası yönünden yapılan inceleme neticesinde kararın hukuka uygun olduğu kanaati hâsıl olursa, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilir152. Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı belirlenir, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmezse başvuru esastan reddedilir153.

Duruşma yapılmaksızın davanın esası ile ilgili verilecek diğer bir karar da, ilk derece mahkemesinin yargılamayı usule uygun şekilde tamamlayıp kanunun olaya uygulanmasında hata etmiş olmasında veya kararın doğru fakat gerekçesinin yanlış olması halinde mümkün olacaktır. Bu halde bölge adliye mahkemesi, mevcut yanlışlığı duruşma yapılmasına gerek duymadan düzelterek kararını verecektir154. Verilen bu karar Yargıtay'ın düzeltilerek onama kararlarına benzetilse de, esas bakımından kararlar birbirinden farklılık arz etmektedir. Yargıtay'ın temyiz

148 Pekcanıtez/ Atalay/Özekes, s. 481; Budak/ Karaaslan, s. 362; Albayrak, s. 94.

149 Kuru, Ders Kitabı, s. 486; Alangoya/ Yıldırım/ DerenYıldırım, s. 533; Pekcanıtez/ Atalay/

Özekes, s. 481.

150 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 481.

151 Karslı, s. 728; Albayrak, s. 95.

152 Kuru, Ders Kitabı, s. 486.

153 Akkaya, s. 305.

154 Çiftçi, M., s. 477; Akkaya, s. 306.

incelemesi sonunda, ilk derece mahkemesinin kararı üzerinden sadece bir düzeltme yapılmakta iken istinaf incelemesi sonucu bölge adliye mahkemesinin verdiği karar, esasa ilişkin yeni bir karardır155. Ayrıca Yargıtay'ın düzeltilerek onama kararları kesin nitelikte iken, bölge adliye mahkemesinin düzelterek esas hakkında verdiği yeni karar, kural olarak temyize tabidir.

İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada birtakım eksiklikler, istinaf incelemesi sırasında tespit edilmiş ve fakat bunların giderilmesi duruşma yapılmasını gerektirmiyor ise bu halde de dosya üzerinden esas hakkında karar verilebilecektir156. Davanın esasıyla ilgili duruşma yapılmaksızın karar verilmesi durumunun dar yorumlanması gerektiği, tereddüt halinde adil yargılanma hakkının zedelenmemesi için duruşma açılıp yargılamanın devam ettirilmesi gerektiği doktrinde savunulmaktadır157.

Alman hukukunda da, duruşma yapılmaksızın esas hakkında karar verilmesi mümkündür. Ancak, bu kararların verilebilmesi için istinafa başvuran tarafın görüşüne başvurma zorunluluğunun bulunması hukukumuzdan farklılık arz etmektedir158.

2- İstinaf Yargılamasında Duruşmanın Yapılması

Bölge adliye mahkemesi tarafından duruşma yapılıp yapılmayacağı her dosya için ayrı ayrı değerlendirilecektir. Yargılamanın duruşmalı yapılmasına karar verilmesi halinde duruşma günü, bölge adliye mahkemesince taraflara tebliğ edilir159. Çıkarılan tebliğ HMK'nın 358. maddesine uygun olmalıdır. Bahsi geçen maddede

“Duruşmalı olarak incelenen işlerde taraflara çıkartılan davetiyelerde, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yokluklarında yapılarak karar verileceği hususu ile başvuran tarafa çıkartılacak davetiyede, ayrıca, yapılacak tahkikatla ilgili

155 Akkaya, s. 307; Çiftçi, M., s. 480; Budak/ Karaaslan, s. 370; Atay Coşkun, s. 284.

156 Görgün, s. 429; Çiftçi, M., s. 491; Akkaya, s. 307; Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz, s. 608.

157 Kuru, Ders Kitabı, s. 487; Görgün, s. 429; Akkaya, s. 307; Atay Coşkun, s. 286.

158 Alangoya/ Yıldırım/ Deren Yıldırım, s. 534.

159 Kuru, Ders Kitabı, s. 487 vd.; Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 482; Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz, s. 604; Gençcan, Ömer Uğur: Hukuk Davalarında İstinaf ve Temyiz Uygulaması, Ankara- 2018, s. 191.

olarak bölge adliye mahkemesince belirlenen gideri duruşma gününe kadar avans olarak yatırması gerektiği açıkça belirtilir. Başvuran, kabul edilebilir bir mazerete dayanarak duruşmaya gelemediğini bildirdiği takdirde, yeni bir duruşma günü tayin edilerek taraflara bildirilir. Başvuran mazeretsiz olarak duruşmalara katılmadığı veya tahkikatla ilgili giderler süresi içinde yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.” denilmiştir.

Bölge adliye mahkemesinde tahkikat işlemleri yapılacaksa örneğin, tanık dinlenecekse yargılamanın duruşmalı yapılması zorunludur160. Bölge adliye mahkemesindeki duruşmalı yargılama faaliyeti ilk derece mahkemesindeki yargılamanın niteliği ile benzerlik gösterir. Davanın esasıyla ilgili olarak vakıa değerlendirmesi yapılıp, deliller toplanır, ancak tüm bunlar istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmaktadır161. Örneğin, ilk derece mahkemesindeki beyanı yeterli görülmeyen tanık tekrar dinlenebilir, yeniden bilirkişi raporu alınıp, ilk derece mahkemesindeki yargılamada yemin usulüne uygun yapılmamışsa yemin tekrarlanabilir162.

Önemli bir husus da, dosyanın işlemden kaldırılmasının istinaf yargılamasında uygulanmamasıdır. İstinafa başvuran taraf, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilecektir. Ancak dosya içeriğinden karar verilmesi mümkün görülmüyor ise, bu halde istinaf başvurusunun reddine karar verilecektir163.