• Sonuç bulunamadı

E- İstinaf İncelemesi Sonunda Verilebilecek Kararlar

III- Esasa İlişkin Kararlar

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama hukuki kurallara uygun olarak yapılmış ve ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırılık teşkil etmiyor ise bu halde bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilir187. Bu karar Yargıtay'ın onama kararına benzetilse de, istinaf incelemesinde vakıa ve hukuki denetim yapılarak davanın esası hakkında karar verildiğinden, istinaf başvurusunun esastan reddi ile Yargıtay onama kararı bu noktada farklılık arz eder188.

İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı taraflarca ileri sürülen istinaf sebeplerinin haklılığı halinde, bölge adliye mahkemesince dosyada esas inceleme yapılarak ilk derece mahkemesinin kararı değiştirilip davanın reddi ile kısmen veya tam kabulüne karar verilebilir189.

İstinaf incelemesi sırasında, yargılamayı sona erdiren taraf usul işlemlerinden feragat, sulh ve davanın kabulü ile karşılaşılması halinde bölge adliye mahkemesince nasıl karar verileceğine dair kanunda ayrıca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu

185 Musielak, Hans- Joachim: Zivilprozessordnung Kommentar, 7. Auflage, München, 2009, s.1449'dan naklen; Çiftçi, M.,s. 651.

186 Fasching, Hans W.: Lehrbuch des österreichischen Zivilprozessrecht, 2. Auflage, Wien 1990, s. 916'dan naklen; Akkaya, s. 326.

187 Kuru, Ders Kitabı, s. 491; Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz, s. 607 vd.; Atalı/ Ermenek/

Erdoğan, s. 629.

188 Akkaya, s. 322.

189 Ercan, s. 785; Budak/ Karaaslan, s. 360; Karslı, s. 732; Taşpolat Tuğsavul, s. 347.

hallerde, kıyas yolu ile ilk derece mahkemesince verilen kararlara benzer kararlar verilerek, taraf iradeleri esas alınıp yargılama sonra erdirilir190.

Davanın kabulüne karar verilip de davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulur ve bu aşamada davacı davasından feragat ederse istinaf mahkemesi davacının feragatini dikkate alıp davanın reddine karar vermelidir191. Burada feragate rağmen yargılamaya devam edilmesi mümkün değildir. İstinaf incelemesinde feragatin dikkate alınması vakıa incelemesinin bir sonucudur192.

190 Kuru, Ders Kitabı, s. 375; Atay Coşkun, s. 303; Budak/ Karaaslan, s. 361; Taşpolat Tuğsavul, s. 350.

191 Akkaya, s. 356.

192 İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 02/01/2020 tarihli, 2019/1985 Esas ve 2020/1 Karar sayılı kararında “Her ne kadar davacı vekili tarafından davalı aleyhine işçilik alacaklarına dair açılan davanın yargılama sonucu verilen kararına karşı davalı vekilince istinaf başvurusu yapılmış ise de, davacı vekilinin 24.12.2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği belirlenmiştir. Feragat tek taraflı irade beyanıyla yapılan ve tamamlanan usul işlemi olduğundan davacının davadan feragat etmesi nedeni ile davanın HMK’nın 307.maddesi gereğince feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davalı açısından davadan feragat edilmekle bu açıdan davalının istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir….Açıklanan sebeplerle ve tüm dosya kapsamına göre İzmir 4. İş Mahkemesi’nin 2019/10 Esas ve 2019/300 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasıyla davanın feragat nedeniyle reddine ve bu açıdan davalı tarafın istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir.” denilerek davacının davadan feragatinin istinaf aşamasında değerlendirildiği görülmektedir. (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)

Diğer yandan feragate ilişkin hüküm verme yetkisinin ilk derece mahkemesinde olduğu gerekçesiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar veren bölge adliye mahkemesi kararlarına da rastlanmaktadır. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2019 tarihli, 2018/3004 Esas ve 2019/2010 Karar sayılı kararı “Dosya istinaf aşamasında iken, davacı asıl 16/10/2019 günlü dilekçesi ile davadan feragat etmiştir.

Davacı asılın feragatine ilişkin beyanının, HMK 307 ve 311.maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu sabittir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 11/04/1940 gün ve 70 sayılı HGK’nın 21/11/1981 gün ve 1981-2-551 sayılı kararları uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan ve istinaf incelemesine engel oluşturan davacının davadan feragatine ilişkin hüküm verme yetkisinin hükmü veren mahkemeye ait olduğu anlaşılmıştır….Davacının davadan feragat ettiğine dair beyanının ilk derece mahkemesince değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” şeklindedir. (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)

Yargıtay uygulamasında ise, sadece hukuki denetim yapılması nedeni ile feragatin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi şeklinde kararlar verilmektedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 24/09/2019 tarihli, 2019/3541 Esas ve 2019/7017 Karar sayılı ilamında hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan feragat hakkında karar verme yetkisinin, hükmü veren mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle feragatin dikkate alınarak ret kararı verilmesi için dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27/05/2019 tarihli, 2018/12975 Esas ve 2019/9153 Karar sayılı ilamında “Kütahya İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28/09/2017 tarih ve 2017/58 E. 2017/346 K.

sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 17/05/2018 tarih ve 2018/1053 E. 2018/1063 Karar sayılı

Tarafların sulh olmaları veya davacının davayı kabul etmesi halinde ise, bölge adliye mahkemesince bu hususlar dikkate alınıp karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir193.

istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddi kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulduktan sonra, davacı asilin 13/05/2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşıldığından, davadan feragat hakkında ilk derece mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.”(Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)

193 Akkaya, s. 356.

İKİNCİ BÖLÜM

İSTİNAF YARGILAMASININ MEDENİ USUL HUKUKUNA HAKİM OLAN İLKELERLE İLİŞKİSİ

§1- GENEL OLARAK

Medeni usul hukuku, kişilerin sübjektif haklarının korunması ile bu hakların ihlali halinde hakkın yerine getirilmesini sağlayan bu şekilde toplumsal barışa hizmet eden bir hukuk dalıdır194.

Yargılamanın hangi esaslar çerçevesinde yapılacağı sorunu tartışılarak usul hukukundaki uygulamalar sonucu yargılamaya hâkim olan ilkeler ortaya çıkmıştır195. Pozitif hukukun doğal hukukla karşılaştırılması ve pozitif hukukun doğal hukukla uyumlu olmaması sonucu, pozitif hukukun iyileştirilmesi amacı ile ortaya çıkan bu ilkeler, medeni yargılamanın amacıyla da yakından ilgilidir196. Usul hukukunun amacı, sübjektif hakların korunması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılarak adaletin sağlanmasıdır197.

İlkelere genel olarak bakıldığında, bir kısmının insan hakları ile hukuk devletinin doğrudan sonucu olduğu görülecektir. Bu ilkeler, yargılamadaki önemleri sebebi ile yargılama sistemlerine göre değişiklik göstermezler. Bazı ilkeler ise, yargılama hukukunda benimsenen sisteme göre şekillenmiş ilkelerdir198.

Yargılama hukukuna göre şekillenmiş olan taraflarca getirilme ilkesi, teksif ilkesi gibi ilkeler, Alman doktrininden alınarak Türk medeni yargılama hukukumuzda yerini almıştır199. Yargılamanın sağlıklı bir şekilde işletilmesi için gözetilmesi zorunlu olan bu ilkelerin bir kısmı açıkça kanunda düzenlenmişken bir kısmı zımnen

194 Meriç, Nedim: Medeni Yargılama Hukukunda Tasarruf İlkesi, Ankara- 2011, s. 19.

195 Üstündağ, Medeni Yargılama, s. 228; Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 180.

196 Alangoya/Yıldırım/ Deren Yıldırım, s. 182.

197 Meriç, Tasarruf, s. 38.

198 Pekcanıtez/ Atalay/Özekes, s. 180.

199 Budak/ Karaaslan, s. 72.

düzenlenmiştir. Hukukumuzda irade özgürlüğü esas alınarak temellendirilen ilkeler, HMK’nın 24. ve 33. maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK’ da düzenlenen veya düzenlenmediği halde zımnen etkili olan yargılama ilkeleri, yargılamanın istinaf aşamasında da ayrı ayrı geçerliliğini ve önemini korur.

§2- TASARRUF İLKESİ