• Sonuç bulunamadı

I- Tanımı

Aleyhe bozma yasağı, Latince' de “reformatio in peius” şeklinde ifade edilmektedir. Anlamı ise kanun yoluna konu kararın, başvuran tarafın aleyhine

343 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 29.

344 Meraklı Yayla, s. 74.

345 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 475 vd.; Akkaya, s. 219; Budak/ Karaaslan, s. 350.

346 Meraklı Yayla, s. 75.

347 Meriç, Tasarruf, s. 233.

348 Meraklı Yayla, s. 75.

349 Akkaya, s. 222.

olacak şekilde değiştirilmemesi veya kaldırılmamasıdır. Söz konusu yasak kanun yoluna başvuran tarafın başvurduğu andaki hukuki durumunun kötüleşmemesi şeklinde açıklanabilir350.

Türk hukukunda, aleyhe bozma yasağı ifadesinin tercih edilmesi özellikle ifadenin istinaf bakımından yetersiz kalacağı noktasında doktrinde eleştirilmiştir.

Zira istinafta, kararın bozulması söz konusu olmayacaktır. Bu görüşe göre, terimsel olarak aleyhe bozma yasağı yerine aleyhe hüküm verme yasağının tercih edilmesi daha doğru olacaktır351.

Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes aleyhe bozma yasağını, “Taraflardan birinin kanun yoluna başvurması durumunda, incelemenin sadece onun lehine ve ileri sürdüğü sebeplerle sınırlı olarak yapılması, yapılacak kanun yolu incelemesinde başvuran tarafın aleyhine hususlar tespit edilse dahi kararın onun aleyhine bozulamaması”

şeklinde açıklamıştır352.

Kuru aleyhe bozma yasağını, “Taraflardan birinin kanun yoluna getirdiği kararın, kanun yoluna başvuran tarafın aleyhine bozulamaması” şeklinde ifade etmiştir353.

Görgün/ Börü/ Toraman/ Kodakoğlu ise, “Kararın taraflardan biri tarafından temyiz edilmesi halinde kararın onun aleyhine bozulmaması” şeklinde belirtmiştir354.

Doktrinde aleyhe bozma yasağının tanımına yönelik yapılan açıklamalar, genel itibari ile kavramın ne ifade ettiği değil de hangi durumlarda ortaya çıkacağına ilişkindir355.Atalı ise yaptığı tanımlamada aleyhe bozmayı “Bir kararın, ona karşı başvuru hakkını kullanma sadedinde hukuki çare yoluna müracaat eden kişinin aleyhine olmak üzere değiştirilmesi yahut kaldırılmasıdır” şeklinde açıklamıştır356.

350 Akkaya, s. 224.

351 Akkaya, s. 225.

352 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 467.

353 Kuru, Ders Kitabı, s. 519 vd.

354 Görgün/ Börü/ Toraman/ Kodakoğlu, s. 689.

355 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 18.

356 Kapsa, Bernhard- Michael: Das Verbot der Reformatio in peius im Zivilprozessrecht, Schriften zum Prozessrecht, Bd. 46, Berlin 1976, s. 22' den naklen; Atalı, Aleyhe Bozma, s.

20.

II- Aleyhe Bozma Yasağının Hukuki Dayanağı

Aleyhe bozma yasağı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda açıkça yer almamıştır357. Hukukumuzda, aleyhe bozma yasağını açıkça düzenleyen tek usul kanunu Ceza Muhakemesi Kanunu'dur358. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 283.

maddesinde “İstinaf yoluna sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” şeklinde belirtilmiştir.

Her ne kadar aleyhe bozma yasağına yönelik HMK’da açıkça bir düzenleme yer almasa bile, doktrinde yasağın dayanağına yönelik çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Doktrinde bir görüşe göre aleyhe bozma yasağının temelinde medeni usul hukukunun amacı yer alırken, bir diğer görüş ise yasağın temelini hakkaniyete dayandırmıştır. Ayrıca tasarruf ve taleple bağlılık ilkeleri de aleyhe bozma yasağının temelini açıklanmada dikkate alınan kriterlerdendir359.

Alman medeni usul hukukunda da aleyhe bozma yasağına ilişkin açık bir hüküm yer almamasına rağmen, Alman Ceza Usul Kanunu'nda aleyhe bozma yasağının açıkça düzenlendiği görülmektedir360.

Taleple bağlılık ilkesi gereğince hâkim, talepten fazlasına hükmedemez.

Taraflardan sadece birinin kanun yoluna başvurduğu durumda, kanun yolu incelemesi sonucunda kanun yoluna başvurmayan ve pasif konumda kalan kişi lehine karar verilmesi bu ilkeye açıkça aykırılık oluşturacaktır361.

Bu aşamada kanun yoluna katılma yolu ile başvuru müessesesine de değinmekte fayda vardır. Zira doktrinde, katılma yolu ile istinafa veya temyize başvurunun tek amacının aleyhe bozma yasağını bertaraf etmek olduğu belirtilmektedir362. Ancak katılma yolu ile istinafa veya temyize başvuran tarafın kaderi asıl başvuran tarafa bağlıdır. Kanun yoluna başvuran taraf başvurusunu geri aldığında, katılma yolu ile başvuran tarafın da kanun yolu talebinin incelenmesini

357 Kuru, Ders Kitabı, s. 519 vd.; Atalı, Aleyhe Bozma, s. 27.

358 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 27.

359 Akkaya, s. 226.

360 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 27.

361 Akkaya, s. 227.

362 Boecklin, Emil Freiherr: Zum Verbot der Reformatio in peius im deutschen Verwaltungsstreitverfahren, Freigburg, 1911, s. 40 vd' den naklen; Atalı, Aleyhe Bozma, s. 34.

engeller. Böylece kanun yoluna asıl başvuran taraf, kararın kendisi aleyhinde bozulmasını da önlemiş olur363.

Kanun yoluna başvuran tarafın talebinin açık olmadığı durumlarda, aleyhe bozma yasağının kapsamının belirlenmesinde taleple bağlılık ilkesi tek başına yeterli olmaz. Güvenin korunması ilkesi de aleyhe bozma yasağının kapsamını belirlemede yardımcı olmaktadır. Güvenin korunması ilkesi gereğince kanun yoluna başvuran tarafın, mevcut kararın kendi aleyhine değişmeyeceğine dair güveni korunmalı, kanun yolu incelemesi bu kapsamda yapılmalıdır364.

III- Aleyhe Bozma Yasağının İstinaf Yargılamasındaki Görünümü

Aleyhe hüküm verme yasağı sadece taraflardan birinin kanun yoluna başvurması durumunda ortaya çıkmaktadır365.

Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı üzerinde, başvuran tarafın lehine ve onun ileri sürdüğü nedenlerle sınırlı bir inceleme yapılacaktır366. Bir anlamda aleyhe bozma yasağı, istinaf incelemesinin bir diğer sınırını oluşturur367. İnceleme sırasında istinafa başvuran tarafın aleyhine istinaf sebepleri tespit edilmiş olsa dahi başvuran tarafın aleyhine karar verilemeyecektir368. Taraflardan sadece biri tarafından karar istinaf edilmiş ve istinaf sebebi bölge adliye mahkemesince kabul edilmiş ise, bölge adliye mahkemesi yeniden yargılama yapıp ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak istinafa başvuran tarafın aleyhine olmayacak şekilde yeni bir hüküm tesis edilecektir.

Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi durumunda aleyhe bozma yasağı uygulanacak mıdır? HMK’nın 353/1-a maddesinde düzenlenen ağır usuli hataların kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile ilk bakışta aleyhe bozma yasağının uygulanmayacağı düşünülebilir. Bu görüşün gerekçesi olarak da bölge adliye

363 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 27.

364 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 77.

365 Kuru, Ders Kitabı, s. 519 vd.; Pekcanıtez/ Atalay/Özekes, s. 468; Meriç, Tasarruf, s. 240;

Meraklı Yayla, s. 92; Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz, s. 644 vd.

366 Meraklı Yayla, s. 91.

367 Akkaya, s. 229.

368 Meriç, Tasarruf, s. 240.

mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırıldığı ve iptal edildiği, yeniden yapılan yargılamanın ise tamamen yeni bir yargılama olduğu ileri sürülebilir369. Ancak konun yoluna başvuran taraf bakımından kararın istinaf aşamasında mı yoksa dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi sonucu ilk derece mahkemesince mi verildiği arasında bir fark bulunmamaktadır. Kanun yoluna tek başına başvuran tarafın talep ettiği hukuki himaye dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği gerekçesiyle bu yasak dışında bırakılmamalıdır. Aksi halde bu durum aleyhe hüküm verme yasağının dolanılması anlamına gelecektir.

Doktrinde savunulan bir görüşe göre de, aleyhe bozma yasağı yalnızca istinaf incelemesinde değil, aynı zamanda istinaf incelemesi sonucunda kararın ilk derece mahkemesine gönderilmesi durumunda da uygulanmalıdır370. Örneğin, ilk derece mahkemesinde açılan alacak davasında mahkemece davacıya 10.000,00 TL ödenmesine karar verilmiş olsun. Davalı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından davanın esasıyla ilgili hiçbir delil toplanmadan veya değerlendirilmeden karar verildiğinden dolayı dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi durumunda yeniden yapılan incelemede davacıya 20.000,00 TL ödenmesi gerektiği tespit edilse dahi aleyhe hüküm verme yasağı çerçevesinde 10.000,00 TL’den fazlasına hükmedilemeyecektir. Çünkü, istinaf yoluna başvurmayarak davacı, 10.000,00 TL’den fazla alacağı olmadığını kabullenmiştir. Bu aşamadan sonra davacı taraf yararına daha fazlasına karar verilmesi aleyhe hüküm verme yasağına dolayısıyla taleple bağlılık ilkesine açıkça aykırılık oluşturacaktır.

Doktrinde bazı yazarlar aleyhe bozma yasağının, kanun yolu incelemesinden sonra yerel mahkemedeki yargılamada da devam edeceğini, bu durumun aleyhe bozma yasağının devamı niteliğinde olduğunu, yasağın bu aşamada aleyhe hüküm verme yasağı şeklinde ifade edildiğini belirtmişlerdir371. Doktrindeki bu görüşlerden de dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi durumunda aleyhe bozma yasağının uygulanacağı sonucu çıkmaktadır.

369 Akkaya, s. 236 vd.

370 Atalı, Aleyhe Bozma, s. 122 vd.

371 Kuru, Ders Kitabı, 520; Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 468. Atalı, aleyhe bozma yasağının bozmadan sonra da devam ettiği görüşündeki bu yazarların görüşlerinin gerekçesinin aslında usuli müktesep hakkına dayandırılmış olduğunu ifade eder. Bkz. Atalı, Aleyhe Bozma, s. 125.

Aleyhe bozma yasağı, kamu düzenine ilişkin davalarda ve resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu yargılamalarda uygulanmamaktadır372. Örneğin, istinaf incelemesinde dava şartlarına aykırılık tespit edildiğinde, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın aleyhine de karar verilebilecektir373.