• Sonuç bulunamadı

Doğrudanlık İlkesinin İstinaf Yargılamasındaki Görünümü

İstinaf yargılamasında maddi denetim yapılarak esas hakkında karar verilmesi doğrudanlık ilkesine uygun davranma zorunluluğunu da beraberinde getirir501. Bu anlamda bu ilkenin istinaf yargılamasında da uygulanacağını belirtebiliriz. Ancak ilk derece mahkemesinde ilkeye getirilen sınırlama ve istisnalar istinaf aşamasında daha fazla görülmektedir502.

Dar istinaf sisteminin getirdiği sonuçlara bağlı olarak istinaf incelemesinde hukuki denetimin ağırlıklı olması, delil ikamesi yapılmaksızın ilk derece mahkemesinin tutanaklarına bakılıp ilk derece mahkemesinin vakıa tespiti ve delil değerlendirilmesi ile bağlı kalınarak istinaf yargılamasının tamamlanması doğrudanlık ilkesinin istisnalarını oluşturmaktadır503.

İlk derece mahkemesinde, taraflarca gösterilmesine rağmen dosyaya getirtilmeyen deliller istinaf yargılamasında dosyaya getirtilerek değerlendirilecek, usulüne uygun dinlenmemiş tanık yeniden dinlenecektir. Böylece doğrudanlık ilkesi istinaf yargılamasında da tam olarak uygulama alanı bulabilecektir. Benzer şekilde tanığın inanılırlığı hususunda istinaf incelemesinde yeterli kanaatin oluşmaması halinde tanık yeniden dinlenerek doğrudanlık ilkesine uygun şekilde bölge adliye mahkemesinin kişisel izlenimleri karara dayanak yapılabilecektir504.

Bölge adliye mahkemelerinin sayısının az ve yargı çevrelerinin geniş olması, taraf ve tanıkların duruşmaya katılması ve doğrudanlık ilkesinin uygulanması açısından oluşacak zorluk nedeniyle doktrinde eleştirilmektedir505. Bu görüşe göre, beklenen faydanın sağlanması amacıyla istinabe yoluna başvurulmaksızın tanığın

500 Tanrıver, Usul, s. 379.

501 Akkaya, s. 301.

502 Arslan, Aziz Serkan, Doğrudanlık, s. 244.

503 Tanrıver, Usul, s. 381; Arslan,Aziz Serkan, Doğrudanlık, s. 245; Akkaya, s. 304.

504 Arslan, Aziz Serkan, Doğrudanlık, s. 246 vd.

505 Budak/ Karaaslan, s. 76; Akkaya, s. 304.

bizzat bölge adliye mahkemesince dinlenmesi ve nihayetinde yargı çevrelerinin dar tutulması gerekmektedir506.

Doğrudanlık ilkesinin istinaf yargılamasındaki diğer bir istisnası ise kanunda sınırlı olarak sayılan duruşma yapılamayacak hallerdir507. Bu hal aynı zamanda doğrudanlık ilkesinin istisnasını oluşturmaktadır. Duruşma yapılıp yapılmayacağının belirlenmesinde bölge adliye mahkemesinin hukuki denetim yanında vakıaların denetimiyle de yükümlü olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Oluşacak en ufak tereddüt halinde istinaf yargılamasında duruşma yapılmalıdır508.

Davaya bakan hâkimin yargılama sırasında değişmesi de doktrinde doğrudanlık ilkesinin istisnaları arasında sayılmaktadır509. İstinaf yargılamasında dosyayı inceleme yetkisi HMK'nın 354. maddesine göre, heyetçe veya görevlendirilerek hâkim tarafından yapılır. İnceleme sırasında gereken hallerde ise başka bir bölge adliye mahkemesi veya ilk derece mahkemesi istinabe edilebilecektir. Doktrinde HMK'nın 197. maddesinde yer bulan doğrudanlık ilkesi ile 30. maddesinde yer alan usul ekonomisi göz önünde bulundurularak istinabe yoluna başvurulması gerektiği belirtilmiştir510.

İstinaf yargılamasında dar istinaf sistemine uygun düştüğü ölçüde, doğrudanlık ilkesinin uygulanması gerekmektedir. İlk derece mahkemesindeki delillerin toplanmasında hata yapıldığı düşünüldüğünde bölge adliye mahkemesince dosya içerisinde yer alması gereken deliller toplanarak oluşacak kanaate göre karar verilmelidir.

506 Akkaya, s. 304.

507 Bkz. Birinci bölüm, §3, C, V, 1.

508 Akkaya, s. 307.

509 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 189 vd.; Tanrıver, Usul, s. 380.

510 Atay Coşkun, s. 275.

§7- HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI

A- Kavram

Hukuki dinlenilme hakkı hukukumuza yabancı bir kavram olmakla birlikte genel olarak iddia ve savunma hakkı içerisinde değerlendirilip medeni yargılama hukukuyla pek ilişkilendirilmemiştir511.

Hukuki dinlenilme hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve Anayasa'da güvence altına alınmış olan, insan onuruna yakışan, hakkaniyete uygun, adil yargılanma hakkının bir parçası ve doğru karar verilmesinin garantisi olan yargılanma hakkıdır512.

Temelini adaletin sağlanması ideasında bulduğumuz bu hak, aslında yargıya olan güvenin anahtarıdır. Taraflar bilgilendirilmeden, açıklamaları dikkate alınmadan verilen bir karar maddi gerçekliğe uygun olsa bile tarafları ikna etmez ve güven duygusu oluşmaz513.

Hukuki dinlenilme hakkı temeli hukuk devleti ilkesine dayanmakla birlikte, Anayasa'nın 36. maddesi hakkın güvencesini oluşturmaktadır. Hak arama hürriyeti başlığı altında yer alan düzenlemede, “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” şeklinde belirtilmiştir514.

Medeni usul yargılamasında ise hukuki dinlenilme hakkı, HMK'nın 27.

maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak;

yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” şeklinde düzenlenerek hakkın kapsamı kanun koyucu tarafından açıkça belirlenmiştir.

511 Pekcanıtez, Hakan: Hukuki Dinlenilme Hakkı, Makaleler Cilt I, İstanbul- 2016, s. 509.

512 Tanrıver, Usul, s. 392; Özekes, İcra Hukukunda İlkeler, s. 139.

513 Özekes, Hukuki Dinlenilme Hakkı, s. 21 514 Tanrıver, Usul, s. 393.

Başta insan onuru olmak üzere eşitlik ilkesi, hak arama özgürlüğü, adil yargılanma hakkıyla yakından ilişkili olan hukuki dinlenilme hakkı, taraflar veya ilgililerin yargılamaya etki edebilmelerini sağlar515. Buradaki ilgili terimi, yalnızca davanın tarafları değil, müdahiller ve karardan etkilenecek tüm kişilerdir516. Tüzel kişi veya gerçek kişi ayrımı da burada önemsizdir. En çarpıcı örnek ise, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nde çocuğun durumuna ilişkin yer alan düzenlemelerdir. Yer alan düzenlemelerde, çocuğun karardan etkilenecek olması durumunda zihni olgunluğa erişmesi koşulu ile kararla ilgili görüşüne başvurulması halidir517.

Yalnızca hukuk yargılamasında da değil tüm yargılamalarda dikkate alınması gereken bu hak, davanın açıldığı andan karar kesinleşinceye kadar yani kanun yollarında da geçerlidir518.