• Sonuç bulunamadı

İstinaf Aşamasında Vakıaların İleri Sürülmesi

B- Teksif İlkesinin İstinaf Yargılamasındaki Görünümü ve Dava

II- İstinaf Aşamasında Vakıaların İleri Sürülmesi

Yeni vakıalar, tarafların daha önceden yapmış oldukları olay anlatımlarına eklemeler yapmalarıdır412. Bu anlamda ilk derece yargılaması sırasında tarafların

405 Çiftçi, M., s. 522.

406 Alman Medeni Usul Kanunu 529. maddeden naklen; Çiftçi, M., s. 522.

407 Akil, s. 263; Meraklı Yayla, s. 104; Deren Yıldırım, Uluslararası Toplantı, s. 102.

408 Akkaya, s. 283; Meraklı Yayla, s. 76.

409 Bolayır, Nur: Hukuk Yargılamasında Delillerin Toplanmasında Tarafların ve Hâkimin Rolü, İstanbul- 2014, s. 287.

410 Tanrıver, Makalelerim I, s. 54.

411 Tanrıver, Makalelerim I, s. 55.

412 Akil, s. 264.

dilekçelerinde ileri sürdükleri vakıalar ile duruşma tutanaklarından anlaşılan vakıalar yeni vakıa olmayacaktır413.

Doktrinde davadan sonra doğmuş vakıalar olarak adlandırılan “nova producta”

hukukumuz açısından, tarafların iddia ve savunmalarını yargılamada serbestçe ileri sürebildikleri dilekçeler aşaması ve ön inceleme duruşmasından sonra getirilen vakıalardır414.Medeni usul hukukumuzda teksif ilkesi için belirleyici olan usul kesiti, dilekçeler teatisi aşaması ile ön inceleme aşamasıdır.

Avusturya hukukunda ise belirlenen kesit, sözlü yargılamanın kabul edilmiş olması sebebi ile sözlü yargılama sonrası ortaya çıkan vakıalardır. Bu aşamadan sonra ortaya atılan vakıalar istinaf yargılamasında dikkate alınmaz415. İstinaf mahkemesinde ise inceleme, ilk derece mahkemesinde sözlü yargılamanın sonlandığı anda mevcut olan deliller ve vakıalara göre yapılacaktır416.

Alman hukukunda da, ilk derece mahkemesindeki sözlü yargılama aşamasından sonra getirilen vakıa ve deliller yeni vakıa olarak kabul edilir. Bu aşamalardan sonra ortaya çıkan vakıaların ileri sürülüp dikkate alınması belli şartlar halinde mümkündür417.Tahkikatın tamamlanması için getirilmiş olan bu istisnaların ilki maddi hukuka dayanmaktadır. İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinden farklı bir karar vereceği kanaatine ulaşmış ancak bu yeni karar için dayanak olacak vakıa ve deliller ilk derece mahkemesince göz ardı edilmiş ise bu halde yeni vakıalar ve deliller ileri sürülüp dikkate alınacaktır. İkinci istisna, usul hataları nedeni ile vakıaların ve delillerin ileri sürülmemiş olmasıdır. Buna, ispat yükünün hatalı tarafa yükletilmesi örnek gösterilebilir. Üçüncü istisna da, tarafların kusuru olmaksızın ileri sürülemeyen vakıa ve delillerdir418.

Hukukumuzda, dava açıldıktan sonra meydana gelen vakıaların istinaf yargılamasında ileri sürülüp sürülmeyeceğine ilişkin doktrinde çeşitli görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre, teksif ilkesinin katı uygulanması gerekir ve ilk derece

413 Meraklı Yayla, s. 107.

414 Çiftçi, M., s. 526; Akil, s. 309 vd.

415 Çiftçi, M., s. 526.

416 Akkaya, s. 283.

417 Çiftçi, M., s. 527.

418 Akkaya, s. 285 vd.

mahkemesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ortaya çıkan vakıalar istinaf aşamasında dikkate alınamaz. İstinaf aşamasında ıslah ve karşı tarafın rızası ile de ileri sürülemeyip dikkate alınamayan bu vakıalar ancak yeni bir davanın konusunu oluştururlar419. Diğer görüşe göre ise, davanın açılmasından sonra meydana gelen yeni vakıaların öngörülmesi ve dilekçelerde belirtilmesi mümkün değildir. Dava açıldığı andaki koşullara göre değerlendirilir ve bu nedenle sonradan ortaya çıkan vakıalar, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına takılmazlar420. Dava açıldıktan sonra meydana gelen vakıanın ilk derece mahkemesinde ileri sürülme imkânı varken taraflarca ileri sürülmemişse bu vakıanın istinaf incelemesine konu edilemeyeceği kabul edilmelidir421.

Tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları açıklayan, tamamlayan ve doğrulayan vakıalar ise yeni vakıa kabul edilmezler422.Dolayısıyla bu vakıalar istinaf yargılamasında ileri sürülebilip dikkate alınabilecektir.

Dava açılmadan önce doğmuş olan vakıalar şeklinde adlandırılan “nova reperta” ise, ilk derece mahkemesi yargılaması öncesinde doğmuş vakıalardır423. Daha önce de belirttiğimiz üzere, dilekçeler aşaması sonuna kadar doğmuş olan vakıalar bu kapsamda değerlendirilecektir424. Tarafların ihmali ile bu aşamada doğmuş olan vakıaların yargılamada ileri sürülmemiş olması halinde ise istinaf aşamasında dikkate alınmayacaktır425. Tarafların ileri sürmedikleri vakıalar istinaf aşamasında yeni vakıa olarak kabul edilecektir.

Hükümden sonra meydana gelen vakıalar hakkında da benzer görüşler doktrinde ileri sürülmüştür. Bu vakıaların yeni bir davanın konusunu oluşturduğunu ileri süren görüşler olmakla birlikte hükümden sonra ortaya çıkan vakıaların ileri sürülememesinde tarafların veya mahkemenin bir ihmalinin olmadığı, fiili imkânsızlık nedeni ile ileri sürülemediği ve istinaf incelemesinde dikkate alınmaması durumunda yeni bir davanın konusunu oluşturacağı, bu durumun ise usul

419 Alangoya/ Yıldırım/ Deren Yıldırım, s. 280.

420 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 267 vd.

421 Umar, s. 1035 vd.

422 Meraklı Yayla, s. 114.

423 Çiftçi, M., s. 535.

424 Meraklı Yayla, s. 109.

425 Akkaya, s. 288.

ekonomisine aykırılık teşkil edeceği gerekçelerine dayanılarak söz konusu vakıaların istinaf incelemesinde dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüştür426.

İlk derece mahkemesinde ileri sürülmesine rağmen dikkate alınmayan veya mücbir sebeple bu aşamada ileri sürülmeyen vakıaların istinaf yargılamasında dikkate alınıp alınmayacağı hususu doktrinde tartışmalıdır. Doktrindeki bir görüşe göre, sınırlı istinaf sistemimiz ve kanun koyucunun iradesi dikkate alınarak bu mümkün olmamalıdır. Zira mücbir sebeple ileri sürülemeyen veya mahkemece dikkate alınmayan deliller noktasında kanun koyucu tarafından kanunda açık bir düzenlemeye yer verilmiştir427. Diğer görüşteki yazara göre ise, taraflarca ileri sürülmesine rağmen mahkemece dikkate alınmayan veya mücbir sebeple ileri sürülmemiş vakıalar istinaf aşamasında incelenmelidir428.

Doktrinde bir diğer tartışmalı husus, ilk derece mahkemesinde ileri sürülen vakıaların dikkate alınması için istinaf dilekçesinde ileri sürülmesine gerek olup olmadığıdır. Birinci görüşe göre, ilk derece mahkemesinde ileri sürülen vakıalar ancak istinaf dilekçesinde belirtilmesi halinde istinaf yargılamasında incelenebilecektir429. Diğer bir görüşe göre ise, istinaf yargılamasına dair kanuni düzenlemelere bakıldığında mevcut sınırlamanın istinaf sebeplerine ilişkin olduğu, istinaf dilekçesinde belirtilmemiş olsa dahi ilk derece mahkemesinde ileri sürülen vakıaların istinaf yargılamasında dikkate alınacağı savunulmuştur430.

Yargılamanın tamamlanması ve maddi gerçeğe ulaşılması açısından vakıaların istinaf dilekçesinde yer alması koşulu gerekmeksizin istinaf yargılamasında ilk derece mahkemesinde ileri sürülen vakıaların dikkate alınmasının daha yerinde olacağı söylenebilir.

Hukukumuzda, vakıaların yargılamaya getirilmesi ve dikkate alınması açısından kabul edilen katı sistemin temelinin tamamen teksif ilkesine dayandırılarak açıklanması zordur. Teksif ilkesi her ne kadar istinaf yargılamasında etkili olsa da

426 Akkaya, s. 289 vd.; Meraklı Yayla, s. 115.

427 Bolayır, s. 287.

428 Meraklı Yayla, s. 109 vd.

429 Çiftçi, M., s. 536.

430 Meraklı Yayla, s. 111.

kanun yolunun yürütülmesi ve yargılamanın en kısa sürede tamamlanma arzusu asıl nedendir431.