• Sonuç bulunamadı

İstinaf Yargılamasında Dikkate Alınma Hakkı

C- Hukuki Dinlenilme Hakkının İstinaf Yargılamasındaki Görünümü

III- İstinaf Yargılamasında Dikkate Alınma Hakkı

Tarafların dayandığı delillerin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin kabul edilmemesi hukuki dinlenilme hakkının ihlalidir. Bu durumun ilk derece mahkemesinde göz ardı edilmiş olması halinde HMK'nın 353/1-a uyarınca istinaf mahkemesince, dosyanın incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar verilir.

Benzer durum temyiz incelemesinde de HMK'nın 371. maddesinde getirilerek bu durum kesin bozma nedeni yapılmıştır. İstinaf yargılamasında dikkate alınmayan

556 Atay Coşkun, s. 286.

557 Özekes, Hukuki Dinlenilme Hakkı, s. 211.

558 Özekes, Hukuki Dinlenilme Hakkı, s. 115 vd.

deliller temyiz incelemesinde dikkate alınarak taraflara hukuki dinlenilme hakkı tanınmış olacaktır559.

Bir diğer önemli husus ise, dikkate alınma hakkı kapsamında kararın gerekçeli olmasıdır560. Tüm mahkeme kararları için geçerli olan bu kural istinaf yargılaması sonucunda verilecek kararda da uygulanır. HMK'nın 359/e maddesinde bu durum açıkça belirtilmiştir. Düzenlemeye göre kararda; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin belirtilmesi zorunludur561.

Adil yargılanma hakkı ile ilişkilendirilen mahkemeye erişim hakkı bakımından önem arz eden yargı harçlarına kısaca değinmekte fayda vardır. Adli hizmetlerde yararlanmanın karşılığı olarak alınan giderlerin bir kısmı taraflardan harç adı altında alınmaktadır562. Ekonomik anlamda zayıf konumdaki taraf hak arama özgürlüğünün korunması için getirilen adli yardım kurumundan faydalanmak için ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada talepte bulunabileceği gibi hüküm verildikten sonra istinaf başvuru dilekçesi ile de kararı veren mahkemeden adli yardım talep edebilecektir. İlk derece mahkemesi, adli yardım talebini öncelikle inceleyecek talebin uygun görülmemesi durumunda istinafa başvuru harçlarının yatırılması için tarafı bilgilendirecektir563.

Bu açıklamalardan sonra hukuki dinlenilme hakkına uygun şekilde yargılama yapılıp yapılmadığının yargılamanın her aşamasında olduğu gibi istinaf aşamasında da gözetildiği anlaşılmaktadır.

559 Tanrıver, Usul, s. 401.

560 Özekes, Hukuki Dinlenilme Hakkı, s. 212.

561 Tanrıver, Usul, s. 403.

562 Pınar Burak/ Meriç Nedim: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Yargı Harçlarına Bakışı, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 84, Ankara- 2009, s. 199.

563 Akbal, Mehmet: Medeni Yargılama Hukukunda Adli Yardım, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, S. 93, Ankara- 2011, s. 160 vd.

§8- ALENİYET İLKESİ

A- Kavram

Aleniyet ilkesi, çeşitli hukuk dallarında farklı anlamlar ihtiva eder. Örneğin, medeni hukukta aleniyet resmi sicillerin ilgililere açık olmasını ifade eder. Medeni yargılama hukukunda ise aleniyet ilkesi, yargılamanın aleni olması esasına dayanır.

Bu ilkenin temeli, yalnızca taraflara değil toplumun tümüne güven verecek bir yargılamanın gerçekleşmesine dayanmaktadır564.

Aleniyet ilkesi, yargı yetkisine egemen olan milletin jüri gibi doğrudan yargılamaya katılamaması gibi sakıncaları önlemek amacıyla ortaya çıkmış olan yargılama ilkesidir565. Mahkemenin kararlarının başına “Türk Milleti Adına” kaydı konulması da bu görüşü destekler niteliktedir566.

Yargılamanın aleniyeti yargılamanın herkese açık olmasını ifade eder. Aleniyet ilkesi, yargılamanın tarafı olmayan kişiler yönünden mahkemenin dış görünümüdür567. Aleniyet ilkesi doğrudan aleniyet ve dolaylı aleniyet olarak, doğrudan aleniyet ise dinamik ve statik aleniyet olarak doktrinde çeşitli kategoriler altında açıklanmaktadır568. Doğrudan aleniyet, davanın tarafları dışındaki üçüncü kişilerin duruşmaya girip yargılamayı izleyebilmesi anlamına gelir ki bu aynı zamanda dinamik aleniyettir569. Statik aleniyet ise, yargılama sonunda verilen hükmün taraflara herkesin içinde okunmasıdır570.

Taraf aleniyeti ile aleniyet ilkesi farklı kavramlardır. Taraf aleniyeti taraflara dava dosyasını inceleyebilme ve örnek alma imkânının verilmesidir. Aslında taraf aleniyetinin daha çok hukuki dinlenilme hakkıyla ilgili olduğu söylenebilir. Burada asıl olan tarafların bilgilenme hakkıdır. Aleniyet ise, davanın tarafları dışındaki

564 Üstündağ, Medeni Yargılama, s. 249; Kurt Konca, Nesibe: Medeni Usul Hukukunda Aleniyet İlkesi, Ankara- 2009, s. 9.

565 Tanrıver, Usul, s. 387.

566 Yılmaz, Şerh, s. 306; Arslan, Aziz Serkan, Doğrudanlık, s. 155.

567 Pekcanıtez, Aleniyet İlkesi, Makaleler Cilt I, s. 562; Atalı/ Ermenek/ Erdoğan, s. 116.

568 Kurt Konca, s. 10; Görgün/ Börü/ Toraman/ Kodakoğlu, s. 356 vd.; Tanrıver, Usul, s. 385.

569 Atalı/ Ermenek/ Erdoğan, s. 116; Kurt Konca, s. 10; Görgün/ Börü/ Toraman/

Kodakoğlu, s. 346 vd.

570 Tanrıver, Usul, s. 385; Kurt Konca, s. 10.

üçüncü kişilere sadece yargılamayı izleme hakkının verilmesidir571. Ancak doktrinde bazı yazarlarca tarafların dava dosyasını inceme ve örnek alma hakkı da aleniyet ilkesi içerisinde değerlendirmektedir572.

Dolaylı aleniyet ise, basın yoluyla kamuoyunun duruşmalar hakkında bilgilendirilmesidir573. Ancak bu duruşma salonunda video ve fotoğraf çekilmesi ve sınırsız belgeye ulaşma anlamını taşımaz. Pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de bu durum yasaklanmıştır. Aksi hal duruşma düzeninin sağlanmasını imkânsız hale getirip yargılamayı bir şova dönüştürebilir574.

Aleniyet ilkesinin ilk amacı yargılama faaliyetinin denetlenmesi ve objektifliğin sağlanmasıdır575. Diğer amaçlar ise, yargıya olan güvenin sağlanması, kamuoyunun yargılamalar hakkında bilgilendirilmesi, hâkimlerin bağımsızlığının sağlanması, kamu düzeninin korunması ve nihayetinde gerçeğin açığa çıkmasına aracılık edilmesidir576.

Aleniyet ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde herkesin aleni duruşma hakkına sahip olması şeklinde yer alırken Anayasa'nın 141.

maddesinde de “Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır ve duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.” şeklinde yer almıştır577. HMK'nın 28. maddesinde ise “Duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut resen mahkemece karar verilebilir. Tarafların gizlilik talebi ön sorunlar hakkındaki hükümler çerçevesinde gizli duruşmada incelenir ve karara bağlanır. Hâkim, bu kararının gerekçelerini, esas hakkındaki kararı ile birlikte açıklar. Hâkim, gizli yargılama işlemleri sırasında hazır

571 Kurt Konca, s. 118.

572 Alangoya/ Yıldırım/ Deren Yıldırım; s. 189.

573 Görgün/ Börü/ Toraman/ Kodakoğlu, s. 347.

574 Tanrıver, Usul, s. 386.

575 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 196.

576 Çiftçi, Pınar: Özel Hayatın Korunması Menfaati Kapsamında Medeni Yargılamada Aleniyet İlkesi, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 20, S. 2, İzmir- 2018, s. 163 vd.; Kurt Konca, s. 26 vd.

577 Karslı, s. 275; Budak/ Karaaslan, s. 73.

bulunanları o yargılamayla ilgili edindikleri bilgileri açıklamamaları hususunda uyarır ve 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun gizliliğin ihlaline ilişkin hükmünün uygulanacağını ihtar ederek bu hususu tutanağa geçirir.” şeklinde belirtilmiştir.

Aleniyet ilkesi, hukuki dinlenilme hakkının amacı ile bağlantı içindedir fakat bu hakkın bir sonucu değildir. İki ilke de hakkın hukuka uygun şekilde yerine getirilmesini amaçlar. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan aleniyet ilkesi, gizlilikten kaynaklanabilecek haksız ve keyfi işlemlerin önüne geçmeyi amaçlar578.

Yargılama aleni yapılmakla beraber kararın tartışılma ve müzakeresi gizli olur.

Burada gizli şekilde müzakere edilen karar aleni şekilde tefhim edilir579. Gerekçeli kararın ise kısa karardan daha sonra taraflara bildirilecek olmasının aleniyet ilkesini ihlal etmediği doktrinde kabul edilmiştir580.

Anayasa’da ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda da aleniyet ilkesinin belli istisnalarına yer verilmiştir. Genel ahlakın ve kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı haller olarak belirtilen durumlarda duruşmaların gizli yapılmasına karar verilir. Gizli yapılmasına dair verilecek karar ise aleni şekilde bildirilir581. Duruşmanın gizli yapılması halinin mevcudiyeti somut olayla bağdaştırılarak gerekçeli kararda muhakkak tartışılmalıdır. Zira kararın denetimi istinaf ve temyiz incelemesine konu olacaktır. Aynı zamanda kararın gerekçesinin gösterilmesi Anayasa hükmü gereğidir582.

Aleniyet ilkesinin istinası olarak “Tarafların özel yaşamlarının korunmasının gerekliliği” şeklinde bir istisnaya Anayasa'da ve HMK'da yer verilmemiş olması doktrinde eleştirilere konu olmuştur583. Hâlbuki açıkça bir düzenleme olmasa bile duruşmanın aleni yapılması durumunda, tarafın özel hayatı ve gizliliği ihlale uğruyorsa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf olmamız dolayısıyla ve

578 Kurt Konca, s. 105 vd.

579 Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 196 vd.

580 Tanrıver, Usul, s. 388.

581 Atalı/ Ermenek/ Erdoğan, s. 117; Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 196; Görgün/ Börü/

Toraman/ Kodakoğlu, s. 348; Çiftçi P., s. 165.

582 Görgün/ Börü/ Toraman/ Kodakoğlu, s. 348.

583 Budak/ Karaaslan, s. 74; Çiftçi P., s. 167.

Anayasa'nın özel hayatı koruyan hükümleri gereğince duruşmanın kapalı yapılması gerekmektedir584.

Tarafların aleni yargılama hakkından vazgeçme haklarının olup olmadığı tartışılabilir. Kanunda ve Anayasa'da tarafların tasarrufuna dair bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle kanunla getirilen sınırlamanın tarafların iradesi ile aşılması mümkün değildir. Aynı zamanda kamu düzenine ilişkin olan bu durum tarafların tasarrufuna bırakılmamalıdır585.