• Sonuç bulunamadı

İslam Dünyasında ve Türkiye’de Deist Yönelimler

Belgede Sosyal ve Beşeri Bilimler (sayfa 189-196)

DEİZM VE DEİST YÖNELİMLER ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

4. İslam Dünyasında ve Türkiye’de Deist Yönelimler

İslam dünyasında batıdaki biçimde belirgin bir deist yönelim görülmemektedir.

Ancak deizmi çağrıştırabilecek farklı görüşlere sahip bir kısım düşünürlere rastlanmaktadır. Bunların başında Ebubekir Razi ve İbnü Ravendi gibi materyalist olarak kabul edilen filozoflar gelmektedir.

Ebu Bekir Razi Tanrıya ve öbür aleme inanmakla birlikte aklı yüceltmekte ve peygamberliği gereksiz görmektedir. O tanrının insanlara verdiği akılla her türlü nimetlere ulaşılabileceği kanısındadır. Ona göre de insanların hayvanlardan üstün tutulmasının nedeni insana tanrı tarafından lütfedilen akıl sayesinde mümkün olmaktadır (Yıldız ve Kıyıcı,2017, s. 305).

Ancak Razi’nin tanrıyı kabul eden ama aklı kutsayan bu gibi görüşlerini yansıtan eserlerinin günümüze kadar ulaşmadığı görülmektedir. Bu nedenle de Razi’nin deist olup olmadığı konusunda farklı görüşler ortaya konmuştur (Yıldız ve Kıyıcı, 2017, s. 310). O’nun bu konuya ilişkin eserlerinin günümüze ulaşmaması bu konuda tam bir netliğe imkan vermemektedir. Fakat kendisinden sonra gelen Kirmani’nin eserlerinden ve diğer araştırmacıların yaptığı nakillerden hareketle Razi’nin peygamberliği kabul etmediği kanısı güçlenmektedir(Yıldız ve Kıyıcı, 2017, s. 310-311).

Materyalist bir filozof olarak anılan ibnü’-Ravendi’nin mutlak atesist olduğuna ilişkin kesin bir yargıya varılamamaktadır. Ancak O’nun peygamberliği,

vahyi ve yerleşik İslam inançları açısından peygamberliğin kanıtında çokça öne çıkarılan mucizeleri inkar ettiği noktasında bir görüş birliği bulunmaktadır (Sönmez, 2017, s. 278).

Bütün bunlara rağmen ortaçağdan yeni çağa geçiş döneminde batı toplumlarında yaşanan teolojik bunalımların ve batıya özgü tarihsel koşulların bir ürünü olarak ortaya çıkan deizmin İslam ortaçağında bir karşılığının bulunduğunu söylemek güçtür. Bu bağlamda Tanrı’ya, O’nun âlemi yarattığına inanan, ancak bu çerçevede ulaşılan kaynaklara göre peygamberliği inkâr edip aklı temel alan felsefî bir yaşama tarzını benimsediği kabul edilen Ebû Bekir er-Râzî’nin bir deist olduğu söylenebilirse de bu tür görüşlerin en azından bir ekol haline gelmediği ve yaygın bir etkiye sahip olamadığı görülmektedir.

(Erdem, 1995, s. 110-111).

İslam dünyasında başta İbni Teymiyye olmak üzere bazı düşünürler, Farabi İbni Sina ve İbni Rüşd gibi filozofların vahiy meleğini “faal akıl” olarak anlamalarını peygamberler dışındaki bir takım seçkin dini kişiliklerin bu akılla bağlantı kurabilecekleri şeklindeki bir nevi deizme kapı aralayan iddialarını dini açıdan tehlikeli bulmuşlardır. Onlara göre bu tür yaklaşımlar kabul edilirse vahyin dindeki belirleyiciliği, özellikle normatif özelliğini kaybolacak, peygamberliğe duyulan ihtiyacı ortadan kalkacaktır. Böylece bu durum bir tür deizme yol açacaktır. Ancak Batı’daki deist filozofların yahudi-hıristiyan kutsal metinleri karşısındaki kuşkularının İslâm düşünürleri bakımından geçerli olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir (Erdem, 1994, s. 111).

Günümüzde deizmin geçmişteki saf ve cüretli şekliyle varlığını sürdürdüğü söylenemez. Yeni Çağ’da Hristiyanlığın yaşadığı teolojik bunalımın ve batı medeniyetine özgü tarihi şartların bir ürünü olduğundan, daha ziyade Hristiyan Batı dünyası çerçevesi içinde ele alınması gereken bir konu olan deizmin, vatanı olan İngiltere’de bile bağımsız bir düşünce okulu olamamışken, bir ekol ve akım olarak İslam Orta Çağ’ındaki benzerlerinden söz edebilmek bir hayli güçtür (Peker, 2018, s. 23).

Ancak bütün bunlar İslam dünyasında ve ülkemizde deist yönelimler olmadığı anlamına gelmez. Özellikle pozitivizm ve materyalizmin etkileriyle bazı düşünürlerimizde deist yönelimler görülebilmektedir. Fakat bunların belirgin bir akım haline geldiği söylenemez.

Son zamanlarda deist yönelimlerle ilgili ülkemizde bir takım çalışmalar görülmektedir. Bunlardan bazılarına kısaca değinmekte yarar görüyoruz.

12-18 Haziran 2017 tarihleri arasında “Türkiye›de Toplumun Dine ve Dini Değerlere Bakışı Araştırması” üst başlığı ile MAK Danışmanlık tarafından 30 büyükşehir ve 23 il, 154 ilçe de 5400 kişi ile yüz yüze görüşmelerle yapılmıştır.

Yapılan çalışmada “Allah’ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyorum” diyen %86, “Allah’ın sadece varlığına bizi yarattığına inanıyorum ama her şeye karıştığını karışacağını düşünmüyorum” diyen %6, “Allah’a inanmıyorum” diyen %4 civarındadır. Cevap yok diyen ve kararsızlar ise

%4’dür (Kulat, 2017, s. 4). Buradan hareketle deist eğilimlerin %6 gibi sınırlı bir yekun teşkil ettiği görülmektedir.

Yine son dönemlerde konuya ilişkin olarak “Deizm Bağlamında Ortaöğretim Okullarında İnanç Algısı-Adıyaman Örneği-“ adlı çalışmada öğrenciler arasında deizme yönelik eğilimlerin tespit edildiği görülmektedir (Gündoğar ve Yürgüç, 2019). Adıyaman il merkezinde 10 farklı lisede 9, 10,11, ve 12. Sınıflardan örneklem alınmış ve 1000 geçerli anket üzerinden değerlendirme yapılmıştır.

Öğrencilere yöneltilen 21 sorudan iki tanesi konumuz açısından daha açıklayıcı bulunmuş ve aşağıda tablo olarak alıntılanmıştır. Bunlardan biri “kâinat ve insanlık yaratıldıktan sonra dünyadaki işleyiş hakkında sana en yakın cevap aşağıdakilerden hangisidir?” şeklindedir. Bu soruya verilen yanıtlar aşağıdaki tabloda görülmektedir.

sayı yüzde Allah sürekli yaratmaya ve kontrol etmeye devam eder 735 73,5 Allah yarattı ve nasıl olacağını biz insanlara bıraktı 185 18,5 Allah yarattıktan sonra bir köşeye çekildi ve sadece izliyor 44 4,4 Allah’ın yaratmak gibi bir gücü olduğuna inanmıyorum 21 2,1 Allah’ın yarattıklarını kontrol etme ve yönlendirme ile

ilgilendiğini düşünmüyorum 15 1,5

Toplam 1000 100,0

(Gündoğar ve Yürgüç, 2019, s.660)

Bu soruya öğrencilerin % 73,5 i Allah’ın her an yaratmaya devam ettiği şeklinde yanıt verirken, % 26,5’i Allah’ın evrene müdahale etmediği yönünde karşılık vermiştir. Bu verilen yanıtlara bakıldığında öğrenciler arasında deist anlayışın belirli bir düzeyde mevcut olduğu söylenebilir (Gündoğar ve Yürgüç, 2019, s. 660).

“Allah yarattı ve nasıl olacağını biz insanlara bıraktı” seçeneğinin 185 öğrenci tarafından işaretlenmesi öğrencilerin deizme yönelik tavırlarının anlaşılmasında önemli bir ışık olarak verilmiştir. Bu seçeneğin tercihi Fen Lisesinde; % 23,0, Anadolu Liselerinde 17,8, İmam-Hatip Lisesinde; % 8,3 ve Meslek Liselerinde;% 18,8 oranında olmuştur. Bu seçeneği İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinin %8,3 oranında tercih etmiş olması dikkat çekici bulunmuştur.

İmam-Hatip Liselerinde diğer liselere oranla ,yoğun bir dini eğitim ve öğretimin

verilmiş olması bu noktadaki beklentileri daha farklı kılmaktadır (Gündoğar ve Yürgüç, 2019, s.661).

Diğer soru ise şudur: “Allah’ın insanları düzeltme ve onlara yol göstermek için kutsal kitaplar gönderdiği fikrine katılır mısın?”

sayı yüzde

Allah’ın kitap göndermesi gereklidir 797 79,7

Kitap göndermese de olur 59 5,9

Kitap göndermese de insan aklıyla doğruyu bulur 108 10,8 Kutsal kitaplar hakkında bir fikrim yok 36 3,6

Toplam 1000 100,0

(Gündoğar ve Yürgüç, 2019, s.662)

Burada “Allah’ın kitap göndermesi gereklidir” diyenlerin oranı % 79,7dir.

İnsanın aklıyla doğruyu yanlışı bulabileceğini bunun için kutsal kitaplara ihtiyaç duymadığını söyleyenlerin oranı ise % 10,8 tir. Kitap gönderilmesinin gerekli olduğu söyleyen gençlerin % 95,2 si ailelerinin dindarlık seviyesinin orta ve üzeri olduğunu belirtenlerden oldğu ifade edilmektedir (Gündoğar ve Yürgüç, 2019, S.662). “Kitap göndermese de insan aklıyla doğruyu bulur”

seçeneği deizm düşüncesinin belirginleşmesinde kilit seçeneklerden birisidir.

Bu seçeneği tercih edenlerin oranı % 10,8 gibi yüksek denilebilecek bir değerdedir. Bu seçeneği Fen Lisesi öğrencileri % 12,4, Anadolu Liseleri % 10,4, İmam-Hatip Lisesi % 7,3 ve Meslek Liseleri %12,5 oranında tercih etmişlerdir.

Bu seçenek Fen Lisesi ve Meslek liselerinde birbirine yakın oranlarda tercih edilirken, Anadolu liselerinde tercih oranı daha düşük olmuştur. İmam-Hatip lisesinde ise yine %7.3 ile beklenmeyen bir oran söz konusudur (Gündoğar ve Yürgüç, 2019,s.663).

Deist eğilimin ölçümünde en önemli kriterlerden biri olan Allah’ın evreni yaratması, ama işleyişe müdahale etmemesi, insanlara yaşamlarında da kendi haline bırakması şeklindeki düşüncesin öğrenciler nezdinde %20’nin üzerinde karşılık bulması bilinçli ya da bilinçsiz bir deizm düşüncesinin etkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca deist eğilime yakın görüş beyan eden öğrencilerin % 89’unun ailelerinin dindarlık düzeylerinin orta ve üstü derecede olması da anlamlı görünmektedir. (Gündoğar ve Yürgüç, 2019,S.

669-670).

İstanbul’da bir İmam Hatip lisesinde öğrencilerin din ve inanç konularıyla ilgili sordukları sorulardan hareketle öğrencilerin bu konularda yeterli bir eğitim verilmemesi nedeniyle deizme eğilim gösterdiği şeklinde görüşler beyan edilmektedir (Günaydın, 2017).

5. Sonuç

Deizm hareketi Hıristiyan Batı toplumunun bilim-din ilişkisi problemine 17. ve 18. yüzyıl şartlarında bulduğu kendine özgü pratik bir çözümdür. Geleneksel dini inançları aşarak bilimin önünü açma ve insanların kendilerine daha özgür ,bir yaşam alanı oluşturma girişimidir. Bunu da kilisenin toplum üzerindeki baskısını gerileterek yapmak istemektedirler. Kilise öğretileri yerine aklın öncelendiği doğal dini eğilimleri öne çıkarmaktadırlar. Bu süreç aslında ateizm için de bir başlangıç noktası olmuştur.

Deizm benzeri birtakım fikirleri İslam dünyasında seslendirenler olmuşsa da bunlar felsefi temelli teorik yaklaşımlar olarak kalmış ve kitleselleşememiştir.

İslam dünyasında Batıda olduğu gibi belirgin bir bilim din çatışması ve din ve devlet ikilemi olmamıştır. Batıda olduğu gibi deizmi yaratacak tarihi- toplumsal koşullar da oluşmamıştır. İslam kültüründe böyle bir geleneğin oluşmasına zemin bulunamamıştır. Hatta deizm Batıda da sürekli olmamış o dönem için gündem edilmiş ve seküler bir dünyanın yaratılmasında bir başlangıç olmuş, daha sonra ise fonksiyonunu giderek kaybetmiştir. Çünkü tatmin edici bir inanç biçimi oluşturamamış belli elit kesimlerle sınırlı kalmıştır. Sıradan halkın deist olmakla bir kazanımı söz konusu olmadığından deizme yönelim sınırlı kalmış, bir toplumsal kültür ve aidiyet olarak geleneksel inançlar bir biçimde varlığını sürdürmüştür. Bu bağlamda Ateizmin deizme göre bir tepkisel hareket olarak daha belirgin bir biçimde kendisini gösterdiği söylenebilir.

Ülkemizde de yeni dönemdeki gelişmelerime bağlı olarak sınırlı da olsa bir deizm eğilimi görülmekle birlikte ciddi bir hareket olarak kendisini göstermemiştir. Yapılan çalışmalarda da görüldüğü gibi deist yönelimler sınırlı bir kesimde kendisini göstermektedir. Gözlemlerimize göre bu yönelimler orta ve yaşlı kesimden çok, bir kısım yeni genç kuşaklarda daha etkili olmaktadır.

Bu genç kuşak aslında din ile ilişkilerinde dine karşı doğrudan deist ya da ateist bir tutum almaktan çok mesafeli bir yaklaşım sergilemektedirler. Bu da yaşadıkları ve bulundukları ortamın dine mesafeli yapısıyla ilişkili bir tutumdur. Burada bir kısım geleneksel inançların ve dini pratiklerin yeni döneme uyarlanmasının getirdiği güçlükler yanında küreselleşme ile ortaya çıkan ya da tanınır hale gelen yeni dinler, yeni dini hareketler, inançlar ve fikirlerle karşılaşmanın getirdiği farklı anlayışlar da etkili olmaktadır. Özellikle dini ortam ve zeminlere yakın olan ya da içinde yetişen gençlikte görülen bu türden deizm eğilimleri ise böyle bir atmosferde inançlarını yeterince temellendirememekten kaynaklanmaktadır. Ve doğal olarak toplumsal bunalım dönemleri ve kaotik ortamlar getirdiği pek çok sorun yanında deist yönelimleri de besleyen bir zemin oluşturmaktadır.

Kaynakça

Bolay, S. H. (1981). Felsefi Doktrinler Sözlüğü, İstanbul: Ötüken Yayınları.

Erdem, H.(1994), Deizm, İslam Ansiklopedisi,c.9 (109-111)İstanbul: Türkiye Diyanet vakfı Yayınları.

Gökberk, M. (1985). Felsefe Tarihi. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Günaydın, F. (2017). İmam Hatip Liselerinde İnanç soru(n)ları. Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm, İlahiyat Fakülteleri XXII. Kelam Koordinasyon Toplantısı Uluslararası Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm Sempozyumu bildiri metinleri kitabı içinde. 301-312. Van:. Ensar Vakfı Yayınları.

https://www.aydin.edu.tr/ttr/arastirma /arastirmamerkezleri/tarmer/

programlarimiz/kat%C4%B1ldigimizprogramlar/PublishingImages/Pages/

Van--. Erşim Tarihi: 07.06.2020.

Gündoğar, H. ve Yürgüç, M. S. (2019). Deizm Bağlamında Ortaöğretim Okullarında İnanç Algısı-Adıyaman Örneği-. Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 6(11). 643-670. https://dergipark.org.tr/tr/pub/

k7auifd. Erişim Tarihi: 08. 06.2020.

Kıllıoğlu, İ. (1990). Deizm, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi .1 (311-313).

İstanbul:Risale Yayınları.

Köktaş, M. (2017).Aydınlanma, Hristiyanlık ve Deizm, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17(1). 143-158. 07.06.2020. http://static.dergipark.

org.tr/articledownload/fd3c/e2c4/9e08/5ad4a5fbda66b.pdf?, Erişim Tarihi:

10.07.2020.

Kulat, M. A. (2017). Türkiye’de Toplumun Dine ve Dini Değerlere Bakışı. MAK Danışmanlık. https://www.makdanismanlik.org/wp-content/uploads Erişim Tarihi: 08.06.2020.

Peker, H. (2018). Tanrı Tasavvuru Bağlamında Deizm ve Yayılımı Üzerine.

Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 5(8). 13-42. Erişim Tarihi: 2021.

Sönmez, V. (2017). Nübüvvete Yapılan İtirazlar Bağlamında İbnü›r-Ravendi ve Nübüvveti İnkar Düşüncesi. Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm, İlahiyat Fakülteleri XXII. Kelam Koordinasyon Toplantısı Uluslararası Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm Sempozyumu bildiri metinleri kitabı içinde. 301-312. Van: Ensar Vakfı Yayınları. https://www.aydin.edu.tr/ttr/arastirma/

arastir mamerkezleri/tarmer/programlarimiz/kat%C4%B1ldigimiz-programlar/PublishingImages/Pages/Van-- Erişim Tarihi: 07.06.2020.

Yıldız, M. ve Kıyıcı, B. (2017). Ebubekir er-Razi’de Deist Yaklaşım: Aklın Yetkinliği ve Nübüvvet Eleştirisi. Din Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm, İlahiyat Fakülteleri XXII. Kelam Koordinasyon Toplantısı Uluslararası Din

Karşıtı Çağdaş Akımlar ve Deizm Sempozyumu bildiri metinleri kitabı içinde.

301-312. Van:. Ensar Vakfı Yayınları. https://www.aydin.edu.tr/ttr/arastirma/

arastirmamerkezleri/tarmer/programlarimiz/kat%C4%B1ldigimiz-programlar/PublishingImages/Pages/Van- Erişim Tarihi: 07.06.2020.

189

B Ö L Ü M 1 2

ÇOCUK KORUMADA TOPLULUK

Belgede Sosyal ve Beşeri Bilimler (sayfa 189-196)