• Sonuç bulunamadı

sakatlık veya hastalık kaydedilmiştir Bu sakatlık veya hastalıklara sahip olanların sakatlar içindeki oranı % 39,35’tir Konuşma bozuklukları ahres

SOCIO-ECONOMIC ANALYSIS OF DEVELOPMENT OF ÇORUM PROVINCE

3. İNSANİ GELİŞME DÜZEYİ

İGE, UNDP’nin her yıl düzenli olarak yayınladığı ve ülkeleri, belirli verileri dikkate alarak insani gelişmişlik düzeylerine göre sıraladığı bir endekstir. Endeks; kalkınmanın ve kalkınma performansının sadece ekonomik olmayan boyutları kapsamında da ölçülebileceğini göstermeye çalışan, ulusal ve uluslararası kıyaslamalı veri ve istatistiklere dayalı bir ölçüt niteliğinde (Aydınlıgil, 2009) olup, ülkeler çok yüksek insani(beşeri) kalkınma grubuna giren, yüksek, orta ve düşük gelişmişlik düzeyinde bulunanlar olmak üzere dört grupta ele alınmaktadır(Çizelge 1).

ve sağlıklı bir yaşam, eğitim ve insanca bir yaşam için gerekli gelir olarak belirlenen üç boyutu üzerinde durmaktadır(UNDP, 1990).

İGE hesaplamasında kullanılan söz konusu üç temel bileşen (eğitim, sağlık ve gelir) uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgi edinme ve tatminkâr bir yaşam sürmeyi sağlayacak gelire sahip olma durumunu ifade etmektedir. Bu üç boyutu ölçmek için kullanılan değişkenler ise 1990 yılından 2010 yılına kadar sırasıyla doğumda beklenen ortalama ömür, yetişkinlerde okur-yazarlık oranı ile brüt okullaşma oranı ve satın alma gücü paritesine göre uyarlanmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) iken, 2010 yılında söz konusu üç boyut (eğitim, sağlık, gelir) aynı kalmakla birlikte, bu boyutlardan gelir ve eğitimi ölçmek için kullanılan ölçütler farklılaşarak sırasıyla, beklenen okullaşma yılı, ortalama okullaşma yılı, doğumda beklenen yaşam süresi ve kişi başına Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) olarak ifade edilmiştir.

1. LİTERATÜR

Ülkelerin gelişmişlik düzeyine yönelik göstergeler üzerinde akademik dünya ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı(UNDP) gibi uluslararası kuruluşlar özellikle son birkaç on yıldan beri büyük önem vererek çalışmaktadır. Yapılan çalışmalar ve kalkınma literatürü kalkınmanın sadece ekonomik alandaki rakamsal büyükler üzerinde durmak olmadığını, aynı zamanda sosyal ve kültürel, kurumsal yapı, çevresel duyarlılık ve sürdürülebilirlik üzerindeki iyileşmelerle ilişkili olduğunun göstermektedir. Bu yapının tam odağında ise insan kaynağı bulunmaktadır.

2. YÖNTEM

Bu çalışmada Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı(UNDP) tarafından ortaya konulan insani kalkınma endeksi verileri yanında diğer uluslararası çalışmalarda yer alan veriler kullanılarak dünyadaki genel durum içinde Türkiye’nin yeri tartışılmış, yine illerin ve bölgelerin gelişmişlik düzeylerinin karşılaştırmalı olarak ölçülmesinde kullanılan ve Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması(SEGE) Araştırması verileri kullanılarak Çorum ilinin bulunduğu bölgedeki iller ve ülke genelindeki sosyo ekonomik bakımdan gelişmişlik durumu karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

3. İNSANİ GELİŞME DÜZEYİ

İGE, UNDP’nin her yıl düzenli olarak yayınladığı ve ülkeleri, belirli verileri dikkate alarak insani gelişmişlik düzeylerine göre sıraladığı bir endekstir. Endeks; kalkınmanın ve kalkınma performansının sadece ekonomik olmayan boyutları kapsamında da ölçülebileceğini göstermeye çalışan, ulusal ve uluslararası kıyaslamalı veri ve istatistiklere dayalı bir ölçüt niteliğinde (Aydınlıgil, 2009) olup, ülkeler çok yüksek insani(beşeri) kalkınma grubuna giren, yüksek, orta ve düşük gelişmişlik düzeyinde bulunanlar olmak üzere dört grupta ele alınmaktadır(Çizelge 1).

Çizelge 1. İGE’de Kullanılan Ölçütler ve Hesaplama Yöntemindeki Değişiklikler

Aritmetik Ortalama Geometrik Ortalama

Sağlık Yaşam standardı Bilgi Birleştirilmiş 0 0 163 83,2 20,6 13,2 108,211 25 0 0 100 85 100 100 40,00 min Göstergeler Göstergeler Beklenen okullaşma yılı Ortalama okullaşma yılı Kişi başı GSMG (SGP ABD$ Doğumda beklenen yaşam süresi (yıl) Yetişkin okur- yazarlık (%) Bütünleşik brüt okullaşma oranı (%) Kişi başı GSYH

(SGP ABD $ max gözlemle nen değer min Doğumda beklenen yaşam süresi (yıl) max değer 20 2010 Önceki Dönüşüm Dönüşüm Boyutlar Kaynak: UNDP, 2014.

Birleşmiş Milletler geçen 15 yıl içinde 2000 yılında belirlediği Binyıl Kalkınma Hedefleri ile yoksulluğu, açlığı, hastalıkları, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve su ve sanitasyona erişememeyi azaltmak gibi 8 temel konu üzerinde durmuştur. Bu kapsamda binyıl kalkınma hedeflerinde önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Ancak kaydedilen gelişmelere rağmen, yoksulluk hala küresel ölçekte sona ermemiştir.

25 Eylül 2015 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinde gerçekleştirilen Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde ise; Birleşmiş Milletlere üye ülkeler 2030 yılına kadar yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek ve iklim değişikliğinin üstesinden gelmek gibi 17 alanı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine ulaşmak için zorunlu çalışma ve gelişme alanı olarak saptamışlardır (UNDP, 2015).

3.1. Ülkelere Göre İnsani Gelişme Endeksi

Seçilmiş ülkelerde insani gelişme endeksi değerlerine bakıldığında; Norveç ilk sırada yer alırken Nijer en alt sırada bulunmaktadır. Türkiye ise 69. Sırada bulunmaktadır. İnsani Gelişme Endeksi 0-1 arasındadır. Buna göre; 0,800 ün üstünde olan ülkeler çok yüksek insani gelişme grubuna giren ülkeleri, 0,700-0,799 yüksek insani gelişme grubunu, 0,550-0,699 arası orta insani gelişme grubunu, 0,500’ün altında olan ülkeler ise düşük insani gelişme grubunda bulunan ülkeleri ifade etmektedir (UNDP, 2014).

Türkiye "İnsani Kalkınma Endeksi(İGE)" değerlendirmesine göre; dünyadaki yüksek gelişmiş ülkeler grubunda yer almaktadır. 2008-2013 döneminde 6 sıra yükselerek en yüksek çıkış yapan ülke olmuştur. Türkiye'nin sahip olduğu beşeri kaynağın nitelikleri ve fiziki kaynakların etkin kullanımı yıldan yıla iyileşmektedir. Ülkede 1980 yılında ortalama yaşam süresi 59 yıldan 2013 yılında 75 yıla çıkmıştır. Aynı dönemde ortalama okullaşma süresi 2,9 yıldan 7,6 yıla, insani kalkınma endeks değeri ise %53 artmıştır. Bu dönemde ortaya çıkan değişim kayda değer olup, Türkiye bulunduğu bölgenin en önemli ülkesi konumundadır. Yine belirtilen dönemde İGE bakımından ortaya çıkan değişimle birlikte bilim ve teknoloji üretimine yönelik ar-ge politikalarında da önemli değişimler olmuştur. 2003 yılında gayrisafi yurtiçi hasıladan Ar-Ge’ye ayrılan pay binde 48 iken 2014 yılında yüzde 1’in üzerine çıkmıştır. 2003 ile 2014 yılları arasında Türkiye milli gelirini 305 milyar dolardan 800 milyar doların üzerine çıkararak GSYH’sını 2,6 kat artırmışken, aynı dönemde Ar-Ge’ye ayırdığı payı 8 kattan fazla artırmıştır.

Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde iç savaşlar ve kaos nedeniyle sahip olunan zenginliklerden yararlanılamadığı ve özellikle beşeri kaynakların geliştirilemediği görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak düşük gelişmişlik grubunda bulunanlar için yoksulluk ve yoksunluk hatta açlığın hala ana bir sorun olduğu görülmektedir.

Çizelge 2. Seçilmiş Ülkelerde İnsani Gelişme Endeksi Değerleri (2013)

Gelişmişlik bakımından ilk üç sırada bulunan Norveç, Avustralya ve İsviçre’de yaşam standartlarının yüksekliği, huzur ve iç barış ikliminin hakim olmasının aksine, düşük gelişmişlik grubunda bulunan Nijer, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde iç savaşlar ve kaos nedeniyle sahip olunan zenginliklerden yararlanılamadığı ve özellikle beşeri kaynakların geliştirilemediği görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak düşük gelişmişlik grubunda bulunanlar için yoksulluk ve yoksunluk hatta açlığın hala ana bir sorun olduğu görülmektedir.

Çizelge 2. Seçilmiş Ülkelerde İnsani Gelişme Endeksi Değerleri (2013)

3.2. İnsani Gelişme Bakımından Türkiye

Türkiye insani gelişme bakımından dikkate alınan göstergeler bakımından 1990 ile 2013 döneminde %31,8 oranında bir gelişme sağlamıştır. Türkiye 1990 yılında 73. sırada iken 2000 yılında 85. Sırada, 2013 yılında ise 187 ülke arasında 69.sırada yer almıştır ve yüksek insani gelişme kategorisinde bulunmaktadır. 2011 yılında dünya genelinde ortaya çıkan ekonomik kriz ise son üç yıllık dönemde Türkiye verilerinde durağan bir gelişme seyrine neden olmuştur(UNDP, 2014a).

Halen tüm dünya'da teknolojinin hızlı gelişimi ve mobilizasyonu teknolojinin etkin kullanımı konusunda örgün ve özellikle yaygın eğitimi çok daha önemli hale getirmiştir. Buna göre kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma anlayışının hakim kılınması hayati önem taşımaktadır ve ülkelerin tek başlarına yaptıkları iyileştirmelerin yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle küresel ölçekte işbirliklerinin kurulması bugün çok önemli hale gelmiştir.

Kaynak: UNDP, 2014a.