• Sonuç bulunamadı

1.3. Türkiye’nin Merkezi Yönetimi, Taşra Uzantıları ve Yerinden Yönetim Yapılanması

1.3.2. Merkezi Yönetimin Taşra Uzantıları

1.3.2.2. İlçe Yönetimi; Kaymakam, İlçe Yönetim Kurulu, İlçe Yönetim Başkanları

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kamu yönetimi örgütlenmesinin merkez dışındaki ikinci kademesi ilçe yönetimleridir. İlçe yönetimlerinin başında kaymakam bulunur. Kaymakam, valinin astı bir memur olmakla birlikte, aynı vali gibi ilçedeki adli ve askeri birimler dışındaki tüm kamu kurum ve kuruluşlarının en büyük astı konumundadır. Fakat kaymakam, valinin astı olduğu için ancak valilik kanalıyla il sınırlarında bulunan yabancı devlet temsilcilikleriyle ve merkez örgütlenmesi ile muhabere edebilir. Yine aynı şekilde ilçe sınırlarında askeri personele gereksinim duyulduğu zaman yine valilik kanalıyla bu yardımı talep edebilmektedir. Kaymakam, ilçede yalnız hükümetin temsilcisi olarak görev yapmaktadır.

İlçe yönetimleri de, yetki geniliği esasına göre oluşturulmuş, il yönetiminin bir alt kademesinde bulunan merkezin taşradaki yönetim birimleridir. İlçenin yönetiminden başında kaymakamın bulunduğu ilçe yönetim kurulu sorumludur. 5442 sayılı kanuna göre ilçe örgütlenmesi içerisinde tüm ilçelerde (919 ilçede) bulunması gereken bakanlıklar yine illerde olduğu gibi İçişleri Bakanlığı (İlçe Nüfus Müdürlüğü, İlçe Emniyet Müdürlüğü şeklinde), Sağlık Bakanlığı (Sağlık Grup Başkanlığı şeklinde), Maliye Bakanlığı (Mal Müdürlüğü şeklinde), Milli Eğitim Bakanlığı (İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü şeklinde) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (İlçe Tarım Müdürlüğü şeklinde) dır.

Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nin merkez dışı yapılanmasındaki ilçeler, coğrafi özellikleri ve yönetim sistemleri bakımından üç türlüdürler. Birinci grup ilçeler, il sınırları içerisinde, il merkezindeki belediyenin sınırları dışında kendi sınırlarını çizmiş, kaymakamı ve ilçe örgütlenmesi (ilçe yönetim kurulu ve ilçe idare kurulu başkanları) olan ilçelerdir. Bu tür birinci grup ilçelerimizin sayısı bugün itibariyle 919’dur. İkinci grup ilçeler ise, yine kaymakamı ve ilçe örgütlenmesi olmakla beraber coğrafi sınırları bulunduğu ilin merkezinde bulunan büyükşehir belediyesinin hizmet ettiği sınırların içinde kalan ilçelerdir. Bu ikinci tür ilçelere “büyükşehir belediye ilçeleri” denilmektedir. Büyükşehir belediye ilçelerinin bugünkü toplamı 30 büyükşehir belediyesi içinde olmak üzere 519’dur. Bu ilçelerin birinci tür örgütlü ilçelerden tek farkı, sınırlarının büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalması ve dışına taşmamasıdır. Üçüncü tür ilçelerin ise kaymakamı ve ilçe örgütlenmesi bulunmamaktadır.

Türkiye’de büyükşehir belediyesi olan 30 ilin dışında kalan illerde yani 51 ilde, il merkezinde bulunan ilçeler, merkez ilçe statüsündedir. Bu idari birimler her ne kadar ilçe olsa da kaymakamları ve örgütlenmeleri yoktur. Bununla ilgili olarak gerekli yönetsel işleyiş ve gereksinimler il merkezinde bulunan valilik kanalıyla sürdürülmekte ve giderilmektedir.

Eğer bu konunun kısaca bir özeti yapılacak olursa bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde kaymakamı ve ilçe örgütlenmesi bulunan, kendine özgü sınırları olan ya da sınırları büyükşehir belediyesinin hizmet sınırları içerisinde (il sınırları içerisinde) kalmış olan toplam 919 ilçe bulunmaktadır. Geriye kalan 51 adet, ilçe örgütlenmesi bulunmayan ve büyükşehir belediyesi olmayan illerin il merkezinde bulunan ilçeler ise bu sayıya dahil edilmemektedir. 1.3.3. Yerinden Yönetim Organları (Mahalli İdareler)

Türk kamu yönetiminin merkez ve merkez dışı taşra uzantılarının, mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlara her zaman tam anlamıyla cevap verememesi ve bazı kamusal hizmetlerin mahalli düzeyde giderilmesi gereksinimi, yerinden yönetim organlarının (il özel idareleri, büyükşehir, il, ilçe, belde belediyeleri ve köy yönetimleri) kurulmasını zorunlu kılmıştır. Türkiye’deki üç kademeli yerel yönetim sisteminde il özel idareleri ilk kademeyi, kentsel alanda hizmet sunan belediyeler ikinci kademeyi ve kırsal yerel ölçeğin yönetim biçimi olan köy yönetimleri de üçüncü ve son kademeyi oluşturmaktadır (Güler, 2006, s. 269).

Türkiye’de mahalli idareler, Osmanlı’dan gelen geleneklerle birlikte, Cumhuriyet’in kuruluşu ile yasal anlamda düzenlemelere tabi tutulmuş alanlardan birisidir. Yerel yönetimler alanında ilk çıkarılan kanunlar; 1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanunu ve 1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanunu’dur. Bunun yanı sıra 19. yy.da Fransız yönetim sistemi örnek alınarak hayata geçirilen il sistemine idari ve mali özerklik sağlamak amacıyla 1913 yılında “İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanunu Muvakkat” adlı kanun yürürlüğe konmuştur. Cumhuriyet döneminde il özel idarelerine yönelik modern bir kanun ise ancak 1987 yılında 3360 sayılı “İl Özel İdareleri Kanunu” adıyla çıkarılabilmiştir (Doru, 2007, s. 79).

Yerel yönetimler ya da yerinden yönetimler üniter devlet yapısı içerisinde, merkezi yönetimin ve taşradaki uzantılarının çalışmalarını olumsuz yönde etkilemeyecek ve devletin siyasal egemenlik ilkesini zedelemeyecek şekilde sadece idari karar ve işleyişin yerele bırakılmasını öngörecek şekilde dizayn edilmiştir. Bu anlamda Türkiye’deki yerel yönetimler federal yapılı devletlerde karşımıza çıkan ve siyasal yerinden yönetimler olarak oluşturulan federe devletlerden tamamen farklı yapıdadırlar. Çünkü vurgulandığı gibi yerel yönetimlerin Türkiye’deki özerkliği, yönetsel işlem ve eylemlerin yerel serbestisi anlamındadır. Bir başka anlatımla, idarenin bütünlüğü ilkesi gereğince, yerel yönetimler kendi kamu tüzel

kişiliklerinin yanı sıra siyasi anlamda devlet kamu tüzel kişiliğinin de bir parçası sayılırlar. Aynı zamanda, tam anlamıyla yani siyasi olarak bir özerklikleri ya da bağımsızlıkları olmadığı için merkezi yönetimin “vesayet denetimi” yetkisi denetimi ile işlem ve eylemleri ile ilgili olarak denetlenebilirler.

Yerinden yönetimler, karar organları 5 yılda bir yapılan mahalli idareler seçimleri ile seçmenlerce oluşturulan, kendi bütçeleri ve kendi kamu tüzel kişilikleri olan kuruluşlardır. Yerel yönetimler, mahalli müşterek nitelikteki pek çok hizmetini yerine getirirken, belirli bir coğrafi bölgenin belirli bir alandaki ihtiyacını karşılamak üzere oluşturulan, aynı yerel yönetimler gibi kendi karar ve yürütme organları, bütçesi ve kamu tüzel kişiliği olan hizmet yerinden kuruluşlarından farklıdırlar. Hizmet yerinden yönetim kuruluşlarının yerel yönetimlerden en önemli farkı ise, karar ve yürütme organlarının oluşumunda seçmenlerin seçimler aracılığıyla etkide bulunamaması, belirli konularda ve belirli bir alanda kamu hizmeti üretmeleridir. Türkiye’de yerel yönetimler, “İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Köy Yönetimleri” olmak üzere 3 ana başlıkta incelenebilirler.