• Sonuç bulunamadı

İktidar, en açık haliyle propaganda ile dilini ifşa eder Propagandanın siyasal eylemleri belirlemesi ve kitleleri harekete geçirmesiyle dil görünür evrene taşınır.

Burada birçok aktör söz konusudur. Yalnızca propaganda eylemini gerçekleştiren

lider/Führer değil asıl eylemin hedefi olanların tavrı belirleyicidir. Koschorke’nın de

belirttiği gibi söylemlerin hayata geçmesi kendileri de kültürel alanda konumlanmış

aktörlere bağlıdır; fikirlerin yayılması ve hegemonik geçerlilik kazanması için kendi

iletişim altyapısına sahip bir taşıyıcı gruba ihtiyaç vardır (Koschorke, 2016; 20). Bu grup

ile oluşturulan dil başka türlü bir dilsel evren ihtimalini ortadan kaldırır. Nazi

Almanya’sında Hitler’i iktidara taşıyanlar hakkında Hoffner’in ifadeleri Koschorke’yi

tamamlar nitelikte ve çarpıcıdır:

“En basit ve neredeyse bütün örnekler biraz deşildiğinde en temel neden korkuydu. Sopa yiyenlerden biri olmamak için sopa atanların safına katılmak. Ve hemen ardından: Biraz müphem bir sarhoşluk, birlik ve beraberlik coşkusu, kitlelerin çekim gücü. Bunun da ötesinde birçok insanda kendilerini yarı yolda bırakanlara karşı hissedilen tiksinme ve öç alma duygusu. Yine devamında, tuhaf şekilde Almanlara has bir neden, bir düşünme şekli: Nazilerin rakiplerinin hiçbir tahminleri tutmadı. Nazilerin kazanamayacağını söylemişlerdi, ama kazandılar. Demek ki rakipleri haksız, demek ki Naziler haklılardı. Bunun yanında bazılarının (isimlerini zikretmek gerekiyorsa entelektüellerin) Nazi partisinin çehresini ve tuttuğu yolu, partiye katılarak değiştirebileceklerine inanmaları. Ve tabii bildik hakiki oportünizm ve konjonktüre uyma zihniyeti. Ve son olarak, ilkel ve kitlesel algılamaya temayülü olan, daha basit insanlarda görülen, kadim mitler çağında yaşandığına inanılan türden bir süreç: Mağlup kabilenin bu mağlubiyetle sadakatsizliği apaçık hale gelmiş kendi kabile ilahından vazgeçip muzaffer düşman kabilenin tanrısını koruyucu ilah olarak kabullenmesi. Her zaman inandığımız kutsal babamız Aziz Marx bize yardım etmedi. Aziz Hitler’in ondan daha güçlü olduğu besbelli, o zaman sunaklarımızdaki Aziz Marx resimlerini parçalayalım ve aynı sunakları Aziz Hitler için kutsayalım. Sonra da

bu bizim kurtarıcımız olur” (Hoffner, 2018; 121-122).

Böylece toprak ve kan adına işlendiği söylenen adeta bir gösteri niteliğindeki suç eylemleri rahatlıkla sahnelenebilir, kötülük onaylanabilir, yayınlaştırılabilir. Kitlelerin buna itirazı olmaz üstüne üstlük kitleler bu eylemleri gönül rahatlığıyla eylerler.

Nazizm’in dili yaygın olarak toplama/imha kamplarından sağ kurtulanların beyanları, resmi yazışmalar, toplantılar ve gizli evraklar yoluyla incelenmiştir. Kamplardaki vahşete tanıklık edenlerin ifadeleri mekân/dil ve iktidar üçlüsünün nasıl işlediğini göstermesi açısından başat bir örnek oluşturur. Bununla birlikte rejimin “öteki”si olup, gündelik hayattan yola çıkarak onu anlamaya çalışanlar da vardır. Nazi Almanya’sından sağ kurtulan dilbilimci V. Klemperer’in günlükleri 1933 ile 1945 yılları arasında Nazizm’in gündelik dile sinen işleyişini göstermesi açısından tipiktir. Klemperer Nazizm’i propaganda araçlarından (radyo konuşmaları, afişler, bayraklar, filamalar, filmler, sportif faaliyetler) ziyade filolojik bakımdan anlamak/anlatmak ister. Hem mecazi hem de filolojik dilin kurguladığı insan nasıldır? Yani hükmedenler ve hükmedilenler ya da kazananlar ve mağdurlar açısından dilin kullanımı nasıldır? sorularına yanıt arar.

Dresden Üniversitesi’nde Fransız Edebiyatı profesörü olan Klemperer, Yahudi olması nedeniyle-Protestanlığa geçmiş olsa da Yahudi sayılır- 1935’te üniversiteden uzaklaştırılır. Eşinin “aryan”- bu kelime de Nazi evrenine aittir- olması dolayısıyla toplama/imha kampına gitmekten muaf tutulur. Birkaç Yahudi ailenin bir arada yaşadığı evlerde kalır. Fabrikada çalışmaya başlar. Yahudilerin kütüphaneleri kullanmaları yasak olduğundan ve yalnızca Yahudilerin yazdığı eserleri okumasına izin verildiği için Aydınlanma üzerine yaptığı çalışmalara devam edemez. Böylece ilk başta kendini uzak tuttuğu, görmezlikten gelmeye çalıştığı dönemin dili üzerine düşünmeye ve yazmaya başlar. Klemperer bu durumu “LTI Lingua Tertii Imperii, Üçüncü Reich’ın dili” (Klemperer: 2013;19) adlı çalışmasında şöyle açıklar:

“bir mesleği onyıllarca icra ettiyseniz ve bunu zevkle yaptıysanız, neticede o size başka her şeyden daha fazla vurur damgasını. Nitekim benim en sıkı tutunduğum şey de mecazlaştırılmamış düz filolojik anlamıyla Üçüncü Reich’ın diliydi fabrikada on saatlik çalışmanın ev aramalarının tutuklanmaların, kötü muamelelerin dehşetinin vs. boşluğu üzerinde yürürken denge çubuğum o oldu” (Klemperer: 2013;20).

Eşi Pirna’daki bir arkadaşına Klemperer’in günlüklerini yollar ve onun yardımı ile Nazizm boyunca tuttuğu günlüklerini kurtarır. Klemperer, Hitler rejimi sona erdiğinde Aydınlanma üzerine çalışmalarına kaldığı yerden devam etmek yerine Nazizm’in dilini anlatmayı neden tercih ettiğini rejim çökerken Dresden’de yaşadığı bir olaydan yola çıkarak şu şekilde aktarır:

“Köydeki kaçaklar arasında iki küçük kızıyla bir Berlinli kadın işçi de bulunuyordu. Nasıl olup da Amerikalıların gelişinden önce konuşma fırsatı bulduğumuzu bilmiyorum. Birkaç gün boyunca rastlaştığımızda, Yukarı Bavyera kırsalında onu böyle pürüzsüz bir Berlin ağzı konuşurken duymak çok hoşuma gitmişti. Cana yakındı, politik yakınlığımızı sezmekte gecikmedi. Çok geçmeden, kocasının uzun süre komünist olarak hapis yattığını, şimdi de şayet yaşıyorsa tanrı bilir nerede, bir ceza taburunda olduğunu anlattı. Gururla, kendisinin de bir yıl kodeste kaldığını, hapishaneler taşıyor olmasa ve işçiye ihtiyaç olmasaydı

‘Tabirlerden dolayı…’ dedi. (Führer’e, Üçüncü Reich’ın sembol ve kurumlarına hakaret etmişti.) Benim için aydınlanma oldu bu. Bu söz, her şeyi berrak görmemi sağladı. Tabirlerden dolayı. İşte bu nedenle günlüğüme çalışacak ve bu meseleye eğilecektim. Geri kalan her şeyin oluşturduğu yığının içinden denge sopasını çekip çıkartmayı ve onu tutan elleri de çizdiğim resme dâhil etmeyi istiyordum. Bu kitap böyle ortaya çıktı. Umuyorum kibirden ziyade tabirlerden dolayı (Klemperer, 2013; 316-317).

Klemperer’in notlarında öne çıkanlar neler? Diğer bir ifade ile Klemperer iktidarın dil üzerinden işleyişini nasıl açıklar? Hitler’in, Nazilerin ve mağdurun dili arasındaki ilişkide açığa çıkan nasıl bir iktidar rejimidir?