• Sonuç bulunamadı

İKTİSAT POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TARIMSAL SULAMANIN ŞANLIURFA EKONOMİSİNE ETKİSİ

İÇİNDEKİLER

İKTİSAT POLİTİKALARI ÇERÇEVESİNDE TARIMSAL SULAMANIN ŞANLIURFA EKONOMİSİNE ETKİSİ

Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Müjde SAKAR

Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü zeynep.sakar@harran.edu.tr

ÖZET

Dünyada ve ülkemizde tarımında en büyük sorun sulama sorunudur. Tarımda sulama ihtiyacının en fazla olduğu bölge Güney Doğu Anadolu Bölgesi olduğu için Şanlıurfa ili bu konuda önem arz etmektedir. Dicle ve Fırat’ın bereketli sularında ilk tarımın yapıldığı bölge Mezopotamya’dır. Urfa’da sulama bitkisel üretimde verimliliğin artırılması için en önemli koşuldur. Yağışlar yetersiz buharlaşmada çok olduğundan yaz aylarında topraklardaki nem oranı hızla düşmekte sulama zorunlu bir hale gelmekteydi. İlin en önemli akarsuyu Fırat Irmağıdır. Ayrıca Culap Çayı Cem Çayı Zengeçur Çayı gibi akarsular ve küçük dereler başlıca su üstü kaynaklarını oluşturmaktaydı. İlin tam olarak modern sulama metotlarını kullanmadığı dönemde su kaynaklarını kullanmak üzere çeşitli kuyular açıldı.

Şanlıurfa ekonomisinin temeli tarıma dayanır. Sanayi fazla

gelişmemiştir. Ekonominin % 60’ı bitki üretimi ve % 40’ı hayvancılıktan sağlanır. Yağışı az ve sulama imkânı sınırlı olan ilde tarım alanında verim düşüktür. Güneydoğu Anadolu Projesi tam olarak faaliyete geçtiğinde genelde ülkenin özelde Urfa’nın ekonomik yapısı değişecektir. Şanlıurfa’da sulamanın artmasıyla tarımsal üretim ve verimde % 10 civarında bir artış yaşanacaktır.

Sulama sayesinde tarım ürünlerinden gelen gelir artarak üretici daha fazla gelir elde etme şartına kavuşacaktır. Sulama sayesinde geliri artan nüfus, üretime yönelerek Urfa’da göç olgusunu azaltırken, kırsa alanda yaşayan insanların ekonomik gelirini artıracaktır. Sulamadan elde edilen ürün miktarı ve verimliliği artırması Şanlıurfa özelinde özellikle kırsal ekonomiyi canlandıracaktır. Sulanan alanlarda birden fazla ürün alınması ekonomiye katkı sağlayacaktır. Sulanmayan alanlarda birkaç ürün çeşidi yetiştirilirken sulanan alanlarda yetiştirilebilen ürün sayısı arttıkça, üreticinin gelirine yansıyan bu durum ekonomiyi geliştirecektir. Bu araştırma ile Şanlıurfa’da uygulanan sulama çalışmaları araştırılacak ve sulamanın ekonomik kalkınma ile olan nedensellik ilişkisi tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Ekonomi, Kalkınma, Tarım, Sulama, Şanlıurfa, Büyüme,

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

84

The Effect Of Agricultural Irrigation On The Şanlıurfa Economy In The Framework Of Economic Policies

Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Müjde SAKAR

Faculty Of Economics And Administrative Sciences Department Of Economics ,Harran University

zeynep.sakar@harran.edu.tr

Abstract

Turkey is the biggest problem in the agricultural irrigation problems. Sanliurfa province, which is the most important region of the region, is the first source of civilization in the world. It owes to the fertile waters of the Euphrates. Irrigation in Urfa is the most important condition for increasing productivity in crop production. Since the precipitation was insufficient in evaporation, the humidity in the soils was rapidly decreasing in the summer months and watering became necessary. The most important stream of the province is the Euphrates River. In addition, streams and small streams such as Culap Çayı Cem Çayı Zengeçur River were the main water resources. During the period when the province did not use modern irrigation methods, various wells were opened to use water resources.

The economy of Şanlıurfa is largely based on agriculture. The industry has not developed sufficiently. 60% of Sanliurfa’s economy is based on plant production and 40% on animal husbandry. The yield is low in the province with low rainfall and limited irrigation opportunities. But when the Southeastern Anatolia Project is fully realized, the economy of this region will change. Harran, Ceylânpınar plains, irrigated Farming will increase productivity. The rate of increase in agricultural production and yield in Şanlıurfa by 4-7-fold increase in agricultural production and productivity, and the rate of return and return createdby it play an important role in both rural development and agricultural development. Irrigation increases the income on the unit area for agricultural production and the rural producers have the opportunity to generate more income from the same area.

While the increasing population provides domestic and adequate nutrition, it contributes to the increase of rural welfare, while reducing the migration phenomenon that causes social, economic and urban balances. Irrigation is a significant indicator of the fact that the amount of product obtained from the unit area and productivity increases 4-6 times.

Key Words: Economy, Development, Agriculture, Irrigation, Şanlıurfa, Growth,

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

85

GİRİŞ

Sulama kavram olarak arklar vasıtasıyla su akıtarak herhangi bir toprak

bölgesini kuraklıktan kurtarma anlamına gelir.23 Yaşamın ana unsurlarından biri olan

su, hayatın her noktasında insanlığın ekonomik gelişmişlik seviyesinin en önemli unsurlarından birini oluşturmuştur. İnsanoğlu toplayıcılıktan üretici bir ekonomik yaşama geçtikten sonra tarımda suyu kullanmak zorunda olduğundan suyu tarım alanlarına ulaştırmak için çeşitli yöntemler kullanmışlardı. Bu yöntemlerde özellikle barajlar ve kanallar ile yapılan sulama projelerinin boyutlarıyla ilişkili olarak tarımsal kalkınmanın yanısıra sosyal ve ekonomik yaşama getirdiği değişiklikler oldukça önemlidir.

Su kaynaklarının etkili biçimde kullanılması ekonomi açısından çok önemlidir Sulama toplumun gereken içme ve kullanma, sulama, endüstriyel ve rekreasyon

amaçlı su kullanımı ile ekosistemlerin korunması hizmetlerini kapsar.24

Tarımda sulama konusunu çoklu ve dinamik sistem ve süreçleri, “bütüncül” yaklaşımlar içinde düşünmek ve ele almak oldukça önemlidir. Sulamanın tarihi, insanlık tarihi ile başlar. Medeniyetlerin doğuşundan önce bile, bitkisel üretim amacıyla, ilkel sulama yöntemleri kullanılmıştır. tekniklerinin kullanıldığı bilinmektedir. Eldeki bilgilere göre ilk sulama günümüzden 7000 yıl önce Mezopotamya’da, 5000 yıl önce de Mısır' da ilkel yöntemlerle yapılmıştır. Yaklaşık

yedi bin yıl önce Sümerliler Hendekler kazarak suyun belirli bir kısmını Fırat25

nehrinden tarlalarına yönlendirdiler; böylece dünyada sulamalı tarımı başlatmış oldular26

Osmanlı döneminde sulama sorununu çözmek amacıyla su kanalları veya su kuyuları açarak, bir kaynak bularak veya bataklık kurutarak ekili olmayan sahipsiz araziyi tarıma elverişli hale getirmeye çalışmışlardı. Devlet şehirlerin su ihtiyacını karşılama ve pirinç yetiştirme dışında büyük çaplı sulama projelerinde doğrudan yer almamıştı. Su projeleri veya su kullanımıyla ilgili olarak devletçe oluşturulmuş bir kurum yoktu. Ancak 19 yüzyılın son döneminde Osmanlıda devlet kanalıyla sulama çalışmalarına başlandı. Suyollarının değişmesiyle bol miktarda pirinç ekilmeye başlandı. Birinci Dünya Savaşı öncesi büyük akarsuların bazılarının ıslahı ve akarsu

23 Türkçe Sözlük (2011), Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, s.2169.

24 Teoman Meriç, (2004) Su Kaynakları Yönetimi ve Türkiye, Jeoloji Mühendisliği Dergisi, 28/1, s.28.

25 Fırat Nehri 2800 km uzunluğundadır. Dünyanın büyük nehirlerinden biridir. Nehir Siverek ilçesinin Dağbaşı bucağına bağlı

Maktelan Geçidi civarından Urfa ili topraklarına girer. Güneybatıya doğru ilerleyerek Adıyaman ile sınır teşkil eder. Batıya doğru aktıktan sonra Gaziantep-Urfa sınırını oluşturur. Buradan Suriye’ye doğru yol alır. Urfa ilindeki uzunluğu 270 km’dir

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

86

havalarında sulama çalışmaları planlanmıştı. Ülkenin önemli ovalarından olan Çukurova ile Konya Ovasının sulanarak ülke ekonomisine katkı sağlamasını yönelik çalışmalar savaşın başlamasıyla tamamlanamamıştı. Günümüzde sınırlarımız içerisinde yer alan Konya Ovası sulaması ilk sulama sistemini oluşturdu.1960 ‘lı yıllardan itibaren genişletilerek önemli bir sulama tesisi haline getirildi. Günümüzde

Mavi Akım Projesi ile Konya Ovasının büyük kısmı suya kavuştu.27

Dünyada ve Türkiyede sulama çalışmaları özelikle II. Dünya Savaşından sonra yoğunlaştı. Tüm dünyayı etkileyen savaştan sonra sulu tarım çok önemli bir rol oynamaya başladı. Sulu tarımla yılda iki ya da üç ekin yetiştirilebildiği için, dünya gıda üretiminde önemli bir etken olmaktaydı. Mısır, Çin, Mısır, Hindistan, Endonezya gibi, birçok ülke gıda üretiminin yarısından fazlasını sulu tarımla gerçekleştirmektedir. Günümüzde gıda üretiminin yüzde 40'ı, sulu tarım uygulanan arazilerden elde edilmektedir. Sulu tarım yapılan araziler toplam tarım alanlarının yüzde 17'sini oluşturmaktadırlar. Dünyada Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Pakistan

dünya sulu tarım yapılan toprakların yarısından fazlasına sahiptir.28

Şanlıurfa’da Sulama ve Sulamanın İl Ekonomisine Katkısı

Verimli topraklarında ilk tarımın yapıldığı Mezopotamya, bu durumu Dicle ve Fırat’a borçludur. Şanlıurfa’da sulama bitkisel üretimde verimliliğin artırılması için en önemli koşuldur. Yağışlar yetersiz buharlaşmada çok olduğundan yaz aylarında topraklardaki nem oranı hızla düşmekte sulama zorunlu bir hale gelmekteydi. İlin en önemli akarsuyu Fırat Irmağıdır. Fırat Nehri Siverek ilçesinin Dağbaşı Bucağı yakınlarındaki Mektalan geçidinden il topraklarına girer. Buradan güneybatıya doğru ilerleyerek Adıyaman-Urfa sınırını oluşturur. Batıdan Göksu Nehrini içine alır. Daha sonra Birecik’in batısında Suriye topraklarına geçer. Nehrin il toprakları içindeki uzunluğu 270 km dir. Urfa içerisinde Cülap Suyu, Cem Çayı, Zengeçur Çayı Belih

Suyu,29 Habur Suyu30, gibi akarsular ve küçük dereler de başlıca su üstü kaynaklarını

oluşturmaktaydı.

Bildirimizin konusu olan Şanlıurfa Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alır. Yüzölçümü 18.584 km dir. İl toprakları Doğudan Mardin Mazıdağı, Derik ve Kızıltepe, Kuzeyden Diyarbakır’ın Çınar Ergani ve Çermik, Adıyaman Kahta ve batıdan Gaziantep’in Araban ve Nizip ilçeleriyle çevrilidir. Büyük bölümü %61,7 platolarla

27 Oktay Kızılkaya, Tolga Akay (2014), II. Abdülhamid’in Tarımsal Kalkınma Hamlesi, Ankara, s. 116. 28 Yıldız D. Soylu, N. Özbay Ö (2012), Kalkınma İçin Tarımsal Sulama, Raporu, Ankara, s.14.

29Belih Suyu, Harran’ın güneyinde Akçakale, Aynelarus yakınlarında doğar. Suriye topraklarında Fırat’a katılır. 30 Habur Suyu Uzunluğu 350 km kadardır. Viranşehir’in kuzeydoğusunda Karacadağ eteklerinde doğar. Fırat’a dökülür.

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

87

kaplı olan ilin topraklarının %98,3’ü tarıma elverişlidir. Yerleşme merkezi olarak önemi çok eski tarihlere kadar uzanan Urfa’da 1927 yılında yapılan nüfus sayımında nüfusu 200 binden fazlaydı. Nüfusu sürekli artarak 1980 yılında 602.736 ye 2017 yılında ise 1.985.753’ e ulaştı.

Şanlıurfa ve çevresindeki yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları sonucunda

tarihinin Paleolitik döneme kadar indiğini göstermektedir.31Paleolitik dönemden sonra

Mezolitik, Neolitik Kalkolitik dönemlere ait yapılan kazılarda eserler ortaya çıkarılmıştır. Tarihte sırasıyla Hitit, EblaAkkad,Arami, Babil, Med ve Persler idaresinde yaşamıştır. Sonrasında Büyük İskender’in Asya seferi sonrasında Urfa’da

kurulan Selefkiyan adlı devlete bağlandı. 32 Bu dönemden sonra Osmanlı egemenliğine

girinceye kadar Roma başta olmak üzere birçok devletin himayesinde yaşadı33.

Şanlıurfa tarihi süresince zengin su kaynakları ile anılmıştı. Günümüzde Karakoyun Ortaçağ dönemindeki ismiyle de Daysan ( Scritus ) çayı önemli su kaynaklarından birisiydi. Daysan Çayı Şanlıurfa’nın kuzeybatısında Toros Dağından çıkarak şehrin batısına doğru akıyor ve Fırat’ın bir kolu olan Ballisus (Belih) veya Ballias Çayınna dökülüyordu. Nahr el Kut da denilen ve Cüllab ile birlikte Belih’e dökülen Daysan Nehri İmparator Justiianus yükselen suları tabii bir kanalla şehrin kuzeyine aktarıncaya kadar şehri dört defa hasara uğramıştı. Bu sedde rağmen bu derenin sularıyla şehri her yıl su basıyordu. Eyyubiler döneminde Daysan ve Cüllab nehirleri arasında kurulan Harran şehrine Cüllab çayından su getirilmişti. Bu çay Düb adlı bir köyden çıkarak Harran ovasının bir kısmını sulardı. Şehirde bulunan kaynakların suları tozluydu Ocak ayında bu kuyulara tatlı su doldurulur, tuzlu su ile

karışmadan bu sular kalır ve insanlar tarafından yazın kullanılırdı. 34

İbn-i Cübeyr’in Rasulayn bölgesini ziyareti esnasında Şanlıurfa’da su konusuna değinmişti “Bu kentin adı çok uygun düşmüş Çünkü Allah bu toprağa pınarlar ve

akarsular nasip etmiştir. Burada sular kanallara ayrılıyor. Ve derelerden akarak yemyeşil ovalara yayılıyor. Zebercet bir ova üzerinde uzatılmış gümüş bir gerdanlığı andırıyor. Bu pınarların ikisi en büyükleridir. Biri diğerinden daha yukarıdadır. Yukarıda olanı sert bir kayanın içinden büyük ve geniş bir mağara gibi bir yerden kaynıyor. Su mağaranın içine büyük bir havuz gibi yayılıyor. Sonra oldukça büyük bir nehir halinde dışarı akarak diğer kaynağın sularına karışıyor. İkinci pınar Allahlın yarattığı en ilginç kaynaktır. Çünkü yer altında dört adam boyundan fazla bir derinlikte sert bir kayadan kaynayıp genişleyerek bir havuz halini alıyor. Ve tazyikli bir şekilde fışkırarak yeryüzüne çıkıyor. Kaynama öyle güçlü ki şayet güçlü

31 İ.K. Kökten, (1947), Bazı Prehistorik İstasyonlar Hakkında Yeni Gözlemler”, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, X/2,

Ankara, , s.162.

32 Strabon, (2000), Antik Anadolu Coğrafyası, (çev (Adnan Pekman), İstanbul, s.100. 33 Mehmet Emin Üner (2009), Osmanlıdan Cumhuriyete Urfa Tarihi, Ankara, s.11.

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

88

bir yüzücü ve iyi bir dalgıç kaynağa dalmak istese bile su onu geri atabilir. Eğer kendini çok zorlarsa belki yarı derinliğe kadar ancak ulaşabilir. Bu kaynağın suyu çok berrak ve tatlıdır. Dibi gözükmektedir. Karanlık gecede içine bir dinar atılsa görülebilir. Bu kaynağın suyu biri sağa öteki sola akan iki kola ayrılır. Sağa akanı kaynağın karşısında sufiler ve garipler için yapılmış tekkeden geçer buraya ribatta denilir. Sola akanı ise tekkenin yanından geçip derelere ayrılarak insanların ihtiyaçlarını gidermek için yapılmış temizlik yerlerine akar. Sonra aşağıda bir yerde diğer kolla birleşir. Her iki suyun buluştuğu noktada değirmenler yapılmıştı. Değirmenler nehrin ortasındaki adaya bitişik olduklarından adeta bir baraj görünümü veriyorlardı. Bu iki kol birleştikten sonra Habur nehri ismini aldı” 35

Şanlıurfa İslam uygarlıkları döneminde Emevi halifesi Hişam (724-743), devletin gelirlerini artırmak için özel çaba gösteriyordu. Şanlıurfa yöresinde kanallar

açtırarak bereketli olan toprakları sulatmayı amaçlamıştı.36Osmanlı döneminde sulu

tarıma büyük önem verildi. 1870 yılında Halep Vilayet Salnamesinde Şanlıurfa’da 3.735.723 dönümlük toplam arazinin 2.670.315 dönümünün tarla olduğu belirtilmişti. 368.669 dönümü ise bağlardan oluşuyordu. Şanlıurfa merkez kazasının topraklarının büyük bir bölümü de tarlalardan oluşmaktaydı. Yetiştirilen ürün olarak buğday, arpa, mercimek, nohut, mısır başta gelmekteydi. Şanlıurfa merkez kazada 348.720 kilo buğday, 200.982 kilo arpa, 7.000 kilo mercimek, 270.740 kilo üzüm, 50.000 kıyye pamuk elde edildi. 1890 yılında Urfa Sancağında sulu tarım sonucu elde edilen tahıl

ürünlerinin dağılımı aşağıdaki şekildeydi37

Tablo 1: 1890 Yılında Urfa Sancağında Sulu Tarım Sonucu Elde Edilen Tahıl Ürünlerinin Dağılımı

Ürün Adı Urfa Merkez Birecik Rumkale Suruç Toplam

Buğday 570.000 130.000 70.000 190.000 960.000 Arpa 460.000 86.000 45.000 100.000 691.000 Mısır 6.000 2.000 3.000 7.500 18.500 Yulaf 5.000 --- --- --- 5.000 Fiğ 32.000 3.000 ---- 4.000 39.000 Darı 85.000 3.500 30.000 3.000 121.500 Susam 7.000 1.800 500 1.500 10.800 Pirinç ---- 500 1.500 --- 2.000 Bakla 1.000 500 --- --- 1.500 Fasulye 1.200 300 --- --- 1.500 Nohut 15.000 --- 1.600 --- 16.600 Mercimek 18.000 140 2.200 --- 20.340

Kaynak. Yurt Ansiklopedisi

35 İbn-i Cübeyr (2003), Endülüs’ten Kutsal Topraklara (Çev. İsmail Güler), İstanbul, s.178. 36 Yurt Ansiklopedisi (1994), C.10. İstanbul, s.7371.

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

89

Şanlıurfa’da 1909 yılında toplam arazi 2.500.000 hektar, ekili arazi ise 65.336 hektardı toplam orana bakıldığında susuzluğunda etkisiyle ekili arazinin oranı %2,6 civarında idi. Nüfusu 52.810 olan Şanlıurfa’da tarımla uğraşan 4600 hane 232.000 dönüm araziyi ekmişlerdi. Urfa’da 1909-1913 yıllarında üretilen ürün miktarı da aşağıdaki şekildeydi.

Tablo 2: Tahıl Ürünlerinin Ekili Alanları (Dönüm)38

Ürün Adı 1909 Yılı 1913 Yılı

Buğday 316.820 306.400 Arpa 179.749 113.000 Mısır 7.060 2.000 Yulaf --- --- Çavdar --- --- Darı 52460 3.560 Pirinç 500 Burçak 2640 Diğer Tahıllar 52.960 --- Toplam 556.589 427.600

Kaynak: Osmanlı Dönemi Tarım İstatistikleri , (1909-1913-1914)

Şanlıurfa’da 1909-1913 yıllarında üretilen ürün miktarı kıyaslandığında kuraklığın etkisiyle 1913 yılında üretimin azaldığı görülmektedir.

Tablo 3: Tahılların Üretim Miktarları (Ton)39

Ürün Adı 1909 Yılı 1913 Yılı

Buğday 16.632 52.892 Arpa 9.690 19.356 Mısır 414 167 Yulaf --- --- Çavdar --- --- Darı 2156 268 Pirinç 26 Burçak 407 Diğer Tahıllar 2.198 --- Toplam 28955 73.090

Kaynak: Tevfik Güran, Resmi İstatistiklere Göre Osmanlı Toplum ve

Ekonomisi

38 Osmanlı Dönemi Tarım İstatistikleri (2011), (1909-1913-1914), T.C Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yayınları, Ankara,

s.94-97

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

90

Tahılların Üretim Miktarları ton bazında kıyaslandığında ise 1913 yılında ekilen arazi oranı azalmasına rağmen tahıl türü bitkilerin üretiminin daha fazla olduğu görülmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında sulu tarımın Urfa’da gelişmesiyle birlikte sanayi kuruluşlarında da artış yaşanmaktaydı. 13 Şubat 1929’da un fabrikasının

açılması için çalışmalar yapıldı40. Fabrika Şanlıurfa’nın Narınos mahallesinde iplik

pazarı mevkinde hazineye ait arazi üzerinde inşa edildi.41Şanlıurfa’da sulamayla ilgili

çalışmalar cumhuriyetin ilk yıllarında yoğunlaştı. Bu amaçla 1936 yılında 4098 lira

bedelle Viranşehir-Kazancık arasındaki ana kanalın inşası için karar çıkarıldı.42Tarımın

hızlıca gelişmesi için en önemli konu sulama meselesiydi. Köylüler arazilerin susuzluktan kurtarılmasını sulama sorununun çözülmesi ile pamuk ekiminin geliştirilmesini istiyorlardı. Eğer Harran ovası Fırat nehri ile yeterli oranda sulanırsa ekilecek pamuk, pirinç, şeker pancarı, susam, soya fasulyesi ile her çeşit sebze, meyve ağaçları buğday arpa hasılatları birçok fabrikanın kurulmasını dışarıdan büyük bir nüfusun Şanlıurfa’ya gelmesini ve ilde işsizlik oranını azaltarak dış yardımlara gerek kalmamasına sebep olacaktı

1964 yılında il köylerinden 128‘inde sulama suyu vardı. Mevcut sularla 65.000 dönüm arazi sulanmakta ise de düzenlenecek yeni çalışmalarla sulama miktarının iki katına çıkarılması hedeflendi Sulama suları genellikle dere kuyu ve artezyenlerden temin edilmekteydi. Derelerden alınan sular 15-7000 metre arasında değişen ana kanal ve arklar vasıtasıyla tarlalara getirilmekteydi. Üç köyde sulamadan dolayı çoraklaşma bulunduğu ve yirmi köyde de sulama suyunun ihtilaf mevzu olduğu anlaşılmıştı. Sulama suyu bulunmayan köylerde ise alınacak bazı tedbirlerle 375köyde taban suyundan 138 köyde dere veya nehirden ve bazı köylerde yapılacak göletlerle sulama suyu temin edilmeye çalışıldı. İl köylerinden altı tanesinde bataklık bulunmaktaydı. Bunların toplamı 1325 dönüm idi

1962-1965 yıllarında 2186 hektar alan sulamaya açıldı. Değişik dönemlerde yapılan çalışmalarla İlin sulama sorununu çözmek için Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında yer alan Atatürk Barajı ve Urfa Tüneli faaliyete sokulmaya çalışıldı. Proje Fırat ve Dicle nehirlerinin aşağı kesimleriyle bunlar arasında uzanan ovaları kapsıyordu. Proje alanı içine Urfa, Mardin, Diyarbakır Gaziantep, Adıyaman ve Siirt illeri girmekteydi. GAP on iki büyük projeden oluşurdu. Aşağı Fırat projesi de bu projelerden birini kapsamaktaydı. Projenin kapsamına Karakaya ve Atatürk

4050 Ünlü Vali, Meşhur Valiler (1969), İçişleri Bakanlığı Yayınları, Ankara, s.481, Ali Galip Baltaoğlu (1998), Atatürk Dönemi

Valileri, 29 Ekim 1923-10 Kasım 1938, Ankara, s.305

41 BCA, 030.18.01.02.25. 42 BCA, 30.18.1.2.67.68.19.

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

91

Barajlarıyla Şanlıurfa Tüneli girmektedir. Aşağı Fırat Projesiyle Ceylanpınar, Bozova, Suruç, Harran, Siverek ve Hilvan Ovasının sulanması amaçlanmaktaydı

Tablo 4: 1962-1965 Yıllarında Bölgede Sulama Suyu Temini43