• Sonuç bulunamadı

Dünyada ve Türkiye’de Adli Muhasebenin Gelişim

İÇİNDEKİLER

ADLİ MUHASEBENİN GELİŞİMİ VE BAĞIMSIZ DENETİM İLE KARŞILAŞTIRILMASI: TEORİK ÇERÇEVE

3. Dünyada ve Türkiye’de Adli Muhasebenin Gelişim

Adli muhasebecilik kavramı literatürde yeni yer edinmiş bir kavram olmasına rağmen geçmişinin yaklaşık 5.000 yıl öncesine dayandığı tahmin edilmektedir. Uzman tanıkların varlığının, 16. yüzyılda İngiltere’ye dayandığına dair belgeler vardır. Bugünkü anlamda ise adli muhasebe uygulamasına ilk olarak 1824’de İskoçyalı James McClelland isimli bir muhasebecinin tanıtım reklamında rastlanmıştır. Söz konusu tanıtım reklamında yer alan “finansal tabloların hazırlanması, ihtilaflı hesapların raporlanması ve mahkemede savunma yapılması” ifadeleri, muhasebe mesleğinin sadece rakamların kayıt edilmesinden ibaret olmadığını yazılı olarak da vurgulayan ilk metin olarak kabul edilmektedir (Çabuk ve Yücel, 2012: 31).

1900’lü yıllara kadar farklı şekillerde ifade edilmeye çalışılan adli muhasebe, özellikle 1940’lı yıllardan itibaren günümüzdeki adıyla kullanılmaya ve bu mesleğin uygulanabilmesi için çeşitli somut adımlar atılmaya başlanmıştır. Kavramsal olarak “adli muhasebe”, ilk defa 1946 yılında New York’ta bir muhasebecilik şirketi ortağı olarak faaliyetlerini sürdürmekte olan Maurice E. Peloubet tarafından kullanılmıştır. Peloubet, adli muhasebe kavramını başlangıçta sadece yasal davalarla ilgili işlem ve olaylar için kullanırken, ilerleyen zamanlarda ise bu kavramın daha geniş anlamlar kazanması ile finansal tabloların hazırlanması ve denetlenmesine ilişkin işlemlerde de adli muhasebe kullanılmaya başlanmıştır (Kaya, 2005: 51).

Peloubet’ten sonra yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlayan adli muhasebenin gelişimi, 1980’li yıllardan itibaren ABD, Kanada ve diğer Avrupa ülkelerinde hızlanmıştır. Özellikle 2000’li yıllarda muhasebe alanında yaşanan derin skandallar (Enron, Parmalat, Worldcom, Xerox, Adelphia vb.) sonucunda adli muhasebeye olan ilgi iyice artmıştır. Bu bağlamda, adli muhasebeye yönelik çeşitli alanların koordinasyonu sonucunda, faaliyetlerin yürütüldüğü çalışma alanları oluşturulmaya başlanmıştır. Böylece yeni bir meslek ortaya çıkmış ve gelişim sürecinde her geçen yıl sürekli artış yaşanmıştır.

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

167

1960 yılında dünyadaki ilk uzman ekonomik suç birimi olarak kabul edilen Royal Canadian Mounted Police (RCMP) Kanada’da kurulmuştur. İlerleyen yıllarda, ekonomik suçların değerlendirilmesine ilişkin konularda muhasebe tecrübesine ve uzmanlığına olan ihtiyaç ciddi bir artış göstermiştir. Bu gelişmelerden sonra, adli muhasebeye duyulan ihtiyaç 1970’li yıllardan 2000’lere kadar sürekli artarken, özellikle 2000’li yıllardan sonra bilişim sektöründeki hızlı gelişme ve rekabetçi değişimlere paralel olarak günümüze kadar gelmiştir (Karacan, 2012: 107).

Dünya üzerinde adli muhasebeyi oluşturan temel girişimleri yıllar itibariyle şöyle sıralamak mümkündür (Ramaswamy akt. Saçaklı, 2011: 50-51):

1946 yılında Maurice E. Peloubet tarafından “Adli Muhasebe: Bugünün Ekonomisinde Adli Muhasebenin Yeri” adlı eserin yayımlanması,

1982 yılında Francis C. Dykeman tarafından “Adli Muhasebe: Uzman Şahit Olarak Muhasebeci” adlı çalışmasının yayımlanması,

1986 yılında Amerikan Sertifikalı Muhasebeciler Enstitüsü (AICPA –American Institute of Certified Public Accountants) tarafından, dava hizmetlerinin altı alanına zararlara, antitröst analizlerine, muhasebeye, değerlemeye, genel danışmanlığa ve analizlere değinen Pratik Yardım 7’nin çıkarılması,

1988 yılında Sertifikalı Hile Denetçileri Kurulu'nun (ACFE – Association of Certified Fraud Examiners) kurulması,

1988 yılında adli muhasebecinin ana karakter olduğu yeni bir dedektif romanı türünün yayımlanması,

1992 yılında Uluslararası Adli Denetçiler Amerikan Koleji'nin (ACFEI – American College of Forensic Examiners International) kurulması,

1997 yılında Amerikan Adli Muhasebe Kurulu’nun (ABFA – American Board of Forensic Accounting) kurulması,

2000 yılında Adli Muhasebe, Denetim, Hile ve Vergileme Dergisi'nin (The Journal of Forensic Accounting, Auditing, Fraud and Taxation) çıkarılmaya başlanması.

2000’li yıllardan sonra özellikle Enron gibi büyük skandallar sonrasında oluşturulan SOX (Sarbanes Oxley) yasası ile birlikte adli muhasebe ve bağımsız denetimde büyük gelişmeler ve yenilikler yaşanmıştır. SEC (Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu) SOX yasası ile denetim çalışmalarında adli muhasebecilik uygulamalarından yararlanılması gerektiğini vurgulamıştır (Çabuk ve Yücel, 2012: 31).

Türkiye’de adli muhasebenin oluşumuna bakıldığında ise adli muhasebecilik mesleğine yönelik Amerika, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde yasal düzenlemeler ve

I. INTERNATIONAL POLITICS AND SOCIAL SCIENCE SYMPOSIUM (IPSSS) I. ULUSLARARASI SİYASET VE SOSYAL BİLİMLER SEMPOZYUMU (USSBS)

10-12 EKİM/OCTOBER 2018 ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

www.ardahan.edu.tr/ipsss

168

temel eğitim ve sertifika programları gibi ciddi adımlar atılmışken, ülkemizde ise mesleğe yönelik çalışmalar sadece teorik olarak ele alınmıştır.

Türkiye’de adli muhasebecilik mesleğine ilişkin ilk girişim, 2009 yılında İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) öncülüğünde “Bağımsız Adli Muhasebe Uzmanı Programı” düzenlenerek 35 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir’e (SMMM) sertifika verilmesidir. Bu çaba, adli muhasebenin bir meslek olarak kabul görmesi için atılan en yasal ve temel adım olarak gösterilebilir. Bu yenilik ile birlikte, 7 ay kadar süren “Bağımsız Adli Muhasebe Uzmanlığı Programı” sonrasında pek çok SMMM’nin ünvanlarının başına “bağımsız adli müşavir” ya da “bağımsız adli muhasebe uzmanı” ünvanlarını eklemesi ile adli muhasebeciliğe ilişkin en somut adımlar atılmaya başlanmıştır (Çabuk ve Yücel, 2012: 72-73).

Türkiye’de son yıllarda görülmeye başlayan adli muhasebecilik mesleğine dair, henüz bir yasal düzenleme veya kurumsal yapı yoktur. Fakat hile ve yolsuzlukların sayısında meydana gelen ciddi artışlar ile birlikte adli muhasebe mesleği akademisyenlerin de dikkatini çekmiş ve Türkiye’de bu mesleğe yönelik çalışmalar hızla artmıştır (Atmaca ve Terzi, 2012: 36–37).