• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: İDARÎ ALANDAKİ FAALİYETLERİ

3.4. Hüseyin Hilmi Paşa’nın İdarî Düzenlemeleri

3.4.2. İdarî Kadro Düzenlemeleri

Hüseyin Hilmi Paşa teftişleri ve bölge memurlarından aldığı rapor ve kendisine ulaşan şikâyetler sonucunda, Vilayât-ı Selâse sınırları içinde görev yapan memurların yeterli seviyede olmadığına dair bir kanaate ulaşmıştı. Onların bir an önce eğitim alması; uygunsa eğitimli ve deneyimli memurlarla yerlerinin değiştirilmesi gerektiğini ve eğitim için bir de komisyon kurulmasını talep etmişti.328 Ayrıca Hüseyin Hilmi Paşa, güvenlik değerlendirmeleri sonucunda Selanik vilayeti sınırları içinde bulunan toplam 23 kazadan 20’sinde Yunan, Bulgar ve Sırp çetelerinin faaliyetleri olduğunu ve bu çeteleri ortadan kaldırmak için daha fazla zabıta ve memura ihtiyaç duyulduğunu İstanbul’a bildirdi.329

Bu istekte düzenleme yapılacak bölgelerde yeterli memur sayısının önemine de vurgu yapılmıştır. Konun önemli olmasının bir başka sebebi Tahsin Uzer’in anılarında göze çarpmaktadır: “Avrupa’da her şey kanunlarla sağlanır. Oradaki halkın devletten beklediği şey, vatanlarının korunması, can ve mal güvenliğinin sağlanmasıdır. Biz de ise halk her şeyi, hatta kendi özel işlerine verilecek yönü, hükümetten ve özellikle mülkiye amirlerinden bekler. Bu prensip benimsenince, bir valinin, bir kaymakamın, bir nahiye müdürünün, ilk önce halk arasında güven ve saygı kazanması gerekir” ifadeleriyle memurların devletin güven veren yüzü olduğuna işaret eder330. Hüseyin Hilmi Paşa’nın amacı, talimatnamenin uygulanması ve görevliler marifetiyle daha kullanışlı bir hale getirilmesidir. İdarî anlamda düzenleme yapmanın ne derece önemli olduğu fark edilmiş ve bu düzenlemelerin halkın nazarında olumlu karşılık bulacağı düşünülmüştür. İdarî kadroların düzenlenmesi, tüm idarî yapının meselenin ciddiyetinin farkına vararak daha

328 BOA. BEO. 1984/148773. (27 Şevval 1320 / 26 Ocak 1903)

329 İSAM/HHPE/ 2/85.

bilinçli ve özveriyle çalışması halkla bütünleşerek kalıcı çözüm yaratılabileceği gerçeğini ortaya koymaktadır.

Rumeli ıslahatının uygulanabilmesi, huzur ve asayişin sağlanması için Yakova’da olduğu gibi Vilayât-ı Selâse’de de memurlar görevlendirilmesi gerektiği ve bölge halkına gerçekleri anlatmak için bu memurların çalışmasına ihtiyaç duyulduğunu 1 Şubat 1903 tarhili yazısında merkeze bildirilmiştir.331 Müfettişlik makamı yaptığı incelemelerde yetersiz gördüğü bölge yöneticilerini Babıâli’ye bildirirerek değiştirilmesi yönünde görüşlerini iletmiştir. Örneğin; Kalkandelen, Orhaniye ve Osmaniye kazaları kaymakamları olan Rasim, Malik ve Abdullah Efendiler görevlerini ifa etmede yeterli olmadıkları için görevden alınmış, müfettişliğin talebi üzerine yerlerine liyakatli kaymakamlar tayin edilmiştir.332 Hüseyin Hilmi Paşa görevinde yeterli görmediği veya ihmali bulunan valileri de değiştirmiştir. Örneğin 1903 yılında Kosova valisi Reşat Bey’i görevden almış yerine Mamut Şevket Paşa’yı tayin ettirmiştir.333 Süleyman Kani İrtem, Hüseyin Hilmi Paşa’nın idarî faaliyetlerini; “Makedonya’da Hüseyin Hilmi Paşa’nın durumu oldukça zordu. Çok çalışıyordu. Birkaç ay içinde üç yüz kadar memuru değiştirmiş, azletmiş ve onlara soruşturma açmıştı. Valilerde iktidar bırakmamış, idareyi en ufak detayına kadar kontrolü altına almıştı” biçiminde anlatır ve herkesin sorduğu soruyu İrtem de sorar: “Fakat fevkalade olarak ne yapabilirdi?” Makedonya kan ve ateş deryası halinde iken ıslahatı nasıl yürütebilirdi?334 Hüseyin Hilmi Paşa’nın görevinin en zor kısmı bu ıslahatı yönetmektir. Ancak o çalışma azmi ve iş takibiyle elinden geldiğince duruma el koymaya çalışmıştır.

Büyük bir bölgeyi idare etmek zorunda olan Hüseyin Hilmi Paşa valilerden personelle ilgili gelen bilgilendirmelere güvenmek zorundadır. Paşa’nın sorumluluk bölgesi oldukça

331 BOA. BEO.1990/149178. (03 Zilkade 1320 / 01 Şubat 1903)

332 BOA. DH. MKT. 647/31. (06 Zilkade 1320 / 04 Şubat 1903)

333 Uzer, Makedonya Eşkıyalık, s.152.

334 Süleyman Kani İrtem, Osmanlı Devleti’nin Makedonya Meselesi: Balkanların Kördüğümü, Temel Yayınları, İstanbul, 1999, s.237.

geniş olduğu için bu bilgiler doğrultusunda icraatlarını yapmak zorunda kalmıştır.335

Hatta Brailsford, Üsküp, Selanik ve Manastır’da ortalama üç ya da dört ay kalabildiğini bu sebeple “Hilmi Paşa her yerde olamaz, ” diyerek bu zorunluluğa dikkat çekmiştir.336 Hüseyin Hilmi Paşa’nın çalışmalar yürüttüğü sahanın genişliği icraat yapmayı zorlaştırdığı görülmektedir.

Hüseyin Hilmi Paşa bazı dönemlerde valiler görevden alındığında yeni vali atanıncaya kadar bu görevlere vekâlet etmiştir. İşlerin yoğunluğu sebebiyle İstanbul’a bu durumdan şikâyetini anlatan bir tahrirat göndermiştir. Müfettişlik görevlerinin zaten yeterince yorucu olduğunu bir de valilik işlerinin buna eklenmesiyle işlerin içinden çıkılmaz bir hal aldığını dolayısıyla bir an önce Selanik valisinin atanarak işe başlatılmasını talep etmiştir.337 Çok uzun saatler mesai başında kalan ve çalışmaktan bıkmayan birinin böyle bir şikâyette bulunması işlerin ne kadar bunaltıcı ve yoğun olduğunun bir işaretiydi.

Memurların tavır ve tutumları bölgede uygulanmak istenen ıslahatların aksamasına yol açıyordu. Bu sebeple Rumeli Umumî Müfettişliği İstanbul’a işlerin hızlanması konusuna dikkat çekiyordu. Müfettişlik makamınca, Vilayât-ı Selâse’de bulunan bazı memurların hal ve hareketlerinden dolayı değiştirilmesini bu değişikliklerin zaman kaybetmeden yapılması talep edildi.338 Nitelikli kadro oluşturmak Hüseyin Hilmi Paşa’nın üzerinde durduğu önemli bir husustu. Bir başka önemli konuda da yolsuzluk ve görevi ihmaldir. Bu konuda özellikle bölgeye gönderilecek memurların güvenilir ve dürüst olanlarının tercih edilmesinin bölgede düzenli, kalıcı bir idare kurulmasının yanı sıra şikâyetlerin de önlenmesine katkı sağlayacağını bildirmiştir.339

Devlet bölgenin idarî anlamda düzene girmesi için öncelikle memurların istenen şekilde tanzim edilmesi gerektiğini istemekteydi. Nitekim Başkitabet’den Hüseyin Hilmi Paşa’ya, gönderilen 30 Ocak 1903 tarihli yazıda; memurların azlî ve yerlerinde değişiklik

335 Abdülhamit Kırmızı, Adülhamid’in Valileri (Osmanlı Vilayet İdaresi 1895-1908), Klasik Yayınları, İstanbul 2008, s.133.

336 Brailsford, Macedonia: Its Races, s.302.

337 İSAM/HHPE/ 19/ 1280. ( 22 Haziran 1324/05 Temmuz 1908)

338 BOA. BEO. 1987/148997. ( 01 Zilkade 1320 / 30 Ocak 1903)

yapılmasıyla ilgili talimatname hatırlatılarak gerekli incelemelerin bir an önce ancak adaletle yapılması emredilmiştir. Aynı yazının devamında, memurlardan hangisinin suçlu hangisinin iyi niyetli ve dürüst olduğu ise tahkikat sonucunda ortaya çıkacağı ancak valilerden kaza müdürlerine kadar tüm memurlardan hangilerinin yolsuzluk yaptığı tespit edilmişse derhal sadarete bildirilmesi gerektiği emri verilmiştir.340 Ayrıca vilayet sınırları içinde bulunan bazı memurlar arasında uygunsuz davranışlarından dolayı değiştirilmesi gerekenlerin zaman kaybetmeden yapılması talimatı gönderilmiştir.341 Edirne, Selanik, Manastır, Kosova, İşkodra ve Yanya vilayetlerinde memur, asker ve jandarma maaşlarının kesin bir şekilde zamanında ödenmesi Hüseyin Hilmi Paşa’ya önemi vurgulanan bir başka konu olmuştur.342 Yapılan inceleme soruşturma sonucunda kötü davranışları ve hataları nedeniyle 1000’in üzerinde görevli, ayrıca aşırı davranışları yüzünden de bazı Yunan Konsolosları görevlerinden alınmıştır.343 Bu rakamlar devlet kadrolarında ciddi bir yenilenmeye gidildiğini ve görevini ihmal edenlerin yerlerine yeni memurlar atandığını göstermektedir.

Hüseyin Hilmi Paşa teftişe gittiği her bölgede pek çok aksaklık tespit etti. Bunlara ek olarak bir önemli sorun da işlerin yavaş ilerlemesiydi. Rusya konsolosunun Üsküp’ü ziyaretinde sırasında Hüseyin Hilmi Paşa ile yaptığı bir görüşmede; ıslahat kararlarının uygulanmasıyla ilgili olarak padişaha güvenlerinin tam olduğunu ancak daha önce gönderdiği rapor ve telgraflara rağmen istenen bazı işlerin hala yapılmadığının altını çizmesi işlerin yavaş ilerlediğini gösteren somut örneklerdendi. Hüseyin Hilmi Paşa, Rus konsolosuyla yaptığı görüşmelere dair bilgiyi 26 Nisan 1903’te bir telgrafla Başkitabet’e iletti.344

Hüseyin Hilmi Paşa gördüğü ve temel eksiklilerini tespit ettiği üst dereceden başlayarak en alt memur kadrosuna kadar yeniden tanzim etti. Bu sayede en azından bölgenin bürokratik yapısını düzeltmeye gayret etti. Çünkü yapılan ıslahatların hayata

340 İSAM/HHPE/ 1/13. (16 Kânûnisânî1318 / 30 Ocak 1903)

341 BOA.BEO, 1987.148997. (01 Zilkâde 1320 / 30 Ocak 1903)

342 İSAM/HHPE/2/165. (23 Teşrînisânî 1318 / 05 Şubat 1903)

343 Tokay, Makedonya Sorunu, s.98-99.

geçirilmesinde en önemli göre devlet kadrolarında bulunan memurlara düşüyordu. Bu memurların yanlış veya ihmali işlerin daha kötüleşmesine ve krize girmesine sebep olabilirdi. Sorumluluk alan ve durum ciddiyetinin farkında olan memur vasıtasıyla iyi idare kurularak devletin varlığını hissettiren adımlar atılması sürece olumlu katkı yapabilirdi. Hüseyin Hilmi Paşa bunun farkındaydı ve önemlerini idarenin iyi kurulması için aldı.

Bölgede görev ihmalleri olan, liyakatsiz, yetersiz memurlar değiştirilmek istenmiş bu yolla bölgenin idarî kadro yapısına bir düzen verilmeye çalışılmıştır. Ancak bir bölgede çalışan tüm memurların yetersiz olduğuna dair genel bir kabul yoktur. İşini hakkıyla yapan memurlar da Hüseyin Hilmi Paşa döneminde korunmuş ve ödüllendirilmiştir. Hüseyin Hilmi Paşa, her zaman çalışanı teşvik etmiş ve çalışana destek olmuştur. Onun dönemi için iki kelime “vazife ve sorumluluk” parola olmuştur. Tahsin Bey’in anılarında, “Hüseyin Hilmi Paşa’ya Florina’daki eksiklikleri yazdım, keşif ve planları takdim etti. 1500 lira ödenek geldi”diye yazması Paşa’nın iş ciddiyetini göstermektedir. Tahsin Bey’in Florina Kaymakamlığı sırasında gösterdiği başarılar sebebiyle -Hüseyin Hilmi Paşa’nın teklifi üzerine- rütbesi iki derece yükseltilmiştir.345 Bu dönemde çalışan memurlar dürüstlükle devletin lehine çalıştıklarında hem kendilerinin hem de devletin kazanacağını algılamışlardır. Çalışanın karşılığını aldığı düzgün bir idarî yapı oluşturulmaya gayret etmiştir.

Müfettişlik makamı oluşturulduğunda bölgedeki memurların bu makamı nasıl algıladıkları ve karşıladıkları da önemli sorudur. Çünkü Abdülhamid yönetimi gibi merkeziyetçi bir anlayışla yönetilen devletin aldığı yeni kararları uygulayan müstakil bir valiliğin oluşturulması bölgede görev yapan memurlarca kolay kabullenilmesi düşünülemez. Bölge memurlarının bu makam ve Hüseyin Hilmi Paşa’ya karşı tutumları bölgede onun müfettişlik görevine denk gelen beş yıllık süreçte önemli görevlerde bulunmuş Tahsin Uzer tarafından kaleme alınan Makedonya Eşkıyalık Tarihi ve Osmanlı Yönetimi adlı eserde anlatılmıştır. Tahsin Uzer, bölgedeki memurların iş yapma biçimini: “Beş yıl Rumeli’de Hüseyin Hilmi Paşa’nın emrinde çalıştım. Hasan Fehmi Paşa ayrı tutulursa, valilerin tümünün memleket ve milletin selameti ile ilgili işlerde pek az

uğraştıklarını, her şeyi müfettişliğe bıraktıklarını yakından gördüm ve anladım” biçiminde aktarmaktadır346. Ayrıca mülki, malî, askerî alanlar dâhil devlet memuru olan herkes Hüseyin Hilmi Paşa’dan son derece çekinmekte, ondan gelen emirleri hiç zaman kaybetmeden derhal hakkıyla uygulamaya çalışmaktadır.347 Bu bilgiler ışığında memurların gözünde Hüseyin Hilmi Paşa’nın müfettişlik makamını dolduran bir yetkili olarak kabul gördüğü söylenebilir.