• Sonuç bulunamadı

İbn Hibbân ve el-Müsnedü’s-sahîh’in Nevâhî Bölümü

SAHABEDEN GÜNÜMÜZE HADİSLERDEKİ NEHİYLERE YAKLAŞIMLAR

4. Evâmir ve Nevâhî Literatüründe Nehiyler

4.2. İbn Hibbân ve el-Müsnedü’s-sahîh’in Nevâhî Bölümü

İbn Hibbân648

meşhur eseri el-Müsnedü’s-sahîh ale’t-tekâsım ve’l-envâ’ı649, müsned ve mu’cemden farklı şekilde kısımlara, kısımları da nev’lere ayırmıştır.650

644 Hakîm et-Tirmizî, Menhiyyât, s. 30. 645 Hakîm et-Tirmizî, Menhiyyât, s. 50.

646 Hakîm et-Tirmizî, Menhiyyât, s. 53; Diğer garîb lafız açıklamaları için bk. Hakîm et-Tirmizî, Menhiyyât, s. 61, 62, 120, 123, 127.

647 Hakîm et-Tirmizî, Menhiyyât, s. 113-115. Eserin mütercimi Köktaş da Hakîm’in konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamaları ilgisiz bulmuş ve dipnotta Yusuf el-Karadâvî’nin değerlendirmelerine yer vermiştir. bk. Hakîm Tirmizî, Kitabu’l-Menhiyyât Hadislerdeki Yasakların Sebep ve Hikmetlerine Dair, s. 178.

648 İbn Hibbân, hicrî 277’de bugünkü Afganistan’ın Sicistan bölgesinde harabeleri bulunan Büst şehrinde doğmuş ve hicrî 354 yılında Büst’te vefat etmiştir. Arap kabilelerinden Temim’e mensup olduğu için Temîmî olarak da anılır. Aralarında en yaşlı hocası, muhaddis, tarihçi ve edip Ebû Halif Fazl b. Hubâb el-Cumâhî’nin de bulunduğu birçok alimden hadis rivâyet etmiştir, bk. Mehmet Ali Sönmez, “İbn Hibbân”, DİA, XX, 63; İbn Hibbân, Nesâî’nin öğrencisidir. Ebû Ya’lâ Mevsılî, Hasan b. Süfyan, İbn Huzeyme gibi alimlerden ders okumuştur. Horasan’dan Mısır’a kadar birçok yere seyahatler yapmıştır. Hadis dışında, fıkıh, dil ve edebiyat, tıp, kozmoğrafya gibi ilimleri de bilmekteydi, bk. Dihlevî, Abdülaziz Şah Veliyyullah, Bustanu’l-muhaddisin, çev. Ali Osman Koçkuzu, (Ankara: TDV yay, Ankara, 1997), s. 85; İbn Hibbân, “Hadis hafızı”, “Horasan’ın hadis şeyhi” gibi lakaplarla da anılmaktadır, bk. Sönmez, “İbn Hibbân”, s. 63; Hakîm en-Neysâbûrî onun için “İbn Hibbân, fıkıh, dil, hadis ve va’z alanında en önemli kişilerdendi” demiştir, bk. Zehebî, Tezkira, III, 90; İbn Hibbân, Semerkand, Sistan ve Nişabur gibi yerlerde dersler okutmuştur. Nişaburda Hakîm en-Neysâbûrî onun öğrencisi olmuştur, bk. Sönmez, “İbn Hibbân”, s. 63; Hadis ilminde hocası İbn Huzeyme’den etkilenmiş olduğu belirtilmektedir, bk. Özçeltikçi, Ümmühan, İbn Hibbân’ın Karşıt Anlamlı Hadisleri Hadisin Bütünlüğü İlkesiyle Sahih’inde Değerlendirişi, (Bursa: UÜSBE, basılmamış doktora tezi, 2006), s. 9; İbn Hibbân’ın hocaları ve ondan hadis rivâyet edenler için bk. Zehebî, Tezkira, III, 90; İbn Hibbân’ın bilinen eserleri şunlardır; el- Müsnedü’s-sahih ale’t- tekâsım ve’l-enva’, Kitabu’s-sikât, Tarîhu’s-sikât, es-Sikât mine’s-sahâbe ve’t-Tabiîn ve etbei’t-tabiîn, Kitâbu’l-mecrûhîn mine’l-muhaddisîn ve’d-duafâ ve’l-metrûkin, Meşâhiru ulemâi’l-emsâr ve a’lâmu ulemâi’l-aktâr, Tarîhu’s-sahâbe ellezîne ruviye anhum el-ahbâr, Ravzatu’l-ukalâ ve nüzhetu’l-fudalâ, es-Sîretu’n-nebeviyye ve ahbâru’l-hulefâ, Muhtasar fi’l-hudûd, Hadîsu’l-akrân, bk. Sönmez, “İbn Hibbân”, s. 63-64; Ayrıca bk. Kettânî, Hadis Literatürü, çev. Yusuf Özbek, (İstanbul: İz yay., 1994), s.12, 46, 245, 255, 262, 316, 319, 320.

Eser, emirler (evâmir), nehiyler (nevâhî), haberler (ahbâr), mübâhlar (ibâhât) ve Peygamber’in fiilleri (ef’âl) şeklinde beş bölümden oluşmaktadır.651

Evâmir bölümü, yüz on nev, nevâhî yüz on nev, ahbâr seksen nev, ibâhât elli nev, ef’âl elli nev’ içermektedir.

Eserin mukaddimesinde İbn Hibbân, telif amacını şu şekilde açıklamaktadır: “Baktım ki hadislerin aktarım yolları çoğaldı, mevzû hadisleri yazmakla, hata ve değişiklikleri yazmakla meşgul olmaları nedeniyle insanların hadisin sahîhini anlama imkanı azaldı. Öyle ki sahîh haber terk edildi ve yazılmaz oldu, ters yüz edilmiş hadisler kıymetli hale geldi. Önceki imamlarımızdan sünneti toplayan ve bunlar üzerinde yorum yapan fıkıh ehli (Allah onlardan razı olsun) hadis lafızlarını ezberlemek isteyenler için haberlerin tarîklerini anlatmaya dalmışlar, bunu devamlı tekrarlamışlardır. Ancak bu, öğrenmek isteyen kişinin kitaba itimat etmesine, hüküm istinbât etmeyi isteyenin ise kitaba dayanarak hüküm çıkarmayı terk etmesine sebep oldu. Ben bu sebeple öğrenmek isteyenler daha kolay ezberlesin diye sahîh hadisleri topladım ve hüküm çıkarmak isteyenler zorluk çekmesin diye kitabın içindekileri iyice tetkik ettim. Böylece, sahîh hadislerin birbiriyle uyum içinde olan, ihtilâf halinde olmayan, beş eşit bölüme ayrıldığını gördüm.

Birincisi: Allah’ın kullarına emrettikleri İkincisi: Allah’ın kullarına yasakladıkları

Üçüncüsü: Bilinmesi gerekenlerin haber verilmesi Dördüncüsü: Yapılmasında bir sakınca olmayanlar Beşincisi: Hz. Peygamber’in fiilleri

Daha sonra her bölümün kendi içinde birçok çeşide ayrıldığını, her çeşitten de önemli ilimler ortaya çıktığını gördüm. Bu ilimlere gerçeği ters yüz eden kıyas

649

Emir Alâuddin Ebû’l-Hasan Ali b. Balabân b. Abdillah el-Fârisî el-Hanefî el-Fakîh en-Nahvî (v. 739/1339) eseri orijinal tertibin dışına çıkarak “el-İhsân fî takrîbi Sahîh-i İbn Hibbân” adıyla fıkıh bablarına göre tertib etmiştir, bk. Kettânî, Risâle, s. 13; İbn Balabân tertibinin iki neşri gerçekleştirilmiştir: M. Mahmud Şakir tahkîki ile 1952’de Kahire’de Dâru’l-meârif ve 1390’da Medine’de Mektebetü’s-selefiyye tarafından neşredilmiştir. Sahîh, Mehmet Ali Sönmez ve Halis Aydemir tarafından orijinal tertibine uygun olarak tahkîk edilmiştir, bk. Dâru İbn Hazm, Beyrut, 2012, VIII cilt halinde. Çalışmamızda kullandığımız baskı, bu son baskıdır.

650 Dihlevî, Bustânu’l-muhaddisîn, s. 83. 651 Sönmez, “İbn Hibbân”, s. 63.

yöntemiyle, usûl konularında çalışan ve konuların derinliklerine talihsiz yorumlarla dalanlar akıl erdiremez. Buna ancak ilimde derinleşenler akıl erdirebilir.”652

İbn Hibbân amacını açıklayıcı cümlelerine şöyle devam etmektedir:

“Önceden değindiğimiz üzere, Sünnet 400 çeşittir. Bu çeşitleri çoğaltmak isteseydik çoğaltırdık. Ancak biz bu kadar çeşitle yetindik, isteseydik diğerlerini de ortaya koyardık. Bizim sünneti nev’lere ayırmaktaki amacımız iki şeyi ortaya çıkarmaktır: İmamların hakkında ve tevilinde görüş ayrılığına düştükleri haberleri ve birçok insanın manasını anlamakta ve neyin kastedildiğini anlamakta güçlük çektikleri genel ifadeleri. İşte bizim sünneti kısımlara ve türlere ayırmaktaki amacımız açıkladığımız bu haberleri Allah’ın kolaylaştırdığı kadarıyla ortaya çıkarmaktır. Allah bundan sonraki sözlerimizde bize başarıyı nasip etsin.”653

İbn Hibbân, Hz. Peygamber’in emir ve nehiy kipiyle vârid olan hadislerini, yahut emir ve nehiy sîgalarıyla ifade edilmediği halde emir ve yasak ihtivâ eden hadislerinin her birini yüz on başlık altında incelemiş ve her birisini örneklendirmiştir. Ayrıca, emir ve nehiy sîgalarıyla ifade edilmediği halde, vücûb veya tahrîm ifade ettiğini düşündüğü hadisleri de evâmir ve nevâhî başlıkları altında değerlendirmiştir.654

Kullanmış olduğu bu başlıkların yanında genel olarak İbn Hibbân’a göre Hz. Peygamber’in nehiy ve emirlerine, mendûb olduklarını gösteren deliller olmadığı sürece zorunlu olarak uyulması gerekmektedir.655

Emir ve nehiylerin bağlayıcılığı noktasında bu görüşe sahip olan İbn Hibbân nevâhî bölümünde 110 nev’ başlığı kullanmıştır. Nev’ başlıkları nehiylerin çeşidi, anlamı, bağlayıcılığı gibi konularda son derece önemlidir. Sahih’de “Nevâhî” bölümünde kullanılan nev’ başlıklarını diğer değişle nehiy çeşitlerini burada belirtmenin faydalı olacağı kanaatindeyiz.

1. Hz. Peygamber’den gelen emir ve nehiyleri terk ederek (sadece) Kur’ân’a dayanmanın men edilmesi

652 İbn Hibbân, el-Müsnedü-‘s-sahih, I, 63-64.

653 İbn Hibbân, el-Müsnedü-‘s-sahih, I, 106.; İbn Hibbân’ın eseri telif amacı için ayrıca bk. Özçeltikçi, İbn Hibbân’ın Karşıt Anlamlı Hadisleri Hadisin Bütünlüğü İlkesiyle Sahih’inde Değerlendirişi, s. 12. 654 Görmez, Metodoloji Sorunu, s. 70. İbn Hibbân’ın emir ve nehiyleri tasnifinde temel teşkil eden ilke ve esaslar için bk. Görmez, Metodoloji Sorunu, s. 70-72.;

2. İşlenilmesi yasaklanan şeyleri ve onların keyfiyetini açıklayan lafızlar 3. Muhâtapların yapmasınlar diye, her durumda ve her zaman men edildikleri şeyler

4. Bazı muhâtapların her zaman değil de bazı durumlarda bazı şeylerden men edilmeleri

5. Kadınlar dışında sadece erkeklerin men edildikleri 6. Erkekler dışında sadece kadınların men edildikleri

7. Kadınların her zaman değil de bazı durumalarda men edildikleri

8. Hitâba göre muhâtapların belirli vakitlerde men edilmeleri, ancak bununla murâdın hitâbın zâhirine göre zikredilen vakitlerdeki bazı durumların kasdedilmiş olması

9. Kısa lafızlarla men edilip, ayrıntısı diğer haberlerde zikredilenler

10. Mücmel lafızlarla men edilip, bu mücmelin durumunun tefsiri diğer haberlerde olanlar

11. Umûmî lafızla men edilen, ancak fiille tahsîs edilenler

12. Konuşmada zikredilmeyen, ancak ikinci bir haberde zikredilen bir illetten dolayı umûm ifade eden bir lafızla bir şeyin men edilmesi. Bu illet ne zaman var olursa bu fiilin yapılması men edilir. Ne zaman illet yok olursa yapılması câiz olur. Men edilen bu şey diğer iki durumda mübâh olur. İllet varlığını devam ettirirse men etme de kâim olur

13. Umûmî lafızla men edilen, ancak umûmun istisnâ edilmesi ve diğer bir haberdeki malûm şartla mübâh olanlar

14. Malûm iki vakitte yapılmasını mübâh kılan umûmî bir lafızla men edilen. Birincisi: İkinci bir haberin nassına dayanan, İkincisi: Diğer bir sünnetten istinbât edilen

15. Sözdeki bir karîneden dolayı üç şeyin men edilmesi. Birinci ve ikinci: Kadınlar dışında erkeklerin kasdedilmesi, Üçüncü: Konuşmada gizli bir illetten

dolayı kadınların tamamının kasdedilmesi. Ki bu illetin keyfiyyeti ikinci bir haberde açıklanmıştır

16. Te’kîd amacıyla benzer durumların konuşmaya hâs bir durum olarak men edilmesi

17. Sözdeki bir karîne ile üç şeyin men edilmesi. Birinci: Nedb ve irşad kasdı, İkinci: Malûm bir illetten dolayı men. Men edilmeye sebeb olan illet var olursa men etme vâcip olur. İllet olmazsa yapılması men edilen mübâh olur, Üçüncü: Belirli bir vakit içerisinde men edilenler. Murâd, bu vakitte, öncesinde ve sonrasında fiilin terkidir

18. Tahrîm lafzıyla sadece erkeklere men edilenler. Malûm iki illet sebebiyle iki durumda bu men edilen fiilin yapılması erkeklere helâl olur

19. Belirli topluluklara hitaben men edilmesine rağmen hüküm konusunda onların ve diğer müslümanların eşit olduğu durumlar

20. Sözdeki bir karîneye göre üç şeyin men edilmesi. Birinci ve İkinci: Erkeklerin men edilmesi, Üçüncü: Bazı durumlarda erkek ve kadın herkesin men edilmesi

21. Bir sebepten dolayı kadınlara ruhsat verilen, ancak malûm bir illetten dolayı men edildikleri şeyler. Burada illetten kasıt müşriklere muhâlefettir

22. Bir insanın bizzat kendisinin men edilmesi. Burada kasıt insanların tamamı ve tüm durumlar değil, bazı insanlar ve bazı durumlardır

23. İhtiyat amaçlı men edilenler. Yapılması halinde yasaklanmış bir duruma düşülmemesi için

24. Umûmî bir lafızla men edilenler. Bunların keyfiyyeti hitapta saklıdır 25. Bazı topluluklara hâs men edilip, hitabın onları, diğerlerini ve onlardan sonrakileri kuşattığı ve nehyin sebebinin varlığında mevcut olan yasaklar

26. Umûmî bir lafızla erkek-kadın herkese men edilip, sonra bazı erkeklere mübâh kılınan, hükmün kadınlar ve bazı erkekler hakkında devam ettiği şeyler

27. Kişiye ölümünden önce ve sonra yapılması haramlığa sebep malûm bir illetten dolayı yapılması men edilenler

28. Konuşmada zikredilmeyen malûm bir şarttan dolayı, fiili işleyenin seslenme şeklinin men edilmesi

29. Muhâtapların bazı durumlarda men edilmesi. Ümmete değil de Hz. Peygamber’e yapmasının bir illetle mübâh olan şeyler

30. Umûmî bir lafızla sözdeki iki karîneyle men etme. Birinci karîne; umûm için kullanılır, ikinci karîne; fiil ile tahsîs edilir

31. Hitapta mezkûr iki şeyden biri kasdedilir, ancak ağır ifade ikisini de işleyen için geçerlidir

32. Malûm bir şart ile bir şeyin cevazının ortadan kalktığının haber verilmesi. Kasdedilen malûm üç özelliğin varlığında bu fiili işleyen men edilmesi

33. Hz. Peygamber’in bir şeyi haber verirken aslında kendine sorulan ikinci bir şeyin men edildiğini haber vermesi ve bu şekilde ihbârî bir lafızla O’na sorulan bir şey men edilmiş olur

34. Sözdeki karîneyle yedi şeyin men edilmesi Birinci: Kadınlar dışında erkeklere yönelik olan, İkinci ve Üçüncü: İhtiyat ve korunmaya yönelik olan Dördüncü, Beşinci ve Altıncı: Kadınlar dışında bazı erkeklerin kasdedilmesi, Yedinci: Kesin bir şekilde müşriklere muhâlefetin kasdedilmesi

35. Sözdeki gizli bir illet sebebiyle bir fiilin men edilmesi. Ancak sözdeki bu gizli illetin yokluğunda benzer diğer bir sıfat ile bu fiilin yapılması mübâh olabilir

36. Hz. Peygamber’in fiili ile neshedilmiş bir şeyin men edilmesi ve bu men edilen fiili işleyen görüldüğünde onu ayıplamamak

37. Bir sebebin ortaya çıkmasıyla men etme. Buradaki amaç sebebin göz önünde bulundurulmasıdır

38. İkinci bir şeyin mübâhlığı kendine bağlı olanı men etme. Buradaki amaç ik şeyin bir kişide toplanmasını men etmedir, bu iki şeyin ayrı ayrı bulunması değil

39. Sözdeki bir karîneyle üç şeyi men etme. Birinci ve İkinci: Umûmî bir lafızla muhâtapları bazı durumlarda men etme, Üçüncü: Mezkûr malûm bir illet sebebiyle ikinci bir haber ile tahsîs edilen bir fiili umûmî bir lafızla men etme

40. Kur’ân’da ve Sünnet’in umumunda hitâbın mücmelini açıklamak için men etme

41.Malûm bir sebebin yokluğunda men etme. Bu sebep ne zaman var olursa men edilen şey mübâh olur, ne zaman bu sebep olmazsa men etme vâcip olur

42. Malûm bir şarta bağlı olanı men etme. Bu şart olduğunda men etme kesinleşir, olmadığında ise bu şeyin yapılması mübâh olur

43. Sözde var olan sebeplere, mezkûr malûm illetlere binâen men etme. 44. Zıddının terki ile bağlatılı olarak bir şeyin emredilmesi. Buradaki amaç bu şeyin yapılmasına sebep olan üçüncü bir fiili men etmedir

45. Bir sıfata binâen yapılması yasaklananı men etme. Daha sonra bu şeyin yapılması diğer bir sıfatla mübâh olabilir. Ancak bu sıfatın nehye sebep olan sıfata tekaddüm etmesi gereklidir

46. Açık ve net olmayan kinâye içeren lafızlarla malûm şeyleri men etme. 47. Keyfiyyetleri sözde gizli, malûm iki şeyin varlığında bir şeyi men etme. Buradaki amaç bu iki şeyin ayrı ayrı ve birlikte varlığıdır

48. Neshedilmiş bir şeyi men etme. Nesheden ise Hz. Peygamber’in hem fiili hem de mübâh addetmesidir

49. Kesin ve mecbûrî bir şekilde değilde nedb ve irşâd amaçlı men etme 50. Hz. Peygamber’in kendisine sorulan bir şey için kullandığı ibâha lafzı. Ancak buradaki amaç, kendine sorulan bu şeyin yapılmasını ibâha lafzı ile men etmedir

51. Her ne kadar sözün zâhirinde nehyedilmiş olsa da bir şeyin bizzat kendisinin değil, ondan kaynaklanan bir şeyden dolayı men edilmesi

53. Var olan bir şey sebebiyle men etme. Bu şey varlığını devam ettirdiği sürece bu fiilin yapılması men etme devam edecektir. Bu şey yok olduğunda ise bu fiilin yapılması câiz olur

54. Hüküm olmadan tehdit lafızlarıyla men etme. Burada ihbâr lafızlarıyla men etme kasdedilmiştir

55. Korunma amacıyla men etmenin murâd edildiği eşyâyı tanıtıcı lafızlar 56. Var olan bir sebep nedeniyle yapılmasını men amacı taşıyan şeyleri haber verme

57. Umûmî bir lafızla tâatin tam olması için men etme. Münferid olduğunda bir diğer benzerine bağlı olarak, nehyedildiği şekil dışında münferiden fiilin yapılması mübâh olabilir.

58. Malûm bir illet sebebiyle nehyedilen bir şeyi men etme. Bu illet var olduğunda men etme vâcip olur. Ancak bir şart zikrettiğimiz illet malûm olduğunda bu men etmeyi mübâh kılabilir

59. Bir şeyi haber vererek ikinci bir şeyi men etme

60. Malûm bir müddete yakınlığıyla ilişkisi dolayısıyla bir şeyin emredilmesi. Buradaki amaç, men edilen ve mübâh addedilen zamanda bir fiilin yapılmasının men edilmesidir

61. Yapanın müslüman olmadığını dile getirerek men etme. Amaç ise hitaptaki zâhirin aksinedir

62. Tasrîh olmadan ta’rîzî lafızlarla men etme

63. Temsil edildiği şeye benzetilerek bir şeyin temsil yoluyla men edilmesi 64. Ortaya çıktığı anda uzak durmanın nehyi ile varlığında bir şeye yaklaşmanın men edilmesi

65. Tehdit içeren bir sözle bir fiilin yapılmasının men edilmesinin kasdedildiği fiili haber veren lafız. Buradaki amaç bir şeyin kemalden noksan oluşunu anlatmaktır

66. Hz. Peygamber’in kendine bir vasfı sorulanı emretmesi. Amacı ise zıddının yapılmasını men etmedir

67. Sınırlı bir sayının zikri ile men etme. Ancak burada bu sayının dışındakilerin yokluğu kasdedilmemektedir ve bu men ihbârî bir lafza atfedilmektedir

68. Zıddının men edildiğinin bildirilmesi amacıyla bir fiil için ihbari lafız kullanılması

69. Bir fiili haber vererek aslında haber verilen bu fiilin yapılmasını men etme 70. Bir şeyi haber vererek aslında ikinci bir şeyin yapılmasını men etme 71. Belirli bir sayıyı zikrederek ancak bu sayının altındakinin mübâh olduğunu kasdetmeden men etme

72. Sözde gizli bir illetten dolayı bir şeyin yapılmasının men edilmesi. Bu illet zikredilmese dahi genellikle men etme vâkî olur

73. Hz. Peygamberin ümmeti için yaptığı bir fiil. Amacı ise bu fiilin aynı ile yapılmasını men etmedir

74. İşleyenin karşılığını göreceği şeyi men etme. Bu men edilen şeyi işleyenin hükmü, bu fiilin kendisi için nedb ve teşvik anlamı taşıyan kimsenin hükmü gibidir

75. Yapılması câiz olmayan şeylerin yasak oluşunu haber verme

76. Edindikleri malûm vasıflar sebebiyle bizzat zemmedilen kavimleri haber verme. Amaç bu vasıfları bizzat men etmedir

77. Kendilerinde bulunan malûm bir özellik nedeniyle toplulukları bizzat men etmeyi amaçladığı ihbârî lafız. Bu özelliğin keyfiyeti hitâbın zâhirinde gizlidir

78. Bir şeyin tamamı değil de bir kısmının yapılmasının men edildiğini haber veren lafız

79. Bir fiilin yasaklığını haber veren lafız. Amaç malûm bir illet sebebiyle yapılmasını men etmektir

80. Bir şeyin varlığı durumundaki yasaklığını haber verme. Amaç bu şeyin tamamı değil bir kısmının men edilmesidir

81. Bazı fiillerinin yasaklığını haber veren lafızlar. Amaç bizzat bu özellikleri men etmektir

82. Bazı şeylerin yasaklığını haber veren lafızlar. Amaç bunlara dayanmayı veya gerekli olmayan bir şekilde bunlarla ilişki kurmayı men etmedir

83. Yakın anlamlı lafızla bir şeyi haber verme. Amaç yapanın kullanılan bu lafız sebebiyle ilişkili olduğu özellikleri men etmektir

84. Bazı şeyleri haber veren lafızlar. Amaç bu şeylerin cezayı hak ettirdiğini haber vererek men etmedir. Ancak kasdedilen bu şeylerin kendisi değil bunları işleyendir

85. Bir şeyin yapılmasını haber verme. Amaç bu haber verilen şeyin yapıldığını haber verilmesi nedeniyle ikinci bir şeyin men edilmesidir

86. Lafızların farklılığı ile bazı şeyleri haber veren lafızlar. Amaç bizzat bu şeylerin yapılmasını men etmektir

87. Tahsîs edildiği diğer bir haberde bulunan bazı şeyleri umûmî lafızla temsil eden lafızlar. Amaç bu umûm ifade eden durumun bazısının men edildiğini haber vermektir

88. Bazı şeyleri haber veren lafız. Amaç bunların bazı insanlar tarafından yapılmasını men etmektir

89. Bazı şeyleri haber veren lafızlar. Amaç haber verilen bu şeyleri yapmayı men etmektir ve burada azarlama yoluyla bir eğitim amaçlanmıştır

90. Sözdeki umûmî bir lafıza mebnî bir karîneden dolayı üç şeyi haber veren lafız. Birincisi sözde zikredilmemiş gizli bir illetten dolayı men edilen, ikinci ve üçüncü ise, hitabın umûmuna göre bütün durumlarda yapılması men edilenler

91. Tahzîr lafızlarıyla bazı şeyleri haber verme. Amaç hitapta uyarılan bu şeylerden men etmektir

92. Malûm şeylerin cevazının sona erdiğini haber verme. Amaç bu şeylerin belli vasıflarla yapılmasını men etmektir

93. Bazı muhâtapların bazı durumlarda bir şeyden men edilmesi. Bu durum Hz. Peygamber’in bazı fiilleri ile çelişebilir bazılarıyla uyumlu olabilir

94. Anlamları farklı ancak isim olarak aynı olan iki şeyi birbirine ıtlâk ederek men etme. Bunlardan biri emredilmiş, biri men edilmiştir

95. Malûm bir vakitte bir şeyin yapılmasının yasaklığını haber verme. Amaç bütün zamanlarda bunun yapılmasını men etmektir, yoksa bu şeyin nefyi değildir

96. Hz. Peygamber benzerini yaptı diyerek bir şeyi men etme. O’ndan (s.a) aynı lafızla iki haber nakledilmiştir ancak onların manaları farklıdır

97. Mutlak bir sıfata binâen bir şeyin yapılmasını men etme. Ancak bu sıfat olmadığında bu şeyin yapılması câiz olur

98. Malûm bir sıfata binâen bir şeyin men edilmesi. Ancak bu sıfata mebnî men edilen bu şey sonradan ortaya çıkan bir illet nedeniyle mübâh olabilir

99. Kur’ânda mücmel olarak geçen bir durumu açıklamak üzere bir şeyin men