• Sonuç bulunamadı

Hz Davut Hakkında Bilgi Vermesi

1. ARAŞTIRMANIN KONUSU, ÖNEMİ, YÖNTEM VE SINIRLARI

1.4. Araştırmanın Sınırları

3.1.4. Zebûr’dan Yaptığı Nakiller

3.1.4.6. Hz Davut Hakkında Bilgi Vermesi

Dört büyük kitaptan biri olan Zebûr, Hz. Dâvûd’a verilmiş olup Tevrât’tan sonra indirilmiştir. Zebûr, Kur’ân’da üç yerde, çoğulu Zübur ise yedi yerde geçer.636

Dâvûd (a.s) ise, Kur’ân’da 16 defa geçer. Kur’ân’da Zebûr ile ilgili ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Hz. Dâvûd hakkında Yahudi kutsal kitabında yer alan kadın hâdisesi Kur’ân’da yer almaz. Bu konuya Yahudi geleneğinde çok önem verilse de Dâvûd bir kraldır. İslâm’da ise hem kral hem peygamberdir. Peygamberler ise masumdur.637

Bikâî’ye göre; İsrailoğulları Hz. Dâvûd’un, rütbe itibariyle Hz. Mûsâ ve Hz. İsâ’dan daha aşağı bir konumda olduğuna kesin kanaat getiriyor. Hâlbuki İsrailoğulları’na gönderilen bütün peygamberler onları Allah’ın hükmüne davet etmiş Tevrât hükümlerini uygulamıştır. Bu şekilde düşünüldüğünde bütün peygamberlerin aynı mertebede olmaları gerekir. Bu sebeple peygamberler arasındaki üstünlük mevzusu insanların zihninde var olan ile aynı olmaz. Ancak Allah kendi katında onların durumlarına göre vahyin nüzülünde dahi onları birbirinden üstün tutmuştur. Hz. Dâvûd’a vaaz kitabı nâzil ederek kendisini ayrı tutmuştur. Vaaz ise kişiyi kibirlenip gururlanmaktan nehyeder. Allah, Hz. Dâvûd’a Zebûr vererek bu konuda onu üstün tutmuştur. Yüce Allah, Mescid-i Aksa’yı kutsal saymış ve her peygambere Mescid-i Aksa ile ilgili bir üstünlük vasfı vermiştir. Hz. İbrâhim’e, Arzı Mukaddes’e hicret etmesini emrederek onu bu konuda üstün tutmuştur. Hz. Mûsâ’ya, Mescid-i

634 Bikâî, Nazmü’d-Dürer, c.XI, s.524. 635 Bikâî, Nazmü’d-Dürer, c.XI, s.525.

636 Muhammed Fuâd Abdülbâkî, el-Mu’cemu’l-Mufehres li Elfâzî’l-Kur’âni’l-Kerîm, s.329-330. 637 Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ocak Yayınları, Ankara 2002, s. 229.

177

Aksa’yı şirkten temizleme vazifesi vererek onu onurlandırmıştır. Hz. Dâvûd’a Mescidi Aksa’nın temelini atmada üstün tutmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v) ise, gece İsra’yı ve Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlere imamlık yapıp oradan Mirac’a yükselmesi vazifesi vererek onu bu konuda şereflendirmiştir. Hz. Dâvûd ve oğlu Hz. Süleyman’ın Hz. Peygamber’den üstünlüğü mülk ve hükümranlıktadır. Hz. Dâvûd’a verilen Zebûr zikirle has kılınmış olup Zebûr’da ba’s, ateş zikredilmiş olup Tevrât’ta ise bunlar zikredilmedi. Tevrât’ta ba’s hiçbir şekilde zikredilmedi. Ateş ise Tevrât’ta sadece bir yerde cahim olarak geçmiştir. Zebûr’da ise, ateş ile ilgili olarak nar, haviye ve cahim kavramları birçok yerde zikredilmiştir. Ba’s, Zebûr’da beden ile ruhun dirilmesi olarak tanımlanmıştır.638

İsrâ sûresinden önce ve sonrasında gelen sûrelerde açık bir şekilde İsrailoğulları’ndan bahsedilir. Onlara ait vasıflar detaylı bir şekilde açıklanır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) kendisine gece yolculuğunu yaptığı Mescidi Aksa’nın temelini Dâvûd (a.s.) atmıştır. Hz. Dâvûd (a.s) kendisine demirin yumuşatıldığı peygamberdir. Bu mucizesi ile müşrikleri hayrete düşürmüştür. Hz. Dâvûd (a.s.) hükümdar olmasına rağmen insanların en mütevazısı, en çok ağlayanı, eğlenceden en çok uzak duran kişidir. Hz. Mûsâ’dan sonra İsrailoğulları’ndan kendisine kitap verilen Hz. Davûd’tur.

Bikâî, Hz. Davûd ile ilgili birçok tefsirde yer alan iftira niteliğinde israîlî kıssalar yerine kendisiyle ilgili Mezmurlardan nakil getirir. Bir peygamber için kabul edilmeyecek onu töhmet altında bırakacak hertürlü isrâîliyyât naklinden uzak durur. Getirdiği nakillerde Hz. Dâvûd’un ihlas ve samimiyetini ortaya koyduğu gibi Ehl-i Kitâb inancında olduğu halde onların inkâr cihetine gittikleri birçok konuyu da ortaya çıkararak onların Allah ve peygamberler üzerine attıkları iftiraları da ortaya çıkarır. Mezmurlar’dan Allah’a yakarışı ile ilgili nakillerde bulunur. 103. Mezmurdan şu şekilde nakilde bulunur: “Ey canım Rabbi takdis et. Ya Rab çok

büyüksün. Celal ve haşmetle giyinmişsin. Sensin ışığı esvap gibi giyen gökleri bir perde gibi geren. Yukarı adalarını sularda çatı kuran. Bulutları kendine araba eden. O ki, yelin kanatları üstünde gezer. O ki, rüzgârları melekler ateş alevini hademe eder. Yeri temelleri üzerine kurdu. Ebediyyen sarsılmayacaktır. Esvap gibi ona

178

enginini giydirdin. Sular dağların üzerinde durdu. Senin azarlamandan kaçtılar. Gürlemenin sesinden onlar için kurduğun yere kaçtılar, dağlar yükseldi. Vadiler indiler onu geçmesinler diye sen onlara sınır koydun. Yeri kaplamak için geri gelmezler. Vadilere pınarlar çıkarır; dağlar arasında akarlar. Kırın her hayvanını suvarırlar. Yaban eşekleri susuzluklarını giderirler. Onların yanında gök kuşları konarlar. Ya Rab işlerin ne çoktur. Onların hepsini hikmetle yaptın. Yer senin servetinle dolu. Şu deniz büyük, her yandan geniş orada sayısız kaynaşanlar küçük ve büyük hayvanlar vardır. Orada gemiler yürürler. İçinde oynaşsın diye yarattığın levyatan oradadır. Hepsi seni bekliyor. Ta ki onlara vaktinde yiyeceklerini veresin. Onlara verirsin ve toplarlar. Elini açarsın iyiliğe doyarlar. Yüzünü gizlersin onlar şaşırırlar. Soluklarını alırsın ölürler ve topraklarına dönerler. Ruhunu gönderirsin yaratılırlar ve yerin yüzünü tazelersin. Rabbin izzeti ebedi olsun.”639

Bikâî, Zebûr’dan getirdiği nakillerle Yahudilerin “Kıyamet yoktur” yalanlarını ortaya koyar. Yukarıda Bikâî’nin naklettiği Mezmurlarda da görüldüğü üzere onların iddialarının doğruyu yansıtmadığını, kendi kitaplarında kıyametin var olduğu bilgisi verilerek onların bu iddialarının asılsız olduğu ortaya çıkmaktadır. Bikâî, bu tarz iddiada bulunan kişilere güvenilmemesi gerektiğini ifade eden 145. Mezmur şu şekildedir: “Emirlere ve kurtarışı olmayan âdemoğluna güvenmeyin.

Onun ruhu çıkar, kendisi toprağa döner. Hemen o günde kuruntuları yok olur.”640

Burada ruhun ölümden sonra bedenden ayrılarak yok olmadığı vurgulanır. Dolayısıyla beden çürüdüğü hâlde ruh ölmeyip bâki kalır. Bu da onların kıyamette hesaba çekilme yoktur gibi iddialarını kitaplarında var olan bilgiler ile yalanlanmaktadır.

Outline

Benzer Belgeler