• Sonuç bulunamadı

Yönetim, “amaçların etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi için bir insan grubunda işbirliği ve eşgüdümleme sağlamaya yönelik olarak sürdürülen çalışmaların tümünü” ifade etmektedir (Budak ve Budak, 2004: 10). Yönetim, ortak bir amacı gerçekleştirebilmek için bir grup insanı işbirliğine yöneltme ve eşgüdümleme, gerekli faaliyetleri en yüksek verimliliği sağlayacak şekilde planlama, yerine getirme ve denetleme sürecidir (Gürüz ve Gürel, 2006: 17). Yönetim, önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak için yararlanılacak araç ve kaynakların örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda verimli, etkili ve uygun bir biçimde kullanılmasını kapsayan faaliyetlerin bütünüdür (Güney, 2007: 33).

Yönetici ise başkaları vasıtasıyla işgören kişidir (Koçel, 2007: 16-24). Yönetici, örgütsel amaçlara ulaşılması için çalışanlara iş yaptıran, emri altında bulunan insanları belirli bir amacı gerçekleştirmek için uyum ve işbirliği içinde çalıştıran kişidir (Gürüz ve Gürel, 2006: 25-30). Hastane yönetimi ise; hizmetlerin etkin, verimli ve koordineli yürütülmesi için gerekli personelin göreve başlama, devamlarının sağlanması, motivasyon, planlama, haberleşme, organize etme gibi faaliyetlerin yönetim süreci içerisinde gerçekleştirilmesini kapsar.

Hastane yöneticiliğinin amacı, hastane hizmetlerinin hasta bakımına en elverişli ve en ekonomik olarak yürütülmesini gerçekleştirmektir. Yöneticinin hedefi, hastanenin halkın büyük güven ve desteğini kazanmış, diğer sağlık kuruluşlarına her yönden örnek bir kuruluş haline geldiğini göstermektir (Gündaş, 1968: 8).

Sağlık yönetimi, tıbbi bakım ve sağlıklı bir çevre taleplerinin bireylere ve toplumlara belli hizmetleri sağlayarak karşılanmasını olanaklı kılan kaynak ve süreçlerin planlaması, örgütlenmesi, yönlendirilmesi, kontrol ve koordinasyonudur (Can ve İbicioğlu, 2008: 259). Sarvan’a göre sağlık yönetimi, tıbbi bakım ve sağlıklı bir çevre taleplerinin bireylere ve toplumlara belli hizmetleri sağlayarak karşılanmasını olanaklı kılan kaynak ve süreçlerin planlaması, örgütlenmesi, yönlendirilmesi, kontrol ve koordinasyonudur (Sarvan, 1995: 4).

Sağlık kurumları yönetimi; insan ve diğer kaynaklar aracılığı ile önceden belirlenmiş amaçların başarılması için belirli bir formal örgütlenme içinde ortaya çıkan, birbiriyle ilişkili sosyal ve teknik işlevleri ve faaliyetleri içeren bir süreçtir (Kavuncubaşı, 2000: 4).

İşletmeler modern toplumla bağımlı sistemlerdir ve işletme ile toplum arasındaki karşılıklı bu bağımlılık, işletmenin faaliyetini büyük ölçüde etkilemektedir. İşletmenin çevresinde bulunan çıkar gruplarının istekleri tatmin edildiği ölçüde işletmenin yaşamı tehlikeye girmez (Akgemci vd., 2001: 216). Hastane yönetiminin ise tatmin etmesi gereken çevre hem çok geniştir hem de talepler ekonomik olmanın yanında insanın en önemli varlığı olan sağlığı olduğundan asgari düzeyde hatalara veya aksamalara bile yer yoktur.

Hastaneler genel işletme fonksiyonları açısından ele alındığında; hasta tedavisi ve bakımı hizmetlerinin üretimi, hastane ihtiyaçlarının tedariki, hastane finansmanı, hastane hizmetlerinin pazarlanması, hastane yönetimi gibi temel fonksiyonları yerine getirmektedir (Özgülbaş ve Malhan, 2000: 15).

Hastane yönetimi, tıbbi yönetim ve genel yönetim olmak üzere iki alt işleve ayrılmaktadır. Tıbbi yönetim, hasta bakım ve tedavi hizmetlerini sunan servis ve polikliniklerin yönetimi ile hemşirelik ve tıbbi personel yönetimini kapsamaktadır. Genel yönetim ise diğer organizasyonlardaki yönetim işlevlerinin yanı sıra büro yönetimi, mali yönetim, personel yönetimi ve hasta bakımına yardımcı olan diyet, yiyecek-içecek, ev idaresi, arşiv, çamaşırhane gibi destek hizmet birimlerini ihtiva etmektedir (Menderes, 1995: 63).

Hastane yönetimi açısından bakıldığında hastanelerin sadece tıbbi hizmetleri sunan fiziki mekânlar olmadığı, aksine refah düzeyi, tüketim alışkanlıkları, bireylerin eğitim durumu, aile yapısı, kültürel düzeyi, sağlık sisteminin yapısı, sosyal güvenlik, siyasal sistem, sağlık politikaları gibi birçok bireysel, çevresel ve üst sisteme sit faktörün etkisine açık bir sistem olduğu görülmektedir (Kurtulmuş, 1998: 232).

Hastaneler, etkin bir yönetimle hizmetlerini etkin olarak sunabilirler. Hastane yönetimi genel yönetimden ayrı değildir. Planlama programlama, bütçeleme, örgütleme, kadrolama, yürütme, kontrol vs. bilgileri içine alır. Hastanenin amaçlarına ulaşabilmesi için eldeki insan gücü ve maddi imkânları en uygun şekilde kullanabilmelidir (Ak, 1990: 94).

Sağlık kurumları birer ekonomik işletme olarak düşünülmelidir. Sağlık kurumları isletmeciliği, sağlık kurumunun bilimsel isletmecilik esaslarına göre yönetilmesi anlamına gelmektedir (Kavuncubaşı ve Kısa, 2002: 48).

Nüfus artışının yanı sıra, her on yılda yaşam süresinin üç yıl uzaması, sağlık bilinci düzeyinin yükselmesi, her dört yılda, tıp teknolojisindeki birikimin iki kat artması ve ileri teknoloji ürünü pahalı uygulamaların günlük işlemlerde hızla yaygınlaşması, tedavisi daha pahalı olan kronik hastalıkların önem kazanması sağlık sisteminde maliyetleri çok artırmış ve yönetimleri yeni arayışlara itmiştir (Akar ve Özgülbaş, 2003: 12).

Yönetimin hiyerarşik organizasyonlarda, kendine özgü bir uzmanlığı gerektiren bir fonksiyon olarak ortaya çıkması, büyük işletme ve organizasyonlarında mülkiyet ile yöneticiliğin ve kontrolün ayrılmasıyla yönetimin karmaşıklaşması ve genişlemesi ve yönetime katılma anlayışı ile yönetim yeni bir boyut kazanmıştır (Koçel, 2007: 15-24).

Hastane müdürü olarak nitelenebilecek CEO, hastanedeki tüm hizmetlerden hastanenin en üst organı olan yönetim ekibine karşı sorumludur. Hastane müdürü yönetim ekibinden devraldığı yürütme yetkisini kullanarak hastaneyi yöneten kişi olduğu için yürütme açısından bakıldığından organizasyonun tepesindeki kişidir. Hastane müdürü fonksiyonel alanlardaki yetkisini ilgili fonksiyonel yöneticilere devreder. Hastane hizmetleri hastane müdürü ve fonksiyonel yöneticilerden oluşan bir ekip tarafından yürütülmektedir. Bu yüzden de faaliyetler gerçekte ast-üst ilişkileri içinde değil ortaklık ilişkileri içinde yürütülmektedir (Seçim, 1995: 42).

Günümüzde hastaneler, kâr amacı gütmeyen organizasyonlar olarak bilinmektedir. Ancak toplumsal refaha sağladıkları katkı tartışmasız kabul edilen hastaneler kâr peşinde koşmasalar bile, sınırlı kaynaklarını, hizmet arzını nicel ve nitel yönden en üst düzeye çıkaracak biçimde kullanmak zorunda olan işletmelerdir. O halde bu işletmelerin yönetimini, genel yönetim ilke ve uygulamalarından ayırmak mümkün değildir. Aksine, özellikleri nedeniyle yönetimine özel önem verilmesi gereken organizasyonlardır. Ayrıca, sağlık hizmetleri üretim faktörleri de kıt kaynaklardandır. Bu çerçevede, sağlık hizmetleri üretiminin en büyük alt sistemleri olan hastanelerin "zarar eden işletmeler yerine kâr eden işletmelere dönüşmesi için en önemli faktörün ne olduğu" sorulduğunda, başhekimlerin %72’si etkin bir

yönetim ve organizasyon cevabını vermişlerdir (Özgen ve Öztürk, 1992: 35). Dolayısıyla hastanelerin bir işletme olarak görülmesi ve etkin bir şekilde yönetilmesinin gerekli olduğu noktasında hemfikir olunmakla birlikte, pratikte yüzlerce yataklı ve içinde binlerce personel çalışan hastanelerin yönetim konusunda herhangi bir eğitim almamış başhekimlerin yönetmesi bir tezat oluşturmaktadır.