• Sonuç bulunamadı

3.5. ARAŞTIRMA BULGULARININ ANALİZİ VE YORUMU

3.5.2. Yorumlayıcı İstatistiksel Bulgular

3.5.2.7. Hipotez Testlerinin Genel Özeti

Araştırmanın amacı ve yapısal modeldeki etkileşimler doğrultusunda öne sürülen hipotezlerin değerlendirilmesi önceki kısımlarda yapılan analizlerle gerçekleştirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonrasında araştırma hipotezlerine ilişkin son durum Tablo 3.20’de özet olarak sunulmuştur. Araştırmanın analiz bulgularının ve hipotez testi sonuçlarının yorumlanması "Sonuç" bölümünde yapılmıştır.

Tablo 3.20: Araştırma Hipotezlerine İlişkin Özet Tablo

Hipotezler Sonuç

H1 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı fayda

düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir. Kabul

H2

Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı kullanım kolaylığı düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H3 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı değer

düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir. Red

H4 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı güven düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir. Kabul

H5 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı

kişisel imaj düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir. Red

H6

Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı uygunluk/uyumluluk düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Kabul

H7 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin mobil bankacılığa yönelik tutum düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir. Kabul

H8 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin sahip olduğu öznel norm düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir. Kabul

H9 Mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı

davranışsal kontrol düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir. Kabul

HA Araştırma modeli ülke grubuna göre farklılaşmaktadır. Kabul

H1a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı fayda düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Kabul

H2a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı kullanım kolaylığı düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H3a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı değer düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H4a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı güven düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Kabul

H5a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı kişisel imaj düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H6a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı uygunluk/uyumluluk düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Tablo 3.20: (devam) Araştırma Hipotezlerine İlişkin Özet Tablo

Hipotezler Sonuç

H7a

Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin mobil bankacılığa yönelik tutum düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir.

Kabul

H8a Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin

sahip olduğu öznel norm düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir. Kabul

H9a Türkiye’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin

algıladığı davranışsal kontrol düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir. Kabul

H1b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı fayda düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Kabul

H2b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı kullanım kolaylığı düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H3b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı değer düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H4b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı güven düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Kabul

H5b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı kişisel imaj düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Red

H6b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin algıladığı uygunluk/uyumluluk düzeyi, mobil bankacılığa yönelik tutumu etkilemektedir.

Kabul

H7b

İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin mobil bankacılığa yönelik tutum düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir.

Kabul

H8b İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını kullanan müşterilerin

sahip olduğu öznel norm düzeyi, kullanma niyetini etkilemektedir. Red

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Günümüzde teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte mobilitenin insan hayatındaki yeri ve önemi her geçen gün giderek artmaya başlamıştır. Yaşanan gelişmelere, teknolojik ilerlemelere bağlı olarak tüketici istek ve ihtiyaçlarında ortaya çıkan farklılıklar özellikle bankacılık sektöründe rekabetin giderek artmasına neden olmuştur. Bu tür rekabet ortamında bankaların varlıklarını devam ettirebilmeleri için müşteri sadakatini sağlamaları gerekmektedir. Bu nedenle bankalar teknolojik gelişmeleri de yakından takip ederek müşterilerini kaybetmemek için çevrimiçi ve mobil bankacılık gibi alternatif dağıtım kanallarını hizmete sunmaya başlamışlardır. Tiwari vd. (2007), bankacılık sektöründe sunulmaya başlanan bu hizmetlerle bankaların değişen müşteri istek ve ihtiyaçlarına uyum sağlamayı, kurum için olumlu imaj oluşturmayı, rekabette öne geçmeyi, yenilikçi mobil hizmetleri sunarken mevcut müşterileri elde tutmayı ve yeni müşterileri kazanmayı hedeflediklerini belirtmektedir.

Bankaların alternatif dağıtım kanalı olarak sunmuş olduğu mobil bankacılık hizmeti, müşterilerle bankalar arasındaki mesafeyi kaldırarak kullanıcılarına büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Gelişmiş ülkelerde teknolojinin etkin kullanılmasıyla yaygın olan mobil bankacılık, gelişmikte ve az gelişmiş olan ülkelerde de yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır (Khraim vd., 2011). Lai ve Yang’da (2009) mobil bankacılık gibi e-işletme uygulamalarının kullanımının giderek artmasının bu uygulamalara karşı kullanıcıların tutumu ve davranışlarını etkileyebileceğini belirtmektedir. Böyle bir durumda, müşterilerin sunulan bu hizmetlerle ilgili davranışlarını incelemek, sektör açısından önemli bir konu teşkil etmektedir.

Genel olarak banka müşterilerinin, spesifik olarak da mobil bankacılık uygulamalarını kullananların davranışlarının nasıl, ne yönde oluştuğu bilindiği takdirde; sektörel anlamda daha etkin pazarlama stratejilerinin ve sunulan hizmetlerin geliştirilebileceği ifade edilebilir. Buradan hareketle bu çalışmada, banka müşterilerinin mobil bankacılık uygulamalarını kullanma davranışları, bir sistemin kullanımını açıklamada en etkili teorilerin başında gelen teknoloji kabul modeli (Davis vd., 1989; Chen vd., 2002) ve bireylerin davranışlarını açıklamada önemli olan planlı davranış teorisi (Ajzen, 1985; 1991) ile incelenmiştir. Legris vd. (2003), bireylerin davranışlarını anlama ve açıklamada faydalı bir model olarak TKM’nin başka modellerle

birleştirilmesi, insani ve sosyal faktörlerinde model içinde yer verilerek genişletilmiş bir model oluşturularak kullanılmasını önermektedir. Bu doğrultuda ele alınan bu çalışmada, bu iki model birleştirilmiş ve ayrıca uyumluluk, algılanan kişisel imaj, algılanan değer ve algılanan güven değişkenleri eklenerek mevcut model genişletilmiştir. Bu kapsamda çalışmanın amacı, mobil bankacılık uygulamalarını kullanan bireylerin kullanmaya yönelik tutumları ve kullanma niyetleri üzerinde etkili olan değişkenleri Türkiye ve İngiltere bazında karşılaştırma yaparak açıklamaya çalışmaktır. Böylelikle çalışma kapsamında elde edilen bulgulardan yola çıkarak bankacılık sektörü için bazı ipuçları sunulmaya çalışılmıştır.

Araştırmanın ana kütlesini Türkiye ve İngiltere’de mobil telefon, akıllı telefon ve tablet bilgisayarlar üzerinden mobil bankacılık uygulamalarını kullanan bireyler oluşturmaktadır. Türkiye’den 258, İngiltere’den 208 katılımcı çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Araştırmada kolayda örnekleme ve verilerin toplanmasında anket yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama aracının ilk bölümünde kuramsal olarak öngörülen ilişkilerin ölçülmesinde kullanılan değişkenler, ikinci bölümde mobil bankacılık uygulamalarını kullanmaya yönelik sorular ve katılımcıların demografik özelliklerini belirlemeye ilişkin ifadeler yer almaktadır.

Araştırmaya katılanların mobil bankacılık hizmetini kullanma sıklığı incelendiğinde Türkiye için hergün kullananların oranı yaklaşık %13, haftada birkaç kez kullananların oranı %35, ayda birkaç kez kullananların oranı %35; İngiltere için hergün kullananların oranı %38, haftada birkaç kez kullananların oranı %24 ve ayda birkaç kez kullananların oranının %7 olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın Türkiye örneklemi açısından; katılımcıların %11’inin EFT, %35’inin fatura ödeme, %23’ünün kredi kartı işlemleri için mobil bankacılık uygulamalarından faydalandığı tespit edilmiştir. İngiltere örneklemi açısından en çok faydalanılan mobil bankacılık hizmetlerinde katılımcıların %5’inin EFT, %27’sinin fatura ödeme ve %23’ünün kredi kartı işlemleri için kullandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Çalışmada katılımcıların mobil bankacılığa yönelik tutumları ve kullanma niyetleri üzerinde etkili olduğu düşünülen değişkenlere ilişkin hipotezler yapısal eşitlik modellemesi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada öncelikle öne sürülen modele ilişkin ölçme modelinin genel uyumu incelenmiş ve doğrulayıcı faktör analizi

sonucunda χ2/df, RMSEA, CFI, NFI, NNFI indeks değerlerinin birleştirilmiş (Türkiye-

İngiltere birlikte) veri için kabul edilebilir uyum kriterlerini sağladığı tespit edilmiştir. Ölçme modelinin uyum indekslerine bakıldıktan sonra modelin güvenirlilik ve geçerliliklerine bakılmış, ölçme modelinin söz konusu yapıyı temsil etme konusunda yeterli olduğu tespit edilmiştir.

Ölçüm modelinin istenilen değerleri verdiği anlaşıldıktan sonra modelin araştırmanın temelini oluşturan ülke grubu (Türkiye ve İngiltere) açısından değişmez olup olmadığını belirlemek amacıyla çok gruplu doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. Kline (2011), farklı grupların karşılaştırması amacıyla yapılan çalışmalarda ölçme değişmezliğinin en az metrik değişmezlik düzeyinde karşılanması gerektiğini ifade etmektedir. Araştırma kapsamında yapısal değişmezliği test etmek için uygulanan çok gruplu DFA sonucunda uyum indeksleri bu aşamanın sağlandığını göstermektedir. Yapısal değişmezliğin sağlanmış olması ölçülen yapının gruplararası aynı olduğunu diğer bir ifadeyle, Türkiye ile İngiltere örneklemlerinin ölçek maddelerine yanıt vermede aynı kavramsal bakış açılarını kullandıklarını göstermektedir. Metrik değişmezliğin testi için yapılan çok gruplu DFA sonucunda uyum indeksleri ve ΔCFI değeri, anket maddeleri ile ölçülen özelliklerin Türkiye ve İngiltere grupları için benzer olduğuna işaret etmektedir. Skalar değişmezlik için yapılan çok gruplu DFA sonucunda uyum indeksleri ile ΔCFI değerlendirildiğinde gruplara ait maddelere ilişkin oluşturulan regresyon denklemlerindeki sabit sayının gruplar arası değişmez olduğu anlaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle, gruplar için maddeler bazında herhangi bir yanlılığın bulunmadığı söylenebilir. Tam değişmezlik için yapılan çok gruplu DFA sonucunda uyum indeksleri ile ΔCFI değerinin, ölçme aracını oluşturan maddelere ilişkin hata terimlerinin karşılaştırma grupları arasında değişmez olduğu tespit edilmiştir. Ölçme değişmezliğinin incelenmesine dayalı olarak yapılan çok gruplu DFA sonucunda bu araştırma için oluşturulan ölçme modeli için yapısal değişmezlik, metrik değişmezlik, skalar değişmezlik ve katı değişmezlik şartlarının sağlandığı gözlenmiştir. Dolayısıyla ölçme değişmezliğinin test edildiği ölçme modelinin Türkiye ve İngiltere grupları için aynı şekilde ölçüm yaptığı değerlendirilmiştir. Elde edilen bu bulgular açımlayıcı faktör analizi sonuçları temel alınarak kurulan modellemeye ilişkin ülke grubu çerçevesinde yapılan tüm karşılaştırmaların anlamlı olacağını göstermektedir.

Bireylerin mobil bankacılık uygulamalarını kullanma niyetleri ve kullanmaya yönelik tutumları üzerinde etkili olduğu düşünülen değişkenlere ait hipotezleri test etmek için uygulanan yapısal eşitlik analizi sonucunda öne sürülen yapısal modele (Türkiye-İngiltere birleştirilmiş) ilişkin uyum iyiliği değerleri modelin χ2/df, RMSEA,

CFI, NFI, NNFI değerleri bakımından istenilen düzeyde olduğunu ortaya koymuştur. Bu sonuçlardan hareketle gizil değişkenler arasındaki hipotezler değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar mobil bankacılığa yönelik algılanan fayda, algılanan güven ve uyumluluğun mobil bankacılığa yönelik tutum üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Elde edilen bu sonuçlar literatürdeki çalışmalarla (Black vd., 2001; Venkadesh vd., 2003; Wu ve Chen, 2005; Luarn ve Lin, 2005; Aboelmaged ve Gebba, 2013; Wu vd., 2014; Doğan vd., 2015) benzerlik göstermektedir. Mobil bankacılığa yönelik algılanan kullanım kolaylığı, algılanan değer ve algılanan kişisel imajın mobil bankacılığa yönelik tutum üzerinde etkisinin olmadığı elde edilen bulgular arasındadır. Bu değişkenlerin tutum üzerindeki etkisini ortaya koyan araştırmalar (Lim vd., 2006; Gefen vd., 2008; Aboelmaged ve Gebba, 2013; Wu vd., 2014; Doğan vd., 2015) olduğu gibi değişkenlerin tutum üzerindeki etkisini anlamsız bulan çalışma (Karahanna vd., 1999; Puschel vd., 2010) örnekleri de vardır. Araştırmada mobil bankacılığa yönelik tutum, öznel norm ve algılanan davranışsal kontrolünde mobil bankacılığı kullanma niyeti üzerinde genel model için etkisinin olduğu görülmüştür. Literatürde bu değişkenlerin niyetin önemli bir belirleyicisi olduğunu ortaya koyan benzer çalışmalar (Taylor ve Todd, 1995a; Shim vd., 2001; Liao vd., 2007; Gu vd., 2009; Puschel vd., 2010; Wu vd., 2014; Doğan vd., 2015) mevcuttur. Araştırmanın genel modeli için algılanan fayda, algılanan kullanım kolaylığı, algılanan değer, algılanan güven, algılanan kişisel imaj ve uyumluluk mobil bankacılığı kullanmaya yönelik tutumun %65’ini açıklarken; öznel norm, algılanan davranışsal kontrol ve tutum da mobil bankacılığı kullanma niyetinin %65’ini açıklamaktadır. Bilindiği üzere teknolojik ürünlere ilişkin algılanan kullanışlılık, algılanan kullanım kolaylığı, algılanan kişisel imaj, değer, uyumluluk ve güven sabit olmadığı için bu değişkenlerin açıklanma oranı da kullanılan teknoloji, zaman ve duruma göre farklılık gösterebilir. Çünkü teknolojinin bize şu anda sunduğu imkanlar ile gelecekte sunacakları aynı olmayabilir. Bu nedenle bu değişkenlerin farklı durum ve çalışmalarda model içerisindeki rolleri değişebilir. Bu

kapsamda araştırmada kurulan ilk model (genel) kapsamında sınanan 9 hipotezin 3’ü reddedilmiş ve geriye kalan hipotezler kabul edilmiştir.

Araştırmanın amacı ve hipotezleri doğrultusunda gerçekleştirilen analizlere bağlı olarak öne sürülen yapısal modelin ülke grubu (Türkiye ve İngiltere) değişkenine göre farklılıkları değerlendirilmiştir. Yapısal modelin örneklem grubuna göre farklılaşıp farklışmadığının değerlendirilmesi için çok gruplu yol analizi yapılmıştır. Şimşek (2007), çok gruplu yapısal analizin amacının model tarafından tanımlanan ilişkilerin gruplarda aynı şekilde olup olmadığını belirlemek olduğunu ifade etmektedir. Bu kapsamda yapısal grup farklılığına ilişkin "HA: Araştırma modeli ülke grubuna göre farklılaşmaktadır" hipotezi test edilmiş ve grup farklılığına ilişkin elde edilen uyum

değerleri sonucunda yapısal modelde (genel) tanımlanan ilişkilerin gruplar (Türkiye ve İngiltere) arasında farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu farklılığın hangi değişkenlerden kaynaklandığını ortaya koymak için de her bir gruba ayrı ayrı yapısal analiz yapılmış ve araştırma hipotezleri gruplar bazında değerlendirilmiştir.

Araştırmanın Türkiye örneklemi için gerçekleştirilen yapısal analiz sonucunda elde edilen modele ait tüm istatistiklerin kabul edilebilir değerler olduğu görülmüştür. Bu kapsamda gizil değişkenler arasındaki ilişkileri ortaya koyan hipotezler test edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre Türkiye örneklemi için algılanan kullanım kolaylığı, algılanan değer ve algılanan kişisel imajın ve tutum üzerindeki etkisinin anlamsız çıktığı görülmüş ve bu ilişkiye ait hipotezler reddedilmiştir. Algılanan fayda, algılanan güven ve uyumluluk değişkenlerinin ise mobil bankacılığa yönelik tutum üzerindeki etkisinin anlamlı olduğu bulunmuştur. Bu değişkenler Türkiye örneklemi için mobil bankacılığa yönelik tutumun %46’sını açıklamaktadır. Türkiye için mobil bankacılığa yönelik tutum, öznel norm ve algılanan davranışsal kontrolün mobil bankacılığı kullanma niyeti üzerindeki etkisi de anlamlı bulunmuş ve bu değişkenlerin niyeti açıklama oranı %51’dir. Türkiye örneklemi için elde edilen sonuçlar doğrultusunda ortaya çıkan ilişkiler genel modelle benzerlik göstermektedir. Ancak mobil bankacılığa yönelik tutumu açıklayan değişkenlerin değişimi açıklama oranı genel modelde daha yüksektir. Benzer şekilde mobil bankacılığı kullanma niyetinin açıklanma oranı da genel modelde daha fazladır. Ayrıca değişkenler arasındaki ilişki düzeyide farklılaşmaktadır.

Araştırmanın İngiltere örneklemine ilişkin yapısal modele ait istatistiki bulguların da kabul edilebilir sınırlar içinde olduğu görülmüştür. İngiltere örneklemi için gizil değişkenler arasındaki ilişkiler incelenmiş ve mobil bankacılığa yönelik tutum üzerinde algılanan fayda, algılanan güven ve uyumluluk değişkenlerinin anlamlı etkisinin olduğu; algılanan kullanım kolaylığı, algılanan değer ve algılanan kişisel imaj değişkenlerinin ise mobil bankacılığa yönelik tutum üzerinde anlamlı etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Mobil bankacılığa yönelik tutum üzerindeki etkisi incelenen bu değişkenlerin tutumu açıklama oranı (%80) oldukça yüksektir. İngiltere örneklemi için mobil bankacılığı kullanma niyeti üzerinde mobil bankacılığa yönelik tutum ve algılanan davranışsal kontrolün anlamlı etkisinin olduğu, öznel normun ise anlamlı bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Yine bu değişkenlerin niyeti açıklama oranı (%74) yüksektir. İngiltere örneklemi için elde edilen sonuçlar Türkiye örnekleminden farklılaşmaktadır.

Araştırmanın genel (Türkiye ve İngiltere) modelinde mobil bankacılığa yönelik tutumun algılanan kullanım kolaylığı, algılanan fayda, algılanan güven, algılanan kişisel imaj, algılanan değer ve uyumluluk değişkenleri tarafından açıklanma oranı Türkiye örneklemine göre biraz daha fazla iken, İngiltere örneklemine göre daha azdır. Benzer şekilde genel modelde yer alan mobil bankacılığı kullanma niyetinin de mobil bankacılığı kullanmaya yönelik tutum, öznel norm ve algılanan davranışsal kontrol değişkenleri tarafından açıklanma oranı İngiltere’ye göre daha az iken, Türkiye’ye göre daha yüksektir. Çok gruplu yol analizi sonucu elde edilen sonuçlar öne sürülen araştırma modelinin ülke grupları açısından farklılaştığını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, İngiltere örneklem grubunda öznel normun mobil bankacılığı kullanma niyeti üzerindeki anlamsız etkisi, Türkiye için anlamlı bulunmuştur. Her iki ülke grubu için algılanan kullanım kolaylığı, algılanan değer ve algılanan kişisel imajın mobil bankacılığa yönelik tutum üzerindeki etkisi anlamsızdır. Mobil bankacılığı kullanmaya yönelik niyetin tahmininde öznel normların Türkiye örnekleminde etkili olmasının nedeni; Türkiye’de kültürel anlamda bireyselliğe göre toplumculuğun (kollektivizm) daha ağır basması gösterilebilir. Çünkü kollektivist toplumlarda bireyler içinde bulundukları gruplardan ayrılamazlar (Öncül vd., 2016). Bu çerçevede Türkiye örneklemi için davranışsal niyet üzerinde öznel normun etkili olması manidardır.

Literatürde yapılan taramada, aynı anda Türkiye ve İngiltere’de mobil bankacılık uygulamalarını sürekli kullanma niyetini teknoloji kabul modeli ve planlı davranış teorisi kullanarak inceleyen bir araştırmaya rastlanılmamıştır. Varnalı ve Toker’de (2010) mobil pazarlama araştırmaları üzerine ele aldıkları çalışmada, ülkelerarası çalışmaların oldukça az olduğunu ve mobil hizmetlerin kabulünü etkileyebilecek kültürel anlamda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu ifade etmektedir. Yine Varnalı ve Toker, farklı ülkeler arasında yürütülen çalışmalarda mobil hizmetlerin kabulü ve kullanımı konusunda önemli farklılıkların ortaya çıktığını belirtmektedir. Gerçekleştirilen bu çalışmanın sonuçları da bu bulguyu destekler niteliktedir. Bu özelliği bakımından ele alınan bu araştırma -elde edilen bulgular ve kullanılan yöntem bakımından- orijinal bir çalışma niteliği taşımaktadır.

Genel olarak araştırmadan elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, ülke grubuna göre araştırma değişkenlerinin etki düzeyi ve değişkenleri açıklayıcılık seviyelerinin farklı olması, İngiltere için mobil bankacılık uygulamalarını sürekli kullanma niyeti üzerinde öznel normların etkili olmamasının nedeni olarak kültürün önemli olabileceği ifade edilebilir. Çünkü araştırma sonucunda öznel norm gizil değişkenine ait gözlenen değişkenlerin ortalamısına bakıldığında; İngiltere için bireylerin toplumsal baskıyı algılama düzeylerinin 3’e yakın olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifadeyle, İngiltere için toplumsal baskının ne hissedildiğini ne de hissedilmediğini yani öznel norma ilişkin düşük düzeyde bir algı söz konusudur. Öte yandan mobil bankacılık uygulamalarını kullanmaya yönelik tutumun her iki ülke için de olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yine modellerin açıklayıcılık gücünün İngiltere örnekleminde daha fazla olmasının nedeni olarak, araştırmada kullanılan ölçek değişkenlerinin orijinal dilinin İngilizce olması gösterilebilir. Çünkü kavramsal anlamda ifadelerin anlaşılması orijinal dilde kullanılan ölçeklerin anlaşılabilirliği daha fazladır.