• Sonuç bulunamadı

1.2. Hindistan’a İslâm’ın Girişi

1.3.4. Hindu-Müslüman Çatışması

Hindu-Müslüman ilişkilerinin Hint tarihinde yüzyıllar öncesine dayanan uzun bir geleneği vardır. Bu ilişki, İslâm’ın farklı yollarla olan Hint Alt Kıtasına gelişiyle başlar. İslâm’ın fetih yoluyla bu kıtaya ilk gelişinden itibaren yerli Hindu güçleri ve Müslüman hükümdarlar arasında kanlı ve şiddetli bir güç mücadelesi olmuştur. Buna rağmen Müslüman yöneticiler toplumsal dengeyi ve uyumu bir şekilde korumaya özen göstermişlerdir. Babür hükümdarı Ekber Şah, dinler arası hoşgörünün büyük simgesi olarak tanıtılmıştır. Farklı ideolojilere sahip bir toplumda insanî ilişkilerin güçlendirilmesinde, Sûfî hareketleri ve Bhakti hareketleri gibi hem Hinduizm’de hem de İslâm'da ortaya çıkan farklı mistik hareketlerin rolü büyük olmuştur. Yine Babür hükümdarı Şah Cihan’ın oğlu ve Mecmeu’l-Bahreyn'in yazarı Dârâ Şükûh gibi yazarların da farklı ideolojileri uzlaştırmada ve bir arada tutmada katkıları olmuştur.

267 Örneğin Rangpur’daki Satyanarayan adındaki Hindu ilaha Müslümanlar Satyapir adı vererek saygı

gösteriyordu. Bk. Saha,Panchanan, Hindu-Muslim Relations in a New Perspective, s.45.

Ancak her iki toplumu da rahatlatan bu olumlu ilişki uzun sürmemiştir. Babür İmparatorluğu’nun son yıllarında yeniden başlayan gerilim ve çatışma, böl ve yönet politikasını benimseyen İngiliz güçlerinin gelmesiyle zirveye çıkmıştır.

1.3.4.1. Hint Alt Kıtası’nda Toplumsal Şiddet ve Nedenleri

Toplumsal şiddet, toplumun belirli bir etnik veya dinî kısımlarına karşı işlenen bir şiddet biçimidir. Bu terim, farklı dinî inanç veya etnik kökenlere sahip topluluklar arasındaki çatışmalar, ayaklanmalar ve diğer şiddet biçimlerini de içermektedir.269

Toplumsal şiddet ve çatışmanın ortaya çıkmasında mikro ve makro sebepler olabilir. Mikro faktörler yerel ve bölgesel konuları içerebilirken, makro faktör genellikle ideolojik olabilir ve ülke çapında bir etkiye ulaşabilir. Burada, Hindistan'daki toplumsal şiddetin bazı önemli nedenlerini ele alacağız.

1. Böl ve Yönet Politikası: İngiliz sömürgeciliğinin bu politikasının, Hint Alt kıtasındaki dinî topluluklar arasındaki ilişki üzerinde büyük etkisi olmuştur. Toplumsal isyanların bastırılmasındaki ihmalci tutum, tarih kitaplarına ayrıştırıcı ötekileştirici bilgilerin girmesi ve bunların ders müfredatlarına konularak yapılan sahte propagandalar, bu tehlikeli politikanın bir sonucu olarak gerçekleşmiştir.

2. Ülkenin Bölünmesi: Ülkenin Hindistan ve Pakistan diye ikiye bölünmesi, Hindistan'da devam etmekte olan toplumsal şiddeti daha da artırmıştır. Ülke İngiliz sömürgeci iktidarından bağımsızlığını kazanmak üzereyken, Müslüman ve Hindu soylular ve siyasî liderler arasındaki iktidarın paylaşma mücadelesi, bu çabaları boşa çıkartmıştır. Nüfusun çoğunu Müslümanların oluşturduğu ülkenin kuzey ve doğusundaki bölgelerin bölünmesi, İngiliz valilerinin tam desteğiyle gerçekleşmiştir. Ülkenin bu talihsiz bölünmesi, toplumun bütünlüğünde derin bir yara açmış ve ayrıca bu olay toplumsal şiddet ve çatışmalara neden olmuştur. Böylece her iki taraftan da milyonlarca

insan katledilmiş ve milyonlarca insan hem vatanlarından hem de geçim kaynaklarından yoksun bırakılmıştır.

3. Sosyal, Siyasi ve Ekonomik Meseleler: Sosyal ve siyasî meseleler, aynı zamanda toplumsal direnişlerin meydana gelmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Benzer şekilde, ekonomik faktörler de toplumsal gerilimlere yol açmıştır. Bazı bölgelerde Hindular ve Müslümanlar arasındaki ekonomik dengesizliği tetikleyerek çeşitli gerilimlere neden olmuştur.

4. Toplumdaki bir kişiden sudûr eden bazı önemsiz olayların, o kişinin mensup olduğu dinin tüm fertlerine mal edilmesi.

5. Dinî Konular: Din faktörü, toplumsal gerginliklerde ana unsuru oluşturmaktadır. Özellikle, hem Hindular hem de Müslümanlar tarafından yapılan zorlamalar veya kitlesel din değiştirme kampanyaları, farklı din mensuplar arasındaki evlilik, kamuya açık alanlarda inek kesmek veya caminin önünde müzik çalmak gibi dinî duygulara zarar veren işlerin yapılması, dinî sembolleri ve kişileri kötüleyen Rangeela Resul ( Peygamber, Hz. Muhammed'i kötüleyen eser) gibi, edebiyatların yayınlanması ve gerek Hindular ve gerekse Müslümanların içerisinden farklı fanatik ve aşırılık yanlısı dinî grupların ve cemaatlerin ortaya çıkması gibi faktörleri toplumsal şiddetin yayılmasındaki önemli nedenler olarak sıralayabiliriz. 270

1.3.4.2. Hint Alt Kıtası’nda Toplumsal Dinî Çatışmalar: Bağımsızlık Öncesi Dönem

Hint Alt Kıtası, farklı dönemlerde bir dizi dinî çatışma ve toplumsal şiddete şahit olmuştur. Bu çatışmalar ilk olarak 18. yüzyılın başlarında İmparator Evrengzîb’ in ölümünden kısa bir süre sonra Babür İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında başlamıştır. İlk çatışma,1713 yılında Ahmadabad’da olmuştur. Bu isyanın arkasındaki sebep, inek kesimi ve Hinduların Holi bayramı ile ilgili konulardır.

270 Najar, M. I. (2014). Communal Violence, Its Causes and Solutions . International Journal of Humanities and Social Invention , 5-7.; Shukla, S.Communal Violence in India: Post Independence

Bunu, Keşmir (1719-20), Delhi (1729), Ahmedabad (1730) ve Maharashtra (1786)’daki Hindu-Müslüman isyanları izlemiştir.271

19. yüzyıla gelindiğinde ise 1833'te Koil'de, 1837'den 1852'ye kadar başta Benaras, Muradabad ve Şahcahanpur olmak üzere Bareilly ve Kanpur’da Hindular ve Müslümanlar arasında çeşitli toplumsal isyanlar ve kargaşalar gerçekleşmiştir. Yine 1871’de Bareilly ve Philibhit'deki ve 1893'te Azamgarh’daki ayaklanmalar da, her zamandaki gibi inek kesimi ve din değiştirme gibi sorunlarla bağlantılıydı.272 Hint Alt Kıtası 20. yüzyılda da toplumsal şiddetten yoksun kalmamış; üstelik sonraki yıllarda şiddetin yoğunluğu daha da artmıştır. 1907 yılında Bengal'de, 1977'de Peşaver'de, 1912'de Ayodya'da, 1913'te Agra'da ve 1917'de Bihar'da Hindular ile Müslümanlar arasında çeşitli ayaklanmalar olmuştur. 1921'de ise Kıtanın Müslümanların yaşadığı çoğu bölgesinde görülen ve İngiliz sömürgesine karşı yapılan ve çok sayıda Müslümanların katledildiği Hilafet ayaklanması meydana gelmiştir.273

1925'ten sonraki toplumsal isyanların ana sebebi, Arya Samaj gibi bazı militarist gruplar tarafından yapılan Shuddhi hareketi274 gibi örgütlü din değiştirme

kampanyalarının icra edilmesidir. Bu isyanlar 1930 ve 1940'larda belirli aralıklarla devam etmiştir. Her iki tarafın, özellikle de Müslümanların maruz kaldığı ölüm ve felâket, hayal gücümüzün ötesindedir.275

1.3.4.3.Hindistan'da Toplumsal Dinî Çatışmalar: Bağımsızlık Sonrası Dönem

İngiliz sömürgeciliğiyle uzun yıllar süren mücadeleden sonra, Hindistan, bağımsızlığını kazanırken; Hint Alt Kıtası da Hindistan ve Pakistan olmak üzere

271 Kausar, Z. (2007), Communal Riots in India: Hindu–Muslim Conflict. Journal of Muslim Minority Affairs, 353-370,

272 Asgharali Engineer, Communal Riots in Post-independence India, Sangam Books,

Hyderabad,1984, ss. 33-41.

273 M. Naeem Qureshi, Pan-Islam in British Indian Politics: A Study of the Khilafat Movement, Brill

Publications, Leiden, 1999, ss. 445-457; Kausar, Z. (2007). Communal Riots in India: Hindu–Muslim Conflict. Journal of Muslim Minority Affairs, 353-370.

274 Bu terim ikinci bölümde detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

275 Kausar, Z. (2007). Communal Riots in India: Hindu–Muslim Conflict. Journal of Muslim Minority Affairs, 353-370.

ikiye bölünmüş oldu. Bölünmenin, Hindular ve Müslümanlar arasında yaygın olan şiddete son vereceği yönünde Hint toplum içerisinde genel bir kanaat vardı. Ancak, bölünme, çözüm yerine her iki taraftan milyonlarca insanın can kaybına yol açan kanlı ayaklanmaları ve şiddeti daha da artırmıştır. Bu sorun neredeyse 1948'e kadar devam etmiştir.1948’e kadar devam eden bu olumsuz durum, 1950’lere gelindiğinde yerini sükûnete bırakmıştır. Yaklaşık on yıl kadar süren bu dönemde ülkenin genel durumu oldukça memnuniyet vericiydi. Bu on yıl boyunca çok az toplumsal şiddet olayı kaydedilmiştir. Bunda çok sayıda Müslümanın vahşice öldürülmesi, Müslüman soyluların ve liderlerin çoğunun Pakistan'da yerleşmeleri ve Müslüman nüfusun büyük ölçüde azalması gibi birkaç neden etkili olmuştur. Geri de kalan Hintli Müslümanlar bölünmenin ağır bedelini ödemek zorunda kalmışlar ve aslî yurtlarında kendilerini güvensiz hissetmişlerdir. 276

Ülkenin bölünmesinden yıllar sonrasında da durum değişmemiştir. Bütün bir ülkeyi yakıp yıkmak için sadece küçük bir kıvılcım yetmektedir. Bölünme esnasında ortaya çıkan isyanlardan sonra ilk büyük toplumsal şiddet, 1961'de Cebelpur isyanı olup büyük çoğunluğu Müslüman olmak üzere yüzlerce insanın ölümüyle

sonuçlanmıştır.277Bu olaydan sonra, Hindistan Müslümanları, bu şiddeti

engellemedikleri ve vatandaşların güvenliğini sağlayamadıkları için Kongre partisi278nden ve hükümetinden umutlarını kesmişlerdir.

Cebelpur isyanından sonra, ülkenin çeşitli şehirlerinde yeniden ayaklanmalar meydana gelmiştir. Rançi’de (1967), Gujarat'ta (1969) ve Bhivandi’de (1970) isyanlar ortaya çıkmıştır. 1970'lerde, dönemin Hindistan başbakanı olan Indira Gandi tarafından ilân edilen OHAL nedeniyle durum nispeten sakinleşmiştir.

276 https://www.sciencespo.fr/mass-violence-war-massacre-resistance/en/document/hindu-muslim-

communal-riots-india-i-1947-1986, Erişim Tarihi (30.03.2019).

277 İki iş adamı arasındaki ekonomik rekabet ve medyanın olumsuz yönlendirmesi bu isyanda önemli

rol oynamıştır. Şöyle ki bir Müslüman sigara üreticisi, başka bir Hindu sigara üreticisinin kızına âşık olmuş. Bu durum bir Hindu gazetesi tarafından kızın babasının yönlendirmesiyle bir Müslümanın Hindu bir kıza tecavüze teşebbüs etmesi olarak manşet edilerek yüzlerce masum insanın ölümüne sebep olan toplumsal şiddetin fitili ateşlenmiştir. https://www.scribd.com/document/105413417/Jabalpur-Riots-of-1961-Asghar-Ali-Engineer, Erişim Tarihi (30.03.2019).

278Kongre partisi Hindistan’ın en kadim ve etkili siyasi partilerinden biridir.

https://www.oxfordreference.com/search?q=congress+party&searchBtn=Search&isQuickSearch=true, Erişim Tarihi (06.10.2019).

1980'lerde ise Cemşedpur, Aligarh, Varanasi ve Müradabad gibi çeşitli yerlerde yine şiddetli isyanlar gündeme geldiği için durum yine değişmiştir. Özellikle,1992 yılında Babari Camii'279nin yıkılması, seküler Hindistan tarihinde yapılan tedavi edilemez bir yara açmıştır. Bu olay, ülkede tekrar çeşitli isyanlara ve çatışmalara neden olmuştur. 2002 yılında Gujarat isyanı, 2012'de Assam isyanı ve 2013'te Muzaffar Nagar isyanı yakın tarihte Hindistan'daki toplumsal şiddet olaylarından bazılarıdır. Bu isyanlar sadece Hindu-Müslüman çatışması şeklinde değil bazen Hindularla diğer din ve mezhepler arasında da gerçekleşmiştir. Mesela yakın tarihte (1984) Delhi'deki Hindu-Sih isyanı, yaklaşık üç bin masum Sih nüfusunun öldürülmesiyle sonuçlanmıştır.280