• Sonuç bulunamadı

A. Hekimin Hak ve Yükümlülükleri

2. Hekimin Yükümlülükleri

Hekimin yükümlülükleri denince, onun mesleki bir ilişkiye girmenin gereği olarak belli bir şekilde davranmasını ya da belli davranışlardan kaçınmasını gerektiren çok sayıda yapma ve yapmama borcu anlaşılmaktadır. Ancak, 433 GÖKCAN, s: 122,123; HAKERİ, Tıp Hukuku, s: 142.

434 TTB Hekim Hakları Bildirgesi : “Tıbbi ölçütler dışında hiçbir özellik ya da ölçüte göre ayrım

yapmadan hizmet sunma, hekimlik mesleğinin temel değerlerindendir. Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda da belirtildiği üzere, hekim belli koşulların oluşması halinde sağlık hizmeti sunmayı reddedebilir. Ancak bu hakkın kullanılması için aşağıdaki koşulların sağlanıyor olması gereklidir; aksi taktirde hekim ‘ayrım yapmama’ ilkesini çiğnemiş olacaktır. Kişinin sağlık durumu acil bir girişim gerektirmiyor olmalıdır. Sağlık hizmeti sunulacak kişi erişilebilir ve gereksinimle uyumlu nitelikteki bir başka hekime yönlendirilebiliyor olmalı ve bu yönlendirme kişinin sağlığını tehlikeye atmıyor olmalıdır. Hekim hizmet sunduğu kişiyle ilgili edindiği tüm tıbbi bilgileri meslektaşına aktarmakla yükümlüdür. Hekim hizmet sunmayı reddetme nedeni ve diğer hizmet olanakları konusunda hastayı bilgilendirmeli, yönlendirmenin sağlık üzerinde olumsuz etkisi olmayacağını açıklamalıdır. Sözlü ya da fiziksel bir şiddet söz konusu olduğunda hekim hizmet sunmayı reddedebilir. Ancak yine de, yukarıdaki üç koşulun sağlanıyor olmasına özen gösterilmelidir. Hekim kendisine başvuran ya da hizmet sunmakta olduğu kişi ile daha önceden var olan kişisel bir ilişkisi nedeniyle mesleki yargılarının etkilenebileceğinden kaygılanıyor ise, böylesi bir durumda o kişinin uygun nitelikte sağlık hizmeti alamayacağı düşüncesi ile hizmet sunmayı reddedebilir. Bu durumda da ilk üç koşulun gerekleri yerine getirilmiş olmalıdır. Bulaşıcı bir hastalık söz konusu olduğunda; çalışma ortamında rutin korunma araçları bulunmuyor ve o hastalığın bulaş riski tıbbi uygulama ile anlamlı biçimde artıyor ise, hekim kendisini ve başkalarını korumak gerekçesiyle hastayı uygun olanakların bulunduğu yerlere yönlendirebilir. Böylesi bir durumda hekim çalışma ortamının olumsuzluklarının en kısa zamanda düzeltilmesi için gerekli girişimlerde bulunmalıdır. Rutin korunma önlemlerinin yetersiz kaldığı, enfeksiyon zinciri henüz tam olarak tanımlanmamış bulaşıcı hastalıklar söz konusu olduğunda, böyle bir duruma ilişkin kesin kurallar getirmek güç olmakla birlikte, Türk Tabipleri Birliği hekimin mesleki bilgi ve becerisi dolayısıyla hala toplumun diğer üyelerine göre etkin girişimde bulunabilecek tek kişi olduğunu, ayrıca tıp mesleği ile toplum arasında bulunan geleneksel sözleşmenin gereği olarak hekime sorumluluk düştüğünü anımsatır. Hekim, sağlık hizmeti sunulan kişi ve yakınlarından gelebilecek istemleri, bilimsel bilgiye uyumluluğu temelinde değerlendirerek geri çevirme hakkına sahiptir. Ayrıca bu türden istemler, toplumsal kaynakları göz önünde bulundurarak adil dağılımı sağlamak adına da geri çevrilebilir.” Türk Tabipleri Birliği Etik Bildirgeleri, Türk Tabipleri

Birliği Etik Kurulu, Türk Tabipleri Birliği Yayınları, Ankara 2010, s: 17-19. 435 HAKERİ, Tıp Hukuku, s: 142.

139

yükümlülükten söz edilebilmesi için öncelikle, açık veya örtülü, bir ilişkinin varlığı gereklidir. Bu nedenle, genel olarak tıbbi bakım sunacağını duyurmuş, ancak hasta ile henüz ilişkiye girmemiş bir hekim, kural olarak herhangi bir borç ya da yükümlülük altında olmadığı gibi, ayrıca bu tür bir mesleki ilişkiye girmemiş, böyle bir ilişkiyi kurmamış olmaktan ötürü de sorumlu tutulmayacağı belirtilmektedir 436. HMEK 5. maddesinde, hekimin öncelikli görevi hastalıkları önlemek ve bilimsel gerekleri yerine getirerek, hastaları iyileştirmeye çalışarak insan yaşamını ve sağlığını korumak şeklinde tanımlanmış ve ayrıca meslek uygulaması sırasında insan onurunun gözetilmesi de öncelikli bir ödev olarak yüklenmiştir. Hekimin görevlerini yerine getirirken uyması gereken evrensel tıbbi etik ilkeler ise HMEK 6. maddesinde yararlılık, zarar vermeme, adalet ve özerklik olarak açıklanmıştır.

Alman hukukunda, hekimin temel yükümlülüğü, Federal Hekimlik Kuralları (Bundesärzteordnung) ve Almanya’da Faaliyet Gösteren Hekimler İçin Meslek Kuralları’nın (Muster- Berufsordnung für die in Deutschland tätigen Ärztinnen und Ärzte- MBO-Ä) birinci paragrafında insanın ve tüm halkın sağlığına hizmet etmek 437 şeklinde açıklanmıştır. Almanya’da Faaliyet Gösteren Hekimler İçin Meslek Kuralları’nın devamında, yaşamı sürdürmek, sağlığı korumak ve yeniden tesis etmek, acıları hafifletmek, ölmekte olanlara yardım etmek de hekime ödev olarak yüklenmiştir 438 .

Hekimin yükümlülükleri genellikle mesleki ilişkinin doğasına göre şekillenmekte ve henüz arada kurulmuş bir ilişki yokken, kural olarak herhangi bir yükümlülük de gündeme gelmemektedir 439. Bununla beraber hekim, kaynağı ve

436 BOUMIL / ELIAS / MOES, s: 2. 437 JANDA, s: 109.

438 http://www.bundesaerztekammer.de/recht/berufsrecht/muster-berufsordnung-aerzte/muster- berufsordnung/, Erişim T: 18.11.2017.

439 Amerikan hukukundan bir görüşe göre, uzman bir hekimin kendi uzmanlık alanıyla ilgili pek çok durumda müdahale yükümlülüğü bulunurken, ilişkili olmayan diğer durumlarda, hatta bunlar acil ve yaşamsal tehlike oluşturuyor olsa dahi, böyle bir yükümlülüğünün bulunmadığı, benzer şekilde bir acil servis hekiminin karşısına gelen bir hastayı tedavi yükümlülüğü bulunurken, aynı durum yoldan geçen bir kişinin başına geldiğinde durmak ve müdahalede bulunmak yükümlülüğü altında olmadığı, çünkü belli bir olumlu eylemde bulunmanın taahhüt edildiğine işaret eden bir davranış mevcut olmadıkça, serbest bir toplumdaki bireylerin, yapacaklarını açıkladıkları bir şeyi illa ki yapmaya zorlanamayacakları ve diğer pek çok hizmet gibi, sağlık hizmetlerinin de gönüllülük prensibine dayandığı belirtilmektedir. BOUMIL / ELIAS / MOES, s: 3. Hukukumuzdan benzer bir görüş olarak, hukuk düzeninin kişilerin sağlığının korunması konusunda olumlu bir eylemde bulunulmasına ilişkin genel bir buyruğunun bulunmadığı belirtilmektedir. KANETİ, s: 62. Buna mukabil TDN 3.maddesine

140

niteliği ne olursa olsun, kamu hizmetinin ifası, tıbbi müdahale sözleşmesi, vekaletsiz iş görme vb. hasta ile bir ilişki içine girmiş olduğu takdirde, yerine getirmesi beklenen pek çok yükümlülük bulunmaktadır. Bu yükümlülükler aynı zamanda ulusal ve uluslar arası pek çok düzenleme ile de hüküm altına alınmıştır.

Mesleğin icrası sırasında, hekimin yükümlülükleri, genellikle bir bütün olarak, iç içe geçmiş halde ortaya çıkmaktadırlar. Deutsch ve Spickhoff, hekimin, hastanın muayenesi, tedavisi, reçetelerin yazılması, hastanın uzmana ya da spesifik faaliyet gösteren bir hastaneye yönlendirilmesi, konsültasyon istenmesi, planlanan tedavinin gözden geçirilerek denetlenmesi, hastanın tıbbi ve gerektiğinde ilişkili tıbbi olmayan konular, örneğin müdahalenin mali boyutu hakkında bilgilendirilmesi, sır saklama, kayıt tutma, tutulan kayıtları hastanın görmesine izin verme yükümlülüklerinden söz etmektedirler 440. Yine bu yükümlülükler tıbbi müdahaleyi bizzat gerçekleştirme, hastanın öyküsünü alma, muayene etme, bilgilendirme / aydınlatma, tanı koyma, endikasyonu belirleme, uygun tedavi yöntemimi seçme ve uygulama, özen gösterme, konsültasyon önerme ve bu yöndeki talebi kabul etme, kişisel verileri ve sırrı saklama, hastanın tıbbi kayıtlarını tutma ve saklama, tedaviyi sona erdirme 441 , yine AMK hükümleri ışığında, tanı (anamnez ve bulguların değerlendirilmesi), tedavi, tedavi sonrası bakım, hastayı işbirliği ve katlanma yükümlülükleri hakkında bilgilendirme, müdahalenin fayda ve riskleri ve alternatif müdahaleler hakkında aydınlatma, rıza alma, kayıt tutma, hastanın kayıtlara ulaşmasını temin etme olarak da ifade edilmektedir. Bu yükümlülükler aynı zamanda hekimin sözleşmesel ediminin içeriğini de teşkil etmektedir 442.

Janda, tedavide (tıbbi müdahalede) bulunma, acil yardımda bulunma, kendini geliştirme, aydınlatma, sır saklama ve kayıt yükümlülüklerini, hekimin mesleğinin gereği olan, meslek etiği ve hukukunun bir tür yansıması niteliğinde yükümlülükler bakıldığında, tabibin, vazifesi ve ihtisası ne olursa olsun, gerekli bakımın sağlanamadığı acil vakalarda, mücbir sebep olmadıkça ilk yardımda bulunacağı öngörülmüş ve 18. maddesinde, tabip ve diş tabibinin, hastayı ancak acil yardım, resmi veya insani vazifenin ifası halleri dışında reddedebileceği kabul edilmiştir. Ayrıca HMEK m. 25’in ilk cümlesi de dikkate alındığında, hekimin acil durumdaki hastaya, diğer meslektaşlarının daha yetkin müdahaleleri temin edilinceye kadar en azından insani vazifenin ifası amacıyla müdahalede bulunması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

440 DEUTSCH / SPICKHOFF, s: 104, 105,

441Bkz. JANDA, s: 129-142; UHLENBRUCK, L/U, § 47- 77, s: 398- 544; Pflichten von Arzt und Patient, http://www.rechtspraxis.de/arzt/vetragspflicht.htm, Erişim T:12.03.2017; Ayrıca bkz. tıbbi müdahale sözleşmesinin kapsamına ilişkin olarak yaptığımız açıklamalarımız ve oradaki dipnotlar.

442 WAGNER, MüKoBGB, BGB § 630 a, kn: 67.

141

olarak ele almakta 443, bilgilendirme, tıbbi müdahalede bulunma, kişisel edim, aydınlatma ve rıza alma, kayıt tutma, sır saklama yükümlülüklerini ve ayrıca büyük bölümü hastanın çeşitli yararlarının korunmasına yönelik özen yükümlülüklerini de sözleşmesel yükümlülükler kapsamında açıklamaktadır 444. Hekimin meslek hukukundan kaynaklanan yükümlülükleri tabip odalarının mesleki etik kuralları şeklinde düzenlenmiş olsalar da, dayanağını Anayasa, Medeni Hukuk, Ceza Hukuku gibi tüm hukuk sisteminin içinde bulmaktadırlar. Keza, meslek hukuku da etik kriterler ile yasal düzenlemeler arasındaki karşılıklı etkileşimle karakterizedir ve Hipokrat Andının yanı sıra, onun modernize edilmiş hali olan Cenevre Andı da 445 hekimlerin kendi mesleki yükümlülüklerine ilişkin öngörülerini ortaya koyan en önemli belgeleri oluşturmaktadır 446.

Yine hukukumuzda hekimin yükümlülükleri, insan yaşamını koruma, meslek kurallarına uygun davranma, hasta haklarına özen gösterme, tanı koyma, en uygun tedaviyi seçme, malpraktisten kaçınma, dikkat ve özen gösterme, sır saklama, ihbar, dosya tutma yükümlülükleri olarak açıklanmaktadır. Hekim ile hasta arasındaki ilişki temelde sağlık hakkı ve insan yaşamını koruma yükümlülüğüne dayandırıldığından, hekim de mesleğini icra ederken yaşam hakkı, bedensel bütünlük, insan sağlığını koruma ve bunların devamlılığını sağlamayı hedeflemektedir. Böylece hekimin

443 JANDA, s: 109, 110, 112, 113-115. 444 Bkz. JANDA, s: 129-142.

445 Cenevre Andı Almanya’da Faaliyet Gösteren Hekimler İçin Meslek Kuralları’nın (MBO-Ä) başlangıcında da yer almaktadır.

446 JANDA, s: 94, 108. “Hekimlik mesleğinin bir üyesi olarak; yaşamımı insanlığın hizmetine

adayacağıma, hastamın sağlığına ve esenliğine her zaman öncelik vereceğime, hastamın özerkliğine ve onuruna saygı göstereceğime, insan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğime, görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime, hastamın bana açtığı sırları, yaşamını yitirdikten sonra bile gizli tutacağıma, mesleğimi vicdanımla, onurumla ve iyi hekimlik ilkelerini gözeterek uygulayacağıma, hekimlik mesleğinin onurunu ve saygın geleneklerini bütün gücümle koruyup geliştireceğime, mesleğimi bana öğretenlere, meslektaşlarıma ve öğrencilerime hak ettikleri saygıyı ve minnettarlığı göstereceğime, tıbbi bilgimi hastaların yararı ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağıma, hizmeti en yüksek düzeyde sunabilmek için kendi sağlığımı, esenliğimi ve mesleki yetkinliğimi korumaya dikkat edeceğime, tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgimi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağıma, kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine, ant içerim.”

http://www.ttb.org.tr/userfiles/files/hekimlik_andi.pdf, ErişimT: 25.09.2017; Andın Almanca metni için bkz. LAUFS, Arztrecht, s: XVI; Buna karşılık Hipokrat Andı başta olmak üzere genel olarak andlar ve içeriklerine ilişkin bazı değerlendirme ve eleştiriler için bkz. OĞUZ, Yasemin, Hekim Andı ve Benzeri Metinler, www.yeseminyalim.com , Erişim T: 18.08.2018.

142

yerine getirmekle yükümlü olduğu esas edim, hastanın yaşamını korumak şeklinde algılanmaktadır 447.

Biz bu yükümlülüklerin sözleşmeye ya da meslek hukuku ve etiğine dayanmasına göre, yani kaynağını kriter alarak bir ayrıma gitmeyi tercih etmedik, ayrıca öğretide dile getirilen tüm yükümlülükleri de ele almayıp yalnızca çalışma konumuz ile ilişkili olduğunu düşündüğümüz bazı yükümlülüklere değinmekle yetindik.

a. Öykü Alma ve Muayene Yükümlülüğü

Anamnez, yani hastanın öyküsünün alınması, tanının ayrılmaz bir parçası olarak görüldüğü gibi 448, tıbbi müdahale ve tedavinin içinde bir alt yükümlülük olarak da ele alınmaktadır. Anamnez alınırken hastadan veya yakınlarından hastalığın hikayesi dinlenmekte, onlara sorular sorularak yanıtlamaları beklenmektedir 449. Sağlam ve doğru bir tanıya varabilmek için, hekimin aşması gereken yolun anamnez, muayene ve sonunda bir sentezden geçtiği belirtilmektedir. Klinik muayene ile elde edilen fizik bulguların değerlendirilmesiyle ve laboratuar bulgularından da yararlanarak muayene tamamlanmakta, sentez aşamasında ise hastanın anamnez, muayene ve laboratuar bulguları bir arada değerlendirilerek tanıya varılmaktadır 450. Anamnez güncel bir hastalığın, hasta ve yakınları tarafından hatırda kaldığı şekilde anlatılan ve soygeçmiş ve hastalık bulguları ile tamamlanan hikayesi olarak da tanımlamaktadır 451.

447 AKİPEK ÖCAL, Hasta- Hekim Hakları ve Yükümlülükleri, s: 53.

448 GÖKCAN, s: 90; HAKERİ, Tıp Hukuku Genel Kavramlar, s: 83; Anamnezin ve muayenenin büyük önemi bulunmaktadır. İyi bir anamnez alınmadan ve sistemik fizik muayene yapılmadan hastaların hemen tetkike gönderilmesinin yanlış olduğu, dikkatli bir anamnezin ve itinalı muayenenin sonunda, hekimin, en uygun tetkikleri seçmesinin gerek tıbbi, gerekse etik açıdan çok önemli olduğu, eksik bir anamnez alınıp, muayene de iyi yapılmadığında, yüzlerce laboratuar tetkikinin yarar sağlamayacağı, hastanın parasının ve daha önemlisi yaşamını etkileyebilecek bir sürenin kaybına yol açılacağı, bunun hekim açısından hem vicdani hem yasal sorumluluğa yol açabileceği ifade edilmektedir. ARIBAL, s: 5. 449 JANDA, s: 130.

450 Bkz. ABAOĞLU / ALEKSANYAN, s: 1-3.

451 UHLENBRUCK, L/U, § 48 Die Pflicht zur Anamnese, s: 400, kn: 1. Anamnezde hastanın şimdiki yakınması, hastalıkla ilgili soruların sorulması, öz geçmişi, soy geçmişi, beden fonksiyonları, sosyal durumu, ilaçlarla ilgili sorular, alışkanlıkları ve solunum, kardiyovasküler (kalp-damar), gastrointestinal( sindirim), üriner (böbrekler ve idrar yolları), lokomotor (hareket sistemi- kemikler, kaslar, eklemler),sinir sistemi gibi sistem fonksiyonlarına ilişkin sorular yer almaktadır. ALEKSANYAN, s: 4-6; KAYSI, Abdülkadir, Genel Bilgiler, Giriş, Anamnez, Fizik Muayene, İç Hastalıkları (Semiyoloji), Alfa Yayıncılık, İstanbul 2017, s: 3-9; Gözlem ve muayene ile ilgili ilave bilgi ve açıklamalar için bkz. SUKYASYAN, Aram, Müşahede ve Anamnez, İç Hastalıkları Ders Notları (Ed. DEMİROĞLU, Cem’i), İstanbul, 1985 s: 1-5; DEĞERLİ, Ünal, Müşahede Alma, Cerrahi Semiyoloji (Ed. DEĞERLİ, Ünal / EMRE,

143

Anamnez esnasında, kimi zaman hastanın mesleği, yaşadığı ortam gibi kişilik özelliklerinin öğrenilmesi, kimi zaman da şikayetin ortaya çıkmasından önceki kısa zaman dilimindeki olaylar gibi farklı unsurlar önem taşıyabilir. Hekim hastanın şikayetlerinden yola çıkarak ne tür bir öykünün alınacağına karar verecektir. Hastanın daha önce geçirmiş olduğu hastalıklar, ameliyatlar, önemli kazalar, ayrıca şikayetinin ortaya çıkış nedenini bulmaya yardımcı olabilecek yeme, içme ve benzeri davranış ve alışkanlıkları hakkında bilgi alınarak kaydedilmektedir. Belirli tür hastalıklar bakımından, ailede bu hastalığın bulunup bulunmadığının araştırılmasına da aile öyküsü ya da soy geçmişi denilmektedir 452.

Anamnez tanının ve aynı zamanda hekim- hasta ilişkisinin yalnızca en önemli değil, aynı zamanda en zor kısmı olarak da görülmekte, doğru bir anamnezin tüm hastalıkların yaklaşık %70’inde doğru tanıyı koydurabildiğinden ve efektif bir tanının vazgeçilmez unsuru ve etkili bir tedavinin mutlak ön koşulu olduğundan, anamnezin alınmaması, eksik alınması ve yetersiz bir anamnez tekniğinin kullanılmasının tıbbi hata olarak görüldüğünden söz edilmektedir. Acil durumlarda hastadan yeterli anamnez alınması mümkün olmasa da, hekimin, en azından hasta yakınlarından gerekli bilgileri olabildiğince alması gerekmektedir 453.

Hekim anamnezi aldıktan sonra, hastayı muayene etme yükümlülüğündedir. HMEK 23. maddesinin “hekim acil vakalar gibi zorunlu durumlar dışında, hastasını bizzat muayene etmeden tedavisine başlayamaz” hükmü uyarınca da muayene etmeden tedaviye girişmek hususunda hekime getirilmiş bir yasak bulunmaktadır. Muayene, hastalığa tanı konabilmesi, yaygınlığının vb. saptanabilmesi için, hastanın vücudunun tamamı ya da bir bölümü üzerinde hekimin doğrudan veya tıbbi aletler aracılığıyla yaptığı incelemedir. Muayenenin kapsamı, hastanın şikayetlerine Ali), Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 1986, s: 1-4; ARIBAL, s: 5 vd; YAKINCI, Cengiz / KARABİBER, Hamza, Çocuklarda Anemnezden Tanıya, Akademisyen Kitabevi, Ankara, 2016; Ayrıca bkz. tanıya yönelik müdahaleler bahsindeki açıklamalarımız ve orada dipnotlar.

452 GÖKCAN, s: 90; HAKERİ, Tıp Hukuku Genel Kavramlar, s: 83.

453 UHLENBRUCK, L/U, § 48 Die Pflicht zur Anamnese, s: 400, kn: 2,3, 4. Özel anamnez, ilaç anamnezi, sosyal anamnez, tam anamnez, kısmi anamnez, kısa anamnez gibi farklı anamnez türleri ve tekniklerinin varlığından da söz edilmektedir, bkz. age, s: 401, kn: 5,6,7. Anamnez hakkında ilave bilgi ve açıklamalar için bkz. Ayrıca DEĞERLİ, s: 2; gözlem ve muayene ile ilgili ilave bilgi ve açıklamalar için bkz. SUKYASYAN, s: 1-5; DEĞERLİ, Cerrahi Semiyoloji, s: 1-4; YAKINCI / KARABİBER; BICKLEY, Lynn, S., Bates’in Fizik Muayene ve Anamnez Cep Kılavuzu, (Çev. Ed. BÜYÜKGEBİZ, Oğuzhan), Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 2016; ayrıca bkz. daha önce tanıya yönelik müdahaleler bahsinde yapmış olduğumuz açıklamalarımız ve oradaki dipnotlar.

144

ve araştırılan hastalığın türüne göre hekim tarafından belirlenmekte ve yerine getirilmektedir 454. Gelişmiş cihaz kullanımına ve yardımcı personele gereksinim olmaksızın uygulanan doğrudan muayene yöntemlerinin yanı sıra ileri bilgi, teknoloji ve bunları uygulayacak deneyim ve eğitime sahip diğer hekim ve yardımcı personelin katılım ve desteğine ihtiyaç gösteren, fiziksel, biyokimyasal, bakteriyolojik, virolojik, immunolojik, patolojik, radyolojik tetkikler vb. dolaylı muayene ve inceleme yöntemlerine de başvurulmaktadır 455. Muayenenin amaçlarına göre de çeşitli türlerinden söz edilmektedir 456. Hekimin tedavi sonrasında da, kontrol muayenelerini yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Kontrol muayeneleri yalnızca yapılan tedavinin seyri, sonucu ve başarısını değil, aynı zamanda olası hata kaynaklarının ve konulmuş olan tanının doğruluğunun denetlenmesini de sağlamaktadır. Bu nedenle kontrol muayene zamanlarının planlanması, hastaların bu muayenelere gelmelerinin sağlanması ve gelmedikleri takdirde ortaya çıkabilecek olumsuzluklar hakkında bilgilendirilmeleri de önem taşımaktadır 457.

b. Tanı Koyma Yükümlülüğü

Tanı bir hastalığın tanınması, hekimin hastadan elde ettiği belirti ve bulgulara dayanarak bir hastalık tablosuna varması, hasta üzerinde birtakım araştırma ve incelemeler sonunda elde ettiği bulguları değerlendirerek ne tür bir hastalığın olduğuna karar vermesi, bir kişide var olduğu düşünülen fiziksel ve psikolojik bir sorunu aramak, bulmak, ne olduğunu ortaya koymak için yapılan faaliyetler şeklinde

454 GÖKCAN, s: 90, 91; JANDA, s: 130.

455 UHLENBRUCK, L/U, § 49 Die ärztliche Untersuchungspflicht, s: 402, kn: 1; Ayrıca bkz. ARIBAL, s: 9 ve tanıya yönelik müdahaleler hakkında yapmış olduğumuz açıklamalar ve oradaki dipnotlar.

456 Örneğin önlem amaçlı muayeneler, korkulan hastalıklara karşı zamanında önlem alabilmek, hastalık etkenlerinin yayılmasını ve hastalığın kötüleşmesini önlemek üzere gerçekleştirilmektedir. Erken tanı muayeneleri ise bir hastalığın mümkün olduğunca erkenden tanınmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilmekte, hekim kendisine başvuran sağlıklı hasta üzerinde gerçekleştirdiği geniş kapsamlı bir muayene ile hastayı tümüyle elden geçirmektedir. İş sağlığına ilişkin muayeneler, kanser şüphesinde yapılan muayeneler, küçük çocukların muayeneleri, işe giriş muayeneleri, tekrar muayeneleri, HIV enfeksiyonunu araştırmaya yönelik muayeneler vb. ise özellikli muayenelere örnek gösterilmektedir. UHLENBRUCK, L/U, § 49 Die ärztliche Untersuchungspflicht, s: 405, kn: 11.

457 UHLENBRUCK, L/U, § 49 Die ärztliche Untersuchungspflicht, s: 407, kn: 15; GÖKCAN, s: 91; Muayeneye ilişkin genel prensipler hakkında ilave bilgi ve açıklamalar için bkz. SUKYASYAN, Aram, Muayene (Genel Prensipler) ve Dış Belirtiler, İç Hastalıkları Ders Notları (Ed. DEMİROĞLU, Cem’i), İstanbul, 1985, s: 6-8; BICKLEY; ERGÜN, İnspeksiyondan Tanıya, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 2005; Ayrıca bkz. daha önce tanıya yönelik müdahaleler bahsinde yapmış olduğumuz açıklamalarımız ve oradaki dipnotlar.

145

tanımlanmaktadır. Hekim tanıya varmak için çeşitli yöntemlere başvurarak, genel tıp bilgisinin yanı sıra bu yöntemlerden elde edilen sonuçları da kullanmaktadır 458. Tanı koyarken gerekli tetkikler özenle yapılmalı ve teknolojik gelişmelerden mümkün olduğunca yararlanılmalıdır. Uygun tedavinin planlanması doğru bir tanı konulabilmesine bağlı olduğu için, tanı konulmaksızın tedaviye başlanması nedeniyle hastada bir zarar ortaya çıkması, tanı yükümlülüğünün ihlali nedeniyle hekimin sorumluluğunu da gündeme getirebilecektir 459.

Hastanın öyküsü, muayene bulguları, genel klinik durumu ve elde edilen diğer bulgular belirli bir hastalığı işaret ediyorsa hekimin ilave yöntemlere başvurması gerekmez. Önemli olan, hekimin tanı koyabilmek için mevcut tıbbi