• Sonuç bulunamadı

Haksız fiil, hukuk düzeninin izin vermediği ve hoş karşılamadığı eylem ve davranışlar olarak, haksız fiil sorumluluğu ise bir kimsenin, aralarında bir ilişki mevcut olmaksızın hukuka aykırı bir fiiliyle başka bir kimseye vermiş olduğu zararları gidermekle yükümlü olması şeklinde tanımlanmaktadır. Kişiler arasında daha önceden bir borç ilişkisi yokken, bunlardan biri, diğerinin davranışından ileri gelen bir zarara uğramakta, bu şekilde aralarında haksız fiilden kaynaklanan bir borç ilişkisinin doğduğu kabul edilmektedir 377. Failin başkasına zarar verici fiilini yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa dahi, eğer fiil ahlaka aykırılık oluşturuyorsa,

377 Haksız fiil, başkasının zarara uğraması sonucunu doğuran ve fail ile zarara uğrayan şahıs arasında filin icrasından önce bir borcun doğumuna yol açmayan herhangi bir hukuk kuralını ihlal eden müsbet veya menfi fiildir. ATAAY, s: 275; Haksız fiil sorumluluğunda, daha önce yüklenilmiş bir borca aykırı davranıştan farklı olarak, genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. OĞUZMAN / ÖZ, Cilt II, s: 1; ÖZ, Turgut, Borcun İfa Edilmemesi, TBK m.112, İstanbul Şerhi, Türk Borçlar Kanunu, Yürürlük Kanunu, Cilt -1, Genel Hükümler (Ed. SEROZAN, Rona / ÖZ, Turgut / ACAR, Faruk / GÖKYAYLA, Emre / DEVELİOĞLU, Murat), Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s: 876, kn: 13; SCHWARTZ, s: 97, 98; VON TUHR / PETER, Allgemeiner Teil des Schweiz. OR I, § 46, s: 407;TUNÇOMAĞ, I. Cilt, s: 255; KILIÇOĞLU, s: 359. Haksız fiil sorumluluğunun doğması için zarar veren kişinin kusurunun da bulunması gerektiğinden bu sorumluluğa aynı zamanda kusura dayanan sorumluluk da denilmektedir. Haksız fiil neticesinde bir kişiye zarar veren, o kişiye karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu bir borcu çiğnemiş olmaz. Zira zarar gören kişi ile arasında borç doğurmuş olan bir hukuki ilişki yoktur. Ancak haksız fiilin işlenmesiyle birlikte, haksız fiili gerçekleştiren kişi ile bundan zarar gören kişi arasında hemen bir borç ilişkisinin doğduğu kabul edilmektedir. AKINTÜRK / ATEŞ KARAMAN, s: Borçlar, 13, 86, 87; VON TUHR / PETER, Allgemeiner Teil des Schweiz. OR I, § 46, s: 407; ESSER / WEYERS, Band II, Besonderer Teil, § 53, s: 519 vd. Haksız fiil sorumluluğu sadece belli bir alacaklıya karşı değil, herkese karşı uyulması zorunlu bir hukuki görevin ihlali yüzünden doğan zararı tazmin yükümlülüğü olarak da tanımlamaktadır. Böylece, hukuk düzeninin kişileri zarardan korumak amacıyla getirdiği, herkese hitap eden emir ve yasakları çiğneyen kişi haksız fiil işlemiş olmaktadır. VON TUHR / PETER, Allgemeiner Teil des Schweiz. OR I, § 46, s: 407; FIKENTSCHER, § 18- II-2, s: 52 ve § 103-I, s: 629; TEKİNAY / AKMAN / BURCUOĞLU / ALTOP, Cilt I, s: 641, 643; SAYMEN / ELBİR, I. Cilt, s: 373; KARAHASAN, Sözleşmeler, s: 63; TUNÇOMAĞ, 1. Cilt, s: 255; AYBAY, s: 74, 75; Haksız fiil kavramındaki haksız sözcüğü hukuka aykırılığı ifade etmekte olup, böylece haksız fiilden doğan borçlar yerine hukuka aykırı fiillerden doğan borçlar demek de mümkündür. Hem haksız fiil hem hukuka aykırı fiil terimleri, kişinin hukuk düzeni tarafından reddedilen davranışlarını kapsamaktadır. KILIÇOĞLU, s: 359, EREN, s: 540 vd. Benzer bir tanımla, mevcut bir hukuki ilişkiyle bağlantılı olmaksızın, hukukun cevaz vermediği bir olay veya eylem sonucunda bir kimsenin zarara uğraması durumunda, bu zararın zarar veren tarafından karşılanması yükümlülüğüne genel anlamda haksız fiil sorumluluğu denmektedir. NOMER, s: 149; Tandoğan, “ aralarında önceden bir münasebet

bulunmaksızın veya önceden mevcut münasebet ihlal edilmeksizin birisinin hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar vermesi halinde de tazminat borcu ortaya çıkabilir.” ve “ haksız fiillerde hukuka aykırılık önceden mevcut bir hukuki münasebetin yüklediği borçları yerine getirmemek şeklinde değil, objektif hukuk kaidelerinin her fert için riayet edilmesini mecburi kıldığı umumi vazifelere aykırı hareket tarzında bulunma şeklinde tezahür eder” açıklamalarını yapmaktadır. TANDOĞAN, Haluk,

Türk Mesuliyet Hukuku, 1.Basıdan Tıpkı Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2010, s: 6,7; Saymen ve Elbir ise haksız fiili, “bir kimsenin kanuna muhalif olarak başkasına bir zarar ika etmesi” ve “ hukuka uygun

olmayan bir irade veya bir fiil neticesinde başkasına zarar ika etmek” şeklinde tanımlamaktadırlar.

Böylece zararı ika eden şahıs ile (fail) zarara maruz kalan kimse (mağdur) arasında bir hukuki bağ doğmakta, fail, ika ettiği zararı mağdura karşı tazmin etme borcu altına girmektedir. SAYMEN / ELBİR, 1. Cilt, s: 380; KARAHASAN, Sözleşmeler, s: 63.

119

yine haksız fiil gündeme gelmektedir 378. Haksız fiil sorumluluğu TBK m. 49/ 1’de düzenlenmiş olup, buna göre hukuka aykırı bir fiille ve kusurlu olarak başkasına zarar veren kimse, verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.

Hekim ile hasta arasında şayet sözleşmesel bir ilişki mevcut değilse ve vekaletsiz iş görmenin koşulları da oluşmamış ise, haksız fiil gündeme gelebilir 379. Haksız fiil için, hekimin hastanın rızası olmaksızın müdahalede bulunması, haber vermeksizin deney uygulaması vb. çeşitli örnekler verilebilecek olsa da, tıbbi müdahaleler hastanın yaşamına, sağlığına, beden bütünlüğüne, dolayısıyla herkese karşı ileri sürülebilen haklarına yönelmiş oldukları için, sözleşmeye aykırı davranışlar aynı zamanda haksız fiil de teşkil etmektedir. Bu nedenle hekimin hastaya sözleşme gereğince müdahalede bulunduğu hallerde dahi, bir zarar ortaya çıkarsa, aynı zamanda haksız fiilin varlığı da söz konusu olmaktadır. Hekimin sorumluluğuna gidildiği takdirde, kusurun ispatı, zamanaşımı, yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk bağlamında farklılıklar arz etse de, sözleşmeye aykırılık unsuru ile haksız fiilin hukuka aykırılık unsuru genel olarak paralellik göstermekte ve sorumlulukların yarışması gündeme gelmektedir 380. Sözleşmenin hasta ile 378 TEKİNAY / AKMAN / BURCUOĞLU / ALTOP, Cilt I, s: 651; AYBAY, s: 79; EREN, s: 624; VON TUHR / PETER, Allgemeiner Teil des Schweiz. OR I, § 46, s: 416; ESSER / WEYERS, Band II, Besonderer Teil, § 56 II 2, s: 583 vd.; MEDICUS, Besonderer Teil, s: 379, 380.

379 YILMAZ, s: 14, 15; AYAN, s: 61; DEMİR, Hekimlik Sözleşmesinden Doğan, s: 153; ŞENOCAK, Hekimin Hukuki Sorumluluğu, s: 242. Hatta diğer tıbbi müdahalelerin yanı sıra, kişi henüz doğmadan önce annesinin gebeliği sırasında hatta daha annesi gebe kalmadan önce de maruz kalabileceği etkenler yüzünden beden bütünlüğü ve sağlığı zarar gördüğünde de haksız fiil gündeme gelebilmektedir. MEDICUS, Besonderer Teil, s: 354.

380 AYAN, s: 61, 62; REİSOĞLU, s: 316; ŞENOCAK, Hekimin Hukuki Sorumluluğu, s: 243; ÖZPINAR, Tıbbi Müdahaleden Doğan, s: 273; KANETİ, s: 62; ESSER / WEYERS, § 29 I 2, s: 246; BROX / WALKER, s: 337, kn: 19; MEDICUS, Besonderer Teil, s. 158; Yardımcı şahısların eylemleri, zamanaşımı ve ispat külfetinde farklar bulunmasına ilişkin olarak SEROZAN, Şerh, s: 58, kn: 102. Bazen bir fiil, hem sözleşmenin ihlali hem de haksız fiil teşkil edebilir. Örneğin ödünç alınan bir eşyanın tahrip edilmesi, bozuk bir gıda maddesinin satılması nedeniyle yiyen kişilerin zehirlenmesi, taşıyanın taşıdığı malın bir kısmını aşırması, işverenin işçiyi sağlığı bozucu koşullarda çalıştırması gibi durumlarda hem sözleşme ihlal edilmiş hem de sözleşme dışı haksız fiil sorumluluğu gerçekleşmiş olacaktır. Böyle durumlarda sorumlulukların yarışmasından söz edilmektedir. Bir sorumluluk birden fazla sebebe ve kaynağa dayandırılmaktadır. Bir zarar hem sözleşmesel hem sözleşme dışı sorumluluğu gerektiriyorsa, dolayısıyla bir olayda iki çeşit sorumluluktan her birinin şartları tamamen gerçekleşmiş bulunuyorsa, davacı seçim hakkına sahip olup istediği sorumluluğa dayanabilecektir. TEKİNAY / AKMAN / BURCUOĞLU / ALTOP, Cilt II, s: 1312, 1313, 1315, 1316; Aynı yönde EREN, s: 1116; TBK m. 60’da sorumluluk sebeplerinin yarışması şöyle düzenlenmiştir: “Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe

dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.” Sorumluluk

sebeplerinin yarışması hususunda ayrıntılı açıklamalar için ayrıca bkz. OĞUZMAN / ÖZ, Cilt II, s: 285 vd; KARAHASAN, Sözleşmeler, s: 65, 68 vd; KILIÇOĞLU, s: 570 vd; İNAL, s: 476 vd; HAGER, in: STAUDINGER / Eckpfeiler (2005), s: 823; MEDICUS, Allgemeiner Teil, s: 165 vd; SEROZAN (KOCAYUSUFPAŞAOĞLU / HATEMİ / SEROZAN / ARPACI), § 23, s: 295, kn: 2, (ayrıca haksız fiil

120

hekimin çalıştığı sağlık kurumu arasında kurulmuş olması halinde ise, sağlık kurumunun sözleşmeye dayanan sorumluluğu ile hekimin haksız fiil sorumluluğu bir müteselsil sorumluluk durumu teşkil edecektir 381.

sorumluluğu ile sözleşmesel sorumluluk arasındaki ayrımlar için age. § 54 IV, s. 539); Tunçomağ,

Karahasan, Dural, Nomer, İnal, yine Alman öğretisinden Medicus, hekimin sözleşmesel ve haksız fiil sorumluluğunun yarışmasına dikkat çekmektedirler. Tunçomağ’ın açıklaması şu şekildedir ki: “Başkasını zarara uğratan bir olay, bazen hem sözleşmeden ve hem de haksız fiilden doğan sorumluluğun şartlarını gerçekleştirir. Yalnız bunun için zarara uğrayanla zarar veren kişi arasında sözleşmeyle kurulmuş bir bağın bulunması ve sonra da zarar verenin fiilinin aynı zamanda sözleşmeye aykırlık ve haksız fiil teşkil etmesi gerekir. Mesela, bir doktorun hastasının sakat kalmasına sebebiyet veren bir mesleki kusur işlemesi veya bir otomobil kiralayanın bir yere çarpması sonucu arabaya zarar vermesi hallerinde olduğu gibi” TUNÇOMAĞ, 1. Cilt, s: 69; Benzer şekilde: “ Örneğin bir doktorun mesleki kusur nedeniyle hastasını sakat bırakmış ya da oto kiralayanın bir yere çarpıp otoda hasar meydana getirmiş olması durumunda, sözleşme ve haksız eylemden doğan sorumluluğun yarışmasından söz edilir.” KARAHASAN, Sözleşmeler, s: 68, 69; Ayrıca bkz. DURAL, Hekimin

Sorumluluğu, s: 154; Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 14, Sayı: 4, Yıl: 2008, s :153-156, NOMER, s: 408, kn: 202; İNAL, s: 119, 249; MEDICUS, Allgemeiner Teil, s: 166.

381 Teselsül, çeşitli boçlular veya çeşitli alacaklılar arasında, bölünmesi mümkün olan bir edimin tamamını herhangi birinden alabilmek yahut herhangi birisine ifa edebilmek imkanını veren ve bu sonuç elde edilinceye kadar her birinin sorumluluğunu devam ettiren bir borç ilişkisidir. Birden fazla borçlu varsa ve bunlardan her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu iseler, müteselsil bir borç ilişkisi söz konusu olmaktadır. Birden fazla borçlunun her biri, aynı alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı sözleşmesel olarak veya kanunen üstlenmiş iseler ve alacaklı tüm ifaya kadar borçluların her birinden borcun tamamını istemek imkanına sahipse boçlular arasında teselsülün varlığı kabul edilmektedir. FEYZİOĞLU, Feyzi Necmeddin, Cilt II, s: 302, s: 311 vd, SAYMEN, Ferit Hakkı / ELBİR, Halid Kemal, Türk Borçlar Hukuku I Umumi Hükümler, 2. Cilt, İsmail Akgün Matbaacılık ve Kitapçılık Müesseseleri, İstanbul 1958, s: 777 vd; Yine benzer açıklamalara göre, birden fazla kimse, alacaklıya karşı, aynı sebepten dolayı ve her biri borcun tamamı için asıl borçlu sıfatıyla borçlu olurlarsa müteselsil borçtan söz edilmektedir. Müteselsil borçlarda alacaklı, borcun ifasını borçluların hepsinden veya bir kısmından ya da yalnızca birinden isteyebilir. Borç tamamen ödeninceye kadar borçluların hepsi, kısmen ifada bulunanlar dahil, ifa ile yükümlü olmakta devam ederler. Böylece her borçlu borcun tamamını ifa etmekle yükümlüdür, alacaklı seçim hakkına sahiptir, borçlulardan birinin ifası oranında borç sona erer. TEKİNAY, Selahattin Sulhi / AKMAN, Sermet / BURCUOĞLU, Haluk / ALTOP, Atilla, Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt I, 5. Bası, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1985, s: 377 vd., s: 938, 939.Teselsül ve müteselsil sorumluluk hakkında ilave bilgi için bkz. KILIÇOĞLU, s: 575 vd ve s: 927 vd; EREN, s: 834 vd; TUNÇOMAĞ, I.Cilt, s: 334, s: 589 vd; NOMER, s: 220 vd, kn: 15 vd; KAPANCI, Kadir Berk, Müteselsil Sorumluluk, TBK m. 61-62, İstanbul Şerhi, Türk Borçlar Kanunu, Yürülük Kanunu, Cilt -1, Genel Hükümler (Ed. SEROZAN, Rona / ÖZ, Turgut / ACAR, Faru / GÖKYAYLA, Emre / DEVELİOĞLU, Murat), Vedat Kitapçılık, İstanbul 2018, s: 437- 495; İNAL, s: 752 vd; ayrıca Alman hukukunda konuya yönelik açıklamalar için bkz. SCHMIDT- KESSEL, Martin, Gläubiger und Schuldner: Mehrheit und Wechsel, J. von Staudingers Kommentar zum Bürgerlichen Gesetzbuch mit Einfuhrungsgesetz und Nebengesetzen, Eckpfeiler des Zivilrechts, Sellier – de Gruyter, Berlin 2005, s: 283 vd ; LARENZ, Karl, Lehrbuch des Schuldrechts Band I, Allgemeiner Teil, 14. Auflage, C.H.Beck’sche Verlagsbuchhandlung, München 1987, § 7 s: 631 vd; ESSER / WEYERS, Band II, Besonderer Teil, § 60 I 2, s: 612; BROX, Hans/ WALKER, Wolf- Dietrich, Grundrisse des Rechts, Allgemeines Schuldrecht, 32.Auflage, Verlag C.H.Beck, München, 2007, s: 404 vd; MEDICUS, Allgemeiner Teil, s: 363; FIKENTSCHER, s: 335; İsviçre hukukundan görüş ve açıklamalar için bkz. VON TUHR / ESCHER, Allgemeiner Teil des Schweiz. OR II, § 90, s: 297 vd; Avusturya hukukundan görüş ve açıklamalar için bkz. KOZIOL / WELSER, Bürgerliches Recht II, (2001), s: 130.

121

Tıbbi müdahaleler bağlamında çok sık gündeme gelmemekle beraber, bazı hallerde zarar, hukukun cevaz verdiği bir eylem neticesi de doğabilir. Zarar hukuka uygun bir eylem neticesi doğsa ve sonuç hukuka aykırı sayılmasa da, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince hakkaniyete uygun şekilde tazmini gerekebilir 382.

III. TIBBİ MÜDAHALE SÜRECİNDE TARAFLARIN HAK ve YÜKÜMLÜLÜKLERİ, HEKİMİN MESLEKİ ÖZERKLİĞİ

Önceki bölümlerde de söz edildiği gibi, hekim ile hasta arasındaki ilişki kamu

hizmeti, sözleşme, vekaletsiz iş görme, hatta haksız fiil gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Tıbbi müdahale ya da hekimlik sözleşmesi, diğer Borçlar Hukuku sözleşmeleriyle benzerlik göstermekle beraber, konusunu yaşam, sağlık ve beden bütünlüğüne yönelik müdahalelerin oluşturması nedeniyle yine de bazı farklılıklar taşımaktadır. Bu değerlere yönelik faaliyet gösteren hekimin, herhangi bir sözleşme tarafına göre çok daha özenli davranması beklenmektedir; çünkü diğer sözleşmelerde borca aykırı hareketler genellikle malvarlığına yönelik zararlara yol açarken, tıbbi müdahale sözleşmesine taraf olan hekimin borca aykırı eylem ve davranışları mal varlığı zararlarının yanı sıra ve çok daha önemli olarak şahıs varlığı zararlarına da yol açmakta ve bunların telafisi de çoğu zaman güç ya da imkansız olmaktadır 383. Buna mukabil hastanın da söz konusu menfaatlerinin yaşamı ve sağlığı olduğu düşünüldüğünde, ondan da sadece haklarını kullanırken değil, yükümlülüklerini yerine getirirken de aynı özen, hassasiyet ve titizliğin beklenmesi doğaldır. Taşıdığı önem ve özellikler nedeniyle, tıbbi müdahale sözleşmesi ile taraflara getirilen haklar,

382 Kimi zaman devletle birey, kimi zaman da bireyler arasında çıkar çatışmaları söz konusu olabilir. Bu çıkar çatışmaları karşılıklı yürütülen müdahalelerle somut görünüm biçimleri kazanırlar. Hukuk düzeni bu çatışmaları en az düzeyde tutma amacına uygun olarak, bazı çıkarları diğerlerine üstün tutmakta ve düşük saydığı çıkarın zarar verici müdahalelere katlanma yükümlülüğü bulunduğunu kabul etmektedir. Bu durumda üstün çıkarın korunmasını sağlayan müdahaleye katlanan diğer taraf bir fedakarlık göstermiş olmaktadır. Gösterilen fedakarlığın da üstün çıkar sahibi tarafından denkleştirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin kişinin uğramış olduğu zararlar bakımından yer bulmadığı hususunun da hatırlanması gereklidir. Detaylı bilgi ve açıklamalar için bkz. ULUSAN, İlhan, Medeni Hukukta Fedakarlığın Denkleştirilmesi İlkesi ve Uygulama Alanı, Ek Bölüm ile Güncelleştirilmiş 2.Tıpkı Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2012, s: 8. Oğuzman ve Öz de, fedakarlığın denkleştirilmesine yönelik olarak, bazı durumlarda hukuk düzeninin bir kimsenin herhangi bir kusuru olmayan bir başkasını zarara uğratmasına izin vermesine, yani zarar verici davranışta hukuka aykırılığı önleyen bir sebep olmasına rağmen , zarara katlanan kişinin fedakarlığına karşılık, zarar verenin bu zararı tazmin etmesi şeklinde bir tanımlama yapmaktadırlar. OĞUZMAN / ÖZ, Cilt II, s: 4. Fedakarlığın denkleştirilmesi hakkında kapsamlı görüş ve açıklamalar için bkz. ULUSAN, age. ayrıca ULUSAN, İlhan, Alman Kamu Hukukunda Fedakarlığın Denkleştirilmesi İlkesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt: 43, Sayı: 1-4, Yıl: 1977, s: 101-130.

383 AYAN, s: 50; REİSOĞLU, Seza, s: 10.

122

borçlar, yükümlülüklerin çoğunun aynı zamanda uluslararası anlaşmalar, kanun, tüzük, yönetmelik ve mesleki kurallarla da düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Bu yüzden, tarafların, hak ve borçları belirlenirken yalnızca sözleşme hükümleri değil, hukukumuz bağlamında, Biyotıp Sözleşmesi, Tababet Kanunu, TDN, HHY vb. yasal düzenlemelerin ve HMEK gibi meslek etiğine ilişkin düzenlemelerin, ayrıca ceza hukukundan kaynaklanan düzenlemelerin de dikkate alınması gereklidir. Hekimin de edimlerini yerine getirirken sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin yanı sıra bu kuralları da göz önünde tutması gerekmekte 384, hatta taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı hallerde dahi bu düzenlemeler uygulama alanı bulmaktadır 385.

Hekim sağlık hizmetini çeşitli tıbbi müdahalelerde bulunma suretiyle sunmaktadır. Hekimin tıbbi müdahalede bulunma yükümlülüğünden söz edildiğinde, aslında bu yükümlülüğün, iç içe geçmiş ve birbirini tamamlayan çok sayıda yükümlülüğü barındırdığını görmekteyiz. Çalışmamız bağlamında, hekimin tıbbi müdahalesine sınırlama getiren durumlar, bazen bu yükümlülüklerin bir ya da birkaçıyla ilişkili olabileceği gibi, bazen de hekimin yükümlülüğü, müdahalede bulunmaya yönelik değil, müdahaleyi üstlenmekten kaçınma veya tedaviyi durdurma gibi negatif bir yükümlülük şeklinde de ortaya çıkabilir.

Hekimin tıbbi müdahale sürecinde yalnızca yükümlülükleri değil, bunların yanı sıra birtakım hakları da söz konusudur. Hekimin haklarının bir bölümü aslında onun hastaya karşı yükümlülüklerini yerini getirmesini sağlamakta, en azından müdahalesini kolaylaştırmakta, bu nedenle aslında hekimden ziyade hastanın yararına nitelik taşımaktadır. Tarafların haklarının diğer tarafça ihlal edilmiş olması, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin doğrudan haklı gerekçesini oluşturamayacaktır. Ancak bu ihlal, bir tarafın kendi haklarını kullanmasına veya kendine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmesine engel oluyorsa, arada kurulmuş olan ilişkinin kısmen veya tamamen sona erdirilmesinin haklı sebebini oluşturabilecektir.

Hastanın hakları ve, her ne kadar hakları gibi açık şekilde metne dökülmemiş olsalar da, yükümlülükleri, genellikle hekimin yükümlükleri ve hakları içinde

384 AYAN, s: 50; GÜLEL, s:587. 385 GÜLEL, s: 585, 587.

123

karşılığını bulmakta, böylece tarafların hakları ve yükümlülükleri birbirini etkileyici ve tamamlayıcı bir rol oynamaktadır 386. Örneğin hastanın tedaviyi durdurma hakkını kullanması hekim açısından tedaviyi durdurma yükümlülüğü şeklinde tezahür etmekte ya da hasta hastalığıyla ilgili belirti ve bulguları bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, hekimin de öykü alma ve tanı koyma yükümlülüklerinin yerine gelmesi engellenmektedir. Bununla birlikte, hem hasta hem de hekimlere tanınmış hakların bir kısmı ise birbirlerine değil, ancak sağlık kurum ve kuruluşlarına ya da kamusal sağlık hizmetinin söz konusu olması halinde idareye karşı ileri sürülebilecek niteliktedir 387. .

A. Hekimin Hak ve Yükümlülükleri