• Sonuç bulunamadı

Hazret-i Omer (R.A.) vefat ettigi zaman, Abdullah b

Belgede ihyau 'ULOmI'D-DIN TERCUMESi (sayfa 63-67)

Mes'ud

hazretleri: «ilm:in onda doku?a gitti.w dedi;

bunun

iizeri-ne: "Aramizda halen btiyiik Sahabiler vavken nicin bbyle sbylersin.«

dediler.

Abdullah

b.

Mes'ud

da : «Ben bukiim ve fetva.

rim-lerini degil, ma'rifet-i ilahiyyeyi kasd ediyorum.» diyc cevab verdi. -Goriiyorsun, kelam ve cedel"den hie bp.hsetmemi^tir.

Ya

sana ne oldu da Hazret-i Omer'in vefati ile onda dokuzu giden iimi ogrenme-ge heves etmiyorsun. Halbuki Hazret-i Omer, keJam ve ccdcl

kapisi-m

kapami§, Kur'an'da muareze eden ayetlerden sordugu icin

D

a

-bi'a'yi kirbac. ile dogiip siirgiin etmi§ ve ihtilattan men'etm:§tir.

'(Alimlerin mc:-hurlan, fakihler ile kela.mcilardir.ji sbzune gelin-ce: BHmis. ol ki Allah

katmda

fazilet sahibi olmakla, insanlar arasin-da iin

almak

ayri seylerdir. Mesela :

Hazret-i Ebu Bekir

(R.A.)'in insanlar arasmdaki §bhreti, hilafetiyle, fazileti ise, kalbinde yerle§tirdigi ve biiyuttiigu sirr iledir..Hazret-i

Omer

(R.A.)'in insan-lar arasmdaki §bhreti adaletiyle ise de, fazileti, kendisiyle bsraber onda dokuzu giden, Allah bilgisiyle, riyasetinde halka §cfkat ve

ada-letiyle, Allah rizasnu aramasindadir.

Bu

da icinde sakh olan bir sirr'-dir. Diger gbriilcn islerinc gelince : Buniar, §bhret ve

nam

almagi

se-ven, mevkl'

kazanmak

icin gbsteris.

yapmak

isteyenlerde de goriilebi-lir ve bbylelikle sohret, tehlikeli §eyde, faziiet ise, (Allahu Teala'dan baska kimsenin bilemiyecegi gizlilik icindedir. Fakihler ile kelajnci-lar, halife, kadi ve diger alimler gibidir. Buniar bir kac kisma ayni-mi§tir. Bir kismi gbsteris. ve alayis. aramayip, ilim ve fetvasiyle ancak Allah nzasini ve Peygamberinin siinnetine

uymagi

ister. Buniar, Al-lahu Teala'mn kendilerinden r&zi oldugu kimselerdir. Allah

katmda-ki faziletleri de ilimlcriyle amel ettifeleri, fetvalanyla Allahu Teala'mn

1 inci KlTAB

2 nci BAB

AHIRET iLMlNtN KISIMLARI 05 nzasini istedikleri igindir. Her ilitti ameldir; ciinkii

kazamlmi$

bir i§-dir.

Ama

her amel, ilim dejjildir. Tabib bile, bilglsiyle Allah'a

yakla-§ir ve

bu

sayede sevab

kazamr;'bu

yakmlik din bilgisiyle degil, belki meslekl bilgisiyle cali§malannda Allah nzasini gaye edinmesiyledir.

Sultan da Allah icin, insanlarm idaresini deruhte ettigi icin Allah'm rizasma nail olur ve sevap kazamr.

Bu onun

din ilmini tekefful ettigi icin degil, ilminin geregiyle Allah icin amel ettigindendir.

Allahu Teala'ya

yaklasmanm

lie yolu vardir.

1)

Yalmz

ilim ile.

Bu

da mukagcfe ilmi'dir.

2)

Yalmz

amel ile, bu da sultanlann adaletle insanlan sevk ve idare etmesiyledir.

3} ilim ve amel ile.

Bu

da ahiret ilmini bilip i§lemekledir. Zira

bunun

sahibi

hem

alim ve

hem

de amildir.

Kiyamet

giinu hangi firkaya katilacagini du§iin! Muka§efe

er-babi olan alim-bi'llah arasinda mi, yoksa Allah icin amel edenlerle mi, yoksa her ikisiyle misin? Nasibini her iki firkadan da

almaga

ca-li§. Qunkii bu kuru bir

nam almak

icih olan taklidcilikten gok

daha

miihimdir. Nitekim §air soyliiyor :

ciGordiigiinii al,

duydugun

dedi -kodulardan vaz gee, giine§ par-.

larken zuhalden ne beklersin?».

§imdi sana gecmis, faklhlerin cyle giizel ahlaklanndan bahsede-cegiz ki, mezheplerini taklid edenlerin onlara nasil zuliim ettiklerini ve kiyamet giinii en biiyiik hasimlarimn onlar olacagmi anlami§

olacaksin.

Cunkii o imamlar, ilimleriyle,

ancak

Allah

nzasmi

kasd etmi§Ier-dir. Ahiret alimlerinin alameti

babmda

aciklanacagi gibi, onlann

ahi-ret alimi olduklan, hallerinden belli idi. Onlar,

yalmz

fikh alimi degil, kalb ilmi ve kalb murakabesile de ugra§irlardi. Fakat her biri tek ba§ina bir fakih olan Sahabe-i kirami fikha dair eser

yazmaktan ahkoyan

mani'ler

imamlarm

da kalbe dair eser

yazmalanna

engel oImu§tur.

Bu

mani'ler

ma'lum

olduklanndan aciklanmalarma

luzum

yoktur.

§imdi biz islam fakihlerinin hallerini acikliyacagiz. Fakat, sozlerimizden de anlasdacagi gibi, gayemiz onlara

gatmak

degil, gd-runu§de onlann mezheplerini taklid ettikleri halde, amel ve ahlakla-riyle onlara muhalefet edenlerin vaziyetini agiklamaktir.

Fikh ilminin reisi olup pek cok etbai bulunan,

mezhep

alimleri,

bestir. Bunlar:

Safi'i, Malik, Ahmed

b.

Hanbel,

E

i>

u Hanlfe

ve

Sufyan-i Sevri'

dirler. (Allah

rahmet

etsin).

Bunlarm

her biri abid, zahid, ahiret alimi ve diinyaca

halkm

F. 5

66 1HYAU -ULUMlD- DlN

Cilt : 1

RUffU'L - IbADAT

muhtag

oldugu fikh alimi idi.

Bu

fikh ilmi ile de,

ancak

Allah riza-sini dileyen kimseler idi.

Zamamn

fakihleri §u bes. hasletten, yalniz

fikhm

teferm'atinda miibalaga ederek paealan sivamakla onlara uydular.

Qunku

diger dort haslet, yalniz ahirete yarar,

bu

bir haslet ise

hem

diinya ve

hem

ahirete yarar. Eger bununla ahiret kasd edilirse, dunyaliga olan kari azalir. iste

zamamn

fakihleri §u be§ hasletten yalniz fikh'm teferru-atiyle me§gul oldular; bununla beraber o

imamlara

benzediklerini id-dia ettiler, nerde muhafiz bekcUer, nerde

muhafiz

melekler?.., i§te aradaki fark.

O imamlann

fikh'daki bilgileri apagik meydandadir. Biz diger dort hasletlerine delalet eden hallerini anlatalim:

I

M A M

§

A F

1 'i

§u

rivayet

Imam

Sjfafi'i (Allah

rahmet

etsin)'nin abid olduguna

bir delildir:

Merhum,

geceyi uce taksim eder, bir

kismim

ilim, diger

kismim

ibadet ve diger

kismim

da

uyku

ile gegirirdi. Rebl'i diyor ki : «Hepsi

namazda olmak

§artiyle

imam

§afi'i

Ramazan-i

§erifde

altmis, hatim indirirdi. Buveyti

onun

talebelerinden idi. Hocasi

§a-fi'i'ye uyarak o da Ramazan-i §erifte her

gun

bir

hatim

indirirdi."

Hiiseyn-i Kirabisi diyor ki: «Bir gok geceler

imam

§afi'i ile bir arada bulundum, gecenin ugte ikisini

namaz

ile gegirirdi ve elli ayeti geg-mezdi, elli ayeti gegince yuz ayete gikardi.

Rahmet

ayeti gelince, ken-disine ve biitun musliimanlara

rahmet

dilerdi.

Azab

ayeti gelince kendisi ve btitun musliimanlar igin kurtulus. dilerdi, korku ve limit kendisinde toplanmi§ti.» Gecenin iigte ikisini

namaz

ile gegirdigi hal-de elli ayetten

yukan

gegmemesi, Kur'an-i Azim'in inceliklerini

bil-mesinin ve bunlari dii§unmesinin bir delilidir.

imam

§afi'i (R.A.)

buyurur ki:

«On

alti senedir doyasiya

yemek

yemedim, gunkii doya-siya

yemek

yemek, bedene agirlik verir, kalbi katila§tinr, zekayi

kay-bettirir,

uykuyu

geker ve sahibini ibadetten alikor.»

Toklugun

afetle-rini anlatan hikmetine, sonra ibadetteki cehd

u

gayretine

bak

ki,

bunun

igin yemegi azaltmi§tir. Nitekim aibadetin ba§i az yemektir.n denilmi§tir.

Imam

§afi'i diyor:

«Ne

yalan ne de dogru omriimde bir defa Allah'a

yemin

etmedim.n Bu,

onun

Allah'a saygismin ve Allahu Teala'nm yuceligine ve kudretine olan bilgisinin acik bir delilidir.

Bir defa kendisine bir mes'ele soruldu; sukut etti. «Nigin sustun?»

sualine cevap olarak: «Fazlletin sukutta mi, cevapta mi, rierede

ol-dugunu

anlayincaya kadar sukutu tercih ettim.n dedi. Fakihlere en ziyade musallat olan ve zaptedilmekte en gok isyan eden «DtL»

ol-dugu

halde,

bak

ki dilini nasil

murakabe

altina almi§tir.

Bundan

an-1 inci KITAB

2 nci BAB

IMAM SAFtt ' 67 lasdiyor ki,

Imam

§afi'i'nin

konusmasi

da, siikutu da ancak sevap

kazanmak

igin Idi.

Ahmed

b.

Yahya

b. Vezir diyor ki: «Misir'm

Kan-diller <par§isinda

imam

§afi'i.ile gezerken, biri alimin biri hakkinda liizumsuz sozler sarfediyordu.

Bunu

goren £?afi'i bize donerek:

«Bu

gi-bi herze sozlerden dilinizi

korudugunuz

gibi, kulagunzi da koruyun;

c.unku dinleyici, sbyleyicinin ortagidir.

Fena

insanlar kendi iglerinde-ki kOtii geyleri sizin gonullerinize

aktarmak

isterler.

Fena

insanlarm

sozlerini dinleyenler giinahkar oldugu gibi, dinlemeyip reddedenler saadete ererler.n dedi.»

imam

§afi'i diyor ki: «Hakimin biri, digerine yazdlgi mektubda:

"Bilgini isyan ile kirletme, sonra bilginler, ilmin aydinhgiyla

yolla-nna devam

ederken, sen isyaninm karanhgi i£inde kahrsin."

demek-tedir.x

Imam

§afi'i : «Kalbinde, Allah sevgisiyle, diinya sevgisini topla-yabildigini iddia eden yalancidir.» (Qiinku bir gonulde iki a§k ola-maz.) buyuruyor.

Humeydi

naklediyor:

«imam

§afi'I bazi valilerle

Yemen'e

ve oradan da

on

bin dirhem hargiik ile Mekke'ye gitti. Sehir di§inda kendisine bir gadir kurdular. Ziyaretine gelenlere, parayi

ta-mamen

dagitmadan oradan aynlmadi. Bir def'a da

hamamciya

biiyiik ban§i§ler vermistir.

Du§en

karrujismi kendisine verene de elli dinar vermisti.» Buttin bunlar

onun

comertligini gosterir ki,

buna

benzer

daha

nice comertlikleri vardir. Ziihd'un basi da cijmertliktir. Qunkii bir §eyi seven

ondan

ayrilmaz, malini infak eden, diinyahgi kiigiim-seyen kimsedir. iste ziihd'un gercek manasi da budur.

imam

§afi'i'nin kuvvetli ziihdune, Allah'dan son derece

korktu-guna

ve biitiin mesjgalesinin ahiret olduguna, §u rivayet gok a$ik bir delildir : «Bir

gun

Siifyan h. Uyeyne, rakik bir hadis rivayet ederken,

dayanamiyan

Sjjafi'i bayildi.

Bunu

gorenler, Uyeyne'ye, Ejjafi'i oldii de-diler.

Uyeyne

: «Eger oldii ise,

zamanin

en faziletli

insam

olmus-tur.» dedi» Bir de Abdullah b.

Muhammed

el-Belva'dan §u rivayet nakl olunuyor : nNebate'nin oglu

Omer

ile abid ve zahidlerden bahseder-ken,

6mer

bana,

"Muhammed

b. idris-i §afi'i kadar (R.A.) supheli geylerden kafinan ve fasih

konu§an

bir insan gormedim." dedi..»

Yine bir

gun

ben, §afi'i ve Lebil'in oglu Haris Safa tepesine $ik-mi§, duruyorduk. Salih el-Mura'nin talebesi oian Haris,

yamk

sadasi

ileKur'an-iKerim'den :

itBugiin nutuklan tutulacagi giindiir. tzin de verilmez ki, Sziir di-leyeler.n (77-Murselat : 35- 36)

68 IHYAU 'ULUMI'D -DIN

Cilt : 1

RUB'U'L - IbADAT

Ayet-i celilesini

okuyunca imam §afi'i'ye

baktim; rengi

Belgede ihyau 'ULOmI'D-DIN TERCUMESi (sayfa 63-67)