• Sonuç bulunamadı

I. III Ġlmî Ortam

1.1. HAYATI

Tarih ve tabakat kaynakları, Vâhidî‟nin hayatı hakkında önemli bilgiler içermektedir. Bunun dıĢında Vâhidî ile ilgili bilgileri kendi eserlerinde de bulabilmekteyiz. Nitekim onun en önemli eseri olan el-Basît adlı tefsirinde bu bilgilerin büyük bir kısmına ulaĢılabilmektedir.

1.1.1. Ġsmi, Nisbesi ve Künyesi

Vâhidî‟nin nisbesi ve künyesi ile birlikte tam adı Ebû‟l-Hasan Ali b. Ahmed b. Muhammed b. Ali b. Mettûyî en-Nîsâbûrî eĢ-ġafi„î el-Vâhidî‟dir.99

99

Ebû'l-Kâsım „Alî b. Hasan b. „Alî b. Ebi't-Tayyib el-Bâherzî, Dumyetu‟l-Kasr ve „Usâretu

Ehli‟l-„Asr, (Thk. Muhammed Altunci), Dâru‟l-Cîl, Beyrût, 1993, II, 1017-1020; Yâkût el-

Hamevî, Mu„cemu‟l-Udebâ, IV, 1659-1664;Kazvînî, Abdulkerîm b. Muhammed er-Râfîî, et-

Tedvîn fî Ahbâri Kazvîn Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrût, 1987, I, 140. el-Yemânî,

Abdulbaki b. „Abdulmecîd, ĠĢaretu‟t-Ta‟yîn fî Terâcimi'n-Nuhati ve'l-Lugaviyyîn, (Thk. Abdulmecîd, Diyab), Suudi Arabistan,1986, s. 209; Vâhidî, Ebû‟l-Hasan „Alî b. Ahmed b. Muhammed, el-Vecîz fî Tefsîri‟l-Kitâbi‟l-„Azîz, (NĢr. Safvan „Adnan Davûdî), DimaĢk- Beyrût, 1995, I,11; Vâhidî, el-Vesît fî Tefsîri‟l-Kur‟âni‟l-Mecîd, (Thk. „Adil Ahmed „Abdulmevcûd-„Alî Muhammed Muavvid vd.), Beyrût 1994. I, 22. Vâhidî, Kitâbu‟d-Da„âvât

ve‟l-Fusûl, (Thk. „Adil el-Ferîcât), DimaĢk, 2008,s.21; Vâhidî, el-Vesît fî‟l-Emsâl, (Thk.

„Afîf Muhammed „Abdurrahmân), Kuveyt, 1975, s.5; Kehhâle, „Umer Rıda, Mu„cemu‟l-

Muellifîn, DimaĢk, 1957, II, 400. Subkî, a.g.e., V, 240-243; Ġbnu‟l-Kiftî, Ebû‟l-Hasan

Cemâluddîn Ali b. Yûsuf, Ġnbâhu‟r-Ruvât Alâ Enbâhi‟n-Nûhât, (Thk. Ebû‟l-Fadl Muhammed), Beyrût-Kâhire, 1986, II, 223-225; Ġsmâ„il BaĢa el-Bağdâdî, Hediyyetu‟l-

„A„rifîn Esmâul- Muellifîn ve Asâru‟l-Musannifîn, Dâru Ġhyâi‟t-Turâsi‟l-„Arabî, Beyrût,

1951, I, 350; ġemsuddîn Muhammed b. „Alî ed-Dâvûdî, Tabakâtu‟l-Mufessirîn, Beyrût, Tarih Yok, I,394-396; Kays Âl-i Kays, el-Ġraniyyûn ve‟l-Edebû‟l-'Arabî, Muessesetu‟l- Buhûs ve‟t-Tahkîkâti‟s-Sikâfîyye, Yrs. Tarih Yok. I, 238; Zehebî, el-„Ġber, II, 324; Ġbnu‟l- „Ġmâd, a.g.e., V. 292; Zehebî, Siyeru A„lâmi‟n-Nubelâ, XVIII, 339; Zehebî, Târîhu‟l-Ġslâm

ve Vefeyâtu‟l-MeĢâhîr ve‟l-„Alâm, XXXI, 258-260;Vâhidî, Ebû‟l-Hasan „Alî b. Muhammed, Esbâbu‟n-Nuzûl, (Thk. Kemal Besyûnî Zağlûl), Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrût, 1991, s.5;

Fîrûzâbâdî, Mecduddîn Muhammed b. Ya„kûb, el-Bulğe fî Terâcimi Eimmeti‟n-Nahvi ve‟l-

Luğa, (Thk. Muhammed el-Mısırî), Dâru‟s-Sa„diddîn, DimaĢk, 2000, s. 200; Vâhidî, Ebû‟l-

Hasan „Alî b. Muhammed, Esbâbu‟n-Nuzûl, (Thk. Mahir Yasin el-Fehl), Dâru‟l-Meymân, Riyad, 2005, s.13; Ġbn Kunfuz, Ebû‟l-„Abbas, Ahmed b. Hasan b. „Alî b. Hatib el-Kustântinî,

el-Vefeyât, (Thk. „Adil Nuveyhid), Dâru‟l-Afaki‟l-Cedîde, Beyrût, 1983, s. 253; es-Safedî,

Ebû‟s-Safâ (Ebû Saîd) Salâhuddîn Halîl b. „Ġzziddîn Aybek b. Abdillâh, el-Vâfî bi'l-vefeyât, Dâru Ġhyâi‟t-Turâsi‟l-„Arabî, Beyrût, 2000. XX, 101;Yâfî„î, Ebû Muhammed Abdullâh b.

23

Vâhidî‟nin nisbesi hakkında değiĢik rivayetler vardır. Bazı tarihçiler yukarıdaki nisbeyi tam bir Ģekilde verirken bazıları da “Ebû‟l-Hasan Ali b. Ahmed el-Vâhidî” nisbesiyle yetinmektedir.100 Zehebî (ö. 748/1348) ise Ali b. Ahmed en- Nîsâbûrî” nisbesini zikretmektedir.101 Yafı„î (ö. 768/1367) gibi bazı tarih ve tabakat yazarları da Ali b. Ahmed el-Vâhidî en-Nîsâbûrî” nisbesini tercih etmektedir.102

Ġbn Esîr (ö. 630/1233) ise el-Kâmil adlı meĢhur eserinde Vâhidî‟nin ilk dedesi olan “Ali‟yi” onun nisbesinden düĢürerek “Ebû‟l-Hasan Ali b. Ahmed b. Mettûyî el- Vâhidî” Ģeklinde dile getirmektedir.103 Ebû'l-Fidâ (ö. 732/1331) da Vâhidî‟nin Muhammed ve Ali adlı dedelerini nisbesinden düĢürerek “Ebû‟l-Hasan Ali b. Ahmed b. Mettûyî el-Vâhidî” Ģeklinde bir ifadeyi tercih etmektedir.104 Müfessire ait olan “Vâhidî” nisbesi onun Vâhid b. ed-Dîl b. Muhre adlı atasından gelmektedir. Muhre, Araplar arasında büyük bir Ģöhrete sahip olan Kudâ„a kabilesinin bir koludur.105 Ġbnu‟l-Kiftî (ö. 646/1248), her ne kadar müfessir Vâhidî‟yi Ebû‟l-Huseyn künyesi ile anmıĢsa da onun doğru ve meĢhur olan künyesi Ebû‟l-Hasan‟dır.106

Müfessirin en meĢhur nisbesi Vâhidî olduğu halde bazı tarihçiler, Vâhidî‟yi dedesi Mettûyî‟ye nisbet etmiĢlerdir.107

Bundan dolayı Theodor Nöldeke (ö. 1930) ve Carl Brockelmann (ö. 1956) gibi bazı oryantalistler bu nisbe ile Hristiyan geleneğinde Ġncil‟in yazarı olarak bilinen Matta arasında bağ kurup Vâhidî‟nin

Es„ad, Mir‟âtu‟l-Cenân ve „Ġbretu‟l-Yakzân, Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrût 1997, III, 74; Ziriklî, a.g.e., IV, 255; Ġbn Tağrîberdî, a.g.e., VII, 105; Hasan, Ġbrâhîm Hasan, a.g.e., IV, 421; Hârûn, „Abdusselâm Muhammed, Mu'cemu Mukayyedâti Ġbn Hallikan, Mektebetu‟l-Hânci, Kâhire, 1987, s.345; „„Abdurrahmân, b. Hasan b. „Abduh el-Bârkiyyî, en‟Nahvu fî‟l-Vesît li‟l-Vâhidî, Mekke, 2005, s. 2; Mirza Muhammed Bâkır Hânsârî, Ravdâtu‟l-Cennât, Beyrût, 1991, V, 501; Ebû‟l-Hayr ġemsuddîn Muhammed b. Muhammed

b. „Alî b. Yûsuf el-Cezerî, Gâyetu‟n-Nihâye fî Tabakâti‟l-Kurrâ, Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrût, 1932. I, 463; Ebû‟l-Fadl Celâluddîn „Abdurrahmân b. Ebî Bekr b. Muhammed el- Hudayrî es-Suyûtî eĢ-ġâfîî, Tabakâtu‟l-Mufessirîn, (Thk. „Alî Muhammed „Umeyr), yrs. 1972, s. 78; Ebû Bekr b. Hidâyetillâh el-Kûrânî el-Merîvânî el-Huseynî, Tabakâtu‟Ģ-ġâfî„iyye (NĢr. „Adil Nuveyhid), Dâru Ġhyâi‟t-Turâsi‟l-„Arabî, Beyrût, 1982, s. 168; Ebû‟l-Fîdâ, „Ġmadeddin Ġsmâi„l b. Efdal „Alî b. Mahmûd, el-Muhtasar fî Ahbâri‟l-BeĢer, Mısır, Tarih Yok. I, 192; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Târîhi, Ġstanbul, Tarih Yok. I,425-427. 100

Bâherzî, a.g.e., II, 1017-1020 101 Zehebî, el-„Ġber, II,324. 102 Yâfî„î, a.g.e., III, 74. 103

Ġbnu‟l-Esîr, el-Kâmil fî‟t-Târîh, XI, 411. 104

Ebû‟l-Fîdâ, el-Muhtasar fî Ahbâri‟l-BeĢer, II, 192.

105 Ġbn Hallikân, Vefeyâtu‟l-A„yân ve Enbâu Ebnâi‟z-Zamân, III, 304;Yâfî„î, a.g.e., III, 74. 106 Ġbnu'l-Kiftî, a.g.e., II, 223-225;Mehdî, a.g.e., 55; Rıdvan, „Umer Ġbrâhîm, el-Vâhidî ve

Menhecuh fî Tefsîrihi el-Basît, Cami„atu‟l-Medînetu‟l-„Alemiyye, Malezya, 2011, s. 4.

107

Ġzzeddin, Ġbnu‟l-Esîr el-Cezerî, el-Lubâb fî Tehzîbi‟l-Ensâb, Mektebetu‟l-Musennâ Bağdat, Tarih Yok. III,162; Ġbn Mâkûlâ, Ebû Nasr „Alî b. Hibetillâh el-„Ġclî el-Ġkmâl fî Ref„i‟l-

Ġrtiyâb „ani‟l-Mu‟telif ve‟l-Muhtelif mine‟l-Esmâi ve‟l-Kunâ ve‟l-Ensâb. Dâru‟l-

24

Hristiyan kökenli bir aileye mensup olduğunu ileri sürmüĢlerdir. Bu oryantalistlerin tarih ve tabakat kitaplarındaki yaygın nisbeyi dikkate almadan söz konusu iddiayı dillendirdikleri görülmektedir. Nitekim, hiçbir eserde Mettûyî nisbesi Vâhidî nisbesinden ayrı ve tek baĢına kullanılmamıĢtır. Bunun dıĢında Mettûyî nisbesi sadece Vâhidî için kullanılan bir nisbe de değildir. Nitekim tarih ve tabakat kaynaklarında bu nisbe ile anılan bir çok âlim vardır.108 Kanaatimize göre oryantalistlerin Mettûyî nisbesine sahip bunca alim içerisinde özellikle Vâhidî‟yi ele almaları ve nisbesinden dolayı onu Hristiyan kökenli saymalarının arka planında, Vâhidî‟nin hizmetlerini gölgelemek ve onu Ġslâm aleminin gözünden düĢürmek düĢüncesi yatmaktadır.

1.1.2. Doğumu

Yaptığımız araĢtırma neticesinde Vâhidî‟nin doğum tarihiyle ilgili net bir bilgiye ulaĢamadık. Aslında bu husus sadece Vâhidî için geçerli olan bir Ģey değildir. Aynı durum bir çok âlim için söz konusudur.109

Fakat Zehebî‟nin, müfessirin doğum tarihine iĢaret ettğini görmekteyiz. Nitekim O, Vâhidî‟nin yaĢlanmıĢ bir vaziyette yetmiĢ yaĢlarında 468/1076‟de vefat ettiğini söylemektedir.110

Zehebî‟nin bu açıklamasından müfessirin doğum tarihinin yaklaĢık 398/1006 olduğu söylenebilir.111

a- Ailesi

Müfessirin ailesiyle ilgili fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Tabakat yazarları, onun hayatına değinirken “Tüccar bir ailenin oğludur” demektedirler. Bundan onun babası Ahmed b. Muhammed (ö.?)‟in ticaretle uğraĢtığı anlaĢılmaktadır.112

Kaynaklarda verilen bilgilere göre, Vâhidî‟nin ailesi Rey ve Hemedan arasında bulunan Save Ģehrinde ikamet etmekteydi. Save‟nin yakınlarında Ave denilen baĢka bir Ģehir vardı. Save halkı Sünnî, Ave halkı ise ġiaya mensup idi.

108 Suyûtî, Ebû‟l-Fadl Celâluddîn „Abdurrahmân b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayrî eĢ-ġâfîî,

Lubbu‟l-Elbâb fî Tehzîb i‟l-Ensâb, yrs. Tarih Yok. s. 201.

109 Ġbn Tağrîberdî, a.g.e., VII, 105; Ġbnu‟l-Kiftî, a.g.e., II, 223-225; Suyûtî, Tabakâtu‟l-

Mufessirîn, s. 78; Subkî, Tabakâtu‟Ģ-ġâfî„iyyeti‟l-Kubrâ, V, 240-243; ZemahĢerî Ebû‟l-

Kâsım Mahmûd b. „Umer b. Muhammed el-Hârizmî, el-Multekât li‟z-ZemahĢerî min

ġerhi‟l-Vâhidî Ala ġ„iri‟l-Mutenebbî, (Thk. Mevda „Abdullâh), Suudi Arabistan, 1996, s.

31.

110 Zehebî, Siyeru A„lâmi‟n-Nubelâ, XVIII, 339; Zehebî, el-„Ġber, II,324; Ġbnu‟l-Esîr, el-Kâmil

fî‟t-Târîh, XI, 411;Vâhidî, Esbâbu Nuzuli‟l-Kur‟ân, (Thk. Zeğlûl Kemal Besyûnî, Dâru‟l-

Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrût, 1991, s. 5. 111 el-Bârkiyyî, a.g.e., s. 2.

112 Subkî, Tabakâtu‟Ģ-ġâfî„iyyeti‟l-Kubrâ, V, 240-243; Ġbnu‟l-Kiftî, a.g.e., II, 223-225; Ġsmâ„il BaĢa, a.g.e., I, 350; Ġbnu‟l-„Ġmâd, a.g.e., V. 292; Ġbn Tağrîberdî, a.g.e., VII, 105.

25

Aralarında sürekli mezhep çatıĢmaları olmaktaydı. Büyük ihtimalle bu tür sebeplerden olacak ki Vâhidî‟nin ailesi Save Ģehrini terk edip Horasanın incisi, bölge ticaretinin kalbi konumunda ve ticaret kervanlarının uğrak yeri olan Nîsâbûr‟a gelmiĢtir.113

Bunun için Vâhidî‟nin babası da ticaretle ilgilenmeyi yeğlemiĢtir. Bununla birlikte babası, ilimden de uzak durmamıĢtır. Nitekim Vâhidî ve diğer iki kardeĢi de ilimle meĢgul olmuĢlardır. Bunu da babalarının ilme olan ilgisine bağlamak gerekmektedir.114

Kaynaklarda Vâhidî‟nin diğer aile bireyleri hakkında verilen bilgi pek doyurucu olmamakla birlikte genellikle Vâhidî için “üç kardeĢten biri” diye bahsedilmektedir. Zehebî, Vâhidî‟nin ağabeyi olan Ebû‟l-Kâsım Abdurrahmân (ö. 487/1094)‟dan eĢ-ġeyh el-muhaddis el-fakîh diye bahseder. Zehebî, ayrıca Ebû‟l- Kâsım Abdurrahmân‟ın kardeĢi Vâhidî‟nin de istifade ettiği Ebû Tâhir Muhammed b.Muhammed b. MahmiĢ b. Ali b. Eyyub ez-Ziyâdî (ö. 410/1020), Yahyâ b. Ġbrâhîm el-Müzekkî (ö. 432/1040) ve Ebû Bekr el-Hîrî (ö.?) gibi hocalarının isimlerini de vermektedir. Bunun dıĢında Zehebî, Ebû‟l-Kâsım Abdurrahmân‟ın doksan yaĢlarında 478/1086 senesinde vefat ettiğini de dile getirmektedir.115

Zehebî‟nin aktardığı bu bilgilerden anlaĢılıyor ki Ebû‟l-Kâsım Abdurrahmân, kardeĢi Vâhidî ile birlikte bazı hocalardan ortak istifade etmiĢtir.116

Vâhidî‟nin küçük kardeĢi Ebû Bekr Saî„d b. Ahmed (ö.?) ise ticaretle meĢgul olmuĢ ve âlimlerin sohbetinde bulunmuĢtur. Gayet dindar, nezih ve emin bir insan olan Sa„îd‟in asıl mesleği komisyonculuk idi.117 Sa„îd, diğer iki kardeĢi gibi ilimle iĢtigal edememiĢtir. Bunun için bazı kaynaklar sadece onun ismini vermekle yetinmiĢtir.118

b. Çocukluğu

Kaynaklar, Vâhidî‟nin çocukluk ve gençlik yılları hakkında kayda değer bir bilgi vermemektedir. Bunların bir kısmı sadece “çocukluk ve gençlik yıllarını ilim

113 Vâhidî, et-Tefsîru‟l-Basît, (NeĢredenin mukaddimesi), I,23. 114 Mehdî, a.g.e., s.57.

115 Zehebî, Siyeru A„lâmi‟n-Nubelâ, XVIII, 342-343. 116

Mehdî, a.g.e., s.57.

117 Vâhidî, el-Vecîz fî Tefsîri‟l-Kitâbi‟l-‟Azîz, (NeĢredenin mukaddimesi), I,12.

118Zehebî, Siyeru A„lâmi‟n-Nubelâ, XVIII, 343; Vâhidî, et-Tefsîru‟l-Basît, (NeĢredenin mukaddimesi), I,23.

26

tahsilinde harcadı” Ģeklinde verdiği bilgilerle yetinirken119

diğer bir kısmı da bu tür bilgilere ilaveten ilk tahsil hayatının baĢlangıcına da değinmektedir.120

Buna göre Vâhidî, hem zengin bir ailede yetiĢmesini hem de Nîsâbûr‟un ilim ve kültür havzası oluĢunu fırsat bilmiĢ ve daha erken yaĢlardan itibaren kendini ilim tahsiline vermiĢtir.

1.1.3. Yaptığı Görevler

Vâhidî, uzun bir öğrenim hayatından sonra, Nîsâbûr ve çevresindeki medreselerde ders vermiĢ ve bir çok talebenin yetiĢmesinde katkıda bulunup kısa sürede büyük bir üne kavuĢmuĢtur.121

Kaynaklarda Vâhidî‟nin resmi bir görev olarak devlete ait medreselerde müderrislik yaptığına dair herhangi bir kayda rastlamıĢ değiliz.122

Fakat Vâhidî‟nin Nîsâbûr‟daki Nizâmiyye medresesinde müderrislik yaptığı tahmin edilmektedir. Zira kaynakların belirttiğine göre, hem Nizâmülmülk hem de kendisi gibi vezirlik görevi yapmıĢ olan kardeĢi Ebû‟l-Kâsım, Vâhidî‟yi yakından tanıyıp biliyorlardı. Nitekim kaynakların çoğu bunların Vâhidî‟ye karĢı hürmetkâr bir tavır takındıkları ve ona çeĢitli ikramlarda bulunduklarını nakletmektedirler. Bununla birlikte Nizâmülmülk onun öğrencisi olan Ebû‟l-Kâsım Yûsuf b. Ali b. Cebbare el-Mağribî el-Huzelî(ö.?)‟yi müderris olarak tayin etmiĢtir. Bütün bunları göz önüne aldığımızda, Nizâmiyye medreselerinin kurucusu olan ve aynı zamanda Vâhidî‟yi tanıyıp bilen Nizâmülmülk‟ün, Nîsâbûr‟daki Nizâmiyye medresesinin öğrencilerini Vâhidî‟nin ilminden mahrum bırakmıĢ olması düĢünülemez. 123

1.1.4. Mezhebi

Kaleme aldığı eserlerinde Ģiddetli bir Ģekilde Ehl-i Sünnet savunuculuğunu yapan Vâhidî, Nîsâbûr ve çevresindeki insanların büyük çoğunluğu gibi amelde ġafi„î„ itikatta ise EĢ„arî idi.124

Nitekim kendisi MüĢebbihe, Kaderiyye, Cehmiyye

119

TaĢköprizâde Ġsâmuddîn Ahmed b. Mustafa, Miftâhu‟s-Sa„âde ve Misbâhu‟s-Siyâde fî

Mevdû„âti‟l-„Ulûm, Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrût 1985, II, 57.

120 Yâkût el-Hamevî, Mu„cemu‟l-Udebâ, IV, 1660. 121 Zehebî, Siyeru A„lâmi‟n-Nubelâ, XVIII, 339. 122 Mehdî, a.g.e., s.72.

123

Fârisî Ebû‟l-Huseyn Abdulğâfîr b. Muhammed b. Abdulğâfîr b. Ahmed el-Muntahâb Mine‟s-

Siyâk li Târîhi Nîsâbûr, (Thk. Muhammed Ahmed Abdulaziz), Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye,

Beyrût, 1989, s. 490; Mehdî, a.g.e., s. 72. 124 Ġbnu‟l-‟Ġmâd, a.g.e., V,127.

27

gibi batıl fırkalara karĢı eleĢtirel bir tutum sergilemiĢtir.125 Eserlerinden de anlaĢıldığı kadarıyla, bu tür fırkaların, Ehl-i Sünnet akidesinde gedik açmalarını önlemeye çalıĢmıĢtır.126

1.1.5. Vefatı

Vâhidî, hayatının sonlarına doğru, uzun süreli ağır bir hastalığa yakalanmıĢ127 ve 468/1076 senesinde yetmiĢ yaĢlarındayken Nîsâbûr‟da vefat etmiĢtir.128

Zehebî,

Siyeru A„lâmi‟n-Nubelâ isimli eserinde Vâhidî‟nin ileri yaĢlarda 468/1076‟de vefat

ettiğini söylemektedir.129

el-„Ġber fî Haberi men Ğaber adlı eserinde de Vâhidî‟nin yetmiĢ yaĢlarında vefat ettiğini dile getirmektedir.130

Vâhidî‟nin vefat tarihi Ġbn Tağrîberdî‟nin en-Nucûmu‟z-Zâhire fî Mulûki Mısır ve‟l-Kâhire adlı eserinde 469/1077olarak geçmektedir. 131 Ancak diğer kaynakların hepsinde müfessirin vefat tarihi 468/1076 olarak verilmektedir.