• Sonuç bulunamadı

Tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede taraflar, TBK‟nın 31 vd. maddelerinde öngörülen beyan veya saik hatalarının tümüne düĢebilir. Fakat tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bakımından özellik arz eden ilk hal, tarafların sözleĢmenin “tam” üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olduğu konusunda hataya düĢmesidir. Bu durum TBK md. 31/1/1‟de, “yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için

iradesini açıklamışsa” Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Taraf iradelerine öncelik veren TBK

md. 129/2 çerçevesinde, taraf iradelerinin tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢme kurmaya yönelik olması için, lehdarın bu sözleĢmeden bağımsız bir alacak hakkı kazanmasını amaçlamıĢ ve bu sonucu anlamıĢ olmaları gerekir60. SözleĢmenin taraflarından biri, gerçek iradesinin bu yönde olmaması nedeniyle hataya düĢmüĢ olabilir. Bu halde lehdara ifada bulunmayı kabul eden tarafın gerçek iradesi, eksik

59

Kılıçoğlu-Yılmaz, s. 1763. BGB‟nin irade sakatlığına dair hükümlerinin üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bakımından da uygulama alanı bulacağı yönünde bkz. Schlechtriem/Schmidt/Kessel, s. 325.

83

üçüncü kiĢi yararına sözleĢme yapmak yönündedir. Oysa tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede lehdara bağımsız bir alacak hakkı kazandırıldığı için, niteliği eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmeye nazaran oldukça farklıdır61

. Bu durumda hataya düĢen taraf, TBK md. 31 bu durumu esaslı hata kabul ettiği için, sözleĢmeyi iptal edebilir. Fakat TBK md. 34/2 hükmü çerçevesinde, eğer karĢı taraf sözleĢmeyi hataya düĢen tarafın aslında kastettiği anlamda kurmayı kabul ederse, sözleĢme eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olarak geçerliliğini korur62

.

Tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede hata bakımından özellik arz eden bir diğer durum, vaadeden veya vaadettirenin lehdarın kiĢiliği veya niteliğinde hata yapması halinde ortaya çıkar. TBK md. 31 esaslı sayılan beyan hatalarını tahdidi olmayan bir Ģekilde sıralamıĢtır. Bu hükmün 3. bendinde “yanılan, sözleşme yapma iradesini,

gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına açıklamışsa” ifadesi

kullanılarak sözleĢmenin karĢı tarafının kiĢiliğinde hata hali düzenlenmiĢtir. Hükmün 4. bendinde ise, “yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi

dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa” ifadesi kullanılarak

sözleĢmenin karĢı tarafının niteliğinde hata hali düzenlenmiĢtir. Hükmün lafzı açıkça sözleĢmenin “karĢı tarafının” kiĢiliği veya niteliğini ifade etmektedir. Oysa

sözleĢmenin bir katılanı olan lehdarın kiĢiliği ve niteliği de en az taraflarınki kadar önemlidir. Zira lehdar sözleĢmenin amacının merkezinde oturur. Bu nedenle

öğretide, bu iki halin sadece sözleĢenler bakımından değil, sözleĢmede lehdar olarak

61 Akyol, s. 10; Bärtschi, s. 248; Berner Kommentar/Weber, OR 112, N. 6. 62

Kanımızca yanılan vaadeden ise, vaadettirenin sözleĢmeyi TBK md. 34/2 doğrultusunda eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olarak ayakta tutmayı kabul etmesi olasıdır. Zira vaadettirenin amacı hemen her zaman değer iliĢkisindeki borcunu sona erdirmektir. O, bunu vaadedenin sadece bir ifa yardımcısı olduğu eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme ile de sağlayabilir.

84

tayin edilmiĢ kiĢi bakımından da uygulanacağı kabul edilmektedir63

. Dolayısıyla sözleĢmenin lehdarı belirlenirken, taraflardan biri veya ikisi bu yönde bir hataya düĢmüĢ ise, sözleĢme iptal edilebilir. Fakat bu ihtimalde, tarafların sözleĢmeyi iptal etmeden lehdarın hak kazanımını bertaraf edebilecekleri bir imkân mevcuttur. Geri alma ve değiĢtirme yasağı baĢlayıncaya dek lehdar yararına kararlaĢtırılan alacak hakkının geri alınması mümkündür64

. Bu nedenle alacak hakkını geri alma yetkisi kimde ise, bahsi geçen hata hallerinde irade sakatlığı hükümlerine değil, doğrudan geri alma yetkisine baĢvurması onun için daha pratik olabilir. Böylece ne saikte hatanın temel hatası olduğunu kanıtlamak, ne de hata nedeniyle iptal hakkının bir yıllık hak düĢürücü süresine uymak zorunda kalır. Üstelik sözleĢme ayakta kalacağından, iradeleri bu yönde ise yeni bir lehdar belirleyebilirler65

. Böylece aslında kastettikleri kiĢinin lehdar olması için, yeni bir sözleĢme kurmak zorunda kalmazlar.

Son olarak, sözleĢme tarafları ve lehdarın, üçüncü kiĢi yararına sözleĢme kapsamında yaptıkları ve yenilik doğuran hakların kullanılması anlamına gelen irade

açıklamalarında hata yapmaları mümkündür. Vaadettiren lehdara tanınan alacak hakkını geri alma ve değiĢtirme yetkisini kullanırken hataya düĢmüĢ olabilir. Örneğin vaadettiren değer iliĢkisindeki borcun baĢka bir nedenle sona erdiğini düĢünmüĢ ve sebepsiz zenginleĢmeye dayalı iade talebinin söz konusu olmaması için lehdara tanınan alacak hakkını geri almıĢtır. Bu durumda değer iliĢkisindeki borcunun devam ettiğini sonradan öğrenen vaadettiren, geri alma hakkını kullanırken saik hatasına

63

Krauskopf, s. 131; Lange, s. 659.

64Gauch/Schluep/Schmid/Emmenegger, s. 360; Ġstanbul ġerhi/Öz, TBK 129, N. 37 vd.; Serozan,

Sağlararası ĠĢlem, s. 128; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 226.

85

düĢmüĢtür. Bunun yanında lehdar alacağı kabul veya ret açıklamasında bulunurken hataya düĢmüĢ olabilir. Örneğin lehdar alacak hakkını öğrendiği vakit buna sebep oluĢturan değer iliĢkisinde yanılıp ret veya kabul açıklamasında bulunmuĢ olabilir. Yenilik doğuran hakkın kullanılması niteliği taĢıyan bu irade beyanları, iptal istemine konu olabilir66. Ancak lehdar sözleĢmenin tarafı olmadığı için onun uğradığı irade sakatlığının sözleĢmenin iptaline sebep olması söz konusu olamaz67

.