• Sonuç bulunamadı

Eksik Üçüncü KiĢi Yararına SözleĢme

E. Tam-Eksik Üçüncü KiĢi Yararına SözleĢme

2. Eksik Üçüncü KiĢi Yararına SözleĢme

Eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede vaadeden ve vaadettiren lehdar yararına bir kayıt koyarken, onun lehine bir alacak hakkı kurmazlar123

. Lehdar yalnızca kendisine yapılan ifayı kabul etmeye yetkilidir124

. SözleĢmenin alacaklısı yalnızca

vaadettirendir125. Lehdarın alacak hakkı bulunmadığı için, vaadeden lehdara ifa konusunda, lehdara karĢı değil, sadece vaadettirene karĢı bir borç altına girmiĢtir126. Bu, çoğu zaman, vaadettirenin lehdara borçlu olduğu bir edimi ifa yardımcısı olan

119

Krauskopf, s. 263.

120 Cohen-Martens, G.: Die Stellung des Dritten bei nichtordnungsmaßiger Erfüllung eines

gegenseitigen Vertrages zu seinen Gunsten, Berlin 1925, s. 32; Tandoğan, s. 69.

121

Bu konudaki tartıĢmalar için bkz. Dördüncü Bölüm, I, B, 1.

122 Dörner, s. 8; Gernhuber, s. 465; Hellwig, s. 43; Larenz, AT, s. 217; Münchener

Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 1; Palandt/Grüneberg, BGB § 328, N. 1; Soergel/Hadding,

Vor BGB 328, N. 4; Staudinger/Klumpp, BGB § 328, N. 7.

123 Bucher, s. 474; Berger, s. 802; Berner Kommentar/Weber, OR 112, N. 7; Brox/Walker, s. 388;

Dörner, s. 8; Gernhuber, s. 471; Guhl/Koller, §22, N. 9; Hellwig, s. 42; Hirtsiefer, s. 4; Hornberger, T.: Grundfälle zum Vertrag zugunsten Dritter – Teil I, JA 2015, s. 9; Ġstanbul ġerhi/Öz, TBK 129, N. 22; Janoschek, BGB § 328, N. 2; Joussen, s. 358; Kocaman, Bir

Değerlendirme, s. 535; Kocaman, Üçlü iliĢkiler, s. 100; Koller, s. 1281, Larenz, AT, s. 217;

Münchener Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 9; Palandt/Grüneberg, BGB § 328, N. 1; Parapatits, s. 33; Soergel/Hadding, Vor BGB 328, N. 3; von Tuhr/Escher, s. 236.

124 Berner Kommentar/Weber, OR 112, N. 6; Hellwig, s. 42; Ġstanbul ġerhi/Öz, TBK 129, N. 31;

Kocaman, Üçlü iliĢkiler, s. 100; Linnebrink, s. 262; Tandoğan, s. 68.

125

Dörner, s. 8; Soergel/Hadding, Vor BGB 328, N. 3. Ayrıca bkz. “Eksik üçüncü kişi yararına

sözleşmede üçüncü kişi sadece vaadeden tarafından teklif edilen ifayı kabul yetkisine sahip olup, buna karşılık ondan borcun ifasını isteme hakkına sahip değildir. Bu tür sözleşmelerden yalnız vaadettiren lehine alacak hakkı doğar. Borcun üçüncü kişiye ifasını talep hakkı da vaadettirene aittir”. Yarg. 11.

HD, T. 9.7.2018, E. 2016/13448, K. 2018/5013 (Kazancı Ġçtihat Bilgi Bankası: EriĢim Tarihi: 09.05.2019).

126 Hellwig, s. 42; Larenz, AT, s. 217; Münchener Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 9; Raab,

37

vaadeden aracılığıyla ifa etmeyi amaçladığı bir sözleĢmeyi ifade eder. Diğer bir ifadeyle eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bir ifa modalitesinden ibarettir127

. TBK md. 83‟ün kural olarak Ģahsen ifanın zorunlu olmadığını düzenleyen hükmü, TBK md. 129/1 ile birlikte bu kurumun yasal dayanağını oluĢturur. Fakat kanun koyucu eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmeyi ayrıca düzenlememiĢ olsaydı da bu sözleĢme geçerli olarak kurulabilirdi. Zira eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme, tarafların sahip olduğu sözleĢme serbestisinin bir sonucudur128

.

Alacak hakkını haiz olmayan lehdar, kendi lehine kararlaĢtırılan edimin ifasını talep bakımından bağımsız bir yetkiye sahip değildir.Edimin lehdara ifasını talebe yetkili olan sadece vaadettirendir129. Vaadettirenin edimin ifasının lehdara değil de

kendisine yapılmasını talep edebilmesi, ancak vaadeden ile aralarında bu yönde bir anlaĢma varsa mümkündür130

. Ayrıca alacak hakkı vaadettirene ait olduğu için hak üzerindeki tasarruf yetkisi de münhasıran vaadettirene aittir. Onun alacağı temlik etmesi veya vaadedeni ibra etmesi mümkündür131. Bu noktada diyebiliriz ki, lehdar bir alacak hakkına sahip olmadığı için, kavramsal olarak TBK md. 129/2 uyarınca alacağı kabul açıklamasında bulunması ve geri alma yasağını baĢlatması mümkün

127 Berner Kommentar/Weber, OR 112, N. 7; Joussen, s. 358; Münchener Kommentar/Gottwald,

BGB § 328, N. 9; Papanikolau, s. 26. Bu yönde bkz. BGE 140 I 153: “Bundesrechtskonform schliesst

die Vorinstanz auf einen unechten Vertrag zugunsten Dritter (Art. 112 Abs. 1 OR), das heisst auf einen (Beförderungs-) Vertrag mit Drittbegünstigungsklausel. Der Drittbegünstigungsklausel kommt hier bloss der Charakter einer Erfüllungsmodalität zu.”

128

Heilmann, SJZ 1971, s. 171; Küry, s. 5; Papanikolau, s. 25.

129Berner Kommentar/Weber, OR 112, N. 7; Gauch/Schluep/Schmid/Emmenegger, s. 357;

Huguenin, s. 331; Ġstanbul ġerhi/Öz, TBK 129, N. 22; Koller, s. 1281; Kramer/Probst, s. 46; Larenz, AT, s. 217; Nomer, s. 457; Oğuzman/Öz, N. 1258; Palandt/Grüneberg, BGB § 328, N. 1; Tandoğan, s. 68; von Tuhr/Escher, s. 236; Zürcher Kommentar/Oser, OR 112, N. 5;

130 von Tuhr/Escher, s. 237.

131 von Tuhr/Escher, s. 237. Fakat temlik iĢleminde alacak hakkının içeriği değiĢmez, yani alacak

hakkı ifanın lehdara talep edilmesi içeriğini korur. Bu nedenle alacağın bir üçüncü kiĢi için ekonomik fayda sağlaması muhtemel değildir. Dolayısıyla uygulamada alacağın lehdara temlik edilmesi daha olasıdır. Alacak hakkının lehdardan baĢka birine rehnedilmesi de ekonomik olarak faydasızdır zira alacağın paraya çevrilmesi, lehdara ifaya yönelik bir talebe dönüĢecektir. Bu yönde bkz. von

38

değildir. Bu nedenle yararlandırmanın geri alınması her zaman mümkündür132

. Ayrıca eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede lehdarın bir alacak hakkı mevcut olmadığı için, tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede olduğu gibi ona yöneltilebilecek def‟ilerin tartıĢılması gerekmez133

. Dolayısıyla eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede lehdarın durumu, tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmeden bağımsız bir alacak hakkı kazanan lehdarın durumu kadar korunmamaktadır134.

Lehdar, bağımsız bir alacak hakkı sahibi olmamasının sonucu olarak, alacağa bağlı yan haklardan yararlanamaz135. Üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede borca aykırılık meydana gelmiĢ ve lehdar bu nedenle zarara uğramıĢ ise, zararın tazmini konusunda bağımsız bir talep yetkisine sahip değildir. Sadece vaadettiren lehdarın uğramıĢ olduğu zarar nedeniyle ona tazminat ödenmesini vaadedenden talep edebilir136

. Fakat zarara uğrayan lehdar, Ģartları gerçekleĢmiĢse, haksız fiil sorumluluğuna dayanarak vaadedene baĢvurabilir. Ayrıca lehdar vaadettiren ile arasındaki değer iliĢkisine göre ona baĢvurup zararının tazminini talep edebilir. Bunun yanında vaadedenin sebep olduğu borca aykırılıktan doğan seçimlik hakları kullanma yetkisi yalnızca vaadettirene aittir, zira sözleĢme etkilerini kural olarak sadece tarafları arasında doğurur137

. Dolayısıyla lehdar bir alacak hakkı ve onun beraberinde getirdiği tüm yetkilerden mahrum durumdadır. Bu nedenle öğretide eksik üçüncü kiĢi yararına

132

Huguenin, s. 332; Parapatits, s. 33.

133 TBK md. 141 hükmünün düzenlediği türden bir takas yasağının, eksik üçüncü kiĢi yararına

sözleĢmede de uygulama alanı bulması gerektiği yönünde bkz. Parapatits, s. 34.

134 Bucher, s. 474. 135

Tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede bu, alacağın temliki hükümlerine kıyasen mümkün kabul edilir: Krauskopf, s. 263.

136 Huguenin, s. 332; Oğuzman/Öz, N. 1302, 1303; Tandoğan, s. 68; von Tuhr/Escher, s. 237. 137 Ġstanbul ġerhi/Öz, TBK 129, N. 29; Papanikolau, s. 25.

39

sözleĢme “yararlandıran” üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olarak da ifade edilmektedir138.

Eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme ile bir sözleĢmenin borçlusunun üçüncü bir kiĢiye ifada bulunarak borçtan kurtulabileceğinin kararlaĢtırıldığı durumlar birbirinden ayrılmalıdır. Eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede, lehdar bir alacak hakkı kazanmasa bile, vaadeden vaadettirene karĢı lehdara ifada bulunma borcu altına girmiĢtir. Salt üçüncü kiĢiye ifa anlaĢmasında ise borçluya alacaklı veya bunun dıĢında bir üçüncü kiĢiye ifada bulunarak borçtan kurtulma imkânı sunulmaktadır. Yani, borçlu üçüncü kiĢiye ifada bulunma yükümlülüğü altına girmemiĢtir, âdeta üçüncü kiĢiye ifa konusunda ona seçimlik bir yetki tanınmıĢtır139

. Ayrıca alacaklı ve borçlunun karĢılıklı anlaĢması olmaksızın, sadece alacaklının borçluya tek taraflı olarak üçüncü bir kiĢiye ifada bulunarak borçtan kurtulma yetkisi vermesi de kavramsal olarak eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme anlamına gelmez140. Son olarak bir sözleĢmenin alacaklısı bir üçüncü kiĢiye, örneğin temsilcisine, kendisine ait alacak hakkının tahsili için ifayı talep etme yetkisi vermiĢ olabilir141

. Fakat bu durum eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmeden farklıdır. Ġlk olarak eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede alacaklı ve borçlu arasında lehdara ifa yükümlülüğü doğuran bir

138Berner Kommentar/Weber, OR 112, N. 7; Dörner, s. 8; Gernhuber, s. 471; Hellwig, s. 43;

Larenz, AT, s. 217; Münchener Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 9; Staudinger/Klumpp,

BGB § 328, N. 7; von Tuhr/Escher, s. 236. Hellwig, öğretide eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmenin gerçek olmayan (unechte) üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olarak ifade edilmesini eleĢtirmiĢtir. Ona göre gerçek olmayan ifadesinden, bu türün aslında bir üçüncü kiĢi yararına sözleĢme olmadığı anlamı çıkarılabilir ki, esasında öyle değildir. Bu tür de kanun koyucunun kastettiği anlamda bir üçüncü kiĢi yararına sözleĢmedir, ancak sadece yararlandıran bir türüdür. Bu yönde açıklamalar için bkz. Hellwig, s. 43. Öz, eksik üçüncü kiĢi yararına teriminin kiĢide eksiklik izlemini yaratması nedeniyle sözleĢmeyi üçüncü kiĢi yararına eksik sözleĢme olarak ifade etmektedir. Bu yönde açıklamalar için bkz. Ġstanbul

ġerhi/Öz, TBK 129, N. 22, dn. 17.

139Münchener Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 14; RGRK/Ballhaus, BGB § 328, N. 1;

Soergel/Hadding, BGB § 328, N. 25.

140 Münchener Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 19; Soergel/Hadding, BGB § 328, N. 29. 141 Akyol, ġ.: Üçüncü Ģahsın ifayı kendi adına talep yetkisi, Ġstanbul 1981, s. 1.

40

sözleĢme söz konusuyken, bu durumda alacaklı ve borçlu arasında bu içerikte bir sözleĢme yoktur. Hatta borçlunun rızası bile gerekmez. Alacaklı ifanın kendi

temsilcisine veya bir üçüncü kiĢiye yapılmasını borçlunun rızasından bağımsız olarak talep edebilir142. Ayrıca eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede lehdar ifanın talebi konusunda yetkili değilken, temsilci ifayı kendi adına talep etme konusunda alacaklı tarafından yetkilendirilmiĢtir143

.

Tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢme ve eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme arasında alacak hakkı sağlamak bakımından ortaya çıkan fark, doğal olarak iki sözleĢme türünün hukukî sonuçları bakımından önemli farklılıklar yaratır. Eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bir ifa modalitesinden ibaret olduğu için, onun dogmatiği sıradan sözleĢmelere göre özellik arz etmez144

; tarafları, kurulması, geçerlilik Ģartları, irade sakatlıkları, Ģekli ve tarafları arasında yarattığı hukukî sonuçlar tamamen sıradan sözleĢmelere göre belirlenebilir. Fakat TBK md. 129‟un ilk fıkrası hem eksik hem tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢmeyi düzenlediği için, lehdar için belirlenecek yararın bir edim yükümlülüğü içermesi gereği eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme

bakımından da geçerlidir145

. Ayrıca lehdarın niteliği ve belirlenmesi bakımından yapılan açıklamalar eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bakımından da dikkate alınmalıdır146

. Bunun yanında ifa talebi, borca aykırılık halinde tazminat talebi ve seçimlik hakların kullanılması ile sebepsiz zenginleĢme halinde iade iliĢkisi

bakımından sadece sözleĢmenin tarafları olan vaadeden ve vaadettiren arasında bir

142 Akyol, Talep Yetkisi, s. 104. 143

Akyol, Talep Yetkisi, s. 124 vd.

144 Münchener Kommentar/Gottwald, BGB § 328, N. 9; Papanikolau, s. 26;

145 Heilmann, SJZ 1971, s. 170; Krauskopf, s. 53; Staudinger/Klumpp, BGB § 328, N. 38. 146 Bu açıklamalar için bkz. Ġkinci Bölüm, V, C.

41

iliĢki söz konusu olur147

. Ayrıca istihkak talebi konusunda tam üçüncü kiĢi yararın sözleĢme için yapılan açıklamalar148

eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bakımından da dikkate alınmalıdır. Sebebe bağlılık ilkesinin kabul edildiği hallerde, taraflar arasında eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmenin geçersizliği nedeniyle istihkak talebine dayanan bir iade iliĢkisi ortaya çıkabilir. Bu durum, vaadedenin mülkiyeti kendisine veya vaadettirene ait bir Ģeyi lehdara ifa etme borcu altına girmesi

durumunda söz konusu olur. Zira üçüncü kiĢi yararına sözleĢme lehdar için bir alacak hakkı içermese de, istihkak talebi niteliği gereği malik olan vaadeden veya

vaadettiren ile zilyet olan lehdar arasında bir iade iliĢkisi yaratabilecektir149

. Ayrıca lehdar yararına bir alacak hakkı kurulmadığı için tam üçüncü kiĢi yararına

sözleĢmede ortaya çıkan alacağın reddi, kabulü, geri alınması ve diğer tasarruf iĢlemleri kavramsal olarak eksik üçüncü kiĢi yararına sözleĢmede söz konusu olmaz.

Bu nedenle çalıĢmanın bir sonraki bölümünden itibaren üçüncü kiĢi yararına sözleĢmenin tüm özellikleri, bu sözleĢmenin özellik arz eden asıl türü olan tam üçüncü kiĢi yararına sözleĢme bakımından incelenecektir.

3. Somut Olayda Tam ve Eksik Üçüncü KiĢi Yararına