• Sonuç bulunamadı

Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkı

ADİL YARGILANMA ÇALIŞMA GRUBU Av Zeki Ekmen

IV- ADİL YARGILAMA GÜVENCELERİ ÇERÇEVESİNDE GÜNCEL UYGULAMANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

7- Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkı

7.1. İlkenin AİHM İçtihatları Çerçevesinde İçeriği

Hakkaniyete uygun yargılama ilkesi 6. maddenin 1. fıkrasın- da geçen, “hakkaniyete uygun –fairhearing- kavramlarından ha-

reket edilerek AİHM tarafından geliştirilmiş bir ilkedir. Her şahıs ... davasının hakkaniyete uygun (âdil) ...surette din- lenmesini istemek hakkını haizdir.” şeklindeki madde metninde

geçen bu ifadeler âdil yargılanma hakkının hakkaniyete uy- gun yargılama ilkesini içerdiğini göstermektedir.

91 İNCEOĞLU, a.g.e., s. 355

AİHS m. 6/1’deki anlamında, hakkaniyete uygun yargılama ilkesi, ceza yargılaması ve medenî hak ve yükümlülükleri ka- rara bağlayan yargılamaların tümü için geçerlidir. Maddede sayılan somut haklar tek başına âdil yargılama güvencesi- ni sağlamaktan uzak olduğundan madde metnine “davanın hakkaniyete uygun olarak dinlenmesi” (fairhearing) ifadesi kullanılmıştır. Bu ibare sayesinde sözleşme organları maddeyi geniş olarak yorumlamışlar ve bu yorumla madde metninde açıkça belirtilmeyen ilkeleri de madde kapsamında değerlen- dirmişlerdir93.

Mahkeme, bu kavramdan hareket ederek âdil yargılamanın zımnî gereklerini saptamıştır. Sözleşme organlarının görevi bilindiği üzere ulusal mahkeme kararlarının maddî ve hukukî doğruluğunu araştırmak değildir. Bu açıdan AİHM bir üst de- rece mahkemesi değildir. Mahkeme, muhakeme faaliyetinin tüm işlemlerini bir bütün olarak göz önünde bulundurarak yargılamanın hakkaniyete uygun olarak yapılıp yapılmadığı- nı saptamaktadır.

Yargılamanın şekline ve özelliklerine göre her somut olayda 6. maddenin uygulaması farklı olmaktadır. AİHM’in içtihat- larında hakkaniyete uygun yargılama hakkının çok geniş bir çerçevede ele aldığını gözlemlemekteyiz. Bu bağlamda Mah- keme hakkaniyete uygun “âdil” yargılamanın genel ve nesnel bir tanımını yapmış değildir. Bunun yerine her başvurudaki davanın somut durumuna göre yargılama aşamalarını “prag- matik bir yaklaşım”la değerlendirme yolunu seçmiştir94.

Yukarıda belirtilen değerlendirmelerin sonucu hakkaniyete uygun (âdil) yargılamanın unsurları ve gereklerini kapsayan bir koşullar listesi oluşmuştur. Bunları hakkaniyete uygun yargılamanın “zımnî gerekleri” olarak isimlendirmek müm-

93 AİHM, X/Birleşik Krallık, a.g.k. 94 GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 290

kündür95. Maddenin 1. fıkrasında yer alan hakkaniyete uygun

yargılanma hakkının geniş yorumlanması nedeniyle madde- nin 2. ve 3. fıkrasında sayılan haklar ve güvenceler de 1. fık- ranın doğal uzantıları olarak nitelenmektedir. Sözleşme or- ganlarınca maddenin 2. ve 3. fıkrasında ayrı olarak belirtilen haklar hakkaniyete uygun yargılanma hakkının daha çok ceza yargılamasındaki sanığa ilişkin özel uygulamalarından ibaret olarak görülmüştür96

6. maddenin 3. fıkrasında sayılan “başlıca” (notamment-mi- numum) kelimesi ile başlayan haklar listesi sanığın “asgari” haklarıdır. Âdil yargılama koşulunun gerçekleşebilmesi için sadece bu hakların tanınması yeterli olmayacaktır. Tek başına 2. ve 3. fıkraya uygun yapılan bir yargılama sadece bu nedenle hakkaniyete uygun olarak nitelendirilmeyecektir97.

Bu nedenle âdil yargılama kavramının içeriğini yorumlarken birlikte değerlendirmek doğru olur. 2. ve 3. fıkranın içerdiği güvenceler şeklen ceza yargılamasına ilişkin sanığa tanınan haklar olarak görülseler de gerektiğinde “mutatismutandis” özel hukuk davalarında uygulanabileceklerdir98.

Yargılama faaliyet ve işlemlerinin icrası (iddia ve savunma ka- nıtlarının mahkemeye sunuluşu, bunların kabul veya reddi, ispat değerlerinin takdiri ve sair) ulusal mevzuatı uygulayan yerel mahkemenin yetki ve takdirine tabi ise de yargılamanın bütünlüğü içinde, bu işlemlerin âdil yargılama taahhüdüne cevap verip vermediğini takdir etme ve denetleme AİHM’in görevidir. Bu konu iddia tanıklarının dinlenmesinde savun- ma hakkının sağlanıp sağlanmadığı veya gıyabî yargılamanın adilliği değerlendirilirken önem kazanmaktadır99.

95 İNCEOĞLU, a.g.e., s. 210 96 AİHM, Colozza/İtalya, a.g.k. 97 İNCEOĞLU, a.g.e., s. 211 98 AİHM, Artico/İtalya, a.g.k. 99 AİHM, Beheer/Hollanda, a.g.k.

7.2. Türkiye Uygulaması Açısından Değerlendirme

Özellikle 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişi- minden sonra tutuklanan birçok kişi, yargılamanın yapıldığı Mahkemenin yargı alanı dışında olan cezaevlerinde tutuklu bulunmaktadırlar. Bu kişilerin savunmaları sesli ve görüntü- lü iletişim sistemi ile alınmaktadır. Sanıkların mahkemelerde hazır bulunup ifade verme talepleri mahkemeler tarafından dikkate alınmayarak genellikle reddedilmektedir. Bu şekilde yapılan yargılamalar, sanıkların adil yargılanma hakkı kap- samında olan, mahkemeye erişim ve yargılamanın yüz yüze yapılması ilkesine aykırı bulunmaktadır. Bu sistem ile alınan savunma ve ifadeler aleni yargılama ilkesi ile yargılamada vicahilik kuralına aykırılık taşımaktadır. Keza bir siyasi parti genel başkanının Segbis sistemi ile ifade vermeyi reddetmesi ve mahkeme karşısına çıkarılmaması, bir yıla yakın bir süre ile hakkında kamu davası açılmaması adil yargılama hakkı- nın ihlali mahiyetindedir.

Bu koşullarda ve olağanüstü hal kapsamında yapılan yargıla- malarda kamuoyuna yansıyan çok çarpıcı davalarda verilen kararlarda yargılamaların adil yargılama koşullarına uygun olarak yapılmadığını, yargılamalarda gerekli özenin gösteril- mediğini, delillerin yeterince araştırılması gereği duyulmadığı gözlenmektedir. Örneğin; terör örgütü kapsamında suç işle- diği iddiası ile yargılanan milletvekili ile ilgili İstanbul İstinaf Mahkemesinin kararı Yargılamaların ne kadar özensiz yapıl- dığını, Mahkeme tarafından delil araştırmalarının ne kadar ye- tersiz olduğunu, bir milletvekilinin bile hakkında soruşturma açılması halinde hukuki güvencesinin olmadığını göstermek- tedir. Yapılan bir soruşturma ve kovuşturmada milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmış olması, kişinin hukuk güven- liği ve adil yargılanma hakkını ortadan kaldırmaz. Bu örnek yukarda değinildiği gibi, soruşturma ve yargılamaların nasıl özensiz yapıldığının açık kanıtıdır. Keza verilen bu kararların siyasi otoritenin beklenti ve söylemlerine uygun olması, bu

kararların iç siyaset malzemesi yapılması düşündürücüdür. İstinaf Mahkemesinin bu yargılamaya ilişkin bozma gerekçe- leri, yargılamalardaki hak ihlallerinin vahametini açık bir şe- kilde ortaya koymaktadır.

8- Suçsuzluk Karinesi ve Lekelenmeme Hakkı