• Sonuç bulunamadı

HADİSLERİN KİTABETİ (YAZILMASI) KONUSUNDAKİ

C. İLMİ DURUM

2. Abbâsîlerde İlmî Hayat

2.4. HADİSLERİN KİTABETİ (YAZILMASI) KONUSUNDAKİ

isti’mâlini caiz görmüşlerdir.730

Münâvele: Hocanın, hadislerini ihtiva eden kitabını rivayet etmesi için talebesine vermesidir. Bu da iki şekilde olur:

a. Hocanın kitabını talebeye verirken icazetten söz etmeksizin vermesi ki, buna münâvele-i mücerrede denir.

b. Hoca talebeye kitabı verirken: “Bu benim filân kişiden işittiğim hadislerdir.

Bunu al da benden rivayet et” veya “bunu al ve istinsah et, karşılaştırdıktan sonra bana geri getir ve yazdığın hadisleri benden rivayet et” der. Münâvelenin bu şekline de “el-munâvele el-makrûna bi’l-icâze” denir. Bu “el-munâvelenin en üstün derecesidir.731

İkinci münâvele şeklini sema ile karşılaştıran muhaddisler iki gruba ayrılmışlardır:

Birinci grupta yer alan Zührî, Rabi’a, Yahyâ b. Saîd el-Ensârî, Mücâhid, Ebu’z-Zübeyr, Muhammed b. Müslim, Alkame b.Kays, İbrâhim En-Nahaî, eş-Şa’bî, Alî b. Dâvûd, Katâde b. Di’âme vb. muhaddislere göre bu tür munâvele sema ile eşdeğerdir. İkinci grupta yer alan Süfyân es-Sevrî, Evzaî, Abdullah b. Mubârek, Ebû Hanîfe, İmam Şâfiî, el-Müzenî, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhûye, Yahyâ b. Yahyâ gibi muhaddislere göre ise bu sema ve kırâatten aşağı derecededir.732

amacıyla hadisleri yazdıkları da vaki olmaktaydı. Hadisleri yazmanın amacı sonraki nesillere yazılı metin bırakmak değil, unuttuklarında hâfızaya destek sağlamasıydı.735

Süfyân es-Sevrî’nin yaşadığı hicri ikinci asırda ise Emevî Halifesi Ömer b.

Abdulaziz’in emriyle resmen toplanıp kitaplarda derlenmeye başladı.736 Hicri ikinci asrın ilk yarısında tedvin faaliyeti öylesine yaygınlaşmıştı ki hemen her muhaddisin bir konuda hadis cüz’ü bulunmaktaydı.737 Daha önceki sayfalarda Süfyân’ın Camiu’l-Kebir ve Câmiu’s-Sağir adlı kitaplarından bahsetmiştik. Ayrıca Süfyân’dan kitaplarıyla ilgili:

“Eğer kitaplarım yanımda olsaydı. İlim için onları sana feda ederdim. Fakat kitaplarım Nil’de bir yaşlının yanında”738 dediği rivayet edilmiştir. Aynı zamanda Süfyân, kitaplarını yazmak isteyen kimselere onları yazdırmıştır. Mihran er-Râzî: “Süfyân es-Sevrî’den musannefini yazdım. Sonra yazdığım o Musannefin, Diyet Kitabını kaybettim.

Bunu Süfyân’a söyledim. O da dedi ki; Bana müsaît bulduğun bir zamanda hatırlat onu sana yazdırayım. Bir zaman sonra hacca gittim. Mekke’ye girdiğimde, Süfyân Kâbe’yi tavaf ediyordu. Sa’y yaptı. Sonra dinlenmeye geçti. Ben de O’na hatırlattım. O da bana kitabını bab bab yazdırmaya başladı. Hatta tamamını ezbere yazdırdı.” 739 Abdurrezzak’tan gelen başka bir rivayette Süfyân bir çocuğa imlâ ettirmiştir: “Süfyân’ı San’a da bir çocuğu imla ettirirken ve ona imla ederken gördüm.”740 İkinci asırda hadislerin yazılması artık hadis naklinin vazgeçilmez vasıtası haline gelmişti.741

Süfyân’ın yaşadığı Hicri İkinci asırda hadislerin yazılmasının yaygınlaşmasının yanı sıra ezberden rivayet halen daha ağırlığını korumaktadır. Abdurrahmân b. el-Mehdî (ö. 198/814), Süfyân b. Uyeyne (ö. 198/813), Süfyân es-Sevrî (ö. 161/778), İmam Mâlik ve İmam-ı Azam’dan naklen verilen görüşler, dönemin ilim anlayışında ezberin, kitaptan daha güvenilir bir kaynak olarak kabul edildiğini göstermektedir.

Ancak bu, rivayetlerin yazılmasının önemsenmediği anlamına gelmez. Zira rivayet asrının temel hadis kaynaklarına bakıldığında tamamen yazılı kaynaklara dayanılarak hazırlandıkları görülmektedir.742 Bâzı hâfızlar hadîsleri ezberleyebilmek için önce

735 Yücel, s.75.

736 Yücel, s.75.

737 Yücel, s.75.

738 ez-Zehebî, Siyer, VII, 246.

739 ez-Zehebî, Siyer, VII, 247.

740 ez-Zehebî, Siyer, VII, 256.

741 Yücel, s.75.

742Abdullah Aydınlı, “Hadis Rivayetinde Yazının Kullanımı ve Güvenilirliği”, Sünnetin Dindeki Yeri, Ensar Neşriyat, İstanbul 2010, s.349; Karabulut, s.25.

yazar, iyice ezberleyince de buna güvenir kalırım endişesiyle yazdığı şeyleri imha eder veya makasla doğrardı. Böyle yapanlar arasında Süfyân es-Sevrî, Asım b. Damre ve Hâlid el-Hazzâ bulunmaktadır. Halk arasında şu söz pek yaygındır: “İlmi kâğıtlara terketmek ne fenadır!”743 Bu asırda hadislerin yazılmasında ihtiyatlı davranılmasında bazı kimselerin elde ettikleri bilgileri kâğıda geçirip, hâfızalarına yerleştirmeyenlere karşı gösterilen tepkiden kaynaklanmaktadır.744

Süfyân es-Sevrî, hadislerin yazılması konusunda ise amacını şöyle açıklamıştır:

"Ben hadîsleri üç bakımdan yazmak isterim: Bazı hadîsler vardır ki, onunla amel etmek için yazarım. Öyle kişilerin hadîsleri vardır ki, onları yazarım, fakat ne onları tamamen hiçe sayar, ne de din noktasında uygularım. Bir de zayıf râvîlerin hadîsleri vardır.

Onları sadece bilmek isterim, fakat onunla zaman kaybetmem".745

Süfyân, hadis öğreniminde her fırsatı değerlendirmiş, duyduğu hadisleri vakit kaybetmeden hemen yazmıştır. Yahyâ b. Saîd el-Kattân: “Süfyân benim yanımda geceledi. Ben ona iki hadis naklettim. O hadislerden biri, Amr b. Ubeyde hakkındaydı.

Süfyân namaz kıldırıyordu. Bende kamet getiriyordum. Birde baktım hemen o iki hadisi yazmaya başladı.”746 Süfyân hadisleri yazarken çok dikkatli davranırdı. Abdurrahmân b. Mehdî şöyle anlatıyor: “Süfyân Mekke’ye geldiğinde İkrime’den hadis yazıyordu.

Süfyân zaman zaman onu durduruyor ve falandan işittin mi, falandan işittin mi diyordu.”747 Süfyân es-Sevrî (ö. 161/778), her gece yatmadan önce Kur’an’dan bir sûre okur gibi hadis cümlelerini okuyup hıfzını kontrol ederdi.748 İlmin sadece yazılması da hoş karşılanmamıştır. O aynı zamanda ezberlenmelidir. Bu konuda Süfyân es-Sevrî:

“Sizin kalbiniz kâğıt ve defterinizdir”749 demiştir. Bu ve benzer ifadeler, dönemin ilim anlayışını ortaya koymaları açısında önemlidir. Ahmed Naim bu konuda şunları ifade etmektedir: “Rivayet ettiği hadisleri ezberlememiş olup, kitabına i’timad ile ondan rivayet eden kimsenin nakliyle ihticac mes’elesi ihtilaflıdır.”750

Hadîsi ezberlemiş kimse kitabında mahfuzuna (ezberinde olana) muhalîf bir şey görürse hadîsi o kitaptan ezberlemiş olduğu takdirde kitaptakine i'tibâr eder. Eğer

743 Subhi es-Salih, s.56

744 Sezgin, Buhârînin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, s.7.

745 Hâtıp el-Bağdâdî, el-Kifâye , s.402; Ebû Zehv, s.291

746 ez-Zehebî, Siyer, VII, 248.

747 el-İcli, Ma’rifetu’s-Sikat, I, 412.

748 İbn Ebû Hâtim, I, 116.

749 Karabulut, s.25.

750

şeyhinin ağzından alıp ezberlemiş, yâhud arz-ı kırâat esnasında bellemiş olup hıfzında da şekki yok ise kendi hıfzına i'timâd eder. Lâkin bu takdirde rivayet ederken en muvafık meslek -Şu'be'nin ve ona tebean birçok huffâzın yaptıkları gibi-: “Ezberimde olan şöyledir, kitabımda ise böyledir." diyerek vâki hâli haber vermektir. Nitekim mahfuzu, ehl-i itkândan olan bir hâfızın rivayetine muhalîf gelen râvî de böyle yapıp :

“Benim ezberimde olan şöyledir, fülân ise bu hususda böyle dedi." demek gerektir.

Süfyân es- Sevrî ve emsalî gibi.751

Sevrî, hadislerin rivayet edilmesinde ve yazılmasında râvîlerin belli bir olgunluğa erişmiş olmalarını esas almaktadır. Tabiri caizse hadis konusunda pişmelerini şart koşmaktadır. Ebû Asım, Süfyân’dan şöyle duyduğunu nakletmiştir: “Hadis yazanlar yirmi yıl ibadet eder, sonra hadis yazardı.”752

Muhammed Mustafa el-A’zamî İlk Devir Hadis Edebiyetı adlı kitabında Süfyân es-Sevrî’den yazılı olarak hadis rivayet eden râvîleri saymaktadır, onları önemine binaen burada zikredeceğiz:

1. Abdullâh b. Amr 2. Abdullâh b. Velîd 3. Abdurrahmân b. Mehdi 4. Abdürrezzâk b. el-San’ânî 5. Ebû Mihrân

6. Ebû Nuaym 7. El-Firyâbi

8. Gassân b. Ubeyd el-Ezdî 9. Hayyâc b. Bustân el-Burcumî 10. Hişâm b. Yusuf el-San’ânî

11. El-Huseyn b. el-Velîd en-Nîsâbûrî 12. İbn Ebû Osman

13. İbnü’l Mübârek 14. Half b. Temîm

15. Muhammed b. Abdullah b. ez-Zübeyr 16. Mu’âfâ b. İmrân

751Ahmet Naim, I, 453.

752 er-Ramehürmüzî, s.95.

17. Mûsa b. Mes’ud

18. Mus’ab b. Mâhân el-Mervezî 19. Nûh b. Meymûn el-Mervezî 20. Kabîsa

21. Er-Râbî b. Yahyâ 22. Ravvâd b. el-Cerrâh

23. Ubeydullâh b. Ubeydirrâhmân el-Eşca’î 24. Vâki

25. El-Velid eş-Şeybânî 26. Yahyâ el-Kattân 27. Zâ’ide753