Hırsızlık, tarih boyunca bütün toplum ve medeniyetlerde suç olarak kabul edilerek yüz
kızartıcı bir fiil olarak görülmüştür. Bundan dolayı bütün devletler tarafından belli kanunlar
çerçevesinde engellenmeye ve yasaklanmaya çalışılmıştır.
Arapça da sirkat, eski Türkçe’de uğrılamak kelimeleriyle ifade edilen hırsızlık,
başkasına ait bir malın sahibinin rızâsı olmadan mülk edinme kastıyla muhafaza edildiği
yerden gizlice
375alınmasındır.
İncelediğimiz sicilde hırsızlık ve hırsızlık isnadına dair 17 tane belge geçmektedir. Bu
belgelerde hırsızlığa uğrayan kişilerin haklarını aramak için mahkemeye başvurdukları
görülmüştür. Vîrân Mahallesi sâkinlerinden iken Mahmiye-i Konya’da Şeyh Hüseyin
369 KŞS 13 / 145-4. 370 KŞS 13 / 217-3. 371 KŞS 13 / 178-2. 372 KŞS 13 / 232-2. 373 KŞS 13 / 234-3. 374 KŞS 13 / 200-1.
65
Hanı’nda müsâfiren sâkin olan Seyyid Mehmed Çelebi, gece ile odasının kilidi açılıp içinden
bir top sarı kutni ve elli guruşu zâyi‘ olması üzerine ‘Alî, Mehmed, ‘Ömer, Hasan ve diğer
‘Ömer’i
376mahkemede da‘vâ ederek hakkını aramıştır. Yine Sultân nâm nasrâniye, Eski
Bazar’da ‘avratlara mahsûs hamamda boğça içinden bir sîm kemer kuşak, bir sîm bazubend
ve bir sîm bıçağının çalınması üzerine hakkını aramak için ‘Âyşe nâm hatun’u da‘vâ
377etmiştir.
Belgeler arasında hırsızlıkların genelde kimsenin olmadığı vakitlerde ev ve
dükkânlara
378girilmesi ile gerçekleştiğini müşahede etmekteyiz. Pîrîpâşâ Mahallesi
sâkinelerinden Marzıye, evde yoğiken gece ile evinin kapısı açılıp içinden sîm düğmeli kumaş
alacası bir kaftan, üçyüz guruş, bir al dârâyî kaftan, bir çubuğu dârâyî yektâ, iki yüz kıt‘a
ketan ipliği, sekiz ayaklı incisüz bir altun saçbağı, mükemmel hamam esvâbı, bir sîm
buhûrdân, bir sîm hançer, bir sîm bıçak, bir sîm yüzük, bir çift altun küpe, bir altun yüzük, bir
şîm kîse ve içinden üçyüz cedîd akça, iki top kenârlı ketan bezi, iki top kenârsız ketan bezi,
iki sebet sanduk, bir beyâz penbe bezi çârşâb, bir beyâz boğası sâde, bir beyâz boğası zıbun,
bir sarı şâl, bir köhne beyâz sâde, bir alaca don, bir neftî boğası zenne kaftanı, bir alaca zıbun,
bir cedîd gömlek, bir ‘arkıye, üç sagîr tepsi, on altı kıt‘a makreme, çenber, bir firenk bıçağı,
bir iç edik, bir sagîr cam tas, neftî boğası bir yektâ, bir mikdâr mor, kırmızı penbe ipliği, bir
çift yorgan yüzü, bir dülbend kuşak, bir mikdâr ketan, nâ-temâm bir münkaş makremesinin ve
bir kırmızı dârâyî kaftanının çalındığını söylemiştir.
379Belgeler arasında dikkat çeken başka bir hususta hırsızların daha çok hayvan ve temel
besin kaynaklarından olan buğda ve arpa
380gibi baklagillere çalmaya yönelmeleridir. Gilisra
nâm karyeye mutasarrıf olan zü‘amâdan Mustâfa Ağa’nın subaşısı olan Mehmed Ağa
tarafından husûs-ı âtiyyü’z-zikre vekîl-i şer‘îsi olan Mûsâ Halîfe, karye-i merkûme
sâkinlerinden ‘Abdî Beşe’yi da‘vâ ederek, Mehmed Ağa’nın kuyu içinde medhûr ve mahfûz
buğdayı olduğunu fakat kuyunun gice ile açılup içinden sekiz keyl buğdayının sirka
olunduğunu bunu da ‘Abdî Beşe’nin yaptığını
381söylemiştir. Bir diğer belgede de; Akvirân
nâm karye sâkinlerinden Yûnus’un, tori ve üç ayağı sekili bir re’s kısrağını ve bir yaşında on
beş guruş kıymetli bir re’s erkek katırını çalan Hamza ve oğlu Hasan’nı
382da‘vâ ettiği
karşımıza çıkmaktadır.
376 KŞS 13 / 8-1. 377 KŞS 13 / 59-3. 378 KŞS 13 / 176-1, 179-2. 379 KŞS 13 / 10-1 380 KŞS 13 / 204-2. 381 KŞS 13 / 98-1. 382 KŞS 13 / 226-1.66
Mahkemeye intikal eden hırsızlık da‘vâlarında hırsızlığa uğrayan kişilerin, hırsızlığı
yapan kişi veya kişilerin kim olduklarını tam olarak bilmemelerine rağmen şüphelendiği
kişiler üzerine hırsızlık isnâdı ile da‘vâ açtıklarını görmekteyiz. Çavuş Mahallesi
sâkinelerinden Asiye, mülk menzilinin kendisi yoğiken gice ile açılıp içinden emvâl ve
erzakının sirka olunduğunu bildirip şüphelendiği es-Seyyid Mustafâ ve Hüseyin
383üzerine
da‘vâ açmıştır. Yine Sâhib‘atâ Mahallesi sâkinlerinden iken vefât iden Berber İbrahîm’in
zevcesi Ümmü ve oğlu Mehmed, müteveffâ-yı mezbûr İbrahîm’in maraz-ı mevtinde bir sepet
sanduğunun açılıp içünden bir çıkı çıkarılıp içinden yüz ‘aded altını çaldığını iddia ederek
şüpelendikleri Mahmûd Beg’i
384da‘vâ etmişlerdir.
Hırsızlık isnâdı ile haklarında da‘vâ açılan kişiler, şikayetci tarafın olayı şahitlerle
ispatlayamadığında yemin ederek üzerlerinde ki isnâdı ve haklarıda ki da‘vâyı
düşürmüşlerdir. Çavuş Mahallesi sâkinelerinden Asiye, gice ile kendisi evde yoğiken evinin
açılıp içinden iki boğası kaftan, yedi sîm düğmeli iki beyaz sâde, bir kumaş alacası sâde, bir
ketan gömlek, bir don, bir siyah boğası yektâ, bir dikilmiş dârâyî ‘arkıye, bir dikilmedik
dârâyî ‘arkıye bir beledî yorgan, bir haranı, bir bakır, bir tencere, dört sahan, bir tas, bir bişi
tabesi, bir el tabesi ve ba‘zı hırdavât-ı hânesinin zâyi‘ olduğunu söyleyerek es-Seyyid Mustafâ
ve Hüseyin’i da‘vâ etmiştir. Mahkemede, es-Seyyid Mustafâ ve Hüseyin bu durumu inkâr
etmesi üzerine Asiye’den şahit istenmiş, Asiye’de bu duruma şahit gösterememiştir. Bunun
üzerine mahkeme, es-Seyyid Mustafâ ve Hüseyin’e Asiye’nin evine girmediklerine dair
yemin teklif etmiş
385onların da yemin ederek haklarındaki hırsızlık isnâdını ve da‘vâyı
düşürmüşlerdir.
Belgede
13 Numaralı Konya Şer'iye Sicili (1087-1088/1676-1677) değerlendirme ve transkripsiyon
(sayfa 101-103)