• Sonuç bulunamadı

Hülegü Han Dönemi Bürokratik Birimler

I. BÖLÜM

2. Hülegü Han Dönemi İlhanlı Devlet Teşkilatı

2.1. Hülegü Han Dönemi Bürokrasi

2.1.1. Hülegü Han Dönemi Bürokratik Birimler

İlhanlı Devleti’nin idarî bünyesindeki bütün makamlar Dîvân-ı Saltanat makamına bağlı olup, bu dîvânda genellikle İlhanlı sarayının ve saray halkının problemleri görüşülmüştür. Bu makamın genel görevleri: sarayın iç ve dış işlemlerinin denetlenmesi ve gözetimi yani sultan, şehzadeler, hatunlar, harem ve bunların idarî mülkî işlemlerini halletmektir. Divân-ı Saltanat Makamı, hazine, ferraşhane, ahırlardan sorumlu ahtacıların idare edildiği Beytü’r-rikab, silahlardan sorumlu görevlilerin bağlı bulunduğu Beytü’z-zerd, Taşthane (teşrifat idaresi) ile Anbarlar ve Evler idaresinden müteşekkildir.627

626 Yuvalı, İlhanlılar, ss. 120-122; Spuler, İran Moğolları, s. 310.

627 Özkan Dayı, İran Moğolları’nda İdarî Bürokrasi (1231-1295), Erzurum Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Erzurum 2017, s. 224; Bülent Yılmaz,

Celayirliler Kabile Devlet, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora

2.1.1.2. Niyâbet-i Saltanat Makamı

Türkiye Selçukluları ve Memlûklerde olduğu gibi İlhanlılarda da Niyâbet-i Saltanat Makamı mevcuttur. Hülegü Han’ın teşkil ettiği bu makamın derecesi vezir ile eşit, hatta bazı hususlarda ondan üstün olmuştur. Teküdar, kendi döneminde Emir Suncak’ı Niyâbet-i Saltanat Makamına getirmiştir. Bu makam Argun Han zamanında daimî olarak kaldırılmış, yalnızca zorunlu hallerde hükümdara vekillik edebilmesi için nâiblik teşkil edilmiştir. Böylece İlhan bir sefere ya da başkentten uzak bir bölgeye gittiğinde bütün sorumluluk vekile geçmiştir. Örneğin Geyhatu, Anadolu’ya giderken yerine Şiktur Noyan’ı nâib olarak bırakmıştır. Nâibin işinin uzmanı, devletin sınırları içindeki her şeyden haberdâr olması ve her türlü şeyi sorup soruşturması başlıca görevidir.628

2.1.1.3. Dîvân-ı Bozork ve Sâhib-i Dîvân-ı Memâlik Makamı

Bu makama aynı zamanda Dîvân-ı Kebîr-i İlhânî veya Dîvân-ı İlhânî de denilmiştir. İlhanlıların bu büyük makamı, bütün devlet işlerinin görüşüldüğü makamdır. Devletin askerî meseleleri hariç bütün malî ve idarî işler bu dîvânda görüşülmüştür. Vezir Nâibi, Müstevfî, İşrâfü’l-Memâlik Uluğ Bitikçi, Münşî-i Dîvân bu büyük dîvânın çeşitli kısımlarının başkanları veya bakanları olarak görevlendirilmişlerdir. Bu makam tek bir kişiye ait iken zamanla bazen vezâret ve sâhîb-i dîvânlık ayrılmış bazen ise tekrar birleştirilmiştir.629

2.1.1.4. Vezâret veya Sâhib-i Dîvân Makamı

İlhanlı Devleti’nin idarî meselelerinde hükümdara birinci vezir yardım etmek için hazır bulunmuştur. Bununla birlikte onun da yardımcıları olup bunların derece olarak birincisi nâib veya vezir vekilidir. Vezirin görevleri arasında memurları görevlerine veya görev yerlerine tayin etmek, yapılan tayinleri onaylamak ve malî hayatı yürütmek en önemli işler olarak göze çarpmaktadır. İlhanlılar Devleti’nin kuruluşu sırasında Hülegü Han, malî işleri ve ilişkili konuları vezire tevdi etmiştir. Daha sonraları ekonomik konularda görev üstlenmesi için malîye vezirliği ihdas

628 Dayı, İdarî Bürokrasi, s. 225; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, TTK Yay., Ankara 1998, s. 207.

edilmiştir. Bu dönemde baş vezir ile hanın yetkileri arasındaki sınırı tespit etmek çok zordur. Vezir, İlhanlı Devleti’nin kurultayında bulunmasının yanı sıra ülkenin siyasî idaresinde İlhan’a en yakın konumda olup hükümdârın temsilcisi sıfatını taşımıştır. Vezirler böylesine geniş yetkilere sahip olunca her an ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olmuşlardır. Örneğin Şemseddîn Cüveynî, Seyfettin Bitikçi’nin idamını müteakip onun yerine baş vezir olmuştur. Ancak Şemseddîn Cüveynî de Argun Han’ın isteğiyle yargılanıp ölüme mahkûm edilmiştir.630

2.1.1.5. Dîvân-i İstifâ, Defterdâr-i Memâlik veya Müstevfî Makamı

Dîvân-ı İstifâ, devletin iktisadî konularının yürütüldüğü, devlet daireleri, hesaplar, maaşlar ve bu konular ile ilgili defterlerin muhafaza edildiği makamdır. Mansıb-ı İstifâ ve İstifâ-yi Memâlik gibi ıstılahlarda Müstevfî Makamı’nın yerine zaman zaman kullanılmıştır. Bu makamın ehemmiyetini gören ve onu teşkil eden kişi Şemseddîn Cüveynî olmuştur. Nitekim ilk Defterdâr-i Memâlik olarak da Seyyid Sadrüddîn Hamza tayin edilmiştir. Bununla birlikte Şemseddîn Cüveynî Irak, Azerbaycan ve Bağdat’taki istiladan elde edilen kazancın kayda geçirilmesi ve hesaplanması için Hoca Cemâleddîn Münşî’yi bu göreve tayin etmiştir. Müstevfîlerin siyakat yazısı bilmeleri zorunlu kılınmıştır. Nitekim Müstevfî dîvânında defter-i câmi, defter-i mukarrer, defter-i avarice, defter-i haracî, mukarrer-i dîvân, defter-i kânûn, defter-i tevcihât, defter-i ruznamçe isimleri ile tutulan yedi defter siyâkatle yazılmıştır. Müstevfîler bölgelerdeki varidatı vezirlerin emirleriyle ve maiyetindeki memurlar vasıtasıyla serşomâr, hâneşomâr, bağşomâr ve kopçur adındaki vergileri de toplamışlardır.631

2.1.1.6. Dîvân-i İşrâf, İşrâf-i Memâlik Makamı

Dîvân-i İşrâf veya İşrâf-i Memâlik, İlhanlıların teftiş görevi içeren önemli bir makamı olmuştur. Bu vazifeye tayin olunmuş kişi, ülkenin bütününde genel müfettiş sayılıp, devlet bünyesinde teşkil edilmiş bütün dîvânların kararlarını teftiş etmiştir.

630 Dayı, İdarî Bürokrasi, ss. 225-229; Spuler, İran Moğolları, s. 310-311; Uzunçarşılı, Osmanlı

Devleti Teşkilatına Medhal, s. 209.

631 Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, ss. 213-217; Muhittin Serin, “Siyâkat”, Türkiye

Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 37, İstanbul 2009, ss. 291-292; M. Macit Kenanoğlu, “Vergi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 43, İstanbul 2013, s. 55.

Bu hiç birşeyin müşrifin teftişinin dışında kalamayacağını göstermektedir. Müşrifin maiyetinde de birçok işraf denen memurlar bulunmuş, bunlar vilayetleri teftiş etmişlerdir. Bu makamın görevlileri teftiş işlerinde hazine ve varidat ile asker maaşlarını teftiş etmiş, suistimalin önüne geçmeye çalışmışlardır. Dîvân üyeleri onun fikirlerini önemsemişlerdir. Tayin olunacak memurların tayin hususları ile ilgili meselelerde İşrâf-ı Memâlik’in görüşü alınmıştır. Hülegü Han’ın, İlhanlı Devleti’ni teşkil ettiği ilk dönemlerde bu makam doğu ve batı işraflığı olarak iki ayrılmıştır. Hülegü Han’ın batı memleketleri için atadığı ilk işraf Cemâl Has Hacib olmuştur.632

2.1.1.7. Nâzır-ı Memâlik Makamı

Nâzır-ı Memâlik Makamı büyün dîvânın işlerini düzenler iktisadî meselelere ait hazine işlerini hallederdi. Bu makam emirlerin, tümen beylerinin ve dîvâna sürekli katılan kâtiplerin ve çeşitli sınıfların maaşlarını takdim eder rütbe ve memuriyet atamalarında görüşü belirtirdi. Bu görevlinin altında pek çok memur çeşitli vilayetlerde görev alırdı. Bununla birlikte Nâzır-ı Memâlik, bütün dîvân belgeleri ve berâtları, çeşitli yargunâmeleri pervânesi vasıtasıyla yazdırırdı.633

2.1.1.8. Uluğ Bitikçi ve Münşî-i Dîvân-ı Bozork Makamı

Uluğ Bitikçi’nin iştirak edip başkanlığı yürüttüğü bu dîvân devletin yazışmalarını yapıldığı dîvândır. Uluğ Bitikçi, İlhanlı büyük dîvânının başkatibi idi. Uluğ Bitikçi, dîvândan çıkan kararları, emirleri kayda geçirir, bu dîvâna ait iktisadî meseleleri takip ve tahsil ederdi. Dîvânın gelir ve giderlerini tetkik eden bu görevlinin görüşü dîvân azaları tarafından önemsenirdi. Bir anlamda dîvândaki işlerin en üst merci konumunda idi. Uluğ Bitikçi’nin riyasetinde dîvân işlerinin görüşüldüğü resmî daireye İnşâ-i Memâlik veya Dîvân-i Resâil denirdi. Bu daireden çıkan belgelere ve evraklara kimse karşı çıkamaz ve müdahale edemezdi. Daire bitikçisi nasıl uygun görürse öyle yazardı. Nitekim maiyetindeki kalem heyeti yüksek ilim sahibi kişilerdi.634

632 Dayı, İdarî Bürokrasi, s. 238; Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, s. 218.

633 Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, s. 219; Dayı, İdarî Bürokrasi, ss. 232-233.

2.1.1.9. Niyâbet-i Hazret Makamı

Selçuklu Devleti, Moğol tahakkümüne girdikten sonra onların kendi nâiblerinin dışında padişahın yanında bir de Moğolların nâibi bulunurdu. Bu kişiye

Nâib-i Hazret ve makamına da Niyâbet-i Hazret denirdi. Nâiblik yanlızca Selçuklu

ülkesiyle sınırlı değildi. Nitekim Moğol şube devletlerinin de her birinde büyük hanın nâibi bulunurdu. Nâib ülkede meydana gelen bütün hadiseleri hana bildirirdi.635

2.1.2. Hülegü Han Dönemi Bürokratlar