• Sonuç bulunamadı

Annesi Sorkaktani Hatun

I. BÖLÜM

3. Hülegü’nün Ebeveyni

3.2. Annesi Sorkaktani Hatun

Hülegü Han’ın öz annesi Sorkaktani211 Beki212, Kerayitlerden Caka-gambu’nun kızıydı. Caka-gambu, Temüçin’in önceleri yakın dostu sonraki yıllarda ise düşmanı olan Kerayit hanı Ong’un kardeşiydi.213 Kaynaklar Sorkaktani Beki’nin hayatının ilk yılları ile ilgili sessiz kalmıştır. Hatun hakkında kaynaklara ilk yansıyan hadise Çingiz Han’ın İç Moğolistan’ı neredeyse tümüyle ele geçirdiği dönemde Toluy ile evlendirilme hadisesi olmuştur. Siyasî sebeple yapılan evlilik Çingiz Han’ın Kerayitleri bozguna uğrattığı 1203 yılında yapıldı.214 Ayrıca Möngke, Kubilay ve Arık Böke’nin de annesi olan Sorkaktani Beki, Toluy’un baş hatunuydu.215

Zeki ve kültürlü bir kadın olan Sorkaktani Beki, gençliğinde annesinin ve babasının gözetiminde ciddi bir eğitim almış olmalıdır. Nestûrî216 bir Hıristiyan ve Kerayit hanedanından olan hatunun ileri düzeyde okuma yazma bildiği ileri sürülebilir. Abû’l-Farac, oğullarını yetiştirme ve eğitim verme tarzının diğer hanedan üyeleri tarafından kıskanıldığını aktarırken, onu övmek için Mütenebbi’nin217 dizelerini vermekten kaçınmamıştır.218

Toluy’un, 1232 Kin Seferi dönüşünde ölümünden sonra Sorkaktani Beki, Ögedey Han’dan büyük ihtimam görmüştür. Zira bu durum Toluy’un, Moğollar arasında efsaneleşmiş olması ve ardında büyük bir manevi miras bırakmasından ileri gelmiştir. Kocasının manevi mirası, kaynakların sık sık değindikleri üzere kendini ağabeyinin hayatı için kurban etmesi olmuştur. Sorkaktani Beki, Ögedey Han ile her

211 Yumuşak, sünen, yumuşak tenli anlamlarına geldiği iddia edilir. A. Z. V. Togan, Çengiz Han (1155-1227), 1969-1970 Dönemi Ders Notları, s. 36.

212 Moğolca, beki kelimesi güçlü, katı anlamlarına gelmektedir. Lessing, Mong.-Eng. Dic., s. 96.

213 Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 159.

214 Durak, “Sorgaktani Beki”, s. 253.

215 Reşîduddin/Khamidova, Şu’ab-i Pençgâne, s. 861; Muizzü’l Ensâb, vr. 46.

216 Doğu Süryânî veya Asurî Kilisesi adlarıyla da bilinen bu mezhebe adını 382 yılında Maraş’ta doğan Nestûr vermiştir. Nestûrîliğin diğer Hıristiyan mezheblerinden farkı, İsa’nın tek tabiatlı oluşunu reddetmeleri, İsa’nın hem tanrı hem insan olduğunu kabul etmeleridir. Kadir Albayrak, “Nestûrîlik”,

Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 33, İstanbul 2007, ss. 15-17.

217 Meşhur Arap Şairi Mütenebbi, 915-916 yıllarında Kûfe’de doğmuştur. Asıl ismi Ahmet’tir. Mütenebbi lakabının onu sevmeyenler tarafından takıldığı ileri sürülmüştür. İsmail Durmuş, “Mütenebbi”, C. 32, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 2006, ss. 195-200.

218 Kadın cinsi arasında buna benzer başka bir kadın görseydim, kadın cinsinin erkek cinsine üstün

karşılaşmasında bu vakayı ona hatırlatmıştır.219 Hanlık yönetiminde Sorkaktani Beki’nin isteklerini tereddütsüz uygulayan Ögedey Han, idarenin hatunun isteklerine engel olmaması, sözlerini emir telakki etmesi yolunda ferman dahi çıkartmıştır.220

Reşîdüddin Fazlullah’ın anlattığı bir hikâyeye göre Sorkaktani Beki, askerî meselelerde de bilgili ve görgülüydü. O askerî bilgisini Toluy’un yanında katıldığı batı seferlerinden edinmiş olmalıydı. 1232’den sonra yasaya göre Toluy ve Çingiz Han’ın has orduları kendine miras kalmıştı. Müellifin anlattıklarına göre bahsedilen ordu, savaş uğruna ölen Toluy ve Çingiz Han’a bağlı kalmayı şeref ve onur meselesi olarak görmekteydi. Bir gün Ögedey Han, kimseyle meşveret etmeden Toluy’dan, Sorkaktani Beki’ye tevârüs etmiş bir miktar askeri fermanla kendi evladı Köten’in221 uhdesine atamıştı. Durum daha han ordasında dahi duyulmadan bahsi geçen birliklerin komutanları, Ögedey Han’ın fermanına karşı ortak nota düzenlemişler, Sorkaktani Beki’ye sunmuşlardı. Sorkaktani Beki’nin ordasına gelen komutanlar, ona ve dolayısıyla Toluy ile Çingiz Han’a bağlı olma şerefinden mahrum bırakılmamaları, Ögedey Han’ın çıkarttığı kararın iptali hususlarında hatundan yardım istemişlerdi. Onları sabırla dinleyen Sorkaktani Hatun, o esnada hitabetteki becerisiyle isyan etme eşiğindeki askerlerin kızgınlıklarını gidermiş, Ögedey Han’ın verdiği karara saygı göstermeleri ve itaat etmelerini tavsiye etmiştir. Sorkaktani Beki’nin yaptığı konuşma askerler arasındaki huzursuzluğu dindirmiş ve isyandan dönmelerine sağlamıştır.222

Reşîduddin eserinde hatunun zekâsını anlatmayla bitirememiş, onu dünyanın en önemli kadını olarak tanımlamıştır.223 Ona göre Sorkaktani Beki, özellikle kendini sivil idarede çok iyi yetiştirmiştir. Sorkaktani Beki, Moğol Hanlığı’nda öylesine meşhur olmuş ki Karakorum’a gelen elçiler ve haberciler yanına uğramadan, tazim ve saygıda bulunmadan diğer işlerini halletmemişlerdir.224 Başarılı bir idareci olarak

219 Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 39; Cahun, Asya Tarihine Giriş, ss. 214-216.

220 Cüveynî, Cihan Güşa, s. 454.

221 Köten, Ögedey Han’ın Töregene’den olma ikinci oğludur. Möngke Han zamanında Tangut Arazisinde bir yurt verilmiş ve oraya gönderilmiştir. Tibet Budizmi’ne giren ve bu dini himaye eden ilk Moğol soylusudur. Reşîduddin/Boyle, Successor, ss. 19-20; Atwood, “Köten”, s. 321.

222 Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 169; Durak, “Sorgaktani Beki”, s. 253.

223 Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 168.

Sorkaktani Beki, işlerini büyük titizlik ve disiplinle takip etmiş bu yüzden herkes tarafından saygı görmüştür. Hatunun yönetimindeki halk müreffeh bir yaşam sürmüştür. Hizmetlileri başta olmak üzere hatunun ihdas ettiği bütün memur kadroları ondan çekinerek işlerini hakkıyla takip etmişler, bu sebeple halka zulmedememişlerdir. Hatta bir defasında idarecilerden bir grup, halktan ağır vergi almayı kabul etmeyen vergi memurları ile tartışmış, olayın sonucunda Sorkaktani Beki kurduğu mahkemede kendi memurlarını suçlu bularak hepsini idam ettirmiştir.225

Ögedey Han bir müddet sonra bu tür meziyetler taşıyan Sorkaktani Beki’yi oğlu Güyük ile evlendirmek istemiştir. Bununla o, hem küçük kardeşi Toluy’un hatırasını onurlandırmak hem de böylesi saygınlığa sahip bir hatunu Ögedey hanesine kazandırmak istemiştir. Nitekim Toluy’un maddi manevi bütün mirası hala Sorkaktani Beki yoluyla Çingiz İmparatorluğunun iç politikasına etki etmekteydi. O, Toluy’un ölümü sonrası gücünü iyi şekilde yöneterek sağlam ilişkiler tesis etmiş, büyük saygınlık kazanmıştır. Ögedey Han, Sorkaktani Hatun’u bu sebeplerden dolayı kendi ailesine dahil etmek için harekete geçerek yengesinin ordasına bir elçi yollamıştır. Ancak bu talep Sorkaktani Beki tarafından reddedilmiştir. Reşîduddin’e göre Sorkaktani Beki, Ögedey Han’ın elçisine büyük hanın emrine karşı çıkmanın sonuçlarını bildiğini, Ögedey Han ısrar ederse teklifi kabul edebileceğini söylemiştir. Ancak ardından gönlünden geçenin kimseyle evlenmek olmadığı, bundan sonraki hayatını oğullarının eğitimi ile ilgilenerek geçirmek istediğini kibar bir şekilde ifade etmiştir. Yazarın ifadesiyle Sorkaktani Beki, Güyük olsun ya da olmasın kimseyle evlenmek istememiş, bir tek oğullarının eğitimine odaklanmak istemiştir.226

Bu evlilik talebinden bir müddet sonra Ögedey Han vefat etmiş, yerine ağaça227 olarak o dönem gücünün zirvesindeki Töregene Hatun geçmiştir.228 Ancak

225 Cüveynî, Cihan Güşa, s. 454; Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 168.

226 Reşîduddin/Boyle, Successor, ss. 169-170.

227 Yaşça büyük anlamına gelen bu terim nesep yoluyla hanedana mensup olmayan, evlenerek hanedana dahil olan kadınlar için kullanılmaktaydı. Zamanla unvan olarak kullanılan ağaçalığın, İslâm devletlerindeki karşılığı naîbe idi. Durak, “Sorgaktani Beki”, s. 254.

228 Ögedey’in 1241 senesindeki ölümünün ardından tahta vekil olarak çıkan Töregene Hatun, Moğolların ilk resmi naîbesiydi. Onun naîbeliği beş yıl sürmüştür. Onun idaresinin bu kadar uzun sürmesinin sebebi oğlu Güyük’ü tahta çıkarmaya uğraşmasıyla ilgiliydi. Yuvalı, İlhanlılar, s. 33.

Çingiz Hanedanı’nın en yaşlısı ve bu nedenle en saygın kişisi Batu, destekçisi bir grup hanedan üyesi ile Töregene’nin iktidarına karşı çıkmışlardır. Batu ve destekçisi muhaliflere karşılık Töregene, Çağatay Ulusu’nun da desteğini alarak bu durumdan sıyrılabilmiştir. Ancak 1242 senesinde Çağatay’ın ölmesi siyasî dengeleri değişmiştir. Zira Töregene Hatun, Çağatay’ın ölümüyle daha da hırslanmış, önemli yerlerdeki Ögedey yanlısı memurları görevlerinden alarak yerlerine kendine yakın olanları yerleştirmiştir. Fakat Töregene Hatun’un bu tür faaliyetleri muhalefeti susturmaya yetmemiştir. Üstüne Kerayit, Nayman ve Karahıtaylardan bir grup halk da Sorkaktani Hatun’un emrine girmiştir. Buna karşılık Sorkaktani Beki, bu tür politik çekişmelerden olabildiğince uzak kalmaya çalışmıştır. Nitekim Cüveynî’ye göre Sorkaktani Beki ve Toluy Ulusu, olaylar boyunca yapılan yargılamalarda hiçbir suçlamaya hedef olmamış, kimsenin dikkatini çekmemiştir.229 Bu durum muhtemelen Toluy Ulusu’nun gücünden korkmalarından da ileri gelmiş, yahut Sorkaktani Beki’nin Ögedey Ulusu’nun eline fırsat vermemesi de buna sebep olmuş olabilir.

Sorkaktani Hatun’un gördüğü bu saygının temelinde siyasetteki ince zekâsı yatmaktadır.230 Nitekim hatun her iktidar değişiminde şahsının ve Toluy Ulusu’nun itibarını korumayı bilmiştir. Ayrıca her siyasî gelişmeyi dikkatlice analiz eden Sorkaktani Beki, gereksiz müdahalelere hiç girişmemiştir. Bu durum Güyük’ün tahta çıkışı sonrasında iyice gözlemlenmiştir. Zira 1246 yılında Karakorum’da toplanan olaylı kurultayda kapsamlı yargılamalar yapılmış, Toluy sülalesi, birçok soylunun suçlu bulunduğu yargılamalardan suçlama ve cezaya maruz kalmadan çıkmış, yasadan kıl payı bile sapmadıkları anlaşılmıştır.231 Öyle ki Ögedey oğulları

229 Tutuklamaların birçoğu Fatıma adlı çok nüfuzlu bir saray hizmetlisinin dedikodularına dayanmıştır. Nitekim herkes tutuklanırken Toluy Ulusu’nun bu dedikodular içinde adı hiç geçmemiştir. Cüveynî, Cihan Güşa, ss. 230-233; Durak, “Sorgaktani Beki”, ss. 254-255.

230 Cüveynî onun hakkında: “O, kurultaylarda veya şehzadelerin toplandıkları günlerde, törenlerde ve

bayramlarda, süslenme, ziynet eşyası takınma, incelik ve nezaket bakımlarından orada hazır bulunanların hepsinden daha çok göze çarpardı.” demiştir. Cüveynî, Cihan Güşa, s. 454.

231 Cüveynî bu konuyu şöyle anlatmıştır: “O sırada Han’ın ölüp yerine diğerinin geçmesi arasındaki

zamanda bazı şehzadelerin yasa ve geleneklerin dışına çıkarak payza ve yarlıg dağıttıkları anlaşılmıştı. Güyük Han, Kaan’ın ölümünden sonra dağıtılmış olan bütün payza ve yarlıgların geri alınmasını emretti. Daha sonra vergi hükümlerine ve bildirgelerine aykırı hareket etmiş olan vergi memurlarının işten çıkarıldıklarını bildirerek, bu işlerden sorumlu olan şehzadelerin adlarını teker teker saydı. O sırada Sorkotani Beki’nin ve oğullarının yasalarından kıl kadar sapmadıklarını,

tarafından açıkça destek olarak algılanan bir hareketle Güyük’ün han ilan edildiği kurultaya katılan ilk zümre onlar olmuşlardır. Dahası Güyük Han, tahta çıkışıyla halka hazine ve hediye dağıtılması gibi önemli bir görevi Sorkaktani Hatun’a vermiş, Toluy sülalesini ödüllendirmiştir.232

Hayatının son yıllarında Sorkaktani Beki’nin şöhreti Moğol ülkesinin her yerine yayılmıştır. Toluy’un ölümüyle beraber ailenin başına geçen Sorkaktani Beki için başarıyla yürüttüğü politikasının meyvelerini alma zamanı gelmiştir. Nitekim en büyük oğlu Möngke’nin han olma süreci, Güyük’ün tahta çıkışı ve Sorkaktani Beki’nin bundan sonraki süreci başarılı bir siyasetle idare etmesinden ileri gelmiştir. Zira olaylı kurultay sonrası Ögedey sülalesine karşı Batu muhalefeti güçlenmiştir. Güyük Han, kurultay sırasında kendini desteklemeyen Batu’ya içten içe düşmanlık gütmüş, herkesten gizli sefer hazırlıklarına girişmiştir. Fakat konumu itibariyle istihbarat gücü yüksek Sorkaktani Beki, Güyük Han’ın fikrini öğrenmiş ve bunu kendi politikasının aleyhinde bularak Batu’yu bilgilendirmek istemiştir. Hatun bu yüzden oğlu Möngke’yi, Batu’ya hasta ziyareti için yollamıştır. Sorkaktani Beki, Möngke eliyle Batu’yu, Güyük Han’a karşı tedbirli olması için uyarmıştır. Büyük bir savaş beklenmesine karşılık Güyük Han ordusuyla Batu’ya karşı yürürken aniden vefat etmiştir. Güyük Han’ın ölmesiyle büyük bir iç savaşın eşiğinden dönülmüş, Oğul Kaymış233 Moğol Hanlığı’nın yeni ağaçası olmuştur. Sorkaktani Hatun, Güyük’ün ani ölüm haberiyle uzun süredir yürüttüğü politikayı daha da geliştirmiş, bu süreçte yeni müttefikler kazanmıştır. Sorkaktani Hatun, artık açık açık oğlu Möngke üzerinden propaganda yürütmeye başlamıştır. Bu süreçte Agaça Oğul Kaymış’ın hedefi oğlu Hoca’yı iktidara getirmek olmuştur. Ancak politik becerisi düşük Oğul Kaymış, hedefine ulaşamayınca eğer taht kendi oğluma kalmadıysa Ögedey sülalesinde kalsın gibi bir düşünceyle Şiremün’ü desteklemeye başlamıştır.234

onların ülke işlerini akıllı ve tecrübeli kimselerden daha iyi çevirdiklerini, bilgili, kabiliyetli ve disiplinli olduklarını söyledi.” Cüveynî, Cihan Güşa, ss. 454-455.

232 Cüveynî, Cihan Güşa, ss. 233-234; Cahun, Asya Tarihine Giriş, s. 241.

233 Güyük Han’ın baş hatunudur. 1248’de Güyük’ün ölümü üzerine naîbe olmuş ve devleti üç yıl idare etmiştir. Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 175; Atwood, “Oghul-Qaimish”, s. 418.

Oğul Kaymış’ın naîbeliği boyunca Sorkaktani Beki için en önemli husus, Cuci sülalesi ile aralarındaki ilişkinin güçlendirilmesiydi ki muhtemelen Güyük meselesi ile Sorkaktani artık Batu Han’ın da desteğini almaya başarmıştır. Bununla birlikte yukarıda bahsedildiği üzere Şiremün, artık Ögedey Ulusu’nun tek adayı olmuştur. Ancak Cuci sülalesi geçmişte olanlar yüzünden Ögedey sülalesinden birinin Çingiz tahtına oturmasını istememiştir. Bu amaçla Batu Han, Ögedey sülalesine karşı gelerek başkentten gelen kurultay taleplerini ısrarla reddetmiş, bunu yaparken hastalığını bahane ederek kurultayın kendine yakın bir yerde toplanmasını istemiştir. Batu Han’ın isteği Ögedey ve Çağatay sülaleleri tarafından şiddetle reddedilmiştir. Onlar kurultayın uzun zamandır yapıldığı gibi Çingiz Han’ın başkentinde yapılmasını istemişlerdir.235

Batu Han da Güyük Han’ın kendi üzerine yürüdüğü dönemde harekete geçmiş ve Isık Göl’ün236 kuzeyindeki Ala Kamak’a gelmişti. Neticede Ala Kamak’ta Batu Han liderliğinde bir kurultay yapıldı. Ögedey ve Çağatay sülaleleri bu kurultayı protesto ettiler ve iştirak etmediler. Bundan dolayı Oğul Kaymış’ın bir müddet daha hanlığı idare etmesine izin verildi. Ertesi yıl Batu Han’ın Kerülen Nehri kıyısında yaptığı kurultaya da muhalifler katılmadı. Ortada yasal anlamda bahane edilebilecek bir konu kalmayınca muhalifler kurultaydan çıkan kararlara mecbur kaldılar. Möngke Han, 1251 kurultayında Batu Han tarafından aday gösterildi ve resmen han ilan edildi. İkinci gün sözde kutlamalar bahanesiyle gelen, gerçekte kurultayı dağıtma amacı güden Şiremün ve yanındaki birtakım soylu amaçları anlaşılınca yakalanarak tutuklandılar.237

Sorkaktani Hatun, durumdan memnun ancak olanlardan dolayı yine de dikkatliydi. Hatun önce muhalefeti kabule yaklaştırmaya, gönüllerini almaya, nasihat ve iyi davranışlarla desteklerini çekmeye çalıştı. Fakat Ögedey sülalesi Möngke’nin han olmasını bir türlü kabullenememiş hatta kurultayın iptal edilmesini talep etti.

235 Reşîduddin/Boyle, Successor, s. 199.

236 Kırgızistan’ın kuzeyinde bulunan büyük bir göldür. Suyunun ılık olmasından ötürü Isık Göl denmiştir. Kalmuklar, Kırgızların bu yörede demir ürettiklerini gördüklerinden dolayı, Temurtu-Nor (Demirli Göl) olarak da anmışlardır. Ahmet Taşağıl, “Isık Göl”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm

Ansiklopedisi, C. 19, İstanbul 1999, ss. 135-137.

Ögedey sülalesi iktidarın kendi hakları olduğunu savunarak kamuoyu oluşturma girişimlerine başladı ve ülkenin her yerine elçiler gönderdiler. Öyle ki birkaç kere de Batu’nun huzuruna çıkarak karara karşı çıktıklarını, Möngke Han’ı tanımadıklarını bildirdiler. Muhalefetin iyi niyetle mutlu edilemeyeceğini gören Möngke Han ve Sorkaktani Beki, ikinci safhada tehdit yoluyla onları susturmaya çalıştı. Tehditle istediklerini elde edemeyen Möngke Han, yargılama başlatarak ciddi olduklarını gösterdi. Oğul Kaymış ve ileri gelen bazı kimseler ortadan kaldırılırken geriye kalan muhalifler sürgüne gönderildi.238 Oğlunun iktidara gelmesinden sonra da hanlık

işleriyle ilgilenen Sorkaktani Beki, Möngke Han tahta çıktıktan birkaç yıl sonra rahatsızlandı ve Şubat 1252’de öldü.239

3.3. Üvey Anneleri