• Sonuç bulunamadı

Hülegü Han’ın Dini Anlayışı ve Politikası

I. BÖLÜM

5. Hülegü’nün Batıya İlerlemesi

1.3. Hülegü Han’ın Dini Anlayışı ve Politikası

Hülegü Han’ın dini hayatı ve dini konulardaki fikirlerini anlayabilmek için öncelikle çocukluk ve gençlik dönemini geçirdiği Toluy hanesinin şartlarına hâkim olmak lazımdır. Hülegü Han’ın ailesinin Toluy’un ölümüyle lideri olan Sorkaktani Beki’nin, tutucu derecede bir Hıristiyan olduğu birçok kaynağın üzerinde birleştikleri bir konudur. Kerayit Hanedanı’na mensup, Nestûrî Hıristiyan olan Sorkaktani, kocasının erken yaşta vuku bulan vefatı dolayısıyla rahat hareket imkânı bulmuş, Toluy’un bütün evlatlarını Hıristiyanlık ve onun bir mezhebi olan Nestûrî fırkasının

609 Kar, “Zîc- İlhânî”, ss. 96-99; Yuvalı, İlhanlılar, s. 171.

kurallarına göre terbiye ederek yetiştirmiştir. Ancak anlaşıldığı üzere Hülegü Han, daha sonraları Budizm’e ilgi duymuş, bu dinin esasları üzerine itikat göstermeye başlamıştır. Nitekim o, batı seferi sırasında yanında bölgeye birçok Budist din adamı getirmiştir.611

Hülegü Han’ın Budizm inancına bir dönem ilgi duyduğu ya da intisap ettiği iddiaları bizce doğrudur. Nitekim onun bu konudaki tutumu öncelikle Sorkaktani Beki’nin, oğullarının eğitimi için görevlendirdiği Budist Uygur devlet adamlarının tesirine bağlayabiliriz. Nitekim Öngüt kavminden Nükeday ile evlenerek bu halk arasında meşhur bir kadın olan kız kardeşi Tümügen de Budist inanışına sahipti.612 Fakat çeşitli kaynaklarda onun Budizm’e itikat göstermediği Şaman dinine mensup olduğu ileri sürülmüştür. Ermeni tarihçilerin ısrarla Hülegü’nün Budist olduğuna dikkat çektikleri613 gerçeği ortada olsa bile defin töreninin Şaman inancı üzere yapıldığı göz önüne alındığında Hülegü, muhtemelen Şaman inancına sahiptir. Hülegü Han, ancak annesi Sorkaktani Beki vâsıtasıyla Hıristiyan Nestûrîliğe, hocaları veya kız kardeşi Tümügen yoluyla Budizm’e sempati duymuş olmalıdır. Hülegü Han’ın son sayılan dinlere karşı aşırı sempati beslemekte olduğunu anlamaktayız. Nitekim İlhanlı Devleti topraklarına onun zamanında çok fazla Budist Rahip ve Tibet Laması girmiş ve bu dinlere ait mabetlerin varlığı İran ve çevresinde artmıştır.614

Din konusu İlhanlı Devleti’nin politikasında ve bürokrasisinde çok önemli bir etken olmuştur. Nitekim Hülegü Han’ın kurduğu İlhanlı Devleti bürokrasisinin en aşağı kademelerinden en yukarı kademelerine kadar devlet adamlarının büyük çoğunluğundan, Kerayit ve Merkit kabilesinden Hıristiyan kişilerle evli olanlar olmuştur. Hıristiyanlık dini, Hülegü Han’ın da sempati duymasıyla devlet kademelerinde büyük bir ivmeyle yayılmış ve İlhanlı Devleti için ayrıcalık

611 Akkuş, Moğollarda Din ve Siyaset, ss. 118-119; Spuler, İran Moğolları, s. 221; Abdülkadir Yuvalı, “Hülâgû”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 18, İstanbul 1998, s. 473.

612 Burak Çelik, “Cengiz Han Oğlu Toluy I: Ailesi”, Selçuklu Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Dergisi, S. 50, 2020, s. 417; Akkuş, Moğollarda Din ve Siyaset, s. 137; Spuler, İran Moğolları, s. 202;

Abû’l-Farac, Tarih II, s. 602; Reşîduddin/Türkçe, İlhanlılar Kısmı, ss. 4-5; Muizzü’l-Ensâb, vr. 60.

613 Vardan, Türk Fetihleri Tarihi, s. 117.

614 Akkuş, Moğollarda Din ve Siyaset, ss. 119-121; Grousset, Bozkır İmparatorluğu, s. 405; Spuler,

gösterilmesi gereken bir din olmuştur. Buna ek olarak Anadolu ve Suriye bölgelerinde büyük bir Hıristiyan nüfus olması Hülegü Han’ın Hıristiyanlık lehine politika geliştirmesine neden olmuştur. Bu durum, kendi döneminde Hıristiyan cemaat ve grupların (Nestûrîler ve Yakubîler vs.) İlhanlı Devleti’ni doğal bir koruyucu olarak görmelerine, dışarıya karşı aralarındaki mezhep veya cemaat düzeyindeki mücadeleleri bırakarak birlik havasına girmelerine neden olmuştur. Onlar Müslümanların hâkimiyetindeki zamanlarına karşılık İlhanlı yönetimi sayesinde kolay ve ayrıcalıklı şartlarda yaşamış, dönemin politik havası neticesinde doğal olarak Moğolları kendilerine dost ve hâmi olarak görmüşlerdir. Moğollar bütün cemaatleri bir bütün olarak Hıristiyanlık potasına sokmuş ve onları birbirlerinden ayırmamış fakat Nestûrîlik, Toluy hanesi üyelerinin sıkça tevârüs ettikleri bir mezhep olduğu için daha ayrıcalıklı olmuştur. Ayrıca Hıristiyan dünyasının batılı misyonerlerinin faaliyetleri Moğolları Hıristiyanlaştırma gayesi gütmüş İlhanlılar da amaçladıkları politik faydalar çerçevesinde bu faaliyetleri hoş karşılamışlardır. İlhanlıların misyonerlik faaliyetlerine kapılarını açması, doğu ve batı bölgeleri açısından olumlu sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Hülegü Han, ciddi manada Hıristiyanlara ayrıcalık tanımıştır. Zira Hülegü, Nizârî İsmâilî kalelerini ardı sıra ele geçirirken yahut Bağdat’ı zapt ederken Hıristiyanları, Müslümanlara uyguladığı katl hareketlerinden hariç tutmuştur. Ayrıca yerel Hıristiyan hâkimler ve komutanlar da Hülegü Han’ın hizmetinde yoğun bir şekilde yardımcı veya destek kuvvet olarak hizmet vermişlerdir. Hatta İlhanlılar, 1260 sonrasında, Memlûkler ile giriştikleri mücadelelerinde başarılı olabilmek için Hıristiyan devletler ile ilişkilerini bölgesel düzeyden kıtalararası seviyeye taşıma girişimleri başlatmışlardır. Hülegü Han’ın Hıristiyanların lehine geliştirdiği politikası anılan dönemde dozunu fazlasıyla arttırmıştır. Nitekim Hülegü’nün gelişinden birkaç yıl önce, yüzyıllardan beri süregelen Hıristiyan-Müslüman komşuluk münasebetleri Hıristiyanların Moğollardan arka almasıyla Müslümanlar aleyhinde bozulmuştur. Hıristiyanlar, Hülegü Han’dan aldıkları destekle, Moğolların bölgeye gelişini müteakip çarşı ve pazarlarda

Müslümanların üzerinde baskı oluşturmuş, hatta bazıları daha da ileri giderek Müslüman bazı şahısların üstüne şarap dökebilme cesareti bulabilmişlerdir.615

Hülegü Han, İran ve çevresinde Müslüman yönetim işbaşındayken yüzyıllarca çalınması yasak kilise çanlarının dahi çalmasını sağlamış, âdeta Müslüman tebaasına tarafını belli etmek istercesine eşi Dokuz Hatun’un düzenlediği büyük dini törenlere iştirak etmiştir. Hülegü Han, anılan ayrıcalıkları diğer dinlere tanımamıştır. Onun bu davranışlarının ardında büyük ihtimalle tutucu Hıristiyan eşi Dokuz Hatun ve diğer eşi Tukiti Hatun da olmuştur. Ermeni müellifler eserlerinde Dokuz Hatun’a Hıristiyan oluşundan ötürü atfettikleri övgülerin aynısını Tukiti Hatun için de zikretmişler, Hıristiyanların elde ettikleri bütün imtiyazları anılan hatunların şefaatine borçlu olduklarını dile getirmişlerdir.616 Hülegü Han’ın devlet işlerinde Hıristiyanlara yönelik bu lehte uygulamaları ve davranışları, Müslüman ve özellikle Sünnî mezhebindeki tebaanın kendisine karşı nefret duymasını, Hıristiyanların ise sevgi ve muhabbet beslemesini sağlamıştır. Böylece ayrıcalıklı cemaat Hıristiyanlar, İlhanlı Devleti’nin birçok kademesinde çeşitli makamlar elde etmişlerdir. Hülegü Han’ın Hıristiyanlara yönelik bu siyaseti ve yüzyıllardır Müslüman dünyasını birleştirici gayeler güden Bağdat Abbâsîleri’ni ortadan kaldırması, bölgede mevcut kültürel bölünmüşlüğü hızlandırmış ve sonuç olarak birçok mahalli ve etnik kültür ortaya çıkmıştır.617

Hülegü Han’ın Müslümanlar hakkındaki dini tutum ve davranışları mezhepleri arasında ayrılıkçı bir siyaset gütme çerçevesinde şekillenmiştir. Hülegü Han iktidarı İranî unsurları desteklemiş, Sünnî mezhebi aleyhine yürüttüğü iç politikada onun karşıtı olarak Şiîlere arka çıkmıştır. Özellikle bu konuda Nâsırüddin Tûsî’yi kullanan Hülegü Han, Tûsî yoluyla Şiîlerle ittifak kurarak anılan mezhebin yayılmasına destek olmuştur. Hülegü Han’ın Şiî yanlısı siyaseti ister istemez çevre illere, bilhassa Anadolu’ya da sirayet etmiş, Şiîlik burada süratle yayılmaya

615 Akkuş, Moğollarda Din ve Siyaset, ss. 121-124; Erol Keleş, “Avrupa ile Yapılan İttifakın İlhanlı Hükümdarlarının Dini Tercihi ve Dâhili Siyaseti Üzerindeki Tesiri”, Türk Dünyası Araştırmaları

Dergisi, C. 121, S. 239, 2019, ss. 349-351; Grousset, Bozkır İmparatorluğu, s. 103.

616 Vardan, Türk Fetihleri Tarihi, s. 119.

617 Akkuş, Moğollarda Din ve Siyaset, ss. 124-127; Spuler, İran Moğolları, s. 230; Grousset, Bozkır

başlamıştır. Tıpkı Hıristiyanlığın desteklenmesi hususu gibi, Hülegü Han, Şiî yanlısı siyasetini Sünnî yapıdaki Memlûklere karşı rekabet etmek için kullanmıştır. Nitekim Memlûkler Devleti ile mücadele, dönemin şartlarında çok önemli görülmüş ve âdeta İlhanlılar Devleti’nin varlık sebebi olarak sayılmıştır. Örneğin Memlûkler Sünnîleri her yerde, özellikle Anadolu coğrafyasında Şiî ve Gayri Sünnî unsurlara karşı desteklemiştir. İlhanlıların Anadolu’daki başlıca destekçileri olan bu zümrelerin başını Kalenderîler çekmişlerdir. Onlar Moğolların Anadolu’daki her türlü faaliyetlerine katılmış, daima desteklemişlerdir.618 Mevlevî unsurlar ise daha çok dönemin gücüne itaat etmenin faydalı olduğu görüşü çerçevesinde Moğolları desteklemişlerdir. Onların Hıristiyan, Kalenderi, Şiî vb. zümrelerden farkı Moğol ordularına katılıp Müslümanlara karşı kılıç çekmemeleri olmuştur. Mevlevîler Moğollar ile münasebetlerini iyi tutarak onlara karşı kendi destekçileri ve taraftarlarını korumayı hedeflemişlerdir.619

Hülegü Han’ın dini hususlardaki tutum ve davranışları görüldüğü üzere doğrudan doğruya devletin iç ve dış siyasetini etkilemiş, özellikle İslâm âlemindeki dengeleri büyük ölçüde değiştirmiştir. Bu dönemde artık Ön Asya Müslümanları Memlûkler tutarken Orta Asya havalisindeki Müslüman halkın çoğunluğu Altın Orda Devleti’ne taraf olmuştur. Hülegü Han’ın uyguladığı bu siyasetin sonucu olarak anılan bölgelerde görünürde dini siyasete dayalı ittifaklar meydana gelmiştir. Memlûkler ve Altın Orda devletleri arasındaki yakınlaşmayı buna örnek olarak gösterebiliriz. Fakat adı geçen iki devletin müttefikliğinin asıl temellerinin, siyasî ve ekonomik menfaatler gözettiği hatırdan çıkarılmamalıdır. Hülegü Han, politik yaşamı boyunca uyguladığı dini siyasetini 1265 yılındaki ölümüne kadar sürdürmüş, bu siyaset halefleri tarafından terk edilmeyerek yarım asır daha uygulanmış, İlhanlı hükümdârlarının temel politikasını teşkil etmiştir.620

618 Mustafa Akkuş, “Anadolu Selçuklu Devletinin Yıkılmasında Kalenderi Grupların Rolü”, Turkish

Studies, C. 9, S. 7, 2014, s. 119.

619 Akkuş, Moğollarda Din ve Siyaset, ss. 127-129; Kemal Ramazan Haykıran, “İlhanlı Hâkimiyeti ve İmâmiye Şiîlerî”, Milel ve Nihal Dergisi, C. 17, S. 1, 2020, ss. 93-95; Hanifi Şahin, “Ehl-i Beyt Siyaset İlişkisi (İlhanlılar Dönemi)”, Ekev Akademi Dergisi, C. 13, S. 41, 2009, ss. 94-95.

2. Hülegü Han Dönemi İlhanlı Devlet Teşkilatı