• Sonuç bulunamadı

Batı Seferi Öncesinde İran ve Çevresinde Durum

I. BÖLÜM

3. Batı Seferi Öncesinde İran ve Çevresinde Durum

Hülegü’nün batı seferine değinmeden önce bölgenin siyasî dinamiklerine, devletlerin birbirleriyle olan münasebetlerine ve Moğolların buna nasıl karşılık verdiklerine bakmak gerekmektedir. Ögedey Han, zamanında batı meseleleri ile ilgilenmesi için Çormakan Noyan’ı459 batı bölgelerine genel idareci olarak atamıştı. Zira Çingiz Han’ın buradaki işlerini aniden bırakarak doğuya yönelmesi Moğolların batı hâkimiyetini zayıflatmıştı. Ordusuyla gelip Hârizmşahların kalan bakiyelerini tamamen ortadan kaldıran Çormakan, idaresindeki Moğol kuvvetlerini daha ileri harekât için sevk etmiştir. Bu güçler yoğun bir şekilde Kafkasya, Anadolu, Irak ve Kuzey Suriye’ye başarılı akınlarda bulunmuşlar, Türkiye Selçuklularını, Gürcüleri, Ermenileri ve Musul Atabegliğini, Moğollara bağlı hale getirmişlerdir. Bir süre sonra Çormakan Noyan, hastalığı sebebiyle yerini Baycu Noyan’a bırakmak zorunda kalmıştır. 1245’li yıllarda Baycu Noyan, Diyarbakır, Urfa ve Nizip’i ele geçirmiş ve Antakya hâkimini kendine bağlı kılmıştır. Bunu yaparak Baycu Noyan, Moğolların sonraki dönemde gerçekleştirecekleri Ortadoğu ve Bağdat seferlerine destek olmuştur. 1248’li yıllara gelindiğinde Baycu Noyan, Güyük Han’ın emriyle Nizârî

459 Sünit kabilesinden olan Çormakan Noyan, önceleri Çingiz Han’ın hizmetinde özel muhafız subaylığı, yani keşik görevini yürütmekteydi. Atwood, “Chormagan”, s. 106.

İsmâilîler konusuna eğilmesi için gönderilen Elçigedey Noyan’a yardım etmeye başlamıştır.460

Bölgenin ekonomik işleriyle ilkin Horasan ve Mâzenderan Genel Valisi Körgüz ilgilenmiştir. Ancak Körgüz, Töregene Hatun’un işlerine mâni olarak aleyhine hareket etmiş, birçok düşman kazanmıştır. Körgüz, Töregene Hatun’un hışmına uğrayarak merkeze çağrılmış, bir süre tutulduktan sonra 1243-1244 yıllarında idam edilmiştir. Körgüz’ün yerine Horasan Genel Valisi olarak geçen Argun Aka, doğuda harika işler yapan Mahmud Yalavaç’ın âdeta batıdaki örneği olmuştur. Merkezi Tebriz şehri olan Argun Aka, işlerini o kadar iyi yürütmüştü ki sonra gelen hanlar tarafından sürekli iltifat görmüştü. Nitekim Kafkasya Bölgesi’nin vergi işleri de ona havale edilmiştir. Argun Aka öncelikle bölgenin ekonomik durumunu düzeltmiştir. Bununla birlikte yerine geldiği Körgüz’ün adamı Şerefüddin Hârizmî461 ile çalışmakta olan Argun, onun 1245’teki vefatıyla işlerinde ikiliği ortadan kaldırmış, bölge işlerinin düzeni ve tertibi daha iyi bir hale gelmiştir. Ancak zaman geçtikçe Argun Aka için yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Zira Güyük Han, tahta geçtiğinde emir çıkartarak onun yanına yeni memurlar atamıştır. Bu memurlar işlerinde zafiyet göstermişler bu nedenle 1249 yılında merkezin adamı Möngke Polat462 tarafından görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Güyük Han’ın, Argun Aka’ya diğer bir emri de Elçigedey ile antlaşması ve beraber iş yapmaları olmuştur. Yalnız Elçigedey, daha Güyük Han’ın muteber adamı olduğundan zaman içinde çevreden büyük bir baskı görmüştür. Nitekim Möngke Han, 1251 Ekim’i ile 1252 Şubat ayları arasında Elçigedey’i idam ettirmiş ve böylelikle Baycu Noyan, Hülegü Han gelene kadar bölgenin tek askerî valisi olarak kalmıştır.463

460 Yuvalı, İlhanlılar, s. 51; İbn Kesîr, el-Bidâye, ss. 200-202.

461 Hârizmli bir Müslüman olan Şerefüddin, uzun süre Horasan Genel Valileri yanında bitikçilik yapmıştır. Tus şehrinde 1245’te eceliyle ölen Şerefüddin, muasır kaynaklar tarafından dönem dönem çeşitli Moğol hizipleri arasında gidip geldiği, bu yüzden kimse tarafından sevilmediği zikredilmiştir. Yuvalı, İlhanlılar, s. 126.

462 Çormakan tarafından Tebrizli sanatkârların başına Baskak olarak atanan Naymanlı memur Möngke Polat, daha sonraları Güyük tarafından emirlik ünvanı almıştır. Cüveynî’nin aktardığına göre Argun Aka ile pek anlaşamamışlardır. Cüveynî, Cihan Güşa, ss. 422-423.

Ermeniler açısından Moğollar, bölgedeki yalnızlıklarından kaynaklanan güçsüzlüklerini azaltacağı için gerçek anlamda bir fırsat olmuştur. Dolayısıyla Ermeni Kralı I. Hetum ilk defa 1244’te Güyük Han’ın huzuruna çıkarak Moğollara tabi olmuş, aynı hareketi Möngke Han’ın cülûsu esnasında da yapmıştır. İleride görüleceği üzere Moğollara daima sadık kalan Ermeni Hetum, her işlerinde onlara yardım etmiştir. Gürcistan’da ise bir süre önce Kraliçe Rusudan464 hâkim olmuş ve ancak Batu ile savaşında esir alınmış ve bu esarette 1240’lı yıllarda vefat etmiştir. Bu dönemde Batu ve ordusu Gürcülere karşı üstün gelmiştir. Batu, kraliçenin ölüm haberini Güyük Han’a göndermiş, Han ise Rusudan’ın oğlunu IV. David lakabıyla, Rusudan’ın yeğenini V. David lakabı ile Gürcistan’da ortak hâkim kılmıştır. Bahsedilen düzen Hülegü’nün Ön Asya’ya girişine değin bu şekilde sürmüştür.465

Ortadoğu, XII. yüzyılın üçüncü çeyreğinde huzuru sağlayan Kudüs Fatihi Selâhaddîn Eyyûbî’nin politikası ile birleşmişti. Onun ölümüyle Ortadoğu üç ya da dört parçaya ayrıldı. Selâhaddîn Eyyûbî’nin, 1244 yılında Mısır’a hâkim olan torunu es-Sâlih İsmail, Halep ve Kuzey Mezopotamya hariç bütün Ortadoğu’yu tekrar Eyyûbî nüfuz altında birleştirdi. Sâlih, 1248’de Halep emiri II. Yusuf’a karşı bir sefer hazırlığında Şam’da olduğu sıralarda, Fransa Kralı Saint Louis’in Mısır’a çıkarma yapmak için Dimyat’a sahillerinde olduğu haberini aldı, ancak herhangi bir girişimde bulunamadan 1249’da vefat etti. Ölümü, oğlu el-Melikü’l-Muazzam Turanşah’ın Mezopotamya’dan yanında Memlûkleriyle466 Mısır’a gelmesine kadar gizli tutuldu. Turanşah, Mısır’a geldikten sonra himayesindeki Memlûkler tarafından kendisine karşı komployla öldürüldü ve iktidarı Memlûkler tarafından ele geçirildi. Memlûkler, Fransızlara karşı beklemeden harekete geçerek Dimyat’ı geri aldılar ve Louis’yi esir ettiler. Ardından Turanşah’ın üvey annesi Türk asıllı Şecer’üd-Dür’ü tahta çıkarttılar.

464 1223’te Gürcistan’da tahta çıkan Rusudan, kızını II. Gıyâseddin Keyhüsrev ile evlendirmiştir. Kendisi ise bir süre sonra Selçuklu Hanedanı’ndan Erzurum hâkimi Mugîsüddin Tuğrulşâh’ın oğlu ile evlenmiş ve bu evlilikten Tamara adında bir kızı ile David isimli bir oğlu olmuştur. Ömer Subaşı, “Türkiye Selçuklu Devleti’nde Güçlü Bir Kadın: Gürcü Hatun Tamara”, M.K.Ü.S.B.E.D., C. 13, S. 33, 2016, ss. 384-385.

465 Spuler, İran Moğolları, ss. 54-58; İbn Kesîr, el-Bidâye, s. 202.

466 Eyyûbî hükümdarı Necmeddin Eyyûb’un Kıpçak ve Kafkasya ülkelerinden getirip Ravza adasında kışlalara yerleştirdiği, Nil Nehri’ne izafen Bahri Memlûkler olarak adlandırdığı Türk asıllı kölelerden oluşan özel bir birliktir. İsmail Yiğit, “Memlûkler”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 29, İstanbul 2004, ss. 90-97.

Memlûklerin komutanı Aybek ile evlenen hatun, onun kendine karşı bir komplo içinde olduğunu suçlamasıyla onu öldürttü. Fakat her yerde nüfuzları artan Memlûkler, olay sonrasında Aybek’in oğlu el-Mansur Nureddin Ali’yi tahta çıkarttılar. Nureddin Ali’nin başında ise Atabegi ve Saltanat vekili olarak Seyfeddin Kutuz bulunmaktaydı. Bu sıralarda Turanşah’ın katlinde rol oynayan ve ceza almamak için Suriye’ye kaçan Baybars’da Mısır’a dönmüştü.467

Anadolu ahvali ise Hülegü’nün gelişinden çok önce karışmıştır. I. Alâeddin Keykubad’ın zamansız ölümüyle idarecilikten anlamayan oğlu II. Gıyâseddin Keyhüsrev tahta geçmiştir. Bu dönemde onun tahta çıkmasına yardım eden Veziri Sâdeddin Köpek, büyük hayallere kapılmış ve kendini rakipsiz kılmak için önemli devlet adamlarını ortadan kaldırmıştır. 1240’ta yaşanan bu olaylar, Anadolu halkının dini ve ekonomik kaygıları sonucunda meydana gelen ve çoğunluğunu Moğollardan kaçarak bölgeye yerleşen Türkmenlerden bir grup halkın Babailer İsyanı’nı başlatmasına neden olmuştur. Türkiye Selçuklu Devleti’nin zorlukla bastırdığı hadise, açıkça dosta ve düşmana devletin içine düştüğü zaafiyeti göstermiştir. Dolayısıyla 1241’de ilk kez Erzurum’un işgali ile Moğol akınları başlamış, bunu Kösedağ hezimeti izlemiştir. Anadolu Türklerinin kaderini büyük ölçüde etkileyen savaşta Baycu Noyan komutasındaki otuz bin kişilik Moğol kuvveti, seksen bin kişilik Selçuklu ordusunu 1243 senesinde Kösedağ’da hezimete uğratmıştır. Kösedağ Savaşı, Türkiye Selçuklularının siyasî çöküşünün kesin olarak başladığı olay olmuştur. II. Gıyâseddin Keyhüsrev’in 1246 yılındaki ölümü ile üç evladı468 iktidar için birbirleriyle mücadeleye girişmiş, zaten yıkıma uğramış Anadolu topraklarını iyiden iyiye güçsüzleştirmişlerdir. Bu dönemden sonra Anadolu, Moğolların müdahalelerine, askerî işgallerine ve ağır vergilerle devleti ezmelerine açık bir hale gelmiştir.469

467 Carl Brockelmann, İslâm Ulusları ve Devletleri Tarihi, (Çev. Neşet Çağatay), TTK Yay., Ankara 2002, 191-193; Cengiz Tomar, “Şecerüddür”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C. 38, İstanbul 2010, ss. 404-405.

468 II. İzzedin Keykâvus, IV. Rükneddin Kılıçarslan ve II. Alâeddin Keykubad.

469 Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul 1969, s. 228.