• Sonuç bulunamadı

II. GELİR VERGİSİ KANUNU

2. Ticari Kazançlar

2.2. Ticari Kazancın Tespit Şekilleri

2.2.3. Gerçek Usulde Vergilendirme

Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi

mükelleflerinin ticari kazançları gerçek usule göre tespit edilir. Gerçek usule tabi mükellefler tutacakları defterler yönünden iki sınıfa ayrılırlar:

• Birinci sınıf tacirler

• İkinci sınıf tacirler

2.2.3.1. Birinci Sınıf Tacirler

2.2.3.1.1. Bilanço Esasına Göre Defter Tutanlar

Aşağıda sıralanan mükellefler bilanço esasına göre defter tutacaklardır:

1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanlardan yıllık alım veya satım tutarları VUK`nda belirtilen miktarlardan fazla olanlar (2018 yılı için yıllık alımlarda 190.000 TL veya yıllık satımlarda 260.000 TL) (2019 yılı için yıllık alımlarda 230.000 TL veya yıllık satımlarda 320.000 TL) (2020 yılı için yıllık alımlarda 280.000 TL veya yıllık satımlarda 390.000 TL) (2021 yılı için yıllık alımlarda 300.000 TL veya yıllık satımlarda 420.000 TL)

II. Gelir Vergisi Kanunu

2. Diğer işlerle uğraşanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hâsılatı VUK`nda belirtilen miktarı aşanlar (2018 yılı için 100.000 TL) (2019 yılı için 120.000 TL) (2020 yılı için 140.000 TL) (2021 yılı için 150.000 TL) 3. İlk iki bentte yazılı işleri beraber yapanlardan 2. bentte anılan iş hâsılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı VUK`nda belirtilen miktarı aşanlar (2018 yılı için 190.000 TL) (2019 yılı için 230.000 TL) (2020 yılı için 280.000 TL) (2021 yılı için 300.000 TL)

4. Her çeşit ticaret şirketleri

5. Kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişiler

6. Kendi istekleri ile bilanço esasına göre defter tutanlar Bilanço esasına tabi olan mükellefler Vergi Usul Kanunu’na göre aşağıda yazılı olan defterleri tutmak zorundadır:

· Yevmiye defteri

· Defteri kebir

· Envanter defteri

Bu defterlerin yanı sıra sürekli imalat işiyle uğraşanlar imalat defteri (Maliyet muhasebesi kayıtlarını 7/A seçeneğine göre tutanlar ve imalatlarına dair VUK 197 ilâ 203. maddelerinde yer verilen bilgilere ulaşılacak bir raporlama sistemi oluşturanlar imalat defteri tutmak zorunda değildir); banka, banker ve sigorta şirketleri banka ve sigorta muameleleri defteri; depo (ardiyeler) işletenler ambar defteri; yabancı nakliyat ve ulaştırma kurumları veya Türkiye’deki temsilcileri hasılat defteri tutmak mecburiyetindedirler.

Ayrıca, 16 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeye göre anonim şirketler, damga vergisi defteri tutmak zorundadır. (32 ve 33 Seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği ile anonim şirket dışındaki diğer kurumlar vergisi mükellefleri ile kollektif ve adi komandit şirketler ve bilanço esasına göre defter tutan gerçek kişiler istemeleri halinde damga vergisi defteri tutabileceklerdir.)

2.2.3.1.2. Bilanço Esasına Göre Ticari Kazancın Tespiti

Birinci sınıf tacirler, hesaplarını bilanço esasında tutacakları defterlerde takip ederler.

Birinci sınıf tacirler, hesap dönemi sonunda bilanço çıkarırlar. Bunun için işletmeye dahil mevcutları, alacakları ve borçları saptarlar ve VUK hükümlerine göre değerlerler.

Ticari bilançonun vergi kanunlarına uyumlaştırılmış haline uygulamada mali bilanço denilmektedir.

Bilanço esasına göre ticari kazanç, mali bilançolar üzerinden hesap dönemi sonunda ve başındaki öz

sermaye tutarları arasındaki müspet farktır. Ayrıca, hesap dönemi içinde söz konusu işletmenin sahip veya sahiplerince;

· İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir,

· İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Dönem sonundaki öz sermayenin dönem başındakine göre fazla olan kısmı o dönemin ticari kazancı sayılır. Tersi durumda ise fark, zararı gösterir.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile GVK’nun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur.

2.2.3.2. İkinci Sınıf Tacirler

Birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ikinci sınıf tacir sayılırlar ve işletme hesabı esasına göre defter tutarlar.

2.2.3.2.1. İşletme Hesabı Esasında Ticari Kazancın Tespiti

İkinci sınıf tacirler, kazançlarını işletme hesabı esasında tespit ederler. Bu usulde kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılatlar ile giderler arasındaki müspet farktan oluşur. Giderlerin daha fazla olması halinde zarar doğmuş olur.

İşletme hesabı esasına tabi mükelleflerin genel olarak tutmak zorunda oldukları tek defter, işletme hesabı defteridir. Bunun yanında mükellefler yaptıkları işin niteliğine göre aşağıdaki defterleri tutacaklardır.

• Bitim işleri defteri

• Ambar defteri

2.2.3.3. Ticari Kazancın Tespitinde İndirilecek Giderler

Gelir safi kazanç üzerinden vergiye tabi tutulmaktadır.

Safi kazancın tespit edilebilmesi için, gayri safi hâsılattan indirilebilecek giderler GVK’nun 40. maddesinde aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler; (İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler.) [(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin

II. Gelir Vergisi Kanunu

kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’na kadarlık kısmı (313 No.lı GVKGT gereği 2021 yılı için 6.000 TL) ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’na kadarlık (310 No.lı GVGT’ne göre 2020 yılı için 140.000 TL – 313 No.lı GVKGT gereği 2021 yılı için 150.000 TL) kısmı gider olarak dikkate alınabilir.) 7194 sayılı Kanunun 13. Maddesi ile GVK’nın 40/1 maddesine eklenen bu hüküm, 01.01.2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere, kanunun yayın tarihinde

(07.12.2019) yürürlüğe girmiştir.]

2. Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye’de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliğe haiz bulunmaları şartıyla), GVK’nun 27. maddesinde yazılı giyim giderleri;

3. İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar;

4. İşle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat ve ikamet giderleri (Seyahat maksadının gerektirdiği süreye maksur olmak şartiyle);

5. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri. [(Şu kadar ki faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebilir). 7194 sayılı Kanunun 13.

Maddesi ile GVK’nın 40/5 maddesine eklenen bu hüküm, 01.01.2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere, kanunun yayın tarihinde (07.12.2019) yürürlüğe girmiştir.]2

6. İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar;

7. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar. (İşletmeye dâhil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda

2 Yukarıdaki düzenlemeler kapsamında, binek otomobillere ait kira ödemeleri ile binek otomobil masraflarından, vergiye tabi kazancın tespiti sırasında Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak dikkate alınacak tutarlara isabet eden KDV’nin de indirilecek KDV olarak dikkate alınamayacağını, söz konusu KDV’nin gider olarak kayıtlara alınmakla birlikte gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde KKEG olarak dikkate alınması gerektiğini önemle hatırlatmak isteriz.

3 07/12/2019 tarihi öncesinde iktisap edilmiş binek otoların amortisman giderlerinde bu kısıtlama uygulanmayacaktır.

doğrudan gider yazılabilir.) [(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’nı (310 GVKGT’ne göre 2020 yılı için 160.000 TL – 313 No.lı GVKGT gereği 2021 yılı için 170.000 TL), söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’nı (310 GVKGT’ne göre 2020 yılı için 300.000 TL – 313 No.lı GVKGT gereği 2021 yılı için 320.000 TL) aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.) 7194 sayılı Kanunun 13. Maddesi ile GVK’nın 40/7 maddesine eklenen bu hüküm, 01.01.2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere, kanunun yayın tarihinde

(07.12.2019) yürürlüğe girmiştir.]3

8. İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar (Şu kadar ki; ödenen aidatın bir aylık tutarı, işyerinde işçilere ödenen çıplak ücretin bir günlük toplamını aşamaz.)

9. İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin

%15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.

Gerek işverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, gerekse Gelir Vergisi Kanunu’nun 63. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.).

10. Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı

faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli.

11. Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar (Bu kapsamda işverenler tarafından ticari kazancın tespitinde ücretle ilişkilendirilmeksizin her bir katılımcı itibarıyla indirim

II. Gelir Vergisi Kanunu

konusu yapılacak tutar aylık olarak asgari ücretin brüt tutarının yarısını aşamaz.).

Örnek: Bir işverenin Ekim 2020 döneminde çalışanı adına bireysel emeklilik sistemine ödediği katkı payı tutarı 850 TL’dır.

Aylık Brüt Ücret 6.000 TL

Bireysel Emeklilik Sitemine İşveren

Tarafından Ödenen Katkı Payı 1.000 TL Önceki Dönemlerde (Ocak-Eylül) İndirim

Konusu Yapılmış Toplam Tutar 9.000 TL 2020 Yılı Asgari Ücretin Yıllık Tutarı

(2.943 x 12) 35.316 TL

Brüt Ücretin %15’i 900 TL

*Asgari Ücretin %30’u (2.943 x % 30) 882,90 TL

* 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesi hükmüne göre; işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları üzerinden SGK primi hesaplanmayacaktır.

Ödenen aylık katkı payı tutarı 850 TL, brüt ücretin %15’ini aştığından, fark (1.000 – 900=) 100 TL ücret olarak bordroya yansıtılmak, gerekli yasal kesintiler yapılmak suretiyle ücret gideri olarak kayıtlara alınabilecektir.

(1.000–100=) 900 TL ise işveren tarafından ücretle ilişkilendirmeksizin ticari kazancın tespitinde doğrudan gider olarak indirilebilecek katkı payı tutarıdır. Yine aynı şekilde, SGK açısından ortaya çıkan fark da (1.000 – 882,90 = 117,10 TL) bordroda gerekli SGK prim kesintilerine tabi olacaktır. Tabii kişinin normal aylık ücreti aylık Sigorta Primine Esas Kazanç (SPEK) tavanının üzerindeyse bu durumda herhangi bir prim hesaplaması olmayacaktır. Örneğimizde ise aylık brüt ücret 2020 yılı aylık SPEK tavanı olan 22.072,50 TL’nın altındadır.

Son olarak, damga vergisinde herhangi bir istisna

bulunmadığından, ödenen BES katkı payının tamamı aylık olarak damga vergisine tabi olacaktır.

2.2.3.4. Ticari Kazancın Tespitinde İndirilemeyecek Giderler

Ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyecek giderler (kanunen kabul edilmeyen giderler/KKEG) GVK’nun 41. maddesinde aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir:

1. Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler (Aynen alınan değerler emsal bedeli ile değerlenerek teşebbüs sahibinin çektiklerine ilave olunur.);

2. Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler,

komisyonlar ve tazminatlar;

3. Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler;

4. Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler;

5. Yukarıda 1 ilâ 4 numaralı bentlerde yazılı olan işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır. Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır. Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler, her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir. İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir.

İlişkili kişiler ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar bakımından, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesi hükmü uygulanır.

6. Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.)

7. Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 50’si (Cumhurbaşkanı, bu oranı % 100’e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkilidir.) (90/1081 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu oran (0) olarak saptanmıştır.) (Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu oran % 0 olarak saptandıktan sonra yayınlanan 4207 sayılı Tütün

Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 11. bendi gereğince, GVK Madde 41/7 bendinde belirtilen ilan ve reklam giderleri gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak gösterilemez.)

8. Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları.

II. Gelir Vergisi Kanunu

9. Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan

yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanı’nca kararlaştırılan kısmı.

10. Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddi ve manevi zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.

Tabii ki ticari kazancın tespitinde KKEG olarak dikkate alınması gereken işlemler ve tutarlar bunlar ile sınırlı değildir. Başka kanunlardan kaynaklı KKEG tutarları da olmaktadır. Örneğin: MTV kanunu gereği binek otolar için ödenen vergiler (faaliyet konusu oto kiralaması olanlar hariç), gider vergileri kanunu gereği ödenen özel iletişim vergisi tutarları veya dönemsellik ilkesi gereği cari hesap dönemine ait olmayan giderler, KDV Kanunu’nun 30.maddesi kapsamında indirilemeyecek KDV tutarları, belgesi temin edilemeyen ve belgesiz harcama olarak kabulü mümkün olmayan masraf ve maliyetler, VUK’nda yer almayan değerleme ölçülerine istinaden yapılan kayıtlar; örneğin kıdem tazminatı karşılıkları, takdir komisyonu kararı olmadan stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılması, raporlama amaçlı olarak kayıtlara alınan ancak hesap dönemi içinde gerçekleşmemiş riskler için ayrılan karşılıklar…v.b. işlem ve tutarlar, GVK Madde 40/1, 40/5 ve 40/7’de vergiye tabi kazancın tespitinde gider kabul edilmeyen binek oto masraf ve maliyetleri de vergiye tabi kazancın tespitinde KKEG olarak dikkate alınmak zorundadır.