• Sonuç bulunamadı

GENELDEERLENDRME

6. GENEL DEERLENDRME

Eitimde frsat eitliinin salanmas; cinsiyet ve sosyo-ekonomik koullar gibi kiisel ve sosyal durumlarn eitimdeki baarya bir engel oluturmamas olarak tanmlanan ‘eitimde adalet’ boyutu ve günümüz toplumunun gerekli kld asgari düzeydeki yeterliklerin ve becerilerin toplumun tüm kesimlerine kazandrlmas olarak tanmlanan ‘eitimde içerme’ boyutunun gelitirilmesi ile mümkündür. Eitimde frsat eitliinin salanmas bireylerin yaam kalitesini artrmakta, sosyal eitlii desteklemekte, kamunun sosyal ve ekonomik maliyetlerini azaltmakta, ekonomik büyümeyi hzlandrmakta ve demokrasiyi gelitirmektedir. Bununla birlikte, eitimde frsat eitlii ve verimlilik arasnda negatif bir iliki olduu konusunda yaygn bir kan vardr. Ancak literatürdeki aratrmalar ve bu çalma kapsamnda yaplan analizler söz konusu kany destekleyecek nitelikte bulgular ortaya koymamaktadr. Dolaysyla, frsat eitliinin artrlmas yönünde gelitirilen politikalarn eitimde verimlilie zarar vermesi gerekmediinden, eitimde kalitenin olumsuz etkilenmesi de söz konusu olmayacaktr. Eitimde kalitenin artrlmas frsat eitliinden ödün vermeyi deil, kaynaklarn verimli kullanlmasn gerektirmektedir. Türkiye’de eitimdeki eitsizliklerin tarihsel geliimi incelendiinde mevcut eitsizliklerin daha doru bir ekilde yorumlanmas mümkün olmaktadr.

Türkiye’de muhtemel frsat eitsizliklerinin eitimin hangi alanlarnda ortaya çkt konusunda yaplan incelemeler sonucunda, eitimde adalet ve içerme boyutlarnn gerei olarak iyiletirilmesi gereken birtakm meselelerin tespiti yaplmtr. Bu kapsamda; kzlarn eitime eriiminin yetersiz olmas, sosyo- ekonomik koullarn örencilerin eitimdeki baarsna ve eitime eriimine etkisinin fazla olmas, okullar arasnda kalite ve sosyo-ekonomik farkllklarn yüksek olmas, temel eitimin ve ortaöretimin herkes tarafndan tamamlanmamas, temel becerilerin toplumun tüm kesimlerine kazandrlamamas ve okul öncesi eitime eriimin yetersiz kalmas önemli frsat eitsizlii alanlar olarak öne çkmaktadr.

Son 20 yllk dönemde OECD ülkelerinde eitimde cinsiyet eitlii açsndan bir sosyal devrim gerçeklemitir. Ancak, OECD içinde erkeklerin ve kadnlarn ortalama eitim düzeyi arasndaki farkn kadnlar aleyhine artt tek ülke Türkiye

142 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

olmutur. Türkiye’de ilköretim ve ortaöretime eriimde cinsiyet eitlii açsndan önemli gelimeler salanmakla beraber ‘Bin Yl Kalknma Hedefleri’ kapsamnda ilköretimde kz ve erkek okullama oranlarnn 2005 ylnda eit olmas yönündeki hedefe henüz ulalamamtr. Ayrca, 2015 yl için ortaöretimde de ayn yönde koyulan hedefe mevcut eilimle ulalmas beklenmemektedir.

PISA aratrmas kapsamnda OECD tarafndan yaplan çalmalarda örencilerin eitimdeki baar düzeyini ve/veya eitime eriimini yeteneklerinin yan sra ailelerinin sosyo-ekonomik koullarnn da etkiledii saptanmtr. Bu çerçevede, Türkiye’de örencilerin sosyo-ekonomik koullarnn baarlar üzerindeki etkisinin OECD ortalamasnn üzerinde olduu anlalmaktadr. Sosyo-ekonomik koullarn örencilerin baars üzerindeki etkisinin kabaca dorusal olduu OECD ülkelerinde, örencilerin sosyo-ekonomik koullarnn iyilemesindeki art orannda baar düzeyleri de artmaktadr. Türkiye’de ise bu iliki artan orandadr. Türkiye’de örencilerin sosyo-ekonomik koullarnn iyilemesindeki art oran örencilerin baar düzeylerinde daha büyük bir oransal arta neden olmaktadr. Dolaysyla, Türkiye’de sosyo-ekonomik koullarn baar üzerindeki etkisinin azaltlmas daha da önem tamaktadr. Ayrca Türkiye’de çocuklarn sosyo-ekonomik koullarnn yetersiz olmas, onlarn hem eitime hem de kaliteli eitim imkânlarna eriimlerini zorlatrmaktadr.

PISA kapsamnda yaplan çalmalar örencilerin eitimdeki baarsnn sadece kendi yetenek düzeylerinden veya sosyo-ekonomik koullarndan deil ayn zamanda devam ettikleri okulun kalitesinden ve sosyo-ekonomik düzeyinden de etkilendiini ortaya koymutur. OECD itibaryla örencilerin baar farkllklarnn sadece yüzde 33’ü okullar arasndaki kalite farkllklaryla açklanrken, Türkiye’de bu orann yüzde 53 olduu ortaya çkmtr. Türkiye’de ortaöretimde okullar arasndaki baar düzeyi farkllklar fazladr. Ayrca, Türkiye’de okullar arasndaki kalite farkllklarnn büyük oranda (yüzde 60) farkl okullarda, farkl sosyo- ekonomik düzeyde örencilerin bulunmasndan kaynakland saptanmtr.

Zorunlu temel eitimi tamamlamayan ve bu nedenle günümüz toplumunun gerektirdii asgari becerilere sahip olmayanlarn sosyal ve ekonomik yaamda birçok

143

riskle kar karya kaldklar bilinmektedir. Modern ekonomiler birçok i için ortaöretim mezuniyetini asgari bir eitim düzeyi konumuna getirmitir. Ancak Türkiye, genç nüfusun içinde temel eitimi tamamlayanlarn oran ve ortaöretimi tamamlamadan eitimin dna çkanlarn oran açsndan Lizbon Stratejisi kapsamnda belirlenen hedeflerin oldukça gerisinde kalmtr.

Çocuklarn geliimi ve daha sonraki eitim kademelerindeki baarlar açsndan büyük önem tad belirlenen okul öncesi eitimde birçok gelimi ülkede okullama oranlar yüzde 90’lar geçmitir. Türkiye’de ise okul öncesi okullama oran 2007-2008 eitim ve öretim dönemi itibaryla sadece yüzde 30 civarndadr.

PISA 2006 sonuçlarna göre, Türkiye’de 15 yandaki örencilerin yaklak olarak yarsnn okuma ve matematik alanlarnda temel beceri düzeylerinin yetersiz olduu dikkate alndnda bu gençlerin çalma hayatnda ve günlük hayatta baarsz olmalar kuvvetle muhtemeldir.

Türkiye’de eitimde adalet ve içerme boyutlar kapsamnda giderilmesi gereken frsat eitsizliklerinin incelenmesi sonucunda, bu eitsizliklerin büyük oranda örgün eitim sistemindeki okul türlerinin farkllatrlmas ve yerletirme yöntemleri, temel eitimin tamamlanmas ve ortaöretime geçiler, kaynaklarn sektörel ve mekânsal önceliklendirilmesi ve eitimde frsat eitliine yönelik göstergelerin izlenmesi konusunda uygulanan politikalardan kaynakland ortaya çkmtr.

Örencilerin sosyo-ekonomik koullarnn baarlar üzerindeki etkisinin ve okullar arasndaki kalite ve sosyo-ekonomik farkllklarn fazla olmasnn Tükiye’de önemli eitsizliklere neden olduu belirlenmitir. Bu kapsamda örgün eitim sistemindeki okul türlerinin farkllatrlmas ve yerletirme yöntemleri bu eitsizliklerin ortaya çkmasnda önemli bir rol oynamaktadr. Sosyo-ekonomik koullarn örenci baars üzerindeki etkilerini ölçmeyi amaçlayan aratrmalar, örencilerin baar düzeylerinin, sadece kendi yetenek ve sosyo-ekonomik koullaryla belirlenmediini, ayn zamanda birlikte eitim ve öretim gördükleri

144 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

akranlarnn hem sosyo-ekonomik düzeylerinden hem de baar düzeylerinden etkilendiini göstermektedir. Türkiye’de de ortaöretimdeki okullarn, örencilerin baar düzeyi ve sosyo-ekonomik düzeyi açsndan önemli derecede birbirinden farkllat ortaya çkmtr. Ayrca, kaliteli ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek okullara giri imkân bulamayan örencilerin baar düzeylerinin, OECD ortalamasnn üzerinde bir oranda sosyo-ekonomik koullarndan olumsuz yönde etkilendii tespit edilmitir. Dolaysyla, bu örenciler eitimin adalet boyutu açsndan frsat eitsizlii ile kar karya kalmaktadrlar. Kamunun sosyo-ekonomik düzeyi ve baar düzeyi yüksek olan okullar daha nitelikli öretmenler ve daha iyi bir fiziki altyapyla destekledii görülmütür. Bunda, parasal ve siyasal gücün kamu hizmetlerini kendi faydas dorultusunda yönlendirmesinin etkisi de büyüktür. Bu durumun okullar arasndaki kalite farkllklarn derinletirdii belirlenmitir.

Okullar arasndaki kalite ve sosyo-ekonomik farkllklarn nedenlerini belirlemeyi amaçlayan aratrmalar; bu farkllklarn olumasnda örencilerin okullara yerletirilmesinde kullanlan yöntemlerin önemli olduunu ortaya koymaktadr. Örencilerin okullara yerletirilmesinde; snavlarn ve akademik notlarn kullanlmas olarak tanmlanan akademik seçicilik yannda ikametgahna göre veya kurayla yerletirme gibi yöntemler yerine ailelerin tercihlerinin ön plana çkmas olarak tanmlanan okul seçiminin etkili olduu bilinmektedir. Türkiye’de de ortaöretimdeki okullarn sosyo-ekonomik yaplarndaki ve kalitelerindeki farkllamann büyük oranda ortaöretimde okul çeitliliinin fazla olmasndan, snavla örenci alan okullarn saysnn artmasndan ve ikametgaha göre örenci alan okullarn saysnn snrl olmasndan kaynakland belirlenmitir.

Akademik seçiciliin fazla olduu ülkelerde örencilerin baar düzeyinin sosyo-ekonomik koullarndan daha fazla etkilendii ve dolaysyla frsat eitsizliini artrd bilinmektedir. Bu etki, sosyo-ekonomik koullardaki farkllklarn fazla olduu ülkelerde daha belirgindir. Örnein; Japonya gibi refah düzeyi yüksek ülkelerde okul d kurumlarn ücretleri herkes tarafndan karlanabildii için dier olumsuz etkileri bir yana brakldnda akademik seçicilik rekabeti artrmas nedeniyle olumlu olarak görülmektedir. Ancak, sosyo-ekonomik farkllklarn yüksek

145

olduu ülkemizde; baz aileler çocuklarn yeterince yönlendiremedii ve okul d kurumlarn ücretlerini karlayamad için akademik seçiciliin sosyo-ekonomik düzeyi düük örencilerin rekabet ansn ve dolaysyla daha ileri eitim kademelerine (yükseköretime) geçi ansn azaltt ve bu nedenle frsat eitsizliine neden olduu anlalmtr. Türkiye’de özellikle son yllarda snavla örenci alan ortaöretim okullarnn saysnda bir art olmutur. Kaliteli okullarn yaygnlamas olumlu bir gelime olmakla beraber bu okullarn snavla örenci almas, okullar arasndaki sosyo-ekonomik farkllklarn artmasna ve kalite farknn da açlmasna neden olmaktadr. Dier yandan, özellikle OECD tarafndan bu alanda yaplan çalmalarda akademik seçiciliin ortaya çkard eitsizliklere ramen ülkelerin toplam eitim kalitesinde olumlu yönde bir etkisinin olduu konusunda bir bulguya rastlanmamtr. Bununla birlikte, akademik seçiciliin yüksek olduu ülkelerde sadece en baarl örencilerin orannn artt tespit edilmitir.

Okula kaytlarn ikametgâha veya kuraya dayal olmas yerine büyük oranda ailelerin tercihiyle yapld ülkelerde; farkndal yüksek aileler ile okullarn talep ettii kayt ücretlerini ve servis ücretlerini karlayabilen aileler, çocuklar için nispeten daha varlkl çocuklarn devam ettii okullar seçmekte ve bunun sonucunda okullar arasndaki sosyo-ekonomik farkllama artmaktadr. Bu çerçevede, Türkiye’de tüm ilköretim okullarnda kaytlarn örencilerin ikametgahlarna göre yaplmas olumlu bir gelime olmakla birlikte sistemde baz kaçaklarn olduu görülmütür. Ortaöretimde ise, farkl mesleki eitim programlarnn farkl bölgelerdeki mesleki ve teknik liselerde bulunmasndan dolay tüm çocuklarn bu programlara eit bir ekilde eriebilmesi açsndan bu okullarda okul tercihinin yaplmasnn zaruri olduu sonucuna ulalmtr.

Kore, bugün ülkemizde mevcut olan söz konusu frsat eitsizliklerini 1960’l ve 1970’li yllarda yaam bir ülkedir. Bu çerçevede, Kore, söz konusu sorunlar ortadan kaldrmak için 60’l yllarda ortaokullara yönelik giri snavn yasaklam ve eitim kaynaklarn tüm okullarn eitim imkânlarn eitlemek yönünde kullanmtr. Ayn ekilde 70’li yllarda ‘Lise Eitleme Politikas’ (High School Equalization Policy) (HSEP) kapsamnda her lisenin kendi giri snavn yapmas yasaklanm ve

146 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

ulusal bir snav yaplmaya balanmtr. Bu politika ile akademik eitimin verildii genel liselere devam etmek isteyen örenciler ikamet ettikleri bölgedeki okullardan birine kurayla yerletirilmeye balanmtr. Hem ileri düzey genel eitimin hem de çeitli alanlarda meslek eitiminin verildii meslek liselerine, okullarn tercihine bal olarak örenciler ya ortaokuldaki notlarna ya da ulusal snavdaki skorlarna göre yerletirilmektedir. Kore’de sübvansiyonlar ve eitlik politikas kapsamndaki dier önlemler sayesinde, kamu okullar arasnda herhangi bir kalite fark bulunmamaktadr. Dolaysyla, Kore’nin yapt eitim reformlarndan Türkiye için çkarlmas gereken önemli dersler olduu görülmütür.

Türkiye’de bata kzlar olmak üzere erken terklerin yüksek olmas bireylerin frsat eitsizlii yaamalarna neden olmaktadr. Bu kapsamda, zorunlu temel eitimin tamamlanmas, ortaöretime geçiler, ortaöretimde mesleki eitime olan talep, erken yönlendirme ile rehberlik ve danma hizmetleri, üzerine eilinmesi gereken önemli politika alanlardr.

Türkiye’de zorunlu temel eitim uygulamas 1997-1998 yl itibaryla balatlm olmakla beraber ADNKS verilerine göre yaklak 275 bin çocuun temel eitimin dnda bulunduu belirlenmitir. ADNKS verilerine göre nüfusun az saylm olmas ihtimali nedeniyle bu rakamn daha fazla olmas kuvvetle muhtemeldir. Temel eitim dnda kalan çocuklarn genel olarak krsal kesimdeki çocuklardan ve kz çocuklarndan olutuu görülmütür. Zorunlu temel eitim dnda kalan çocuklarn % 60’ kzdr. Temel eitime eriimin artrlmas için özellikle krsal alanlarda birletirilmi snf uygulamasna alternatif olarak balatlan YBO ve tamal eitim uygulamalar çok küçük yataki çocuklarn örenme ve geliim süreçlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrca, YBO’larn pansiyonlarnda kalan kz örencilerin erkek örencilere oran yaklak 0,6 olduundan bu uygulamann ilköretimde kzlarn eriimini artrmada yeterince baarl olamad söylenebilir. Bununla birlikte dier uygulamalara göre tamal eitimden kz çocuklarnn daha eit bir ekilde yararland tespit edilmitir.

Birçok ülkede örenciler mesleki veya genel eitime devam etme kararn en az 9 yllk zorunlu temel eitimin sonrasnda vermektedirler. Yaplan aratrmalar,

147

mesleki veya genel eitime devam etme yann ertelenmesinin, çocuklarn sosyo- ekonomik koullarnn baarlar üzerindeki etkisini zayflattn göstermektedir. Türkiye’de dokuzuncu snfn tüm okul türlerinde ortak müfredat olan ve yönlendirmenin yapld bir snf olarak düzenlenmi olmasnn frsat eitliinin adalet boyutuna katk verecei beklenmektedir. Bununla beraber bu snfn zorunlu eitim kapsamnda olmamas ve yönlendirme faaliyetlerinin yetersiz olmas bu olumlu etkiyi zayflatmaktadr.

Ortaöretimde okul çeitliliinin fazla olmasnn örencilerin sosyo- ekonomik düzeylerinin baarlar üzerindeki etkisini olumsuz olarak artrd yönünde bulgular bulunmaktadr. Bu balamda MEB’in ald bir kararla Türkiye’de genel eitimde 7 (fen bilimleri, sosyal bilimler, Türkçe-matematik, spor, müzik, resim, yabanc dil) ve mesleki ve teknik eitimde 50 alan olmak üzere toplam 57 alana ilikin eitimler 15 okul ve 79 program türünde verilmektedir. Ancak söz konusu yeni uygulamann uygunluu tartmaldr. Türkiye’de okul çeitliliinin fazla olmas yukarda deinilen frsat eitsizliinin yannda ayrca hem ortaöretime geçilere olumsuz etki yapmakta hem de ortaöretimde yatay ve dikey geçileri zorlatrmas nedeniyle de frsat eitsizliine yol açmaktadr.

Türkiye’de iller itibaryla ortaöretime geçi oranlarn önemli ölçüde artrd tespit edilen mesleki ve teknik eitimin ortaöretim içindeki pay son yllarda bu alanda yaplan düzenlemelerle artm olsa da gelimi birçok ülkenin oldukça gerisindedir. Mesleki eitime olan talebin yeterince artrlamamasnn önemli nedenlerinden birisi bu liselerde mezun olanlarn üniversiteye girme anslarn azaltan katsay uygulamas olmutur. Türkiye genelinde mesleki ve teknik eitime devam eden örencilerin kz-erkek oranlar arasnda da farkllk bulunmaktadr. Bu çerçevede, kzlara yönelik mesleki ve teknik eitim programlarnn yeterince gelitirilememesinin bu örencilerin ortaöretime geçi eilimini azaltt ortaya konulmutur. Dier yandan kz çocuklarnn ortaöretimde Kz Teknik Ve Meslek Liselerine, Salk Meslek Liselerine ve Anadolu mam Hatip Liselerine olan talebi fazladr.

148 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

Türkiye’de mesleki ve teknik eitime olan talebin yeterince artrlamamasnn en önemli nedenlerinden birisi de, edinilen mesleklerin toplum içinde yeterince sayg görmemesidir. Türkiye’de ilköretim mezunlarnn genel eitime veya mesleki eitime devam etmesi noktasnda akademik becerilerinden çok sosyo-ekonomik koullarnn belirleyici olduu görülmütür. Bu durumun sebebinin ilköretimde genel ve mesleki eitimde yönlendirme konusunda yaplan rehberlik ve danmanlk hizmetlerindeki yetersizlik olduu düünülmektedir.

Eitime ayrlan kaynaklarn farkl sektörlere, bölgelere, okullara ve farkl sosyo-ekonomik koullara sahip örencilere hangi oranda datlmas gerektii tüm dünyada karar alclar zorlayan alanlar olarak öne çkmtr. Bu nedenle, eitime ayrlan kaynaklarn frsat eitlii ve verimlilii salayacak ekilde kullanlmas büyük önem tamaktadr.

Dünya Bankas tarafndan yaplan bir çalmada, eitimin temel kademelerinde salanan nitel gelimelerin, ülkelerin ekonomik büyümelerine nicel gelimelerden daha fazla katk verdii ortaya çkmtr. Ayrca, eitimin temel kademelerine yaplan kamu harcamalarnn sosyo-ekonomik düzeyi düük çocuklar için faydas daha fazladr. Dolaysyla, hem verimlilik hem de frsat eitlii açsndan kamu eitim harcamalarna eitimin temel kademelerinde daha fazla ihtiyaç duyulmaktadr. Yirmi yl öncesinde gelimekte olan ülkeler arasnda yer alan Kore örneinde de görüldüü üzere, kamu harcamalarnn büyük oranda eitimin temel kademelerine yönlendirilmi olmas ve yükseköretime olan talebin ise özel sektör tarafndan karlanmasna yönelik mekanizmalarn gelitirilmesi, bu ülkenin eitim sistemini hem eriim hem de kalite açsndan OECD ülkeleri içinde ön sralara tamtr.

Türkiye’de son on ylda eitime yaplan yatrmlar tedricen artmakla birlikte kaynaklarn kapasiteyi artrmak için yükseköretime yönlendirilmesi eitimin temel kademelerine yaplan yatrmn orann azaltmtr. Ayrca, Türkiye’de yükseköretimde örenci bana yaplan harcamalar ilköretimdekinin yaklak 4 kat olup, 2 kat olan OECD ortalamasnn oldukça üzerindedir. Ayn ekilde, son on ylda Türkiye’de yükseköretimdeki kamu harcamalar art oran, örenci

149

saysndaki art oranndan fazla gerçeklemitir. Bununla beraber, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Brezilya ve Polonya gibi ülkeler yükseköretimde önemli orandaki örenci says artn kaynaklar daha verimli kullanarak gerçekletirmilerdir. Bu çerçevede, Türkiye’de yükseköretimin kamu harcamalar üzerindeki basks nedeniyle, toplumun tüm kesimlerinin eriim düzeyinin daha yüksek olduu temel eitim kademelerine kamu harcamalar yeterince yönlendirilememi ve bu da frsat eitsizliine yol açmtr. Dier taraftan, Türkiye’de toplam eitim harcamalar içinde özel harcamalarn oran da, özel harcamalarn temel eitim kademelerindeki oran da OECD ortalamasndan yüksektir. Dolaysyla, kii bana düen milli gelirin OECD ortalamasnn altnda olduu Türkiye’de, toplam eitim harcamalar içinde özel harcamalarn paynn yüksek olmas ve bu harcamalarn da temel eitimde younlam olmas aileler üzerindeki mali basklar artrdndan eitimde frsat eitsizliine neden olmaktadr. Dier yandan Türkiye’de özellikle yükseköretime hazrlk dershanelerine yaplan harcamalar çok yüksek olup özel okullarn yaygnlatrlmas için önemli bir potansiyele iaret etmektedir.

Türkiye’de kaynak kullanmnda mekânsal önceliklendirme ve yerinden yönetim kapsamnda yaplan çalmalarn kstl olduu anlalmtr. Bu kapsamda yaplan çalmalarn artrlmas hem verimlilie hem de eitlie katk salayacaktr.

Okul öncesi eitim alan çocuklarn daha sonraki eitim kademelerinde baar düzeyleri artmakta ve sosyo-ekonomik koullarnn baarlar üzerindeki etkisi azalmaktadr. Okul öncesi eitimin zorunlu eitim kapsamnda olmad ülkelerde öncelikli olarak sosyo-ekonomik düzeyi yüksek çocuklar eitimin bu kademesine eriim salamaktadr. Dolaysyla, bu alanda yaplan çalmalar ülkelerin okul öncesi eitimdeki okullama orannn yüzde 70 seviyelerine ulaana kadar okul öncesi eitimin mevcut frsat eitsizliklerini daha da derinletirdiini ortaya koymutur. Türkiye’de okullama orannn yüzde 34 olduu okul öncesi eitimde sosyo- ekonomik gelimilik düzeyi düük illerde bu eitim kademesine eriim snrl kalmtr.

PISA aratrmasna göre Türkiye’de 15 yandaki örencilerin yaklak olarak yarsnn sahip olmad temel beceriler ilköretim ve ortaöretimde

150 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

kazanlmaktadr. Bununla birlikte eitimin bu kademelerindeki baz çocuklarn; ailelerinin sosyo-ekonomik koullar, yaadklar bölge ve devam ettikleri okul itibaryla kaliteli eitim imkânlarna eriiminde eitsizlikler olduu görülmütür. Ayrca, baar düzeyi düük örencilerin küçük snflara ve nitelikli öretmenlere daha çok ihtiyaç duymasna ramen, Türkiye’de bu eitim imkânlarnn baarl örencilere salanmas yönünde bir eilim vardr.