• Sonuç bulunamadı

PROGRAMLARDA FARKLILATIRMA

3. OKUL VE PROGRAMLARDA FARKLILATIRMA VE YERLETRME YÖNTEMLER

3.2. Akademik Seçicilik

‘Akademik seçicilik’ örencilerin akademik becerilerine göre farkl okul ve/veya program türlerine yönlendirilmesine ilikin uygulamalar olarak tanmlanmaktadr. Birçok ülkenin eitim sisteminde örenciler, farkl eitim kademelerinde farkl programlara ve okullara yerletirilirken akademik becerileri dikkate alnmaktadr. Bu yerletirme yaplrken çou zaman ulusal veya okul baznda yaplan bir snav veya örencinin daha önceki eitim kademesinde ald notlar kullanlmaktadr. ‘Akademik seçicilik’ özellikle liselere girmek için yaygn olarak kullanlmaktadr.

Akademik seçiciliin, seçilen örencilerin örenme süreçlerine olumlu etkileri olabilmektedir. Çünkü akademik olarak görece baarl ve baarsz örencilerin örenme ortamlarnn her grubun ihtiyaçlarna göre adapte edilerek her grubun kendi seviyesinde örenmesi salanmaktadr. Arzu edilen okul veya program türüne girebilmek için örenciler arasndaki artan rekabet çalmay tevik etmektedir. Ancak bu rekabet örencileri okul d özel kurumlara yöneltmekte ve eer ülkedeki sosyo-ekonomik farkllklar yüksekse, sosyo-ekonomik koullar yetersiz olan örenciler açsndan bir dezavantaj oluturmaktadr. Artan rekabetten dolay frsat eitsizliinin olmamas için ülkedeki görece sosyo-ekonomik farkllklar düük olmal ve okul d kurumlarn talep edecei ücretler herkes tarafndan karlanabilmelidir.

13

Okullar arasndaki sosyo-ekonomik farkllama okullarn sosyo-ekonomik düzeyleri (okuldaki örencilerin sosyo-ekonomik düzeylerinin ortalamas) arasndaki farkllama olarak tanmlanmaktadr.

61 OKUL VE PROGRAMLARDA FARKLILATIRMA VE YERLETRME

YÖNTEMLER

Akademik seçiciliin ortaya çkard bu olumlu etkinin yannda olumsuz etkileri daha fazladr. Akademik seçicilie çok sk bir ekilde bavurulmas durumunda aada saylan problemlerin ortaya çkmas kuvvetle muhtemeldir (OECD, 2007b:59-60):

i. Aileler ve çocuklar üzerinde önemli maddi ve manevi basklar olumaktadr:

‘Akademik seçicilik’ çocuklarn zamanlarnn büyük bölümünü snavlara hazrlanmak için harcamalarna, sosyal faaliyetlerden uzaklamalarna ve okuldaki eitim ve öretim faaliyetlerinin aksamasna sebep olmaktadr. Öyle ki, örnein Japonya’da eitim sisteminde snavlarn çok olmas nedeniyle snavlardan duyulan rahatszlk ‘snav cehennemi’ (examination hell) olarak ifade edilmektedir. ‘Akademik seçicilik’ örencilerin rekabetin dnda kalmamak için okul d kurumlara yönelmelerine neden olmakta ve bu da maddi imkânlar yetersiz aileler üzerinde önemli basklar oluturmaktadr. Baz aileler dier tüketim harcamalarn ksarak çocuklarn okul d kurumlara gönderebilmekte, baz aileler ise çocuklarnn bu harcamalarn karlayamamaktadr. Bu kapsamda Dokuzuncu Kalknma Plannda, “eitim sisteminin etkinliinin artrlmas, eitime ayrlan kaynaklarn daha verimli kullanlmas, örenciler ve aileleri üzerindeki mali, sosyal ve psikolojik yüklerin hafifletilmesi amacyla eitim sisteminin, snav odakl yapdan kurtarlmas” hedeflenmitir (DPT, 2007:95).

ii. Seçilmeyen örencilerin kaliteli eitim imkanlarna eriimi snrl kalmaktadr:

‘Akademik seçicilik’ kullanldnda kalite düzeyi yüksek okullara ve programlara devam etme imkan bulamayan akademik olarak görece baarsz örenciler ile söz konusu okul ve programlara devam etme imkan bulan görece baarl örenciler arasndaki fark daha da açlmaktadr.

62 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

iii. Akran-Grubu etkilerinden yeterince faydalanlamamaktadr:

Görece baar düzeyi düük ve sosyo-ekonomik koullar yetersiz örenciler, daha baarl ve sosyo-ekonomik koullar daha iyi örencilerin beklentilerinden, gayelerinden ve bilgilerinden faydalanamamakta ve baar düzeylerini gelitirememektedirler.

iv. ‘Damgalanma’ (Stigma) ve ‘Örenilmi Çaresizlik’14 (Learned

Helplessness) durumu öne çkmaktadr:

Örencilerin baar düzeylerine göre sralanmas belirli standartlar salayan örencilerin baarl, bu standartlarn altnda kalanlarn ise baarsz olarak snflandrlmasna neden olmaktadr. Bu durum, örencilerin sonraki eitim kademelerindeki ve igücü piyasasndaki beklentilerini düürmektedir. Dier yandan ‘örenilmi çaresizlik’ kavram seçilmeyenlerin durumunu tanmlamak açsndan önem tamaktadr. Genel olarak akademik seçicilik sonrasnda baarsz olarak snflandrlan örenciler:

a) Motivasyon açsndan; çevreyi kontrol etmek istememekte ve pasiflie dümektedirler.

b) Duygusal açdan; kontrol kayb, umutsuzluk, depresyon yaamaktadrlar. c) Bilisel açdan; eylemleri ile eylemlerinin sonuçlar arasnda ba

kuramamakta ve ne yaptklarnda ne olacan öngörememektedirler.

Ayrca söz konusu etkiler beraberinde disiplin sorunlarn getirmektedir. PISA aratrmas göstermitir ki disiplin sorunlarnn olduu okullarda örenci baars daha da dümektedir.

14 Seligman ve ark. (1975) tarafndan ortaya atlan ‘Örenilmi Çaresizlik’ (learned helplessness)

kavram insanlarn balarna gelen eyler üzerinde hiçbir denetimleri olmadn gördükleri zaman ortaya çkan apati durumunu ifade etmektedir. nsanlar, içinde bulunduklar durumda olumsuz veya stres yaratc bir olay meydana geldiinde, olayn kontrol edilebilirlii konusundaki beklentilerine bal olarak kontrol kayb duygusunu benzeri durumlara genelletirebilmektedirler.

63 OKUL VE PROGRAMLARDA FARKLILATIRMA VE YERLETRME

YÖNTEMLER

v. Örencilerin akademik becerilerine göre sralanmas her zaman doru sonuçlar vermemektedir:

Genç yalardaki baar düzeylerinin gelecekteki baar için bir rehber olmayaca açktr. Akademik becerilerine göre örencilerin sralanmas veya seçilmesi için yaplan snavlarn çocuklarn gizil güçlerini ortaya çkarma konusunda yeterli olmad konusunda genel bir kabul vardr. Akademik seçicilie ilikin olarak kullanlan snavlar genel olarak örencilerin test teknii becerilerini ölçmektedir.

vi. Çocuklara olumsuz deerler öretilmektedir:

Temel eitimin balca amaçlarndan biri vatandalk eitimi olup bu da deerler eitimini gerektirmektedir. Bununla beraber, akademik seçiciliin olduu ülkelerde çocuklara, baar dereceleri ve sosyo-ekonomik durumlar açsndan insanlar ayrtrmann kabul edilebilir olduu mesaj verilmektedir. Çocuklara gerçek olmayan doktor raporlar alnarak okula devam etmemek, yalan söylemek ve meslei kötüye kullanmak gibi davranlarn kabul edilebilir olduu algs kazandrlmaktadr.

Akademik seçiciliin ortaya çkard bu problemler baskn olduu zaman seçilmeyenlerin daha da baarsz olmalar gündeme gelmekte, kaynaklarn verimsiz kullanlmasna neden olmakta ve örencilerin etik deerleri kazanmas konusunda sorunlar yaanmaktadr. Seçilenler ve seçilmeyenler arasnda mevcut baar farkllklar ve eitimdeki frsat eitsizlii daha da artmaktadr. Eer örencilerin baarlar arasndaki fark büyük oranda sosyo-ekonomik koullarndan kaynaklanyorsa, ‘akademik seçicilik’ neticesinde sosyo-ekonomik koullarn etkisi daha da artm olur. ‘Akademik seçicilik’ sonuç olarak hem eitimin çktlar arasndaki eitsizlikleri hem de sosyo-ekonomik koullarn çktlar üzerindeki etkisini artrmaktadr. PISA aratrmasnda akademik seçicilii daha çok kullanan ülkelerdeki örencilerin baarlarnn sosyo-ekonomik koullardan daha fazla etkilendii yönünde bulgulara ulalmtr (OECD, 2007b:81).

Akademik seçiciliin ortaya çkard yukarda bahsi geçen problemlerin yan sra, genel olarak ülkedeki eitimin kalitesine olumlu bir yansmas olup olmamas

64 TÜRKYE’DE ETM POLTKALARININ FIRSAT ETSZL ÜZERNDEK ETKLER

da önem tamaktadr. PISA 2006 aratrmas ‘akademik seçicilik’ ve ülkelerin ortalama skorlar arasnda anlaml bir iliki olmadn göstermitir. Yani örencilerin akademik becerilerine göre sralanp farkl okullara veya programlara yerletirilmesinin ülkenin genel olarak eitim kalitesini artraca yönünde bir bulgu bulunmamaktadr. Akademik seçiciliin fazla olduu ülkelerde matematik becerisi açsndan en üst düzeyde baar gösteren örencilerin pay daha fazladr. Ayn durum fen bilimleri ve okuma becerisi için ise geçerli deildir. Bununla beraber her üç alanda da ülkeler itibaryla düük performans gösterenlerin oran ile akademik seçicilik oran arasnda anlaml bir iliki bulunmamaktadr (OECD, 2007b:81).

Türkiye’de ilk olarak örencilerin baar düzeyine göre gruplandrlmas ilköretim 6. snfta olmaktadr. Okul idaresi, örencileri 6. snfta baar düzeylerine ve davranlarna göre homojen snflara gruplandrmaktadr. Bu da çocuklarn çok erken bir yata baarl ve baarsz olarak snflandrlmas sonucunu dourmaktadr. Homojen snflarda eitim ve öretim yapmak öretmenler tarafndan arzu edilen bir durum olmakla beraber baarsz olarak snflandrlan çocuklarn beklentilerini düürmekte ve davranlarn olumsuz yönde etkilemektedir.

lköretimden sonra, Türkiye’de özellikli ortaöretim kurumlarna ve üniversitelere örencilerin yerletirilmesi için akademik seçicilik kullanlmaktadr. Üniversiteler için yaplan yerletirme snav yükseköretimde kapasitenin snrl olmasndan kaynaklanmakta iken ortaöretimde durum biraz daha farkldr. Ortaöretim düzeyinde daha kaliteli eitim imkânlarna sahip olan fen liseleri, anadolu liseleri, anadolu öretmen liseleri, sosyal bilimler liseleri, anadolu meslek liseleri vb. okullara örencilerin yerletirilmesi için akademik seçicilik kullanlmaktadr. Dolaysyla bu çalmada akademik seçiciliin zorunluluk arz ettii yükseköretimdeki uygulamalara deinilmemi, ortaöretimdeki uygulamalar incelenmitir.

Türkiye’de ortaöretimde snavla örenci alan okul türlerine yerletirmenin yaplmas amacyla 2009 ylndan önce ilköretim sekizinci snf örencileri için Ortaöretim Kurumlar Snav (OKS) yaplmaktayd. Milli Eitim Bakanl örencilerin akademik becerilerini tek bir snavla ölçmenin sakncalarn dikkate

65 OKUL VE PROGRAMLARDA FARKLILATIRMA VE YERLETRME

YÖNTEMLER

alarak 2009 ylndan itibaren Ortaöretime Geçi Sistemini (OGES) uygulamaya balamtr. Örencilerin ortaöretimdeki özellikli okullara yerletirilmesinde esas alnacak puanlarn hesaplanmas açsndan OGES iki ksmdan olumaktadr. Örencilerin ilköretim 6-8. snfn sonunda girecekleri Seviye Belirleme Snav’ndan (SBS) aldklar puanlar ve örencilerin ilköretim 6-8. snflardaki not ortalamalar yerletirmeye esas tekil eden puann hesaplanmasnda kullanlmaktadr. OGES’in uygulamas henüz yeni baladndan, OKS’nin neden olduu okul d kurumlara olan talebi azaltmada ve eitimdeki frsat eitsizliklerini çözmede bu uygulamann ne kadar baarl olaca bilinmemektedir. Dier yandan, ilk aamada dershaneye devem etme yann daha da dütüü bilinmektedir. Ayrca ilköretimde müfredatlarn yenilenmesi ile ortaya çkan olumlu etki, okul d kurumlara olan talebin artmasyla azalmaktadr.

Ülkeler itibaryla ‘akademik seçiciliin’ hangi oranda kullanldnn belirlenmesi uluslararas karlatrma yaplmas açsndan önem tamaktadr. PISA aratrmalarnda ülkeler itibaryla okullarn ne kadarnn örenci kabulünde snav veya akademik notlar kullandnn tespiti yaplmtr. ekil 3.2’den görüldüü üzere akademik seçiciliin kullanlmas açsndan ülkeler farkllk göstermektedir. Türkiye’de ortaöretimdeki akademik seçicilik 2006 ylnda 2003 ylndakinin neredeyse iki kat art göstermi olup art gösteren dier ülkelerden daha fazladr. Bunun en önemli nedeni yabanc dil arlkl liselerin anadolu lisesine dönütürülmesi ile anadolu liseleri ve anadolu öretmen liseleri bata olmak üzere ortaöretimde snavla örenci alan okullarn yaygnlamasdr. ekil 3.2’de görüldüü üzere Türkiye’de snavla örenci alan ortaöretim kurumlarndaki 15 yandaki örenci says ortaöretimdeki toplam 15 yandaki örenci saysnn yaklak olarak yüzde 30’u kadardr. Ancak, Milli Eitim Bakanl snavla örenci alan okullarn saysn artrmaya devam etmektedir. Ortaöretim düzeyinde eitim imkânlar açsndan kaliteli okullarn artrlmas önemlidir. Ancak bu okullarn hepsi için giri snav yaplmas yukarda deinilen sorunlar ortaya çkarmaktadr.

66 TÜRKY