• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: GÜRCİSTAN’DA GÜÇ MÜCADELESİ

3.5 Gürcistan’ın İç Sorunları

3.5.2 Güney Osetya Sorunu

Güney Osetya Sorunu kısaca; Gürcistan topraklarında yer alan Güney Osetya’nın, Rusya Federasyonu içerisinde yer alan Kuzey Osetya ile birleşip, Rusya’nın egemenliği altına girmek istemesi ve Gürcistan’ın bu talebe karşı çıkması olarak tanımlanabilir. Güney Osetya Sorunu’nun temelinde yine Sovyetler Birliği zamanında yapılan düzenlemeler yatmaktadır. Sovyet dönemindeki yöneticiler Kuzey Osetya’yı Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlarken; Güney Osetya’yı Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti toprakları içerisinde bırakmışlar ve Gürcistan S.S.C’ne bağlamışlardır.

Perestroyka ve Glasnost’un uygulanmaya konmasından sonra Osetler’de de milliyetçi ve ayrılıkçı fikirler ortaya çıkmaya başlamıştır. Güney Osetya’da milliyetçi ve ayrılıkçı fikirlerin ortaya çıkmasıyla Ademon Nykhaz önderliğinde “Güney Osetya Halk Cephesi” kurulmuştur. 10 Kasım 1989 tarihinde Güney Osetya parlamentosu, Gürcü

yetkililerden Güney Osetya’nın statüsünün özerk konuma geçirilmesini talep etmişlerdir. Bu talepler üzerine Gürcistan askeri birlikleri 23 Kasım 1989 tarihinde Şinvali’ye ilerlemişler; Osetlerin karşı koymaları üzerine ilk Gürcü-Oset Çatışması başlamıştır (www.crisisgroup.org, 2004: 3). Gamsakhurdia iktidarı süresince Güney Osetya’daki ayrılıkçı ve milliyetçi hareketleri önlemeye yönelik sert politikalar izlenmiştir. 5 Ocak 1991 tarihinde 5.000 asker ve milisten oluşan Gürcü birliği, Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’ye girmiş ve sivil hedeflere saldırılarda bulunmuşlardır (Zürcher, 2005: 92).

Güney Osetya’da 1989 yılında başlayan çatışmalar, 1991 yılının Ocak ayında en üst seviyeye ulaşmış daha sonra durulan çatışmalar Haziran 1992’de yeniden alevlenmiştir. Bunun üzerine arabuluculuk için Rusya devreye girmiştir (Zürcher, 2005: 85). 24 Temmuz 1992 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Yeltsin ve Gürcistan Devlet Başkanı Şevardnadze Soçi’de bir araya gelerek ateşkes anlaşması imzalamışlardır (www.crisisgroup.org, 2004: 4).

1992 yılının Temmuz ayında Rusya -Güney Osetya - Gürcistan kendi aralarında barışın sağlanması ve korunması için “Ortak Barış Koruma Gücü”nü (Joint Peacekeeping Forces – JPKF) kurmuşlardır (Zürcher, 2005: 85). Ortak Barış Koruma Gücü’nün görevi bölgede barışı sağlama, tarafların yapılan anlaşmalara sadık kalıp, kalmadığını denetlemek olarak açıklanmıştır. Diğer yandan Soçi Anlaşmasıyla (Dagomis Anlaşması), bir diğer yapılanma olan “Ortak Kontrol Komisyonu” (Joint Control Commission – JCC) kurulmuştur. Ortak Kontrol Komisyonu Rus, Gürcü, Kuzey Osetyalı, Güney Osetyalı temsilcilerin yanı sıra AGİT’ten katılan katılımcılardan oluşmaktadır. Ortak Kontrol Komisyonu’nun görevleri, anlaşma şartlarının yerine getirilmesinin denetlenmesi, taraflar arasında diyalog olanaklarının sağlanması ve arttırılması, mülteciler sorununun çözüme kavuşturulması, çatışma bölgesinde ekonominin yeniden canlandırılması ve bunun için çözüm yolları aranması, bölgedeki insan hakları ihlallerine karşı önlemler alınması olarak belirtilmiştir. JPKF bölgede barışın ve istikrarın sağlanması için çatışma bölgelerinde kontrol noktaları kurmuştur. Taraflardan (Rusya-Gürcistan-Güney Osetya) her birinin 500 asker göndermesi sonucu JPKF oluşturulmuştur. JPKF bölgede barışı sağlamak için askeri konular üzerinde

yoğunlaşırken JCC siyasi ve diplomasi alanındaki konular üzerine yoğunlaşmıştır (www.crisisgroup.org, 2004: 4).

1995 yılında Gürcistan’da yapılan anayasa değişikliğine göre Güney Osetya’nın özerk bölge statüsü kaldırılmış ve bölge Şinvali İli adıyla doğrudan Tiflis’e bağlanmıştır (Tavkul, 2002: 82). 1995 Gürcistan Anayasası’nda Abhazya ve Acara’ya özerklik verilirken, Güney Osetya’ya sadece kültürel ayrıcalıklar tanınmıştır (Bozkurt, 2008: 5). 8 Nisan 2001 tarihinde Güney Osetya, yapılan referandumun ardından yeni anayasasını yürürlüğe koymuştur. 6 Aralık 2001’de ise Osetler, Edvard Kokoity’i cumhurbaşkanı olarak seçmişlerdir. Gürcistan bu seçimleri yasadışı ilan etmiş ve seçim sonuçlarını kabul etmemiştir (Demir, 2003: 193). Edvard Kokoity’den önce görev yapan Lyudvig Chibirov izlediği ılımlı, gerginliği yatıştırıcı politikalarla ön plana çıkmıştır. Hatta 2000 yılında Şevardnadze ile görüşmelerde bulunan Chibirov sorunların çözümü, Gürcistan ile Güney Osetya arasındaki ilişkilerin düzelmesi için önemli adımlar atmıştır. Fakat 2001 yılında daha radikal politikalar izleyen Edvard Kokoity’nin iktidara gelmesi bu gelişmeleri olumsuz etkilemiştir (www.crisisgroup.org, 2004: 8).

2004 yılında göreve gelen Saakaşvili Acara Sorunu’nu hallettikten sonra Güney Osetya Sorunu’nu çözmeye karar vermiştir. İlk olarak Saakaşvili yönetimi Osetlerin güvenini kazanabilmek için, bölgedeki emeklilerin maaşlarını yeniden dağıtmaya başlamış, ülkedeki medya kanallarında Oset Dili’nde yayınlar başlatılmış ve geçmişte Osetya’nın özerklik statüsünün kaldırılmasının yanlış olduğu beyan edilmiştir. İkinci olarak Saakaşvili bölge halkı için önemli gelir kaynağı olan uyuşturucu kaçakçılığının önüne geçmeye çalışmıştır (Nodia, 2005: 53).

Saakaşvili yönetimi Güney Osetya bölgesini kendi kontrolüne almak için bölge yönetimi ile bölge halkının arasını açmayı ve böylece halkın desteğini yanına almayı planlamıştır. Bu hedefe uygun olarak Gürcistan, Mayıs 2004 sonlarında Güney Osetya sınır bölgelerinde kaçak ve yasadışı malların giriş-çıkışını engellemek gerekçesiyle silahlı kontrol noktaları kurmuştur. Bu gelişmeyi Güney Osetya yönetimi bir tehdit olarak algılamış ve yönetim Osetyalı silahlı güçlere sınırın ihlal edilmesi durumunda silahla karşılık verilmesini emretmiştir (Özkan, 2008: 219).

Ayrıca Saakaşvili Güney Osetya sınırındaki Ergneti Pazarı’nı da kontrol altına almıştır. (Ergneti, Gürcistan-Güney Osetya sınırında yer alan bir köyün adıdır) 90’lı yıllarda Osetler, sahip oldukları mallarını, tarım ürünlerini bu bölgede satmaya ve değiş-tokuş etmeye başlamıştır. Zamanla burası bir pazar haline gelmiştir. Fakat çatışmaların yoğunlaşmasından sonra Gürcistan bu bölge üzerindeki hâkimiyetini kaybetmiş ve Ergneti kaçakçılar için de önemli bir pazar haline gelmiştir. Gürcistan’da çalınan arabalar burada satılmaya, uyuşturucu kaçakçılığı bu rota üzerinden yapılmaya başlanmıştır (www.crisisgroup.org, 2004: 10). Saakaşvili, Ergneti Marketi’ni kontrol altına alıp kapatarak hem ülkedeki kaçakçılığın önüne geçmiş ve hem de Güney Osetya halkının tek gelir kaynağını sona erdirmiştir (Coppieters, 2005: 364). Böylece Osetler tek gelir kapıları olan Ergneti Marketi’nin kapanmasıyla maddi açıdan zor duruma düşmüşlerdir. Gürcistan yönetiminin Güney Osetya halkını yanına çekme çabasının başarısız olması iki taraf arasındaki ilişkilerin daha da gergin bir hal almasına yol açmıştır (Özkan, 2008: 220).

2004 yılının yaz aylarında Gürcü-Oset ilişkileri yeniden bozulmaya başlamıştır. 2004 yılının Haziran ayında Gürcistan, Rusya’nın Güney Osetya’ya silah desteği verdiğini iddia etmiş ve Rusya’yı kınamıştır. 11 Haziran tarihinde Devlet Bakanı Goga Khaindrava Kuzey Osetya üzerinden Güney Osetya topraklarına yaklaşık olarak silah yüklü 160 kamyonun giriş yaptığını iddia etmiştir. 10 Ağustos tarihinde Şinvali’nin kuzey kesimlerinde çatışmaların yeniden başladığı belirtilmiştir (www.crisisgroup.org, 2004: 14).

Güney Osetya lideri Kokoity seçildikten sonra ilk defa Kasım 2004’te Gürcistan Başbakanı Zhvania ile Soçi’de görüşmüştür. Bu görüşmede Gürcistan tarafı, Güney Osetya’nın silahtan arındırılması, ortak gerçekleştirilecek ekonomik projeler, Güney Osetya’da yaşayan etnik Gürcülerin serbest dolaşımı, Güney Osetya’yı Rusya’ya bağlayan Roki Tüneli’nin ortak kontrolü gibi maddeleri gündeme getirmiştir. Bu görüşmenin ardından Gürcistan Hükümeti, Güney Osetya Sorunu’na nasıl bir federal çözüm istediğine ilişkin planını 26 Ocak 2005 tarihinde açıklamıştır (Özkan, 2008: 221-222).

12 Kasım 2006 tarihinde Güney Osetya’da bağımsızlık referandumu ve devlet başkanlığı seçimi yapılmıştır. Gürcistan yönetimi, bu seçimlerde Rus yanlısı, ayrılıkçı

Edvard Kokoity’nin rakibi, Tiflis’le işbirliğine sıcak bakan, Güney Osetya’nın eski Başbakanı Dimitri Sanakoev’i desteklemiştir. Seçimlerde Edvard Kokoity oyların %98,1’ini alarak yeniden Güney Osetya Devlet Başkanı seçilmiştir. Yapılan referandumda ise Güney Osetya halkı “Güney Osetya’nın bağımsız bir devlet olmasını ister misiniz?” sorusuna %98,88 oranında evet oyu kullanmıştır. Seçimlerde desteklediği adayın, istenilen başarıyı elde edememesi sonucu Saakaşvili, 19 Mart 2007 tarihinde Sanakoev ile görüşmüş ve Osetya’da idari bir birimin kurulması için talimat vermiştir. Bu gelişmeler sonrasında Gürcistan yönetimi, bölgedeki anlaşmazlığı barışçı görüşmelerle çözmek için Nisan 2007’de “Güney Osetya Geçici Yönetimi”ni işbaşına getirmiştir. 10 Mayıs 2007 tarihinde ise Sanakoev “Güney Osetya Geçici Yönetimi”nin başına getirilmiştir (Bozkurt, 2008: 6-7).

Şubat 2008’de Kosova’nın bağımsızlığının bazı ülkeler tarafından tanınması, Nisan 2008’de yapılan NATO Zirvesi’nde NATO ülkelerinin Ukrayna ve Gürcistan’ın üyeliği için, yakın tarihe yönelik olumlu bir sinyal vermemeleri; Gürcistan’ın, Güney Osetya Sorunu’nun çözümüne yönelik izlediği barışçı çözüm yollarının önünü tıkamıştır. Bu gelişmelerden sonra Saakaşvili ayrılıkçı bölgelere yönelik izlediği politikayı sertleştirmiştir. Saakaşvili ayrılıkçı bölgeleri NATO üyeliğinin önündeki en büyük engel olarak görmeye başlamıştır. Saakaşvili’nin izlediği politikaları sertleştirmesi üzerine yaz aylarında Güney Osetya’da çatışmalar yeniden başlamıştır. Yaşanan bu çatışmalar üzerine, Gürcistan yönetimi Güney Osetya’ya askeri operasyon düzenleme kararı almıştır. 8 Ağustos günü Gürcü askeri birlikleri Güney Osetya topraklarına girmiştir. Gürcistan’ın bu hamlesine Rusya gecikmeden karşılık vermiş ve Ağustos 2008 Rus-Gürcü Savaşı başlamıştır. Savaş sonrası istediğini elde edemeyen Gürcistan, Güney Osetya’dan çekilmek zorunda kalmıştır. 26 Ağustos 2008 tarihinde Rusya’nın, Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıma kararından sonra, Gürcü yönetimi Güney Osetya üzerindeki kontrolünü ve hakimiyetini tamamıyla yitirmiştir.