• Sonuç bulunamadı

1.2. Katılım ve Katılımcı Yerel Yönetim

1.2.4. Gündem 21 ve Yerel Yönetim

“Gündem 21” başlıklı küresel eylem planı 1992 yılında Rio De Janerio’da yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın

77 Muhammet Kösecik, “Avrupa Birliğinin Bütünleşme Sürecinde Yerel Yönetimler”, Avrupa Birliği ile

Bütünleşme Sürecinde Türkiye’de Yerel Yönetimler, Der: Bekir Parlak, Hüseyin Özgür, Alfa

Yayınları, İstanbul, Ekim 2002, s.2

78 Bilal Eryılmaz, “Küreselleşen Dünyada Yerel Yönetimlerin Yeri”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi,

Cilt: 4, Sayı: 2, Mart 1995, s. 89

79 Melih Ersoy, Tarık Şengül, “Sanayisizleşme Sürecinin Kentsel Yaşama Etkileri: Zonguldak Örneği”,

ODTÜ Kentsel Politika Planlaması Yerel Yönetimler Ana Bilim Dalı Stüdyo Çalışması, ODTÜ

Yayınları, Ankara, 2001, s. 307

80 Cevat Geray, “Kentleşme Sorunlarının Çözümü Açısından Küreselleşme, Özelleştirme, Yerelleşme ve

Yerel Yönetimler,” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt: 10, sayı: 4, Ekim 2001, s. 8

ürünüdür. 21. yüzyılda çevre ve kalkınma sorunlarıyla başa çıkılması amacıyla “sürdürülebilir gelişme”yi hedefleyen Gündem 21, bu hedefe ulaşmanın vazgeçilmez yöntemi olarak “Küresel ortaklık kavramını gündeme getirmektedir.82

Gündem 21’in 28. bölümünde, yerel yönetimlerin öncülüğünde, sivil toplum ve kentteki diğer aktörlerin birlikte, kendi sorunlarını saptayarak, kentleri için 21. yüzyılın yerel gündemini oluşturmaları yönünde küresel bir çağrı yapılmaktadır.83

Bununla başlayan Yerel Gündem 21 sürecinde ise; kentin geleceğine kimler nasıl karar verecektir. Yerel kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin kararlar kimler tarafından nasıl alınacaktır, kentin sürdürülebilir gelişme vizyonu üzerinde toplumsal uzlaşma nasıl ve hangi mekanizmalarla sağlanacaktır, soruları kapsamında “yerel ortaklara” ve “yönetişim” kavramına işlerlik kazandırılmaktadır.84

Gündem 21, politika belirleme ve uygulama sürecinde hükümetlerle sivil toplum kuruluşları ve halkın işbirliği gerekliliğini belirtmekte ve hükümet dışı kuruluşlara da yönetime katılma fonksiyonu tanımaktadır.85 Bu kapsamda Yerel Gündem 21’de yerel düzeyde gündem 21’in hedeflerine ulaşmasını amaçlayan ve temel hedefin yine yerel sürdürülebilir gelişme sorunlarının çözümüne yönelik uzun dönemli, stratejik bir planın hazırlanması ve uygulaması olan katılımcı çok aktörlü bir süreç olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye’de “Yerel Gündem 21’lerin Teşviki ve Geliştirilmesi Projesi”, Gündem 21’in 28. bölümünde, yerel yönetimlerin kendi beldelerine yönelik yerel gündem 21’lerin hazırlanması ve uygulanması yönünde teşvik edilmesinden hareketle, uluslar arası yerel yönetimler birliği, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu

82 Atilla Göktürk, “Yerel Gündem 21 ve Katılım”, Yerel Yönetimler Sempozyumu Bildirileri, TODAİE

Yayını, Ankara 2002, s. 9

83 www.gezgin.net/e-kütahya/yerel gündem 13.05.2003 84 www.iula-emme.org.tr 13.05.2003

Bölge Teşkilatı (IULA-EMME) tarafından geliştirilmiştir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye temsilciliği ve UNDP Capacity 21 Programının çatısı altında ve desteğiyle yürütülmekte olan proje, Eylül 1997’de UNDP, T.C. Hükümeti ve IULA – EMME tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir.86

Proje Türkiye’nin coğrafyasına ve belediyelerin siyasal konumlarına göre dengeli olarak belirtilen 9 kenti kapsamıştır. Birinci yılın sonunda, proje UNDP tarafından revize edilmiş ve kent sayısı 23’e çıkarılmıştır. Türkiye’de 1999’da UNDP tarafından dünyadaki en başarılı uygulamalardan biri olarak seçilmiştir.

Projenin çıkış noktası, Gündem 21’in 28. bölümünde yer alan dünyanın tüm ülkelerindeki yerel yönetimlerle “kendi toplulukları ile bir danışma sürecine girmek ve yerel gündem 21’in üzerinde bir uzlaşmaya varmak” konusundaki küresel çağrıdır. Projenin amacı, Türkiye’deki yerel yönetimler tarafından “Yerel Gündem 21” aracılığıyla öncelikli yerel sürdürülebilir gelişme sorunlarının çözümüne yönelik uzun dönemli, stratejik bir planın hazırlanması ve uygulanması yoluyla yerel düzeyde gündem 21’in hedeflerine ulaşılmasını amaçlayan katılımcı, çok sektörlü bir sürecin geliştirilmesidir.87

Yerel gündem 21, genel olarak kentlerde katılımcı süreçlerin geliştirilmesi, kent ölçeğinde danışma mekanizmaları oluşturulması, çeşitli çalışma grupları (kadınlar, gençler, yaşlılar, çocuklar, özürlüler vb.) oluşturulması, çeşitli sektörlere (sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, özel sektör kuruluşları, muhtarlıklar vb) yönelik toplantılar düzenlenmesi, çevre raporlarının bildirgelerin, yerel eylem planlarının hazırlanması, öncelikli projelerin belirlenmesi, çeşitli yayınların hazırlanması gibi çok yönlü ve yerel “ortaklıklara” dayalı çalışmaları kapsamaktadır.

86 Sadun Emrealp, Yerel Gündem 21 Planlama Rehberi, IULA-EMME Yayını, İstanbul, 1999, s.V 87 a.g.k., s. VI

İKİNCİ BÖLÜM

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE DEMOKRASİ 2.1. Sivil –Toplum Kavrama Teorik Yaklaşım

1980 sonra Türk siyasi literatüründe sıkça rastlanmaya başladığımız sivil toplum kavramı, Batı siyasi düşünce tarihi ve çağdaş demokrasi açısından çok önemli olmasına rağmen, Türkiye’de içi doldurulmakta zorlanılan, daha doğrusu farklı, hatta zıt anlamlar yüklenen bir terim olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye’de 1983’ten sonra esmeye başlayan liberal rüzgarlar sayesinde tartışma zemini bulan sivil toplum kavramı maalesef belki de yakın zamanda yaşanan askeri darbenin hafızalarda bıraktığı izle doğru orantılı olarak askeri toplum karşıtı şeklinde algılanmıştır. Oysa Ş. Mardin, sivil toplumun medeni toplumu karşıladığını, karşıtının da olsa olsa gayrimedeni olacağını söylemektedir.88 Bu algı yanılmasını diğer sebebi de Türk sosyal ve siyasi yapısında böyle bir oluşumun var olmaması, kavramın Batı’nın geçirdiği tarihsel süreç içinde üretilmiş olmasından kaynaklanmasıdır. Batı’nın, ürettiği kurumları adlandırma ihtiyacından doğan terimin Türkiye’deki yanlış algılanışı bu kurumların Türkiye’de eksik olması sebebiyle doğal da karşılanabilir.

18. yüzyılda Hegel’e kadar siyasal toplumla aynı anlamda kullanılan sivil toplum kavramının üç boyutu olduğu görülmektedir. 1. Bir medenilik anlayışı vardır. 2. Batı Avrupa’nın toplumsal tarihinde çok önemli bir sosyal tarih aşamasıdır. 3. Tarih felsefesi alanında bir tartışmayla ilgilidir.89

Şerif Mardin’in bu sınıflandırması konumuz açısından bir plan niteliği de taşımaktadır. 17. yüzyılda tohumları atılan, 18. yüzyıl’da aydınlanmacı düşünürlerce önem kazanan, aynı dönem içinde Hegel’le günümüzdeki (siyasal toplumdan farklı olduğu) anlamını kazanan sivil toplum, Marx ve Gramsci ile

farklı boyutlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Bu kavramın, bahsedilen çizgi boyunca Batı düşünce tarihi açısından önemi incelenecektir. Tabii bu çerçevede, özgürlükler, siyasal toplum ve birey ilişkisi veya çelişkisi de ortaya konmaya çalışılacaktır.

2.1.1. Aydınlanmacı Düşünürler ve Öncesinde Sivil Toplum-Devlet