• Sonuç bulunamadı

Đşgücü piyasasında ortaya çıkan değişim üretim sistemi ile yakından ilgilidir. Fordist üretim, 1900’lü yılların başında önce Amerika Birleşik Devletleri’nde, Đkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Batı Avrupa ve Japonya’da yaygınlaşmıştır. Ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlere bağlı olarak kitle üretimi farklı toplumlarda ve küresel ölçekte hızla uygulama olanağına ulaşmıştır. Đkinci Dünya Savaşı’nın ardından benimsenen makro ekonomik politikalar ile Fordist üretim sisteminin sürekliliği sağlanmıştır. Ayrıca bu dönemde, mülkiyet haklarının ve refahın bölüşümünün piyasaların yapısındaki etkisi belirlenerek, bu etkiyi yönlendiren politikalar da geliştirilmiştir. Bu anlamda, hem makro hem de mikro düzeyde üretim ve tüketim arasında kalıcı bir uyumun sağlanması açısından kurumsal çerçeveyi oluşturan yasalar çıkarılmıştır. Bu bağlamda, Fordist yasalar ve bu yasaların oluşturduğu kurumsal çerçeve sayesinde, kitle üretimin başarı kaynağı olarak ileri sürülmektedir. Bu dönemdeki Fordist üretim biçimi ile işgücü piyasası ve iş ilişkilerinde, üretim yöntemleri ile benzer olarak katılığın kurumsallaştığı bir yapı oluşmuştur93. Altın Çağ olarak nitelenen bu dönemde tam istihdamın sağlandığı, bunun yanında imalat sanayinde tam süreli işlerin yapıldığı bir dönem olarak da ifade edilmektedir. Bu dönem içerisinde yığın üretimin gerçekleştirildiği sanayiler için istihdam kaynağını, yüksek nitelikli, yarı nitelikli ve niteliksiz işgücü oluşturmaktaydı94.

Bu dönemde tam istihdam durumundaki çalışma hakkı devletin güvencesi altındadır. Asgari ücret ile ilgili mevzuata, sosyal güvenliğe ve gelir farklılaşmasının artışını önlemeye yönelik vergileme ile ilgili ekonomik ve siyasal karar sürecine işçi sendikalarını katarak gelir güvencesi sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca bunun yanında haksız işten çıkarmaları önlemeyi amaçlayan iş güvencesi hakkı da getirilmiştir. Đş güvenliği hakkı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olduğu kadar bunun yanında iş süresini ve fazla çalışmayı da sınırlandıran bir mevzuat ile tanınmıştır95. Fordist dönemdeki olanaklardan herkes eşit olarak yararlanamamakta, eşitsizlikler,

93 Tijen ERDUT, Yeni Teknolojilerin Đş Đlişkileri Üzerindeki Etkisi. TUHĐS Yayınları, Đzmir, 1998, s. 51.

94 Hasan Ejder TEMĐZ, “Dünya’da Kronik Yoksulluk ve Önleme Stratejileri”, Çalışma ve Toplum. Sa: 17, 2008/2, Đstanbul, 2008, s. 99.

27 toplumsal bağlamda gerilimler ve dışlanmışlıklar bu dönemde de meydana gelmiştir. Fakat devlet bu eşitsizlikleri gidermek adına, çeşitli politikalar ve hukuki tedbirleri uygulamaya koymuştur96. Altın Çağ olarak ifade edilen dönem, makro ekonomik politikaların ve sosyal politikaların siyasi istikrar, güçlü sosyal güvenceler, ekonomik büyüme ve tam istihdam ile özdeşleştiği bir dönemdir. Tam istihdam uygulaması; Fordist üretim tekniği ve yüksek ücret düzeyi ile istihdam güvencesinin sağlandığı endüstri ilişkileri sistemi ile bütünleşen bu yapı, 1970’li yılların ortasından itibaren değişime uğramıştır97.

1950 ve 1960’lı yıllar itibariyle, Fordist üretim süreçlerinin rutin hale gelmesi, nihai malların standartlaşmasına, üretim maliyetlerinin azalmasına ve gerçek ücretlerin artmasına neden olmuştur. 1970’li yıllara gelindiğinde ise verimliliğin giderek azalması nedeniyle, kitle üretiminin teknolojik ve toplumsal açıdan gelişiminin sınırlarına ulaştığı görülmektedir. Tam istihdama dayalı ideolojik uyumun zayıflaması, kurumsal çerçevenin, esnekliği sağlayacak şekilde oluşturulmasının koşullarını sağlamıştır98. Fordist dönemin ardından hızlanan üretim ile yeniden yapılanma sürecine girilmiş ve bunun etkileri de en belirgin olarak iş gücü piyasaları üzerinde görülmüştür99. Bu bağlamda işgücü piyasasında oluşan değişimlerin nedenlerine bakıldığı zaman, üretimin uluslararası bütünleşmesi, uygulanan yeni liberal politikalar ile ticaretin serbestleşmesiyle etkisini artıran teknoloji, esneklik ve kuralsızlaştırma sayılmaktadır100. Post-fordist dönemde artık kitle üretiminden, bilgi yoğun, mikro elektronik ürünlere dayalı, tasarım, üretim, yönetim ve pazarlama faaliyetlerinin bütünleşmiş bir sistem olarak çalışan bir üretim organizasyonuna geçilmiştir. Đşgücü de bu değişimden ücret ve çalışma koşulları bakımından etkilenmiştir. Ücretlerin ortalama düzeyini düşürmenin ve diğer üretim faktörlerinin gelirlerini de küresel anlamda arttırmanın tek yolunun, teknolojik gelişmelerin de yardımı ile üretimi ücretlerin düşük olduğu yerlere kaydırmak olduğu

96 Faruk SAPANCALI, Sosyal Dışlanma. D.E.Ü. Rektörlük Matbaası, Đzmir, Mayıs 2003, s. 83. 97 Hasan Ejder TEMĐZ, Küreselleşmenin Sosyal Boyutları ve Türkiye Açısından Etkileri. Genel-Đş

Matbaası, Đzmir, 2004, s. 99. 98 ERDUT, s. 54.

99

Fikret ŞENSES, Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk. Đletişim Yayınları, No. 770, Đstanbul, 2003, s. 166.

100 Özlem ÇAKIR, “Sosyal Dışlanma” Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. C. 4, Sa: 3, Temmuz-Eylül 2002, s. 89.

28 görülmektedir101. Buna göre işletmeler düşük ücretlerle çocukları çalıştırmayı, maliyet tasarrufu açısından daha uygun görmekte ve onları uzun saatler boyunca kötü koşullar altında çalıştırarak, geleceklerini olumsuz yönde etkilemektedir102.

Küreselleşme, endüstri ilişkilerinde yaşattığı değişimle iş gücü piyasasında esneklik kavramını günümüz çalışma hayatına sokmuştur103. Esneklik de yeni çalışma biçimlerinin oluşmasına neden olmuştur. Bu uygulanan esnek çalışma biçimleri, değişen ve istikrarsız olan dünya pazarı koşullarına ve ürün tercihlerine ayak uydurmak adına işgücü piyasasında maliyetlerden tasarruf amacıyla işgücü maliyetlerini en alt seviyeye çekmiş ve böylece de işverene maliyet açısından önemli ölçüde tasarruf sağlamaktadır104. Günümüzdeki işgücü piyasası ve kurumsal yapının esnek oluşu, esnek üretim ve organizasyon biçimlerinin bir sonucudur. Yeniden düzenlenen bu işgücü piyasası bölünmüş ve kurumsal yapıda oluşan değişim ile de toplumda ekonomik ve toplumsal bağlamda kutuplaşmalın meydana gelmesine neden olmuştur105.

Küreselleşme ile gelişmiş ülkelerde hizmetler sektörüne yönelinmesi, standart dışı esnek yapıya sahip iş ilişkilerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamasının yanında gelişmekte olan ülkelerde de kayıt dışı istihdamın artmasına neden olmuştur. Özellikle de tarımsal alanda geniş işgücüne sahip gelişmekte olan ülkelerde, istihdamın büyük bir kısmı güvencesiz ve korumasız olarak kayıt dışı çalışmaktadır106. Çoğunlukla da ücretsiz aile çalışanı olarak da çocuklar çalıştırılmaktadır107.

Esnekleşmenin beraberinde getirdiği ücret, zaman, istihdam ve mekan esnekliği de çalışma yaşamı üzerinde etkili olmuştur. Bu esneklikler ücret düzeyinin

101 ÇAKIR, s.89

102 Madeleine LEONARD, “Child Work in the UK, 1970-1998”, (içinde) A Thing of the Past? : Child Labour in Britain in the Nineteenth and Twentieth Centuries. (Edt. Michael LAVALETTE), Liverpool University Press, 1999, s. 182-183.

103 Oğul ZENGĐNGÖNÜL, “Sosyal Politika-Esnek Çalışma Biçimleri Paradoksunda Avrupa Birliği Örneği”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Matbaası, C. 5, Sa: 4, 2003, s. 158. 104 ÇAKIR, s.89. 105 ERDUT, s. 53. 106 TEMĐZ, Sosyal, s. 110-112. 107 ŞĐŞMAN, s. 9.

29 işverence değişen piyasa şartlarınca düzenlenebilmesini, çalışma zamanlarındaki değişimi, yeni ve değişik çalışma şekillerinin ortaya çıkışını (kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, tele çalışma gibi) ve iş yeri kavramının ortadan kaldırılıp işin yapıldığı yer olan ev, atölye, imalathane v.b. yerlerin işyerine dönüştürüldüğünü kapsamaktadır. Özellikle mekansal esnekleşme ile oluşan uzaklaşma ile sendikasız ve sosyal güvencesiz bir çalışma ortamı oluşturulmakla beraber evde çalışılması gibi esnekleşme ile de çocuk çalıştırılmasının fiilen serbest bırakıldığı da görülmektedir108. Bu bağlamda yeni iş ilişkilerinin, işgücü piyasasında demografik yönde değişimleri de beraberinde getirdiği görülmektedir109. Özellikle de maliyet tasarrufu sağlamak açısından, çocukların ve kadınların da üretim sürelerine dahil olmaları söz konusudur110. Çocuklar, esnek işgücü olmalarının yanında korunmasız oldukları ve örgütlü olmadıkları için de işletmeler açısından cazip bir işgücüdür. Çalışmaları yasal olmadıklarından güvence bağlamında da işverene ek bir yükümlülük getirmemektedir111. Diğer bir yandan bu şekilde çalışan çocuklar ve gençler, düşük ücretlerle çalıştırılmanın yanında iş güvencesinde de yoksun duruma düşmektedirler112. Böylece, işletmelere ucuz işgücü olarak kaynaklık etmektedirler.

Birçok işletme, eğitimden çok istihdama yönelmekte, böylece yoksulluk ve azgelişmişlik kısır döngüsünden kurtulmanın bir yolu olan eğitim olanaklarından da erken zamanda dışlanmış hale gelmektedirler. Böylece çalışma yaşamı, çocuğun okul yaşamından yararlanabilmesini tamamen ya da kısmen sona erdirerek, çocuğun yaşamı boyunca az eğitim, düşük ücret ve büyük olasılıkla yoksulluk içinde yaşamasını getirmektedir113.

108 Uğur TÜRE, Post-Fordizm ve Esnekliğin Eğitim Hizmet Kolundaki Yansımaları. http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=16638, (12-03-2009).

109 TEMĐZ, Sosyal, s. 112. 110

DĐKBAYIR, DAYIOĞLU, BAKIR, s. 1. 111 BAYER, PĐYAL, s. 136.

112 SAPANCALI, Dışlanma, s. 90. 113 DĐKBAYIR, DAYIOĞLU, BAKIR s. 1.

30