• Sonuç bulunamadı

Đşsizlik138, çocuk çalıştırılmasının önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Đşsiz olan ebeveynlere karşı, daha ucuz işgücü niteliğindeki çocuklar çalıştırılarak, aile gelirine katkıda bulunmaktadır. Guatemala’nın Las Violetas köyündeki çocuklar ile Fransa’nın Loire Bölgesi’ndeki Chambles Đli’ndeki okul çocukları arasında yapılan yazışmalarda çocuklar, çalışmalarının nedenleri hakkında yazışırken, babalarının işsiz olma durumları sonucunda aile gelirine katkı sağlamak adına çalıştıklarını belirtmişlerdir139. Bu durumda, çocuk çalıştırılmasının temel nedenlerinden olan işsizlik olgusunu incelemek gerekmektedir.

Türkiye Đstatistik Kurumu’na (TÜĐK) ve uluslararası istatistiklere bakıldığı zaman işsiz; ‘Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan (kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiç bir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı da olmayan) kişilerden iş aramak için son üç ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan tüm kişiler işsiz nüfusa dahildir. Ayrıca, üç ay içinde başlayabileceği bir iş bulmuş ya da kendi işini kurmuş ancak işe başlamak ya da işbaşı yapmak için çeşitli eksikliklerini tamamlamak amacıyla bekleyenlerden, iki hafta içinde işbaşı yapabilecek kişiler de işsiz nüfus kapsamına dahildir.” şeklinde açıklanmaktadır140. UÇÖ’ne göre ise işsiz olmak için üç kriter gerekli olmaktadır. Bunlar; bireyin işinin olmaması, iş arıyor olması ve işe başlamaya hazır olması durumlarıdır141.

Ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük bir sorun olan işsizlik olgusu, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler açısından önlenemeyen bir sorundur. Yani, tüm Dünya’da yapısal bir işsizlik sorunu ile karşılaşılmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler bağlamında tarım toplumundan endüstri toplumuna geçiş çabalarının getirdiği

138

Đşsizliği tanımı; “ çalışma arzusu olan ve çalışmaya muktedir, cari ücret düzeyinde belirli sürelerde iş aramasına rağmen iş bulamayan kimseye işsiz, bu olguya da işsizlik denmektedir” şeklinde yapılmaktadır. Buradan da anlaşıldığı üzere, işin olmaması, iş aramanın eylemli olarak yapılması ve bir işte çalışma arzusu bireyi işsiz yapan unsurlardır. Daha geniş bilgi için bknz. Kuvvet LORDOĞLU, Nurcan ÖZKAPLAN, Çalışma Đktisadı. Der Yayınları, Đstanbul, 2005, s. 293. 139 BOIDIN, s. 9.

140TÜĐK, http

36 yapısal işsizlik sorunu, bugün gelişmiş ülkelerin de endüstri sonrası bir topluma geçiş sürecinde olmaları nedeni ile de geçerlidir. Gelişmekte olan ülkelerde işsizlik sorununa kalkınma sorunu içerisinde çözüm aramak söz konusu iken, gelişmiş ülkelerde de yapısal ve sürekli bir işsizlik sorunu iş yaratma projelerini açığa çıkarmaktadır142. Sonuç olarak, işsizlik olgusu ülkelere ve bölgelere göre değişken olarak ortaya çıkmaktadır143.

Gelişmekte olan ülkelerde işsizlik sorunu hem daha büyük hem de daha çözümsüzdür. Batı’nın endüstrileşme ve teknolojik anlamdaki gelişmelerle yaşadığı gelişmişlikten ötürü, Dünya bazında gelişmiş ve az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler bağlamındaki fark artmıştır. 20. Yüzyıl boyunca da az gelişmiş olan ve tüm bölgelerin kalkınma çabalarına rağmen halen artmaktadır. Çünkü az gelişmiş ülkeler endüstrileşme ve kalkınma anlamında çabalarken, Batı sürekli bir biçimde daha da ileri teknolojilere ulaşmak adına çalışmalar yapıyorlardır. Dünyada, bir milyardan fazla insan yoksulluk yaşamakta, çoğu açlık çekmekte ve küreselleşme süreci ile beraber de dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki uçurum iyice artmaktadır144.

Küreselleşmenin ve liberalleşmenin arttığı 80’li ve 90’lı yıllar itibariyle gelişmekte olan ülkelerin durumları daha da bozularak, gelir dağılımlarındaki bozukluk artmakta, göçler yüzünden kentlerdeki yaşam koşulları kötüleşirken yoksulluk işsizlik nedeniyle hızla büyümektedir145. Küresel dünyada, teknolojik değişimlerin hızlı yaşanması, bunun sonucunda da çalışma yaşamında eskiye nazaran daha sık ve büyük çaplı değişikliklerin meydana gelmesi, işsiz kalma olasılığını daha da arttırmaktadır. Özellikle mesleki eğitim anlamında eğitim almamış kişiler, bu yapısal boşluk içerisinde iş bulamamakta ya da işsiz kalma olasılıkları artmaktadır146.

142 Meryem KORAY, Sosyal Politika. Ezgi Kitapevi Yayınları, Bursa, 2000, s. 143-144. 143 LORDOĞLU, ÖZKAPLAN, s. 294.

144

KORAY, s. 143-149. 145 KORAY, s. 147-149.

146 Mustafa Yaşar TINAR, Çalışma Psikolojisi. Nejdet BÜKEY Matbaası, Đzmir, Temmuz, 1996, s. 104.

37 Bu bağlamda, ülkelerde yaşanan işsizlik sorunu ve bunun sonucunda ortaya çıkan yoksulluk olgusu, çocukların da çalışma yaşamına zorla itilmelerini ortaya çıkarmaktadır. Küreselleşmenin de beraberinde getirdiği adaletsiz gelir dağılımının sonucunda oluşan işsizlik olgusu, bu istihdamın da artmasına yol açmaktadır. Aile reisinin iş bulamaması durumunda kişi çocuğunu bir gelir unsuru görmeye başlamakta ve işverenlere cazip gelen düşük ücretle iş yapmaya hazır olan çocuğunu çalışma yaşamına itmektedir147.

Özellikle de tarımda ücretsiz aile çalışanı olarak çalışan çocuklar kentlere göç ettikleri zaman aile gelirine katkı sağlamak adına çalıştırılmaktadır. Çünkü göç sonrasında kente gelen aile işsiz kalmakta ya da yeterli derecede gelir sağlayamamakta ve hayatlarını devam ettirmekte büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Bunun sonucunda aile çocuğunu bir gelir unsuru olarak görmekte ve çalıştırmaktadır. Bu bağlamda bu düşünce yapısındaki ailelerin çok çocuk yaparak gelir getirici bir düşünceye sahip olması, onların yoksulluk kısır döngüsü içerisinde kalmalarına da yol açmaktadır.

Çocukların çalıştırılmaları sonucunda fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlık ve gelişimlerinde oluşan olumsuzluklar, onların yetişkin dönemlerinde çalışamamalarına ve işsiz kalmalarına neden olabilmektedir. Bunun sonucunda kötü koşullar altında istismar ve ihmal ile çalışan bu çocuklar işsiz kaldıkları ileriki dönemlerde de hayatlarını devam ettirebilmeleri için tekrar kendi çocuklarını çalıştırmaktadır ki bu da bir kısır döngüyü göstermektedir148.