• Sonuç bulunamadı

1.3. Teknoloji Felsefesine Eleştiri: Frankfurt Okulu ve Eleştirel Teori

2.1.2. Gözetim ve Denetim

Günümüzde modern teknoloji sadece kişisel yaşamları, toplumu, dünyayı dönüştürmekle kalmamış; kontrolü halindeki dünyanın yaşanmaz hale gelme ihtimaline karşı yeni dünyalar aramaya başlamıştır. Bu denli gelişen modern teknoloji, teknolojik düşüme biçimini en üst noktaya kadar taşımış, stok/rezerv olarak görülen dünya kaynaklarının yetersiz kalma ihtimaline karşı, başka dünyaların kullanılmasının önü açılmıştır. Modern teknolojinin bu gelişimi, iktidar teknolojilerinin işleyişini daha da kusursuzlaştırmıştır.

Teknolojinin özü çerçevesinde ele alınan teknolojik düşünme biçimi; insanın özgürleşmesi/ hayatının kolaylaşmasından ziyade, özellikle enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle hayatlarımızın okulda, işte, bankada, evde, kısacası yaşamının her alanında iktidarın gözü önünde olmasına, fakat aynı zamanda bu iktidarın gizlice içselleştirilmesine yol açmaktadır. “Günümüzde enformasyon teknolojileri, cep telefonlarının dinlenmesi, akıllı (smart) kartlar yoluyla ekonomik işlemlerin denetim altına alınması ve bu yolla çıkarılan tüketim/tüketici profillerinin veri bankalarında depolanması, şehirlerin ya da en azından işlek alanların kameralarla donatılması, internette ziyaret edilen web sitelerinin izlenmesi ve elektronik postaların okunması gibi çeşitli yöntemlerle iktidarların toplumsal denetim ve gözetim güçlerini en üst noktalara taşımaktadırlar.”144 Bu sayede bireyler kendilerini; - Pantoptikon’a benzer şekilde- doğrudan gözetlenmeseler bile sürekli olarak gözetlenme ihtimaline karşı kontrol altında tutmakta, tek tipleştirilmiş ve kontrol edilmesi kolay bireyler haline gelmektedirler.

Dolayısıyla modernizm ile birlikte ‘ben’ olma imkânına kavuşan bireyler, modern gözetim ve denetim tehdidi altına ‘ben’ olmaktan kendi rızaları ile ve fakat farkında olmadan vazgeçmekte –örneğin sosyal medya- toplum içinde silikleşen ve tek

144 U. Dolgun, 2004.

tipleşen bireyler haline dönüşmektedirler. Bireyler bu sayede iyi üretici ve iyi tüketici kalıplarına sokulmakta, ortaya çıkan her teknolojik yenilik ise yaşamsal ve ekonomik bir zorunluluk olarak sunulmaktadır. Ergur’a göre; “Günümüzün teknoloji fetişizmine boğulmuş biçim-merkezliliği, titizlikle gizlenen denetim işlevinin en belirgin görünümünden başka bir şey değildir. Teknolojiyi bu haliyle sunan sistem, ürünün gösteri özelliğini yaratmakla kalmamakta; onu, salt bir biçim olmaktan öte, bir ekonomik zorunluluk olarak sunmaktadır.”145

Modern toplumda iktidar yapısı baskı, ceza gibi olumsuz yöntemlerden ziyade olumlu yöntemlerle tüm toplumu iktidarın nesnesi haline getirerek sistemin devamlılığını güvence altına almaktadır. Artık bedenler, zihinler fark edilmeksizin modern iktidarın tahakkümü altına girmekte ve sistemin çarkları tüm toplumu saran bu ağsal iktidarlar sayesinde dönmektedir. Modern ağsal iktidarın işleyişi ise gözetim ve denetimin teknolojik üst söylem temelinde şekillenen modern dönüşümü sayesinde işler hale gelmektedir. Dolayısıyla modern ağsal iktidarın işleyişini sağlayan en önemli unsurlardan birinin modern gözetim ve denetim teknikleri olduğunu söylemek mümkündür.

Tarihin neredeyse her aşamasında yönetenler yönetilenleri kontrol etmek istemişler ve bunun için çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Ancak siyasi teknoloji ve bu bağlamda denetim/ gözetim teknikleri modern dönem kadar ileri olmadığından, geleneksel dönemde kontrolün sağlanamadığı noktada iktidar sahipleri, ağır cezalar ile yönetilenlere gözdağı vermeye çalışmıştır. Modern dönemde ise en basit şekliyle;

mobeseler, kameralar, bilgisayar, internet vb. iletişim araçları üzerinden bireyler bizzat izlenmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri, televizyon, internet, cep telefonları, sosyal medya vb. yoluyla da iktidarın toplum üzerindeki kontrolü kolaylaştırılmakta ve hiç olmadığı kadar kusursuz işleyen ve sistematikleşen gözetim, denetim yöntemleri

145 A. Ergur, 1998.

yaşamları kontrol altında tutmaktadır. Dolayısıyla “ortaçağ toplumundaki feodal yapılanmanın gündelik yaşam pratikleriyle olan ilişkisine dayanan gözetim, modern toplumda ulus-devlet ve kapitalist sistemden kaynaklanan sistematik bir nitelik kazanmıştır.”146

Peki, modern teknolojinin ortaya çıkardığı ve bu bağlamda siyasi teknolojilerin bir unsuru olarak görülebilecek, modern öznenin iliklerine kadar işleyen, gözetim ve denetim nasıl okunabilir? Öncelikle iki kavramın sözlük anlamına bakılacak olunursa Türk Dil Kurumu sözlüğünde gözetim; gözetme işi nezaret, himaye ve gözaltı olarak tanımlanmakta,147 denetim ise denetleme olarak yer almakta; sözlükte denetime ilişkin herhangi bir tanımlamanın yapılmadığı görülmektedir.148

Günaydın’a göre ise denetim; gözetim ve gözetimin ardında yatan denetim olgusu, iktidarı elinde bulunduranlar tarafından yönetilenleri kontrol altında tutmak ve toplumsal sisteme entegre etmek için kullanılan teknikler olarak açıklanabilir. Gözetim kavramı da, denetimi mümkün kılan bir sistematik izleme şeklinde tanımlanabilir.149

“Fransızca kökenden gelen gözetim (ing. surveillance) kelimesi ilk olarak 18. yüzyılın sonlarına doğru kişi davranış, durum ve hareketlerini yakından izleme için kullanılmıştır.”150 Gözetim ve denetim kavramlarının tanımlarından anlaşılacağı üzere, iki kavramı tek bakışta birbirinden ayırmak ve iki kavram arasında keskin anlam farkından söz etmek mümkün değildir. Bu iki kavram daha çok birbirini tamamlar niteliktedir. Dolayısıyla “gözetim ve denetim kavramları birbiriyle iç içe geçmiş, birbirinin hem sebebi hem de sonucu olan kavramlardır. Denetimde kontrol altında

146 Uğur Dolgun’dan aktaran E. K. İsmayilov ve G. Sunal, 2008, s. 24.

147 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5bce1bd8b84b33.95 583442 (Erişim Tarihi: 22.10.2018)

148 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5bce1ccf6e0d48.155 09090 (Erişim Tarihi: 22.10.2018)

149 Özgür Günaydın, “Türkiye’de Emniyet Teşkilatı’nda Teknolojik Yeniden Yapılanma: Denetim Ve Gözetimin Değişen Doğası”, Ankara Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2014, s 7.

150 Roger Clarke’dan aktaran Oğuzhan Özgür Güven, “Gözetim Tekniklerinin Güç İlişkileri Bağlamında Dönüşümü ve Toplumsal Denetim”, Atatürk İletişim Dergisi Sayı:7,Temmuz 2014, s. 80.

tutma ağır basarken, gözetimde kontrol altında tutulanı kontrol etme söz konusu olduğu ifade edilebilir.”151

Kavramların tarihsel arka planına bakılacak olunursa; modern gözetim kavramının modern üretim tekniklerinin ve dev fabrikaların ortaya çıktığı dönemlere kadar geriye götürmenin mümkün olduğu görülmektedir. Gözetim bu anlamda fabrikadaki emeğin üretime koşullanarak, üretimde maksimum verimliliğin sağlanmasını mümkün kılmıştır. Dolayısıyla gözetim olgusu ile ve kapitalist sistemin işleyişinin birbiri ile ilişkilidir.

Fabrika ve gözetim arasındaki ilişkiyi koyan ilk dünüşür ise Karl Marx’dır.

Bozkurt’a göre; “sosyal teoride, sistematik izleme olarak adlandırabileceğimiz gözetim konusuna, ilk olarak Karl Marx dikkat çekmiştir. Marx’a göre gözetim, emek ve sermaye arasındaki mücadelenin bir unsurudur.”152 Marx’a göre kapitalist üretim;

bireysel sermayenin, çok sayıda işçiyi aynı anda aynı yerde çalıştırılması sonucu ürün vermesi ile başlar. Yapılan iş karmaşık olsa bile çok sayıda işçinin elbirliği ile çalışması sonucu işlerin aynı anda yürütülmesi sağlanır, böylece iş zamanı kısalır, tasarruf sağlanır ve üretkenlik artar. Çok sayıda işçiden oluşan birleştirilmiş iş gücünün görevlerini yerine getirmesi için ise kapitalistin gözetim ve denetimi gerekir.

Kapitalistin denetimi sonucu emek daha fazla sömürülür ve dolayısıyla daha fazla artı-değer yaratılır. Sömürülen işçi sayısı artıkça kapitalistin denetimi artar. Ayrıca kapitalist bir yandan işçinin çalışmasını denetlerken diğer yandan üretim araçlarının gereği gibi kullanılıp kullanılmadığını da denetlemek zorundadır. Elbirliğinin boyutları arttığında ise kapitalist emeği denetleme görevini ücretli bir kişiye bırakır.153 Dolayısıyla gözetim ve denetim emek ve sermaye arasındaki mücadelenin bir unsurudur. Denetim; çok sayıda işçinin elbirliği ile çalışması sonucu, işçiler arasında uyumu sağlanması ve

151 Ö. Günaydın, 2014, s. 7.

152 Veysel Bozkurt, “Gözetim ve İnternet: Özel Yaşamın Sonu mu?”, Birikim Dergisi, Sayı: 136, Ağustos 2000.

153 Karl Marx, Kapital (Birinci Cilt), Çev. Alaattin Bilgi, Sol Yayınları, İstanbul, 2015 s. 313-322.

işçilerin görevlerini yerine getirip getirmediklerinin kontrol edilmesi amacıyla, hiyerarşik olarak işçilerin üzerinde yer alan bir kişinin kontrolü sonucu ortaya çıkar.

“Geniş boyutlu her türlü ortaklaşa emek, bireysel etkinliklerin uyum içerisinde çalışmasının sağlanması, ayrı ayrı organların etkinliklerinden farklılık gösteren birleşmiş organizmanın çalışmasından doğan genel görevlerin yerine getirilmesi için, şu ya da bu ölçüde yönlendirici bir otoriteye gerek duyar… Sermayenin denetimi altındaki emeğin elbirliği haline geldiği andan itibaren yönlendirme, denetleme ve düzenleme işi, sermayenin işlevlerinden biri haline gelir.”154

Fabrikalaşmanın artışı ve artı-değerin önem kazanması neticesinde ortaya çıkan modern denetim ve gözetim; kapitalizmin gelişimine paralel olarak sistematikleşmiş ve özellikle kapitalizmin yaşadığı krizlerin ardından gözetim ve denetim teknikleri karmaşıklaşmıştır. Özellikle 1929 ekonomik krizin ardından ortaya çıkan New Deal ile birlikte modern gözetim ve denetim daha da gelişmiştir. Hardt ve Negri’ye göre; New Deal ile birlikte, bütün toplumun sermaye ve devletin komuta sistemine dâhil edilerek, yalnızca kapitalist üretim sistemi temelinde yönetilmesi anlamında bir disiplinci hükümete geçilmesi söz konusu olmuştur. Bahsi geçen disiplinci toplum bir üretim biçimi olmasının yanı sıra bir yönetim biçimidir.155 Dolayısıyla gözetim ve denetimin, kapitalist sistemin dönüşümüyle özellikle kriz dönemlerinde farklılaştığını, daha doğrusu hissettirmeksizin yoğunlaştığını söylemek yanlış olmayacaktır.

1929 Krizi sonrası disiplinci bir yönetime imkân veren gözetim ve denetim teknikleri, 1980 sonrası dönemde enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişimine paralel olarak ise yoğunlaşmaya devam etmiş ve bu süreç günümüzde gözetlenen toplum kavramlaştırmasına kadar ileri gitmiştir. 1970’lerde yaşanan petrol krizi ve fordizmin yaşadığı kriz ileri teknoloji uygulamaları ile aşılmıştır.156 İleri teknoloji

154 K. Marx, 2015, s. 321.

155 M. Hardt ve A. Negri, 2008, s. 257.

156 Hava Halaçeli, “Bilgi Toplumunda Yüksek Teknoloji Ürünü Çok Fonksiyonlu Tekstiller”, Sanat Dergisi, s. 67.

uygulamalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişimi sayesinde ise gözetim ve denetim görülmez ağlarla toplumu sarmıştır. Lyon’a göre; “yirmi birinci yüzyılın gözetlenen toplumları, karmaşık bir iletişim ve bilgi teknolojisi iletişim ağına bağımlıdırlar. İletişim ağının kendisi görülemez, fakat video, uydu ve biometrik gözetlemenin dâhil olduğu her çeşit izlemeyi destekler.”157 Dolayısıyla modern gözetim ve denetim kavramlarının tarihsel, ekonomik ve toplumsal arka planı kapitalizm ve kapitalizmin yaşadığı krizlerle doğrudan ilintili olduğunu, zamanla denetim ve gözetimin sistematikleşerek kapitalizmin işleyişine daha çok hizmet ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Modern denetim ve gözetim kavramlarının arka planı bu şekilde ele alınmakla birlikte, iki kavrama ilişkin en ayrıntılı incelemeyi ise Foucault’nun yaptığı görülmektedir. Gerek panoptikon tasviri gerek siyasi teknolojileri ele alışı Foucault’nun gözetim ve denetim kavramını ne kadar irdelediğini göstermektedir. Foucault çalışmalarının merkezine iktidar ile gözetim ve denetimi koymuştur. Çalışmanın önceki bölümünde ele alındığı üzere; modern devlette geleneksel devlete nazaran her yere yayılan ağsal bir denetim ve gözetim mekanizmasının ortaya çıktığını dile getirmiştir.

Foucault spesifik olarak ise gözetim kavramını; bir veya daha çok kişinin iletişim ya da eyleminin sistematik olarak araştırılması ya da izlenmesi” (Bogonikolos) olarak tanımlamıştır.158

Modern toplumu geleneksel toplumdan ayıran en önemli unsur; iktidarın, tüm kurumlara bireylere, bilinçlere yayılan, onları kontrol eden ve denetleyen ağsal yapısıdır. Modern devletin gözetim ve denetimi çalışmalarının merkezine oturtan Foucault’ya göre iktidar; yukarıdan aşağı işleyen değil aksine aşağıdan yukarıya giden ve tüm toplumu ağlarla saran, belirli bir merkezi olmayan ve bireyi bilgi sayesinde

157 David Lyon, Günlük Hayatı Kontrol Etmek- Gözetlenen Toplum, Çev. Gözde Soykam, Kalkedon Yyaıncılık, İstanbul, s. 59.

158 V. Bozkurt, 2000.

özneleştiren bir olgudur. Bu yönü ile Foucault’ya göre modern iktidar; “daha çok bir ağ niteliği taşır, iplikleri her yere uzanır.”159

Modern toplumda özellikle enformasyon ve teknoloji yolu ile gelişen denetim araçları sayesinde, iktidar toplumun her yanını sarmaktadır. Modern insanın yaşamının neredeyse her parçası, gerek kendisinin gerek çevresini saran iktidar ağının müdahelesi, denetimi ve gözetimi altındadır. “Foucault, gerek kamusal refaha gerekse kamusal koşullara dayalı modern biçimlerin, toplumsal ve ruhsal denetim biçimlerinden asla kesin bir biçimde ayrılamayacağını belirtir. Başlangıçtan bu yana modern devleti tanımlayan, topluma müdahale ve yönetsel denetimdir.”160 Bu bağlamda iktidarın omurgasını devlet oluşturursa da sadece devlet aygıtının iktidarından bahsedilememekte, devlet iktidarının gölgesindeki mikro iktidarlar yaşamları kuşatmaktadır. İktidar her yerdedir ancak benliklerin ve yaşamların o kadar içine sinmiştir ki görünmez hale gelmiştir. Bu sayede görünmezlik zırhına bürünen iktidarın toplum üzerindeki etkisi kusursuzlaşmaktadır.

Görünmez hale gelen modern iktidarın işlemesi açısından gözetleme cezalandırmadan çok daha etkilidir. 161 Çünkü geleneksel iktidara kıyasla modern dönemde, iktidar teknolojileri sayesinde korkunç cezalar verilmesine gerek yoktur.

Çünkü modern toplumda birey, iktidar teknolojileri eliyle toplumun her alanına yayılan gözetleme araçlarıyla, kendisinin gözetlenmediği durumlarda bile, gözetlendiğini düşünerek suç işlemekten kaçınır. Bu bağlamda suç olarak belirlenen kalıpları içselleştirmemiş olsa dâhi, sırf gözetlenme düşüncesi ile toplum tarafından belirlenen suçlardan uzak durur. Suçtan uzak durmayanlar için ise hapishaneler kurularak suçluların sadece bedensel değil zihinsel olarak da cezalandırılarak kontrol edilmesi söz konusudur. Ayrıca hapishaneler ile amaçlanan şey, suça eğilimli olmayan bireylerden oluşan bir toplum yaratmaktan ziyade, suça eğilimli insanların var olduğu ve siyasi,

159 M. Sarup, 2010, s. 113.

160 ibid, s. 98.

161 M. Foucault, 2012, s. 23.

ekonomik olarak bu insanların kullanıldığı bir toplum yaratmaktır. Çünkü bu şekilde polis gücü meşrulaşacak, gerektiği durumlarda (grevler vb.) suça eğilimli kişiler sistemin devamı için kullanılabilecektir.

On sekizinci yüzyılda Bentham’ın tasarladığı panoptikon tasarımı siyasi teknolojinin gözetim ve denetim unsurlarını içerisinde barındıran bir örnek olarak görülebilir. “Foucault’nun kapitalizmle birlikte gelişen iktidar ilişkilerini, enformasyon toplumu bağlamında açıklamada yaptığı en büyük katkı, ideal bir hapishane tasarımı olan ve on yedinci yüzyılda Jeremy Bentham tarafından geliştirilen panoptikonu incelemiş olmasıdır.”162 “Foucault’ya göre görünürlük bir tuzaktır. Panopticon’da mahkûm, görülmekte ama görememektedir. Bir bilginin nesnesidir, ancak bir iletişimin öznesi olamamaktadır. Panopticon’un büyük etkisi de buradan kaynaklanmaktadır;

tutukluda iktidarın otomatik işleyişini sağlayan bilinçli ve sürekli bir görünülebilirlik hali yaratmak.”163 Foucault, hapishanede mahkûmların fiilen sürekli gözetlenmediği durumlarda dâhi gözetlenme ihtimali üzerine davranışlarını kontrol etme amacı taşıyan panoptikon fikrinin, Bentham’dan önce geldiğini ancak bunu ifade eden kişinin Bentham olduğunu ve Bentham’ın doktorların, ceza hukukçularının aradığı şey olan gözetleme sorunlarını çözmeye uygun bir iktidar teknolojisini ortaya koyduğunu söyler.

Ancak Foucault’ya göre modern toplumlarda uygulamaya konan iktidar teknikleri panoptikona göre çok daha fazla sayıda ve çok çeşitlidir.164 Zygmunt Bauman da Bentham’ın sonuçsuz kalmış panoptikon projesinin iktidarın modern dönüşümünü ortaya koymak bakımından çok etkili bir biçimde kullandığını söylemektedir. Bauman’a göre Bentham; “çağdaşlarının çoğundan daha derin bir kavrayışla denetim güçlerinin

162 Aslıcan Kalfa ve Hakan Topateş, “Çalışma İlişkilerinde Denetimin Gizilleşmesi Bağlamında Elektronik Gözetim Pratikleri”, Sosyal Hakları Ulusal Sempozyumu, s. 437.

163 V. Bozkurt, 2000.

164 M. Foucault, 2012, s. 87.

renk renk ambalajlarının altındaki ana ve ortak görevi görmüştü; bu görev, ceza tehdidini daima gerçek ve hissedilir kılarak disiplini sağlamaktı.”165

Her ne kadar günümüzde panoptikon gibi tek ve bütünsel bir yapıdan bahsedilemez ise de panoptikonun mantığının toplumdaki gözetleme ve denetleme mekanizmalarını etkilediği ve siyasi teknolojinin unsuru haline geldiği söylenebilir.

Örneğin bilgisayar, telefon, internet gibi enformasyon teknolojileri, nüfusu, emeği kontrol altına almak için kullanılan siyasi teknoloji mekanizmalarının işleyişini sağlayan unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla “panoptikon ile ileri kapitalizmde bireylerin bilgisayar yoluyla gözlenmeleri arasında bir parça paralellik kurulabilir.”166 Bu sayede iktidar hem bedenleri hem de zihinleri kontrol edebilmektedir. Çünkü “iktidar doğrudan beyinleri (iletişim sistemleri, enformasyon ağları vb. içinde) ve bedenleri (refah sistemleri, gözetim altındaki etkinlikler vb. içinde) yaşama duyusundan ve yaratma arzusundan otonom bir yabancılaşma durumuna getirerek örgütleyen bir mekanizmayla çalışır.”167

Foucault Marksizmden farklı olarak denetim ve gözetimi salt kapitalist üretim neticesinde ortaya çıkan bir unsur olarak ele almasa da, modern gözetim ve denetim ekonomik olanla doğrudan ilgilidir. Modern dönemde iktidarın bireyleri denetlemesinin ve gözetlemesinin önemli bir nedeni üretebilecek, çalışabilecek durumda olan insanları üretime dâhil etmek; diğerlerini ise sistemden dışlamaktır. Foucault bunu “büyük kapatılma” olarak adlandırır ve büyük kapatılma biyo-iktidarın bir sonucu olarak ortaya çıkar. Büyük kapatılmada önemli olan kimlerin verimli olduğu ve işgücüne dâhil edilebileceğini saptamaktır. Verimsiz olanlar yani deliler, hastalar, yaşlılar, engelliler vb. ise üretim alanından dışlanarak kapatılırlar.168 Dolayısıyla modern gözetim ve

165 Zygmunt Bauman, Küreselleşme-Toplumsal Sonuçları (İkinci Basım), Çev. Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2006 s. 58.

166 M. Sarup, 2010, s. 106.

167 M.Hardt ve A. Negri, 2008 s. 47.

168 Özgür Taburoğlu, “Kitlesel ve Bireysel Disiplinler Nasıl Yaratılırlar?”, Doğu- Batı, Yıl:17, Sayı:69.

Mayıs Haziran Temmuz 2014, s. 220-221.

denetimin önemli bir amacı ekonomik üretimin ve dolayısıyla kapitalist sistemin devamının sağlanmasıdır.

Sonuç olarak, kavramsal olarak birbirinden net bir şekilde ayırmanın zor olduğu denetim ve gözetim kavramı, modern öncesi döneme göre kapitalizmin etkisiyle dönüşüme uğramış ve her bir ekonomik krizde, modern kapitalist sistemin devamlılığını sağlayacak şekilde varlığını yoğunlaştırmıştır. Bu yoğunlaşma günümüzde öyle bir noktaya ulaşmıştır ki; denetim ve gözetim hayatın her alanına girmesine rağmen görünürlüğü azalmış, daha doğrusu adeta yok olmuştur. Gözetim ve denetimin görünmeden hayatın her alanına sinmesi ise iktidar ağlarının tüm toplumu sarmasına ve hayatları kontrol etmesine dolayısıyla kapitalist sistemin kusursuz bir çark gibi işlemesini sağlamıştır.